İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
İSMAİL ÇAĞLAR, K.HÜLYA AKDEMİR, AK PARTİ DÖNEMİNDE CEMAATLER, AK PARTİ’NİN 15 YILI, TOPLUM, İSTANBUL: SETA YAYINLARI, S.105,122.
Cemaatler, Türk siyasi tarihinde bir dönüşümün ürünü olarak görülmüştür. Parti, rejim ve siyasi uygulamalardaki değişimler ile cemaatlerin durumu değişime uğramıştır. Çok partili hayata geçiş, 28 Şubat ve 2000’lerin başında AK Parti'nin yönetime geçmesi, bu dönüşümün kilometre taşları olmuştur. AK Parti ile değişen toplumsal yapı tarikatlardan dönüşmüş olan cemaat yapılarını etkilemiştir. 2002 yılında AK Parti iktidarıyla merkez ile çevre yer değiştirmeye başlamıştır. Önceki dönemlerde yaygın olan, erken cumhuriyetçilerin savunuculuğunu yaptığı radikal laiklik modelinin terki cemaatlere yaklaşım tarzını değiştirmiştir. Cemaatler, siyasi bir baskı olarak ilk dönem Cumhuriyet modeli laiklik etkisinden kurtulmasıyla nitel ve nicel gelişimini sağlamışlardır. Kuruluşundan bu zamana kadarki dönemde AK Parti’nin toplumsal alandaki dönüştürücü etkisinin farklı başlıklarla ele alındığı ‘’AK Parti’nin 15 Yılı: Toplum’’ adlı çalışmanın bir bölümüne değinilecektir. Bu değerlendirmede, Cumhuriyet dönemi dönüşen Türkiye’sinde cemaatlerin serencamı ve AK Parti hükümetinin cemaatler üzerindeki politikaları ana hatlarıyla ele alınacaktır.
Cemaatler, iç dinamiklerindeki değişimlerle beraber siyaset alanındaki varlığı ile de mercek altına alınmalıdır. Görünür meşruiyetini kabul ettirilmiş hale gelen cemaatler, sahip olduğu potansiyel ile partiler için alternatif oy merkezleri olmuşlardır. Bu karşılıklı ilişki, farklı cemaatlerin farklı dönemlerde yönetime daha yakın olmalarını sağlamıştır. Bastırılma dönemleri sonrası refah dönemlerine erişen cemaatler siyasi alanın dışında devlet desteği ile ekonomik alanda da varlık göstermiştir. Devletin ekonomik yetkinsizlik dönemlerinde cemaatler, kamu hizmeti alanında destekleyici rol üstlenmişlerdir. Ayrıca cemaatler, merkezde ve birçok yerde çevre’nin mihmandarlığını yapıp, yeni bir toplum inşasında değer sağlayıcı - muhafaza edici rolüyle önemli bir konuma sahip olmuşlardır.
Modernitenin gereklerinden biri olan ‘’şeffaflaşma’’ sonucu cemaatler, sahip oldukları kapalılık özelliğini terk etmeleri ve sosyal yapıyla örtüşmeleri gerekmiştir. Böylece cemaatler sosyal hayatta daha görünür hale gelmiştir. Bunu sağladıkları kamu hizmetlerinden, hitap ettikleri kitlelerin genişlemesinden ve sivil toplum yapılanmalarına dönüştüklerinden rahatlıkla anlayabiliriz. 2002 yılından itibaren Ak Parti ile dönüşen laiklik tanımlaması bireylerin din alanında ve dini gerekliliklerin sosyal alandaki pratiklerine özgürlük tanımıştır. Devlet, bu politikasıyla farklı din grupları üzerinde bütünleştirici bir rol oynamıştır. Din ve kültür camialarına tanınan haklar, milli eğitim müfredatında farklı din görüşlerine yer verilmesi, grupların sosyal imkanlarının kanunlar desteğiyle genişletilmesi savunulan iddiaya desteklik sağlayacaktır.
15 Temmuz darbe girişimi ile gün yüzüne çıkan, kapalılık özelliğini muhafaza etmiş olup devlet kademelerinde gruplaşmış FETÖ tehlikesi ile karşı karşıya kalınması sonucu devlete eleştiriler yöneltilmiştir. Terör örgütüne evrilen bir cemaat örneğinden yola çıkılarak alınması gereken tedbirin radikal laiklik temelli bir çözüm olması gerektiği yönündeki telkinler/tenkitler makul görünmemektedir. Çünkü bu yapı, bahsedilen zihniyetin yerleşik olduğu dönemde zuhur etmiştir. Cemaatlerin tanınması/meşruiyeti meselesi üzerinde değerlendirmede bulunacak olursak, devlet denetimi, kurumların şeffaflığının sağlanması benzer tehlikeler karşısında devlet refleksini kuvvetlendirecek mahiyette önem teşkil etmektedir.
Ele aldığımız kitap bölümünde, modernleşmenin Türkiye toplumunu nasıl dönüştürdüğünü, cemaatlerin bu dönüşümlerden yapısal ve icrai olarak ne oranda etkilendiği görülmektedir. Analiz ile, AK Parti’nin bu dönüşümü nasıl yönettiği, tehditler karşısında nasıl konumlandığı, kurumların şeffaflığının sağlanmasının önemi mercek altına alınmıştır.
Furkan EMİROĞLU
Yorum Yaz