İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Son günlerde Hindistan hükümetinin Keşmir hakkında almış olduğu kararlar başta Keşmir olmak üzere tüm Güney Asya’da tarihin seyrini değiştirecek niteliktedir.
Kısaca neler olmakta?
Mayıs ayındaki genel seçimlerden büyük bir zaferle ayrılan Başbakan Modi liderliğindeki BJP (Hindistan Halk Partisi) hükümetinin seçim sonrasındaki ilk önemli icraatı, Hindistan Anayasasında Keşmir bölgesinin statüsünü belirleyen ve ayrıcalıklar tanıyan “Article 370” maddesinin kaldırılmasını meclise sunmak oldu. 5 Ağustos Pazartesi günü Upper House’da (Rajya Sabha) BJP parti başkanı ve aynı zamanda yeni hükümetin İçişleri Bakanı Amit Shah tarafından sunulan tasarı kabul edilmişti. Dün ise, Genel Meclis'te (Lokh Sabha) tasarı oylamaya sunuldu. Yasa değişikliği 351 Evet-71 Hayır oylarıyla onaylandı. Böylece, ülke ve bölge adına negatif sonuçlar doğurması muhtemel, oldukça kritik bir yasa onaylanmış oldu.
“Article 370” ve “Article 35A” Maddeleri Nedir?
Hindistan-Pakistan ayrışmasının hemen akabinde iki ülkenin silahlı kuvvetleri Keşmir’de savaşa girmiş ve bu savaşın sonucunda mesele Birleşmiş Milletlere taşınmış ve halk oylaması (plebisit) yapılacağı kararı alınmıştır. Ancak, bölgede herhangi bir halk oylamasının yapılmasına Hindistan hükümeti tarafından hiçbir zaman müsaade edilmedi. Sonrasında artan ulusal ve uluslararası tepkiler sebebiyle, 1954 yılında, bu iki madde Hindistan Anayasasında kabul edildi.
35A maddesine göre, Keşmir yönetimine hususi ve bağımsız bir yasama gücü verilmiştir. Öyle ki, Keşmir yönetimi bölgede kimlerin “daimi mukim” olabileceğini belirleme hakkına sahiptir. Dolayısıyla, daimi mukim olmayanların eyalet yönetiminden izin almadan bölgede ticaret, mal ve mülk alımı yapmasına izin verilmemektedir. Yerel otorite tarafından tanımlanan tüm sakinlere, istihdam, burs ve diğer imtiyazlar ile ilgili özel avantajlardan yararlanma hakkı sağlayan kalıcı bir oturma sertifikası verilmektedir.
Tıpkı 35A maddesi gibi 370. Madde'nin de Keşmir’in özerk statüsünü anayasa ile garanti altına almaktadır. Bu maddeye göre, Keşmir kendi anayasasına ve bayrağına sahip olurken; dışişleri, savunma ve iletişim konuları haricinde tüm konularda bağımsız bir yasama gücüne sahiptir. Bugünkü değişikliğin izleri çeyrek yüzyıl geriye dayanmaktadır. 90’ların başından itibaren Hindu milliyetçisi BJP partisi Keşmir’e ayrıcalık tanıyan bütün anayasal haklara ve yasalara karşı çıkmaktadır. Nitekim, Amit Shah’ın pazartesi günü gerçekleşen yasa tasarısı sırasında söylediği “bölgede demografik değişime gidilebilecek” ve “bölgenin Hindistan’a entegrasyonu gerçekleşebilecektir” sözleri çok uzun zamandır BJP tarafından arzulanan bir durumdu.
Yasa Değişikliği Sonrası Muhtemel Sonuçlar
Yasanın mecliste sunulmasından iki gün önce Keşmir’de üst düzey siyasetçiler Hint hükümeti tarafından ev hapsine alınmış ve konuyla alakalı bir açıklama yapılmamıştı. Geçtiğimiz ay içinde bölgeye ilave askeri birliklerin gönderilmesi gerçeğini de göz önünde bulundurursak, BJP hükümetinin Mayıs seçimleri sonrasında bu değişikliğe yönelik birtakım çalışmalar içerisinde olduğunu söyleyebiliriz.
Şu anda bölgede internet erişimi kısıtlanmış durumda ve kısmî sokağa çıkma yasağı uygulanmaktadır. Ayrıca, bölgedeki yabancılar ve kutsal ziyaret için diğer eyaletlerden gelen Hindu ziyaretçiler geri gönderilmiştir. Özellikle Srinagar’da halk karara oldukça tepkili ve bu tepkinin geniş çaplı protestolara dönüşme ihtimali çok yüksek.
Bu karar sonrası başta Pakistan olmak üzere diğer ülkelerin nasıl bir tepki vereceği ve izleyecekleri yol, hiç şüphesiz önümüzdeki günlerde bölgede yeni gelişmelere yol açacaktır.
Uzun vadede yasa değişikliği, diğer eyaletlerden gelecek vatandaşlar ile Müslüman çoğunluklu Keşmir’in demografik yapısının değişmesine yol açacaktır. Gelen yeni yerleşimciler, bölgede sosyo-ekonomik ve sosyo-kültürel dengeyi büyük ölçüde değiştirme potansiyeline sahip.
Bölgede ticaret ve piyasa büyük ölçüde Müslümanlar tarafından yürütülmektedir. Hükümetin girişimiyle büyük şirketler bölgede geniş çaplı faaliyetlere başlayabilir. Bu ise, yerel piyasayı ve dolaylı olarak birçok ailenin hayatını olumsuz yönde etkileyecektir.
1947’deki bölünmeden bu yana uluslararası hukuka aykırı bir şekilde Keşmir’de askeri birliklerini bulunduran ve bölgeyi açık hava denetim kampına çeviren Hindistan yönetimi, aldığı bu son kararla birlikte zaten illegal olarak yönettiği Keşmir topraklarının “tapusu”nu da almaya yönelik bir adım atmış oldu.
Ahmet Enes BAŞKAYA
Yorum Yaz