Türkiye’de Arap Dili programları içinde ilk olma özelliği taşıyan İstanbul Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nın bir öğrencisi olarak bölümü, merak edenler ve tercih etmeyi düşünenler için elimden geldiğince anlatmaya çalışacağım. Arapça; Farsça, Urduca, Çince gibi kadim dillerle birlikte Doğu Dilleri ve Edebiyatları Bölümü bünyesinde yer almaktadır. Bir yıl hazırlık sınıfıyla beraber- muafiyet sınavını geçenler birinci sınıftan başlayabilir- beş yıl süren program Türk ve Arap hocalardan oluşan akademik kadrosuyla eğitim vermektedir.
Bölüme girmek isteyen öğrenciler YDT’ de almış oldukları yabancı dil puanı ile tercihlerini gerçekleştirirken sınava; Arapça, İngilizce, Rusça, Almanca ve Fransızca arasından herhangi bir dilde girebilmektedirler.
Eğitimden bahsedecek olursak; hazırlık sınıfında öncelikli olarak öğrencilerin dil maharetlerinin gelişmesi hedeflenirken birinci sınıfta genel olarak Arapça grameri ve uygulamaları, Türkçe-Arapça çeviri ve Arapça konuşma derslerine ağırlık verilmektedir. İkinci sınıfta bu derslerin yanı sıra metin okumalarına ve çözümlemelerine ve Arap dili tarihine giriş yapılmaktadır. Üçüncü sınıfta gramer metinleri, klasik dönem Arap edebiyatı, Arapça modern metinler ve medya Arapçası gibi derslere ağırlık verilirken dördüncü sınıfta ise Çağdaş Arap Edebiyatı, Arapça güç metinler, kompozisyon ve sağlık Arapçası ile öğrencilere farklı bir perspektif sunulmaktadır.
Program bünyesinde ayrıca Dil Kültür Kulübü ve Doğu Dilleri ve Edebiyatları Topluluğu (DODET) olmak üzere iki adet öğrenci kulübü de barındırmaktadır. Öğrenci kulüpleri farklı etkinler içermelerinin yanı sıra dil kursları düzenlemekte, alanında uzman eğitmen ve akademisyenlerin katıldığı sempozyum, seminer ve panel faaliyetleri gerçekleştirmektedir. Aynı zamanda yurt içi ve yurtdışında kültürel ve eğitici geziler de hazırlamaktadır. Örneğin 2019 yılının Kasım ayında benim de katılmış olduğum kültür gezisi kapsamında Diyarbakır, Şanlıurfa ve Mardin’i gezmiş aynı zamanda Dicle Üniversitesi-Arap Dili ve Edebiyatı bölümünü tanıma ve bölüm hocalarından alanımıza dair seminerler dinleme imkânı bulmuştuk. Yine bölümümüzün en son 2021 yazında Ürdün’e düzenlediği eğitici gezi kapsamında arkadaşlarımız Arapçalarını geliştirme fırsatı yakalamıştı.
Ayrıca programda ortalaması üç ve üzeri olan öğrenciler fakülte içi ya da fakülte dışı programlarda çift ana dal veya yandal yaparak çift diploma alma imkanına da sahip olabilmektedir. Böylelikle tercih edecekleri farklı programlarla gerek mesleki anlamda gerekse kişisel gelişim anlamında kendilerini donatabilmektedirler. Kendimden de örnek verecek olursam sanat tarihinde çift ana dal, sosyolojide yandal yapan bir öğrenci olarak, üç birbirinden farklı ancak birbirini besleyen ilgi duyduğum programda okumaktayım. Derslerinizi yoğunluğunuza göre ve çakışmalardan kaçınarak seçtiğiniz takdirde bazı üniversitelerde bulunmayan bu imkânı değerlendirebilirsiniz.
Yine ortalaması üç ve üzeri olan öğrenciler Erasmus kapsamında Fransa veya Polonya’da, Mevlâna Değişim Programı kapsamında Tunus, Ürdün, Cezayir vb. ülkelerde bir dönem okuma imkânına sahip olabilmektedir. Şubat 2022’de Erasmus kapsamında Polonya’ya gitmeyi planlayan biri olarak süreçten bahsedecek olursam öncelikle ortalamanın yanı sıra yabancı dil sınavında da öğrencinin başarılı olması gerekmektedir. Sınava Arapça ya da İngilizce’den girilebilmekte ayrıca mevcut YDS puanı da kabul edilmektedir. Gerekli belgeleri temin etme, karşı okulla iletişim kurma, sürece dair bilgilendirme noktasında sorumlu hocalar ivedilikle yönlendirmeler yapmaktadır. Ek olarak önceki dönemlerde giden arkadaşlarımızla konuştuğumuzda ülkeye memnun şekilde döndükleri yönünde geri dönüşler aldığımızı da ekleyebiliriz.
Bölümün iş olanaklarına değinecek olursak programdan mezun olanlar formasyon eğitimi alarak öğretmen olabilmekte, tercüme ofislerinde, haber ajanslarında, bakanlıkların bünyesinde tercümanlık ve çevirmenlik yapabilmektedir. Ayrıca Arap dünyasıyla bağlantılı yayın kuruluşlarında editörlük, turizm sektöründe rehberlik, yazma eserlerin bulunduğu kütüphanelerde memurluk gibi farklı alanlarda da çalışabilmektedirler. Dileyen öğrenciler ise üniversitede kalarak bölüm dahilinde akademik kariyere intisap edebilmektedir.
Bölümün bir diğer öne çıkan özelliği ise tarihi yarımadada bir yüzü Laleli’ye bir yüzü Vezneciler’e bakan; Samatya, Sultanahmet, Süleymaniye ve Eminönü gibi kadimsemtlere yürüme mesafesinde olan adeta tarihle çevrelenmiş bir konumda bulunmasıdır. Aynı zamanda, Türkiye’nin ilk edebiyat yüksek okulu olarak 1933’de inşa edilen İstanbul Üniversitesi- Edebiyat Fakültesi geniş amfileri, laboratuvarları, kütüphanesi, manzarası ve genel anlamda mimarisiyle ayırt edilmektedir.
Öğrenciler bu konumun da bir getirisi olarak okulun çevresinde bulunan İstanbul Üniversitesi Merkez Kütüphanesi, Orhan Kemal İl Halk Kütüphanesi, Beyazıt Yazma Eserler Kütüphanesi ve Süleymaniye Yazma Eser Kütüphanesi gibi kütüphanelerde gerek ders çalışmak için gerekse Arap Dili ve Edebiyatına dair okumalar yapmak için vakit geçirebilmektedir.
Bölüme dair öğrencilerin yaşayabileceği dezavantajlar ise; sıfır Arapçayla bölüme giren öğrenciler hazırlık sonrası, daha öncesinde farklı kurumlarda Arapça eğitimi almış öğrencilerle aynı sınıfta buluştuklarında bocalayabilmektedir. Ancak hocaların bu durumu idare edebilmesi ve bilen arkadaşların bilmeyenlere öncelik tanımasıyla bunun üstesinden kısa sürede gelinebilmektedir. Ayrıca durumu avantaja çevirerek sınıftaki Arap öğrencilerden ya da Arapça bilen öğrencilerden yardım alarak dil seviyesi hızla yükseltilebilmektedir.
İstanbul Üniversitesi- Arap Dili ve Edebiyatı üçüncü sınıf öğrenci olarak bölümüme dair bir perspektif kazandırmak istediğim bu yazı umarım ilgililer için istifadeli olmuştur.
Hüsna Tosun