KİTAP İNCELEMESİ: YUMURTAYI HANGİ UCUNDAN KIRMALI

KİTAP

Bu yazımda sizlere yakın zamanda okuduğum ve içinden hem kendi adıma hem de ülkemiz ve yaşadığımız bölge adına birçok ders çıkardığım Rasim ÖZDENÖREN’in Yumurtayı Hangi Ucundan Kırmalı kitabının incelemesini yapacağım.

Okuduğum nüsha kitabın 2016 yılında basılan 9. Baskısıydı. Fakat bu kitap ilk baskısını 1987 yılında vermiş. Buradan da anlaşılacağı üzere kitap içerisinde bir konuyu anlatırken verdiği örnekler eski döneme ait ama yazarın da kitabın başında dediğindiği gibi düzenlemeler ile kitap günümüze de ışık tutabilecek bir kitap olmuş.

Yazar kitabı daha önce çeşitli dergi ve gazetelerde yayınladığı yazıların bir araya getirilmesi ile oluşturmuş. Kitabın toplamda 6 bölümü var. Yazarın diğer kitaplarında da görülebileceği gibi kitap adeta bir örgü gibi bölümlerle işlenmiş. Yani kitabın genelinde verilecek olan mesaj kitabın içerisinde bölümlere ayrılmış ve her bölümde bir irmik atılmış. Kitabın sonunda ise örgünün bittiği ve konunun kafamızda belli bir yere oturduğunu görebiliriz.

Kitabın içeriğinden sizlere en çok hoşuma giden iki bölümü aktarmak istiyorum.

1.Kızılderililer ve Siyah-Beyaz Adam

Amerika’da nadir olarak çekilen Kızılderili insanların gözünden Kızılderili soykırımı ile alakalı bir filmden bahseden yazar, o filmde siyahi Amerikalı askerleri görünce bir Kızılderili’nin zikrettiği bir cümleyi bizlere aktarıyor. Siyahi askeri gören Kızılderili “Anlamıyorum şu kara-beyaz adamı. Bize karşı beyaz adam savaşıyor, peki kara beyaz adama ne oluyor, ne istiyor?”

Aslında bu sahne İslam dünyasını da özetlemektedir. Birçok oyunun döndüğü coğrafyamızda İslam’a karşı birilerinin verdikleri savaşta filmde anlatılan ve Kızılderililerin anlayamadığı siyah-beyaz adamların bile yanında masum kalacakları direkt kendi içimizdeki adamları anlayamıyoruz. Kendisine karşı verilen bir savaşta kendi cephesine saldıran bir insanın zihin dünyasını şekillendirenin ne olduğunu anlamak gerçekten çok zor.

2.Batının Aynası

“Bugün çoğu Müslüman kendi tarihini, hatta dinini bile Batı’nın tuttuğu aynadan seyrediyor. Batı’nın tuttuğu aynanın her şeyi ‘nesnel’ olarak yansıtacağı hususundaki kör inanç, Müslümanları bu aynaya bakıp da kendini ‘barbar’ olarak gören, böylece Müslüman olduğundan utanç duyan insanlar haline gelmiştir.”

Yukarıda bahsi geçen konu İslam dünyasının son 300 yılındaki gerilemesiyle beraber bizi şekillendiren batının şuan yaşadığımız 21.yy’da özellikle medya alanındaki yaptığı algı operasyonlarıyla hem kendi ülkelerinde hem de İslam coğrafyasında bir “İslam korkusu” yaymaya başlamasıdır. İslam’ı bir öcü gibi gösteren batı medyasına aslında diyecek çok fazla bir şeyimiz yok. Çünkü onlar kendi görevlerini yapıyorlar. Bizim asıl değinmemiz gereken konu kendi dinini, coğrafyasını ve kültürünü batıdan okuyan ve bu okuma sonucu kendi dinine, coğrafyasına ve kültürüne düşman olan, şüpheyle bakan Müslümanlaradır.

Batının kirli emelleri ile bize tuttuğu aynadan kendine bakıp yine kendisine düşman olan Müslüman, bu sefer kendini batıya beğendirmek ve bir batılı Müslüman olabilmek için batının planlı bir şekilde karaladığı kavramlarımızdan, dinimizden ve kültürümüzden taviz vermeye başlıyor. Böylelikle günümüzde olduğu gibi cihad, tesettür, sakal vb. bize ait olan şeylerden korkmaya başlanılıp onlardan vazgeçmeyle sonuçlanıyor.

Kitabı kısa bir zamanda bitiren bir kişi olarak yazımın sonunda size diyeceğim son şey kitabı çok fazla vakit geçmeden temin edip okumanızdır.

Mehmet AYAYDIN

http://www.ilimvemedeniyet.com/kitap-okumak-romantik-bir-eylem-degildir.html

 

http://www.ilimvemedeniyet.com/kitap-okumak-romantik-bir-eylem-degildir.html

Mehmet AYAYDIN
Mehmet AYAYDIN

Politics and South Asian Studies [email protected]

Yorum Yaz