İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
“Ortadoğu’da iki efsane isim vardır. Biri Polat Alemdar diğeri Kasım Süleymani. İşin ironik kısmı Polat Alemdar’ın hayalî, Kasım Süleymani’nin ise gerçek bir isim olmasıdır”
Irak ordusu diye zikredilen ancak İran’ın bölgedeki milis gücü olan Haşdi Şabi tarafından Kasım Süleymani’nin yönlendirmesi ile yapılan Kerkük operasyonunda gözlerden kaçan en büyük mesele belki de insanların bölgede savaşan dinamiklerin içerisindeki yapının nasıl olduğunu bilmemesi. IKBY’de güvenliği sağlayan peşmerge birlikleri aslında tek bir noktadan kontrol edilen bir yapı değil. Bölgedeki her partinin bir peşmerge birliği mevcut. Herhangi bir askeri meselede partiler aralarında anlaşıp peşmergelerini operasyona katıp hatta PSDK(Kürdistan Sosyalist Demokrat Partisi) başkanı Hecî Mehmûd gibi bizzat peşmergesinin başında cepheye gidebilmektedir. Her parti güçlü olduğu şehrin güvenliğini sağlamaktadır. Örneğin PDK(Kürdistan Demokrat Partisi) güçlü olduğu Erbil, Zaho ve Duhok gibi şehirlerde, YNK(Kürdistan Yurtseverler Birliği) ise Süleymaniye ve Kerkük gibi güçlü olduğu şehirlerde kontrolü elinde tutmaktadır.
Kasım Süleymani 3 gündür IKBY’de idi. YNK’nin eski lideri ve eski Irak Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin mezarını ziyaret ettikten sonra kapalı kapılar ardında birçok görüşme gerçekleştirdi. Masa başında neler konuşulduğunu kimse bilmiyor ancak bu görüşmelerin hemen ardından başlayan Kerkük operasyonu bizlere gösteriyor ki Kasım Süleymani masa başında Kerkük’e dair arzuladığı bazı meseleleri garanti altına aldı ve operasyonu başlattı.
Kerkük neden önemli?
Kerkük; Kürtlerin ve Türkmenlerin farklı sebeplerden ötürü duygusal bir bağ kurduğu ve kendilerine bir ülkü haline getirdiği bir şehir. Ancak işin ekonomik yönü bundan çok daha kuvvetli. Kerkük’te çıkan petrol miktarı tüm Irak topraklarında çıkan petrol miktarının %40’ına tekabül ediyor. Dünyanın en fazla petrol üreten ülkelerinden biri olan Irak için bu oran çok çok yüksek ve haliyle Kerkük’ü fazlasıyla değerli kılıyor. Bölgede tutunmak isteyen kim varsa Kerkük’ü kontrolü altında tutmak zorunda. 2014’te DAİŞ’in Musul’u alması ile bölgede oluşan boşluğa karşın peşmerge Irak anayasasına göre Kürdistan’ın değil, Irak'ın yönetiminde olan Kerkük’e girip kontrolü sağladı. Çünkü kenti savunan bir Irak ordusu kalmamıştı. Anayasada tanınan Irak topraklarında resmi bir güç olan peşmerge, Kerkük’ün güvenliğini sağlamıştı. 2017 yılına kadar devlet binalarında sadece Irak bayrağı dalgalanırken bu yıl peşmerge devlet binalarına Irak bayrağının yanına Kürdistan bayrağı da asarak Kerkük’ü tek taraflı olarak kendi bölgesine kattığını da açıkça ilan etmiş oldu. Bağdat tüm bu hamlelere karşı çıkarak peşmergenin Kerkük’ten çıkması gerektiğini söyledi ve çıkmamaları halinde yapılacak operasyonu planlamaya başladı.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi ise bağımsızlık referandumuna Kerkük’ü de katarak çıkan yüksek orandaki “evet” oyu ile Kerkük’te yaşayan insanların kendilerini istediklerini ispatlamış oldu. Ekseriyetini şiilerin oluşturduğu ve Haşdi Şabi ile birlikte hareket eden Irak Türkmen Cephesi hariç Irak Kürdistanında bulunan diğer iki türkmen partisi referandumda “evet” oyu kullanma kararı aldılar. Yani aslında Türkmenler ve Kürtler birlikte Tahran’ın güdümündeki Bağdat’ın boyunduruğundan kurtulmak istiyorlardı.
Kerkük operasyonunu bu geçmişi göz önünde bulundurarak okumak gerek. Kerkük’ü savunan peşmergelerin herhangi bir Haşdi Şabi saldırısında çok başlılık ile disiplinini yitireceği kimsenin aklına gelmezdi ancak İran ve Bağdat ile ilişkilerinin iyi olduğu bilinen YNK’nin peşmergelerinin Kerkük’te ciddi bir kontrole hakim olması, Kasım Süleymani’nin durumu İran’ın lehine çevirmesi için ortam oluşturmuş oluyordu.
Celal Talabani öldü ancak karısı Hero Talabani, oğulları Pavel ve Qubad Talabani hala aktif siyasetin içerisinde. Qubad Talabani halihazırda IKBY Başbakan yardımcısı. Büyük oğul Pavel Talabani’nin 12 Ekim 2017 tarihinde yaptığı bir açıklamada “Kerkük’ün ortak bir yönetime ihtiyacı var. Gerekirse bu çerçevede yeni bir vali atanabilir. Çünkü Kerkük kenti tüm şahıs ve siyasi partilerden büyüktür” diyor. Kerkük Valisi Necmeddin Kerim’in Bağdat tarafından görevden alındığı bir dönemde bu açıklamayı yapması aslında Bağdat ile arasındaki ilişkiyi gözler önüne sermektedir.
YNK ile Haşdi Şabi Anlaştı
Rudaw’ın haberine göre Haşdi Şabi sorumlusu Hadi Amiri operasyonun öncesinde Süleymaniye’de Pavel Talabani ile bir anlaşmaya vardı. Bu anlaşmada sunulan şartlar neticesinde YNK peşmergeleri Kerkük’ü teslim edeceklerdi. O tarihlerde bölgede bulunan Kasım Süleymani’nin ise bu masayı kuran adam olduğu düşünülüyor. Rudaw'ın haberine göre o maddeler şöyle:
-Iraklı güçler, tartışmalı bölgelere yeniden konuşlanacak ve Peşmerge güçleri geri çekilecek.
-Kerkük dahil 17 kasaba ve nahiye merkezi hükümete teslim edilecek.
-Kerkük merkezinde ortak yönetim olacak. 15 Kürt mahallesi Kürtler, 25 mahalle de diğer oluşumlar tarafından yönetilecek.
-Kerkük'teki stratejik yerlerin yönetimi merkezi hükümette olacak; Keywan Karargahı, havaalanı ve petrol yatakları.
-Süleymaniye Havalimanı'nın açılması.
-Süleymaniye ve Kerkük'teki memur maaşlarının merkezi hükümet tarafından ödenmesi.
-Süleymaniye sınırındaki peşmergelerin maaşlarının merkezi hükümet tarafından ödenmesi.
-Halepçe, Süleymaniye ve Kerkük bölgesinin kurulması.
-Yeni bölge için bir yeni bir hükümetin kurulması.
İddia doğruysa YNK, Bağdat ve İran ile anlaşarak kendisini güvence altına almış ve Kerkük'ü Haşdi Şabi'ye savaşmadan teslim etmiştir. PDK(Kürdistan Demokrat Partisi) ise YNK'nin bu ihanetine karşın henüz bir açıklama yapmış değil. Görünüyor ki İran'ın bölgedeki gölge komutanı Kasım Süleymani, cepheye inmeden masa başında zaferini çoktan ilan etmiş...
Îbrahîm Eyyûb
Kaynakça:
Yorum Yaz