İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Günümüzde İran, birçok devlette olduğu gibi terör sorunu yaşamaktadır. Çok sık olmamakla birlikte yapılan kanlı terör saldırı ülkede tedirgin bir ortam oluşturmaktadır. 2003 yılından bu yana İran'ın Sistan-Belucistan eyaletinde kurulan ve faaliyet gösteren Cundullah terör örgütü birçok eyleme imza atmıştır. 2005 yılında, Zahedan'da İran Cumhurbaşkanı Ahmedinecat'a düzenlemiş oldukları bombalı saldırıyla seslerini dünyaya duyurmuşlardır. Silahlı saldırı, intihar saldırılarının yanında bu örgüt, adam kaçırma gibi eylemleri de birçok defa yapmaktadırlar.
İlk olarak Beluç etniğinden ve Belucistan bölgesinden ve mezhepsel özelliklerinden bahsetmek sorunun doğasını anlamamızda bizlere kolaylık sağlayacaktır.
Beluç'ların yaşadığı Belucistan toprakları İran'la sınırlı kalmayıp Pakistan ve Afganistan'ın bir kısım topraklarını da kapsamaktadır. Etniği üzerinde ise kesin bir bilgi olmamasına karşın Kürt, Arap veya Aryan olabileceklerine dair çeşitli iddialar bulunmaktadır. Kültürel olarak ise Ortadoğu toplumlarına oldukça önemli benzerlikleri bulunmakta ve ortak gelenekler barındırmaktadırlar. Coğrafi olarak İran'ın Güneydoğusunda yaşayan Beluçlar, en yaygın olarak tarım ve hayvancılıkla uğraşmaktadırlar. Bölgenin tamamına yakınını Taftan çölünün oluşturması ve yükseltilerin çokluğu sebebiyle dağınık yaşamaktadırlar. Bu durum bölgeye hakimiyeti zorlaştırmaktadır.
Sorunun en temel sebebi sanıldığı gibi etnik ayrılıkçılık değil, mezhepsel farklılık oluşturmaktadır. Beluçların yüzde sekseninden fazlası sünni mezhebine bağlı olmakta ve bu durum onları Şia esaslı İran İslam Cumhuriyetinden farklı kılmaktadır. Bu farklılık ve İran Rejiminin göstermiş olduğu baskıcı ve ayırıcı politikalar bu bu örgütün kurulma sebeplerinden gösterilmektedir.
Örgütün kurucu lideri olan Abdulmelik Rigi, 2008 yılında yapmış olduğu bir röportajda örgütün esas gayesinin Belucistan'ın ayrılması ve bağımsızlığı değil, Şiilere nazaran yeterli haklara sahip olmamalarından, baskı ve zulüm gördüklerinden dolayı böyle bir mücadeleye giriştiklerini belirtmiştir. Yine Beluçlar arasında kanaat önderlerinden Âlim Mollazâde El Beluci'nin yapmış olduğu bir röportajda Sünnilerin İran yönetiminde yer bulamadığını, Sünnilere ait camiilerin bulunmadığını ve Cuma namazını kılamadıklarını belirtmiştir. İran meclisinde bulunan Beluci vekillerin seslerinin kısıldığı ve meclisi etkileyecek güçlerinin bulunmadığını belirtmiştir.
İran ise bu örgütün El Kaide ile ilişkili bir örgüt olduğunu ve İran'da Şii Rejimine karşı mücadele eden bir grup olarak lanse etmektedir. ABD'nin bu örgütü İran'a karşı kullandığını iddia etmiştir. Sorunun doğasıyla ilgilenmeyen İran, soruna karşı aldıkları önlemler ve giriştikleri mücadeleler sert bir şekilde olmuştur. 2010 tarihinde yakalan örgütün kurucu lideri Abdulmelik Rigi, yakalandığından bir süre sonra idam edilmiştir.
Ancak sorunun temeline inilmediğinden ve yapılan yanlış politikalardan dolayı sorun, örgüt liderinin öldürülmesiyle bitmemiş ve Rigi'nin intikamı için Şii camilerde yapılan intihar saldırılarıyla onlarca insan hayatını kaybetmiştir. Örgütün en kanlı saldırıları 2005 ve 2010 yılları arasında olmuş ancak seyrek de olsa örgüt eylemlerini sürdürmüştür. En son geçtiğimiz gün 5 İran İstihbaratı ve Devrim Muhafızını kaçıran Beluç milisler, ülkede mücadelelerinin devam ettiğini göstermişlerdir.
Yorum Yaz