İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
İran’da 15 Kasım Cuma günü benzin fiyatlarına yüzde 300 zam yapıldığı açıklandı. İran Ulusal Petrol Ürünleri Dağım Şirketinin açıklamasına göre benzinin litre fiyatı devlet tarafından bir ay içinde sübvanse edilen 60 litreden fazla alınması halinde 1000 tümenden (50 kuruş) 3 bin tümene (1.5 TL) çıkartıldı. Sübvanse kapsamındaki 60 litreye kadar benzinin fiyatı da 1500 tümen oldu.
Zam kararına ilişkin haberlerin sabah saatlerinden itibaren ülke genelinde yayılmasıyla ilk protesto gösterileri Ahvazi, Meşhed ve Sircan kentlerinde görüldü. Gösteriler kısa sürede başkent Tahran, Tebriz, Ahvaz, İsfahan, Şiraz, Kum, Yezd, Kirmanşah ve Kereç gibi kentlere yayıldı, polisle halk karşı karşıya geldi.
Reuters Ajansı’nın, İran İçişleri Bakanlığı'ndan, adı gizli tutulan 3 yetkilinin verdiği belgelere dayandırdığı haberine göre, aralarında 18 yaşından küçük en az 17 kişinin ve 400 kadının bulunduğu 1500 kişi ölmüştür.[1]
Gösterilerde 70 benzin istasyonun ve 140 kamu bankasının ateşe verildiği, ayrıca 50 polis ve asker karakoluna saldırı düzenlendiği, 34 ambulansın, 307 sivil aracın, 183 asker/polis aracının ve 1.076 motosikletin ve 9 Dini Eğitim Merkezi’nin hasar gördüğü belirtilmiştir.[2]
Çıkan ayaklanmalar sonucunda eylemciler Kum şehrindeki medreseleri, güvenlik kuvvetlerine ait araçları ve banka şubelerini hedef aldı. Bir grup milletvekili zam kararının geri alınması için meclise teklifler sundu. Aynı zamanda Ayetullah Mekarim Şirazi ve Ayetullah Gulpaygani gibi önde gelen taklit mercii Şii âlimler kararın geri çekilmesi için kanaatlerini ortaya koydular. Dini lider Ali Hamaney’in 17 Kasım Pazar günü zam kararını desteklediğini açıklaması, reformistlerin zam kararının geri alınmasına ilişkin tekliflerini geri çekmesine neden oldu.
Benzin zammı İranlı siyasetçiler arasında da tartışma konusu oldu. Muhafazakar kesim başta zam kararından Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani’yi sorumlu tutarken, reformistler konunun meclise getirilmemesinden şikayet etti.
Olayların ülke geneline hızla yayılmasının ardından Cumhurbaşkanı Ruhani de yardım parasının en kısa sürede 18 milyon aileye dağıtılacağını duyurdu.[3] 19 Kasım itibarıyla benzin zammından elde edilen gelirin bir kısmının 20 milyon kişinin hesaplarına yatırıldığı bildirildi.
Protestocular yüzünü siyasete döndü ve üst düzey yetkililerden istifa etmelerini istedi. Bu minvalde İran İslami Şura Meclisi Başkanlık Divan üyesi Ekber Rencberzade, Tarım Bakanı Mahmud Hücceti’nin istifasının Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani tarafından istifa dileğinin kabul edildiğini bildirdi.
82 milyonluk nüfusu ve 1,6 milyon kilometrekare civarındaki yüzölçümüyle oldukça büyük bir ülke olan İran’da ekonomik göstergelerin uzun süredir iyiye işaret etmediği bilinmekte idi. Olağan koşullarda dahi durum böyleyken buna bir de ABD baskısı eklenince İran açısından işler bir yılı aşkın süredir iyice zorlaşmış durumdadır. Bu olumsuz tabloyu hem mikro hem de makroekonomik değerlerde görmek mümkündür. Ülkede işsizlik oranı % 12.0 düzeyinde gerçekleşirken, genç işsizlik oranı % 40’a; 22 Kasım 2019 - 21 Aralık 2019 dönemin de enflasyon oranı yüzde 40,0'a ulaşmıştır. [4]
İran ekonomisinde Ağustos 2018'de yeniden başlayan ABD yaptırımları nedeniyle yüksek enflasyon ve artan işsizlik oranlarıyla karşı karşıya bulunan düşük gelirli kesimler, IMF’nin kasım ayında yayımlanan raporunda 2019 yılında İran ekonomisinin % 9,5 oranında daralacağı ve işsizliğin % 16,8 olacağı öngörüsünden fazlasıyla etkilenmiş görünmektedir.
Yürütülen ekonomik politikalar karşısında İran halkı, aşağıdan orta tabakaya kadar hayal kırıklığı içindedir. Meydana gelen eylemlerin yüzeyin altındaki büyük hoşnutsuzluk faylarını ortaya çıkarmış olduğunu söyleyebiliriz.
Yaşanan ekonomik ve sosyal krizle birlikte en önemli meselelerden birini teşkil eden ABD’nin İran’a uyguladığı ekonomik ambargolar, şüphesiz halk ayaklanmasının ortaya çıkmasında en büyük paylardan birini oluşturmaktadır. ABD’nin 8 Mayıs 2018’de Kapsamlı Ortak Eylem Planı'nından (KOEP), yani kamuoyunda bilinen adıyla nükleer anlaşmadan çekilmesinden sonra[5] İran’a uygulanan yaptırımların yeniden devreye girmesi İran ekonomisini derinden sarsmıştır.
İran'ın, ABD'nin istediği genişletilmiş görüşmeleri şu aşamada kabul etmesini beklemek hayli zor görünmektedir. Nitekim İran'ın çöken ekonomi ve artan protestolar arasında statükosunun sürdürülebilirliğini sağlaması da aynı derecede zordur.
İran Devlet Başkanı Hasan Ruhani, tüm yaptırımların kaldırılması şartıyla Amerikalı yetkililerle görüşme isteğinin sinyalini konuşmalarında sıklıkla vermektedir. Fakat bununla birlikte İran askeri ve teknik cesaretini sahada her fırsatta göstermektedir. Son aylarda, İran’ın ABD gözetleme uçağını düşürmesi ve dünya petrolünün yaklaşık beşte birinin hareket ettiği kanal olan Hürmüz Boğazı'nda bir İngiliz petrol tankerine el koyması bu fırsatlar açısından değerlendirilmelidir. Ayrıca İran bir yandan, yeraltı nükleer tesisi Ferda’da uranyum zenginleştirmeye yeniden başladığını bildirmiştir. [6] Böylece İran ABD’nin geçen yıl Mayıs ayında çıktığı uluslararası nükleer anlaşmanın yükümlülüklerinden bir adım daha uzaklaşmıştır.
İran’ın ülke dışında yürüttüğü askeri faaliyetlerin maddi ve manevi etkileri halk nezdinde tepkilere sebep olmaktadır. Gösteriler esnasında sık tekrarlanan “Ne Gazze ne Lübnan canım feda İran’a” sloganı 2009 Yeşil Hareketi’nde dile getirilen sloganlardan olmakla birlikte dış politikayla ilgili tepkiler bu kez ‘Suriye’yi bırakın derdimize çare bulun’ sloganında görüldüğü üzere Suriye politikalarına da yönelmiş durumdadır ve rejimin sürekli vurguladığının aksine Suriye’ye yönelik politikaların halk tabanında benimsenmediğini göstermektedir.[7]
Suriye’de İran’ın askeri ve diplomatik desteği en yetkili mercilerinden de elde edilen bilgilere ve konuşmalara göre tartışılmaz derecededir.[8] Bununla birlikte İran’ın Afganistan’da Fatimiyyun Tugay’larına olan desteği de bir başka ülke dışı faaliyeti yansıtmaktadır. Devrim Muhafızları komutanlarından Yekta Hüseyin Fatimiyyun Tugaylarının sayısının 18.000 kadar olduğunu ifade etmiş, tugaya desteğini bildirmiştir.[9] Fatimiyyun Tugayı ordu komutanlarından Murtaza Atayi, 2016 yılında yaptığı değerlendirmede, tümen askerinin gelirlerinin 2.500.000 tümen olduğunu belirtmiştir. [10] Bu gelir İran’da bir asgari ücretin üç katını oluşturmaktadır.
Hizbullah Lideri Nasrallah da konuşmalarında temel ihtiyaçlarının dahi İran tarafından finanse edildiğini ifade etmiştir. İsrail Savunma Bakanlığı’nın açıklamasına göre, İran’ın Suriye’de savaştırdığı gruplardan Hizbullah’a yıllık 800 milyon dolar yardımı bulunmaktadır.[11] Bu perspektifte Yemen’de Husilerin[12], Pakistan’da Zeynebiyyun Tugayı’nın açıkça İran tarafından desteklendiği bilinmektedir. BM Suriye Özel Temsilcisi Staffan De Mistura’nın sözcüsü Jessy Chahıne, yaptığı açıklamada İran’ın Suriye’deki masraflarının yıllık ortalama 6 milyar dolar olduğunu belirtmiştir.[13] Bu miktar, İran’ın yıllık bütçesinin nakdi yardımlar oranın yarısına denk gelmektedir. Suriye’ye altı yıl aynı miktarda harcama yapıldığı farz edilirse, 36 milyar dolar yapacaktır ve bu miktar İran’ın yıllık savunma bütçesinin 3 katına tekabül etmektedir. Nitekim bu perspektiften değerlendirdiğimizde, İran’ın vekil güçlere ne kadar destek sağladığı açıkça ortaya çıkmaktadır.
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, devam eden gösterilere destek vererek İran halkının yanında olduğunu açıklarken, bazı Avrupa Birliği ülkeleri de Tahran yönetimine gösteri hakkına saygı göstermesi çağrısında bulunmuştur.
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Amerikan makamları ve AB ülkelerinin benzin zammına tepki olarak yapılan gösterilerle ilgili açıklamalarını çok sert eleştirmiştir.
İran Lideri Ali Hamaney, ülkedeki benzin zammı gösterilerini "geniş kapsamlı ve tehlikeli bir komplo" olarak nitelendirmiştir. İran medyasına göre Hamaney, Milis Gücü (Besiç) Haftası münasebetiyle başkent Tahran'da yaptığı konuşmada, gösterilerin bazı kesimlerce finanse edildiğini ileri sürerek, "Benzin zammı bahane edilerek ölüm ve yıkımı hedefleyen geniş kapsamlı, derin ve çok tehlikeli bir komplo İran halkı tarafından boşa çıkarıldı." demiştir.[14]
Devrim Muhafızları tarafından yapılan yazılı açıklamada ise eylemlerin sona erdirilmesi istendi, aksi takdirde göstericilerin “devrimci yöntemlerin kullanılacağı sert bir müdahaleyle” karşı karşıya kalacağı uyarısında bulunmuştur.
Uzmanlara göre benzin zammı İran’da enflasyonu arttıracak ve piyasada fiyatların yükselmesine sebep olacaktır.
İran yönetimi halkın genelini olumsuz yönde etkileyen zam kararından geri adım atmaz veya kararı yumuşatma yoluna gitmezse, sokak gösterilerinin bir müddet daha devam etmesi, can ve mal kaybının artması öngörülüyor.
Ülkedeki huzur ve istikrarın bozulmasının etkileri, 21 Şubat 2020’de düzenlenecek genel seçimlerde de görülebilir. Sürpriz bir gelişme yaşanmazsa, yaklaşık 4 ay sonra yapılacak genel seçimlere katılımın düşük olacağı tahmin edilmektedir.
[1] “Report On 1,500 Protesters Killed And Khamenei's Role Reverberates Among Iranians”, Radiofarda, 23.12.2019
[2]“ Protestolarda Meydana Gelen Maddi Hasarlar”, İRAM, 24.12.2019
[3] “Ruhani: İran halkı bir başka tarihi sınavdan daha başı dik çıktı.”, İndependent Türkçe, 20 Kasım 2019
[4] “Presidency of the I.R.I Plan and Budet Organization”, 23 Aralık 2019
[5] “Trump Says United States Pulls Out From Iran Nuclear Deal”, Radiofarda, 8 Mayıs 2018
[6] “İran’a Uluslararası Kınama”, VOA, 7 Kasım 2019
[7] “İran’daki Protesto Gösterileri ve Sloganlar Ne Anlama Geliyor?”, Hakkı Uygur İran Araştırmaları Merkezi Başkan Vekili, 30.12.2017
[8] “İran Suriye’yi neden destekliyor ve ne zamana kadar destekleyecek?”, Yakın Doğu Haber, 26 Şubat 2017
[9] “İran 18 bin Afgan savaşçıyı o bölgeye getirdi”, Akit, 01.16.2017
[10] https://www.youtube.com/watch?v=qhrQvxWhOP8&app=desktop
[11] “Iran To Organize 'Pilgrimage' Trips To War-Torn Syria”, Radiofarda, 01.11.2019
[12] “Exclusive - Iran steps up support for Houthis in Yemen's war: sources”, Reuters, 21.03.2019
[13] “ ایران «سالیانه ۶ تا ۱۵ میلیارد دلار» هزینه حکومت اسد کرده است”, Radiofarda
[14] “İran lideri Hamaney: Gösteriler tehlikeli bir komploydu”, Anadolu Ajansı, 27 Kasım 2019
Yorum Yaz