İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
´ Bu çalışma Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun kaleme almış olduğu STRATEJİK DERİNLİK kitabında geçen ve Adalet ve Kalkınma Partisi dönemi Türkiye’nin dış politikasının söylem ve uygulamalarının temel başlıklarını kapsayacaktır.
Hazırlık Çalışmaları
´ Çalışma hazırlanırken Ahmet Davutoğlu’nun ilgili kitabının yanında Ak Parti döneminde izlenen dış politika göz önünde bulundurulmuştur. Ayrıca son dönemdeki dış politikayla alakalı makaleler, Siyaset Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) ve Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi (ORSAM) tarafından yayınlanan perspektif ve analizlerden yararlanılmıştır.
´ Politikalara ilişkin tanımların birçoğu Prof. Dr. Ahmet Davutoğlu’nun makalelerinden ve kitabından alınmıştır.
Neler Öğreneceğiz?
´ Burada temel başlıklar altında DAvutoğlu dönemi Türk dış politikasına ilişkin bir kavram haritasının sunumu planlanmaktadır.
Ben - İdraki (Self - Perception)
´ İlk defa Ahmet Davutoğlu tarafından Alternatif Paradigmalar (1993) adlı kitapta kullanılmış, daha sonra çeşitli şekillerde yine kendisi tarafından yayınlanan makalelerde kapsamlı bir şekilde ele alınmıştır. Medeniyetsel süreklilikleri ve dönüşümleri çözümlemede merkezi bir açıklama düzeyini oluşturan ben-idraki, bu yükseliş ve düşüşlerin sebeplerini yapısal ya da materyal unsurlarla açıklamak yerine “varlık bilinci ile uyumlu olarak geliştirilen mekân-zaman algılamasına” bağlamaktadır.
Ben İdrakinden Kasıt
´ Ben İdraki kişinin kendisine yakın olması kendisini tanıyabilmesidir. Davutoğlu’nun önemli makalelerinden ‘’Medeniyetlerin Ben İdraki’’ de ise kasıt edilen bir medeniyetin diğer medeniyetlere öncülük edebilmesi için önce kendi medeniyetine yakın olması ve kendi medeniyetini tanımasıdır.
Stratejik Derinlik (Strategic Depth)
´ Ahmet Davutoğlu’nun 2001 yılında yayınladığı kitabının adıdır. Ancak bu kavram pratik düzlemde, başlı başına Türk dış politikasının 2000’li yıllarda yaşadığı dönüşüme işaret etmek ve dış politikanın kuramsal yanını göstermek için kullanılır. Tarihsel ve coğrafi derinlik üzerine kurulan stratejik derinlik Türkiye’nin jeo-politik, jeo-kültürel ve jeo-ekonomik düzeylerde sahip olduğu konumun dünya siyaseti ve uluslararası sistemin dönüşümü açısından oldukça önemli olduğu varsayımına dayanır. Davutoğlu’na göre, “Türkiye’yi çevreleyen yakın kara, yakın deniz ve yakın kıta havzaları, coğrafi olarak dünya ana kıtasının merkezini, tarihi olarak da insanlık tarihinin ana damarının şekillendiği alanları kapsamaktadır.”
´ NOT: Bu tanım merkez ülkeyi kapsamaktadır.
Merkez Ülke (Center State)
´ Ahmet Davutoğlu tarafından Türkiye’nin uluslararası sistem içindeki hareket kabiliyetini ifade etmek için kullanılmıştır. Buna göre, merkez ülke kavramının iki temel düzeyi vardır. Birincisi, geleneksel olarak Türk dış politikası söyleminde belirginleşen ve Türkiye’nin batı ile doğu arasında hem materyal hem de kültürel olarak “bağlantısına” işaret eden “köprü” ülke tanımlamasına yönelik eleştiridir. Bu eleştiriden hareketle ikinci tanım biraz önce değindiğimiz ‘‘merkez’’ ülke tanımıdır.
Vizyon Odaklılık (Vision-Oriented)
´ Vizyon odaklılık Türk dış politikasının Ak Parti hükümeti döneminde belirlenen ve uygulanmaya çalışılan dış politika prensiplerinin çatı kavramlarından biridir. Bu tanım geleneksel dış politikanın gerek bölgesel gerekse küresel ölçekli krizlere yönelik “bekle-gör” siyaseti anlayışına karşı Türkiye’nin bu krizlerin ortaya çıkışındaki süreçlerde ve özellikle çözümünde etkin bir rol alması gerektiğine ilişkin bir perspektiftir.
Yumuşak Güç (Soft Power)
´ Dış politikanın diplomasi, kültür, diyalog, işbirliği, karşılıklı ekonomik bağımlılık ve tarihsel birikim gibi unsurlar üzerine dayandığı bir anlayışa işaret etmektedir. Sert gücü (hard power) bütünüyle göz ardı etmeyen ve daha çok bir “denge” üzerine kurulan bu yaklaşım, ağırlıklı olarak Türkiye’nin Ortadoğu ve yakın coğrafyasındaki politikaların şekillenmesindeki etkisini ifade etmek için kullanılmaktadır.
´ NOT: Uluslararası İlişkiler literatüründe bolca kullanılan bir tanımdır. Uluslararası ilişkilerde kullanıldığı şekliyle kavram “istediğinizi elde etmek için karşınızdakini ikna” etmek olarak tanımlanırken, Türkiye’nin dış politika perspektifinde adil, akıllı ve inandırıcı politikaları takip ederek diğer ülkeleri “ikna” etmek şeklinde kullanılmaktadır
Güvenlik - Özgürlük Dengesi (Security-Freedom Balance)
´ Türkiye’nin güvenliğinin özgürlüklerin hem içerde hem de dışarıda genişletilmesi ile mümkün olabileceğini ileri süren bir dış politika prensibidir. Söz konusu anlayışa göre, Türkiye bir taraftan demokratikleşme adımları atarken diğer taraftan da özgürlüğü güvenliğe feda etmeyen bir güvenlik siyaseti izlemektedir. Tanım genel olarak Türkiye’nin iç politikasındaki olaylardan hareketle dış politikasında atacağı adımları kapsar. (Kürt Sorunu)
Proaktif Diplomasi (Proactive Diplomacy)
´ Türkiye’nin yakın çevresinde yaşanan her türlü kriz çözümünde ve diğer ülkelerle ilişkilerin geliştirilmesinde öncülük etmesini amaçlayan bir diplomasi türüdür. Buna göre, Türkiye başta yakın coğrafi havzasında ortaya çıkan siyasal krizleri önlemeyi ve bunların çözümüne etkin rol oynamayı hedefleyen bir dış politika benimsemelidir.
´ NOT: Proaktif diplomasi aynı zamanda önleyici diplomasi kavramı ile birlikte kullanılmaktadır.
´ Balkanlar’da izlenen politikalar bunun en büyük örneği…
Ritmik Diplomasi (Rythmic Diplomacy)
´ Diplomasinin aynı anda farklı alanlarda birbirleriyle uyumlu bir şekilde düzen içinde yürütülmesini öngören taktiksel bir hareketliliktir. Operasyonel dış politika prensiplerinden biri olan ve Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde daha fazla aktif olmasını öngören ritmik diplomasi, bütün uluslararası örgütlerde ve küresel - uluslararası meselelerde bir aktör olarak Türkiye’nin var olmasını amaçlamaktadır.
´ NOT: Uluslararası ilişkilerde tam bir karşılığı yoktur bir çeşit spesifik diplomasi tarzıdır.
Çok Boyutlu –Çok Kulvarlı Dış Politika (Multi-dimensional Foreign Policy)
´ Boyuttan kastedilen, farklı uluslararası aktörlerle eşzamanlı ve uyumlu ilişki, kulvardan kastedilen ise farklı konulara aynı temel ilkeyle yaklaşılması anlaşılmaktadır. Uluslararası ilişkilerde var olan dinamik şartlar çerçevesinde Türkiye’nin statik, tek boyutlu ve tek parametreye dayanan dış politika yürütemeyeceği fikrinden hareket etmektedir. Dış politika alanında değişik kulvarlarda farklılaşan aktörlerle “eşzamanlı” bir ilişki kurmayı gerekli kılar.
Çok Boyutluluğun Önemi
´ Bu tanım Türk dış politikasının temel prensiplerinde biri olduğu kadar temel dış politika paradigmasının en çok görünür kılınan söylemidir.
´ ÖNEMLİ BİR HATIRLATMA
Davutoğlu, Ak Parti genel başkanı olduğu ilk konuşmasında Türk dış politikasının Çok Boyutlu – Çok Kulvarlı Dış Politika olduğunu defalarca tekrar etmişti…
Uluslararası Düzeyde Aktif Katılım (Active Involvement in Global Level)
´ Uluslararası örgütlere aktif bir şekilde katılmayı ve uluslararası anlaşmaların bir parçası olmayı öngören bir kavramdır
Komşularla Sıfır Problem (Zero-problem with Neighbours)
´ Temel olarak komşu ülkelerle var olan sorunları minimuma indirmek şeklinde özetlenebilecek durumu daha teknik bir tanımla ifade etmek gerekirse sıfır problem siyaseti, “Türkiye’nin etrafı sürekli düşmanlarla çevrilidir’ psikolojisinden ve buna bağlı gelişen defansif refleksten kurtulup, bütün komşuları ile ilişkilerini iyi düzeye getiren bir ülke olma” fikri üzerine inşa edilen bir yaklaşımdır. Bu anlamda, bu dış politika ilkesiyle var olan mevcut sorunlar kabul edilip bunların çözülmesi hedeflenmektedir.
Düzen Kurucu Aktör (Order-Building Actor)
´ Düzen kurucu aktör kavramı, Türkiye’nin devletlerarası ilişkiler ve uluslararası örgütlerde aktif bir şekilde rol almasını öngören bir rol kimlik tanımlamasıdır. Temelde, Soğuk Savaş sonrası uluslararası sistemde prensipleri tanımlanmış ve tüm aktörlerin üzerinde uzlaştığı bir “düzen” kurulamadığı fikrinden hareketle Türkiye’nin kurulmaya çalışılan “yeni uluslararası düzen’ ’in şekillenmesinde güçlü bir aktör olarak yer alması gerektiğini ileri sürmektedir.
´ NOT: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hemen her konuşmasında geçen “Türkiyesiz düzen kurulamaz” söylemini hatırlamakta fayda var. J
Yeni Diplomatik Üslup (New Diplomatic Style)
´ Temelde “Doğu platformlarında Doğulu kimliğinden gocunmadan, ama o kimlikle yüzleşip yine o kimlik etrafında tezler ve çözümler üretebilen, Batı platformlarında ise Batı’nın nosyonlarını özümsemiş, Avrupalı bir bakışla Avrupa’nın geleceğini tartışabilen bir ülke” olmak fikri üzerine inşa edilmiştir.
´ NOT: Çok yönlü dış politikaya benzerlik gösterir.
Önleyici Diplomasi (Preemptive Diplomacy)
´ Temelde krizleri önleyici bir amaç güden bu diplomasi türü, bazı dönemlerde özellikle PKK ile mücadele kapsamında da gündeme gelmiştir.
´ UYARI: Maksat uluslararası arenada meşruiyet sağlamaktır.
Mekik Diplomasisi (Shuttle Diplomacy)
´ Genellikle kriz zamanlarında ve konularında kendisine uygulama alanı bulan ve taraflar ve konuyla dolaylı ilgisi olan aktörlerle kısa süre içerisinde yoğun ve seri diplomatik görüşmeler gerçekleştirerek sonuca ulaşmayı amaçlayan bir diplomasi türüdür.
Özgüvene Dayalı Dış Politika (Self Confident Foreign Policy)
´ Dış politikanın öncelikle özgüven üzerine inşa edilmesi gerektiğini öne süren bir anlayışa işaret eder.
´ ONE MINUTE çıkışı…
Küresel Güçlerle Uyumlu İlişki (Coherent Relations with Global Powers)
´ ABD başta olmak üzere uluslararası sistem için güç dağılımı bakımından etkin olan küresel aktörlerle ilişkilerin birbirleriyle uyumlu ve dengeli olması, birbiriyle çatışmaması ve en önemlisi de birbirlerine alternatifmiş gibi gösterilmemesi esasına dayanmaktadır.
´ BAŞA GÖRE TRAŞ ANCAK DİKKAT ET DOSTUNU DOSTUNA KIRDIRMA
Kazan-kazan Stratejisi (Win-Win Strategy)
´ Taraflardan birinin kaybettiği sıfır toplamlı (zero sum) bir ilişkinin aksine tarafların hepsinin kazandığı ve bu şeklide uzun dönemli barış ve işbirliğine daha fazla katkıda bulunulacağı fikri üzerine temellendirilmiştir.
´ Kıbrıs sorunu başta olmak üzere hem Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi hem de AB ile yine Ermeni meselesi-ne ilişkin yaşanan sorunlarda ise Ermenistan ile yürütülen ilişkilerde kendi-ne oldukça fazla kullanım alanı bulmuştur.
Aksiyoner Dış Politika (Active Foreign Policy)
´ Türk dış politikasında var olan aktivizmin bir gerekliliği olarak sunulmuştur. Uluslararası düzenin gelişimine göre politika belirlemek yerine, Türkiye’nin düzen kurucu bir aktör olduğu fikrinden hareketle kendi politikalarını geliştirebilme kapasitesini artırmak amacıyla kullanılmaktadır
Barış Havzası (Peace Basin)
´ Temel olarak Türkiye’nin yakın kara havzası olarak belirtilen Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkasya’da özellikle Soğuk Savaş sonrası yaşanan etnik, dini ve siyasal çatışmaların sonlandırılması ve yapısal bir barışın oluşturulması için kavramsal bir çerçeve ve perspektif oluşturmaktadır.
Maksimum İşbirliği (Maximum Cooperation)
´ Komşu ülkeler başta olmak üzere bölge ülkeleriyle maksimum düzeyde bir işbirliği geliştirmek anlamına gelir.
Ekonomik Karşılıklı Bağımlılık (Economic Interdependence)
´ Ekonomik olarak karşılıklı bağımlı olan ülkelerin sorunlarını daha kolay çözecekleri ve çatışma temelli politikalardan uzaklaşacakları varsayımı üzerine temellenmiştir. Temelde bölge ülkeleri arasında ekonomik temelli yoğun işbirliği anlamında kullanılan bu kavram, bölgede sürdürülebilir barışın inşa edilmesi ve bölgesel istikrarın sağlanmasının temel koşullarından biri olarak görülmektedir.
Tarihsel Miras (Historical Legacy)
´ Türkiye’nin içinde bulunduğu jeopolitik nüfuz alanı ile birlikte stratejik derinliğini imkânlı kılan iki temel ayaktan biridir. “Osmanlı mirası” ve “tarihsel derinlik” olarak da kullanılan bu kavram temelde Ortadoğu, Balkanlar, Orta Asya ve hatta Afrika ile Türkiye arasında kültürel ve tarihsel bağlar kuran bir işleve sahiptir.
Tarihsel Sorumluluk (Historical Responsibility)
´ Tarihsel mirasın bir getirisi olan ve tam da bu nedenle Türkiye’nin Ortadoğu, Balkanlar ve Kafkaslarda yaşananlar karşısında bir politika geliştirmesi mecburiyetine işaret eden bir kavramdır. Özellikle Filistin sorunu ve Kosova meselesi gibi konularda Ak Parti liderleri tarafından bu sorunlara müdahil olmanın temel gerekçelerinden biri olarak kullanılmıştır.
Herkes için Güvenlik (Security for All)
´ Türkiye’nin içinde bulunduğu bölgede bütün ülkeler ve gruplar için güvenlik talebi anlamında kullanılmıştır. Özellikle Ortadoğu’da “İsrail, İran, Şii, Sünni, vs. gibi kimseye ayırımcı davranmadan ve hiç kimseyi düşman ya da hasım olarak görmeyen” bir bakış açısı üzerine temellenmiştir.
Kamu Diplomasisi (Public Diplomacy)
´ Ahmet Davutoğlu’nun dışişleri bakanlığı döneminde Başbakanlık genelgesiyle hayata geçirilen ve temelde bakanlığın bünyesinde görev yapan üst düzey yetkililerin yurt genelinde Türk dış politikası ile ilgili bilgileri birinci ağızdan aktarması, yurt dışında ise yabancı ülkelerin kamuoylarına yönelik bilgilendirme anlamına gelen bir diplomasi şeklidir.
´ Kamu Diplomasisi Koordinatörlüğü kuruldu.
Akil Ülke (Wise Country)
´ Danışılan ülke olarak da kullanılan bu kavram “küresel olaylarda sözü dinlenen, olayları önceden gören, o olaylara tedbir oluşturan, o olaylar için alternatif çözümler üreten” ülke şeklinde tanımlanmıştır.
Normalleşme (Normalization)
´ Türk dış politikasında tarihsel arka planı en fazla olan kavramların başında gelir. Temelde ilişkilerin sorunlu olduğu ülkelerle söz konusu sorunlardan arınmış yeni bir ilişki biçimi geliştirmek anlamına gelen normalleşme, belli aralıklarla Türkiye-İsrail ilişkileri bağlamında da kullanılmıştır.
Arabuluculuk (Mediation)
´ Çatışmaların yayılmasını önlemek fikrinden hareketle ülkeler ve belli durumlarda ülke içindeki çatışan guruplar arasında içinde bulundukları krizden çıkmaları amacıyla taraflar arasında diplomatik diyalogun sürmesi için çaba sarf etmek anlamına gelmektedir. Türkiye söz konusu politika bağlamında, Filistin’de El Fetih ve Hamas, Kosova’da siyasi partiler ve Iraklı Sünni ve Şii taraflar gibi ülke içi arabuluculuk girişimlerinin yanı sıra, Suriye ve İsrail, Pakistan ve Afganistan, Avrupa Birliği ve İran gibi ülkeler arasında da arabuluculuk rolü üstlenmeye çalışmıştır.
Kolaylaştırıcı (Facilitator)
´ Türkiye’nin aralarında gerek tarihsel gerekse ani gelişen sorunları olan ülkeleri krizin tırmanmaması için bir araya getirme ya da sorunun diplomatik yollarla çözülmesi çabasına yönelik “arabuluculuk” rolünün yanlış bir kavramsallaştırma olduğundan hareketle bu kavramın yerine önerilmektedir.
Dış Borç Bağı (Foreign Debt Tie)
´ Türkiye’nin sürekli bir şekilde “borç yükünü hesap etmek” zorunda kalmasının aktif dış politika izlemesinin önündeki “sınırlayıcı faktör” olarak ele alınmaktadır. Ekonomiyi dış politikanın yürütülmesin bir parçası haline getirmek amacıyla izlenen en önemli politikalardan biridir. Dış borç bağı ile birlikte dış politika yapımı arasındaki korelasyon ise şu şekilde kurulmuştur: “psikolojik olarak borç yükü sanki yokmuş gibi, güçlü bir psikolojik özgüven ile davranmamız ve bu özgüveni inşa etmemiz lâzım. Ama realist olarak da, o borç yükünü nasıl hafifleteceğimizin hesaplarını da yapmalıyız”.
Medeniyetler İttifakı (Alliance of Civilizations)
´ 1990’larda ortaya atılan ve 11 Eylül saldırıları ile gündemi meşgul eden “medeniyetler çatışması” tezine karşı geliştirilmiş ve temelde medeniyetlerin işbirliği yapabileceği fikri üzerine temellendirilmiştir.
Model Ortaklık (Model Partnership)
´ Model ortaklık kavramı, Barack Obama yönetimindeki ABD ile Türkiye arasında var olan siyasi-askeri-ekonomik ilişkilerin düzeyini ve içeriğini tanımlamak için kullanılmıştır.
Çok Boyutlu Genişletilmiş Ortaklık (Multi-dimensional Enlarged Partnership)
´ Türkiye ve Rusya arasındaki siyasi, askeri ve ekonomik ilişkileri tanımlamak amacıyla kullanılan kavramsal bir çerçevedir. 2009 yılında Rusya ve Türkiye’nin yayımladıkları ortak deklarasyonla birlikte hayata geçirilmiştir. 2000’lerin ikinci yarısında başta nükleer enerji alanında olmak üzere birçok farklı alanda yapılan işbirliği anlaşmaları ile birlikte iki ülke arasındaki ilişkilerin geldiği “yeni aşamaya” işaret etmektedir.
Enerji Terminali ve Koridoru (Energy Hub- Corridor)
´ Ak Parti döneminde kavram Türkiye’nin enerji politikalarındaki artan aktivizmini ve sürdürülebilir enerji arzında oynayabileceği muhtemel rollerini ifade etmek için dolaşıma sokulmuştur.
Medeniyetsel Jeopolitik (Civilizational Geopolitics)
´ Buna göre hâkim olan jeopolitik perspektifin temelini kimlik oluştururken, bu kimlik Batı-merkezli bir jeopolitik kimlik söylemi ve pratiği yerine Türk/İslam/Osmanlı istisnailiğinin koyulduğu ve bütünsel bir medeniyet vurgusunun hâkim olduğu yeni bir jeopolitik söylem oluşturmaktadır.
Avrupalılaşma (Europeanization)
´ Avrupalılaşma iç ve dış politikanın Avrupa Birliği genel siyaseti ekseninde organizasyonundan oluşan ve iki temel düzlemi olan bir tanımlamadır.
Yeni Osmanlıcılık (Neo-Ottomanism)
´ Söz konusu kavram, devlet ideolojisinin, siyasetin, toplumun ve kimliklerin yeniden fakat “Osmanlıcılık” ve İslamcılık ekseninde tanımlanması şeklinde kullanılmaktadır. Ak Parti hükümeti belli dönemlerde kavramı olumlu karşılasa da, politika yapımcılarına göre bu kavram, aktif dış politikayı bir tehdit olarak algılayanlar tarafından üretilmiş ve temelde “Balkanlar’da, Ortadoğu’da, Kafkaslar ’da, ‘Osmanlı havası’, yani ‘Türkiye yeniden hegemonya kurmak istiyor’ gibi bir hava” oluşturulmasına hizmet etmektedir
Eksen Kayması (Shift of Axis)
´ Bir ülkenin var olan ittifak ilişkilerinden ve temel yönelimlerinden bir biçimde koparak başka yönelimlere ve ittifak sistemine girmesi anlamına gelmektedir.
´ Türkiye’nin Ortadoğu politikaları ve AB politikaları örnek verilebilir.
Büyük Ortadoğu Projesi (Greater Middle East Project)
´ Büyük Orta Doğu Projesi ya da diğer adıyla Genişletilmiş Ortadoğu İnisiyatifi, George W. Bush hükümeti döneminde ABD’nin büyük Ortadoğu olarak adlandırılan geniş coğrafyada yer alan Müslüman ülkelere demokrasi ihracı ve o ülkelerin ekonomilerini küresel pazara açmayı hedefleyen siyasal projenin adıdır. Türk dış politikasında ise daha çok dış politikanın Amerikan “tekelinde” yürütüldüğünü iddia eden eleştirileri bir çatı altında toplayan temel kavramsal çerçeve olarak sunulmuştur.
Değerli Yalnızlık
´ İbrahim Kalın tarafından ortaya atılan teori temelde Türkiye’nin dış politikada zaman zaman uğradığı hezimetleri meşrulaştırmak için ortaya atılmıştır. Türkiye’nin kendi öz dinamiklerinin yeterliliğini savunur.
Kaynakça:
Yorum Yaz