İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
İnsan “ahsen-i takvim” yani “en güzel kıvamda” yaratılmıştır. Bu yüzden özel bir varlıktır. Bundan başka sayısız nimetlere de mazhar olmuştur. Bu Allah’ın insana verdiği değeri gösterir. Şu ayet-i kerimede insan mükerrem varlık olarak takdim edilir:
“Andolsun biz insanoğluna şan, şeref ve nimetler verdik; onları karada ve denizde taşıdık, kendilerine güzel güzel rızıklar verdik ve onları yarattıklarımızın çoğundan üstün kıldık." (İsrâ; 70)
Ayetten, insanın şan şeref ve üstünlük sahibi olmasının sebebinin kendisine bahşedilen nimetlerden dolayı olduğunu anlıyoruz. Yani insana saygı gösterdiğimizde Allah’a saygı göstermiş oluyoruz. Yoksa insanın Allah’tan bağımsız olarak bir değeri yoktur. Çünkü Allah insana bu sahip olduğu özellikleri vermese, kainatı emrine amade kılmasa, insanın bir hükmü olmayacaktır. Bu hususu gözden kaçırmamak gerekir.
Bir insanın değer kazanması, Allah’ın değerlerine sahip çıkıp hayatına aktardığı oranda gerçekleşecektir. Nitekim Kur’an’da sadece iman ve salih amel işleyen insan övülür. Şu ayet buna çok güzel bir örnektir:
“İman edip salih amel işleyenlere gelince, yaratıkların en hayırlısı da onlardır." (Beyyine; 7)
Bizim dinimizde “hayırlı insan” makbuldur. Yoksa bir insan ne yaparsa yapsın, hangi özellikleri taşırsa taşısın sırf insan olduğu için değerli değildir.
Şeyhülislâm Zembilli Ali Efendi ile talebeleri arasında geçen şu konuşma bu konuda çok öğreticidir:
- Hocam, en çok hangi kuşları seversiniz?
- Ben sadece kuşları değil, bütün hayvanları fazlasıyla severim.
- Peki, hocam, insanlarla ilgili ne düşünüyorsunuz?
- İnsanları da severim; ama hepsini değil. Hayvanların hepsi sevilmeye lâyık oldukları halde, insanların hepsi sevilmeye lâyık değildir. Bazı insanlar davranışlarıyla hayvanlardan daha aşağı düşerler.
-Sizce insan mı hayvandan üstün, yoksa hayvan mı insandan?
- İnsanlar hayvandan üstün yaratık olmalarına rağmen, hayvanların da insandan üstün tarafları vardır. Meselâ onların içinde hiçbir müşrik ve münkir, hiçbir yalancı-dolandırıcı, hiçbir namussuz-ahlaksız, tacizci ve tecavüzcü yoktur!"
Görüldüğü gibi insanı yücelten imanı ve amelleridir.
Nitekim Kur’an insanın kendi değerini düşürmesini şöyle anlatır:
“Andolsun biz, cinlerden ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmış olduk. Bunların kalpleri vardır ama onlarla kavrayamazlar; gözleri vardır ama onlarla göremezler; kulakları vardır ama onlarla işitemezler. Onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da şaşkındırlar. İşte asıl gafiller onlardır.” (A'râf : 179)
Allah insana hakikati anlasın, dinlesin, görsün diye akıl, göz, kulak vermiş, insan da kendisine bahşedilen bu organları bile bile kötü amaçlar için kullanmış, hatta Allah’ın dinine savaş açmış.. Cehenneme götürecek batıl bir düşünce yapısı inşa etmiş ve bununla amel etmiş.. İşte bu insan hayvandan daha şaşkındır. Yaygın kullanım hayvandan daha aşağıdır şeklinde, ancak bu doğru olamaz. Çünkü akıl, irade sahibi bir varlıkla aklı olmayan bir varlık değer açısından karşılaştırılamaz. Çünkü hayvanlar masumdur. Ancak insan ve hayvan arasında ortak olan duygu ve ihtiras açısından karşılaştırabilir. Hayvanlar akıl ve irade sahibi olmadığı için duygu ve içgüdülerini tatmin etmek için yaşar. Ancak insan aklını kullanıp iradesini kontrol altına alma imkanı varken bazen akılsızca ve hayvan gibi kontrolden çıkarak hareket edebilmekte, hatta hayvandan daha tehlikeli olabilmektedir. Çünkü aklını ihtiraslarının hizmetine verme imkanı vardır. Bu da insanın verebileceği zararı daha da büyütmektedir. Ayette anlatılmak istenen özetle bundan ibarettir.
Günümüzde insan maddi zenginlik içinde manevi fakirlik yaşamaktadır. İslam’ın insanın hayatını zenginleştiren değerleri bir bir yerini modern değerlere bırakmaktadır. Hiç hak etmediği halde modern hayatın sorunları ile yaşamak zorunda kalmaktadır. Müslümanın yalnızlık diye bir problemi olmamalıdır. Hayatı geçici hazdan ibaret olan mutluluk üzerine değil, huzur ve manevi tatmin üzerine kurmalıdır. Müslümanın sosyal hayatı zengin olmalıdır. Meslek, statü, ırk, düşünce ayrımı yapmadan her insana hayatında yer vermelidir. Müslüman iş hayatını kariyer hesabıyla değil, hizmet şuuru ile yürütmelidir. Müslüman evladının iyi bir eğitim alıp üretken bir iş insanı olması için gayret sarfetmelidir, ancak hayırlı bir evlat yetiştirmenin eğitimden daha önemli olduğunu bilmelidir.. Kısacası Müslümanca düşünmeli ve Müslümanca bir hayat yaşamalıdır.
Rabbim cümlemizi yaratılış amacına uygun yaşayanlardan eylesin.
Bizi ve neslimizi hayırlı insanlardan olmayı nasip eylesin.
Süleyman TUĞRUL
İzmir Şadırvanaltı Camii İmam Hatibi
Yorum Yaz