- KOALİSYON HÜKÜMETİ
- KOALİSYON HÜKÜMETİ KRİZLERİ
- KOALİSYON HÜKÜMETİ NASIL KURULUR
- KOALİSYON HÜKÜMETİ NASIL OLUR
- KOALİSYON HÜKÜMETİ NASIL OLUŞTURULUR
- KOALİSYON HÜKÜMETİ NE İŞE YARAR
- KOALİSYON HÜKÜMETİ NEDİR
- KOALİSYON HÜKÜMETİ TARİHÇESİ
- KOALİSYON HÜKÜMETİ TÜRKİYE
- KOALİSYON HÜKÜMETİ YARARLARI
- KOALİSYON HÜKÜMETİ YARARLARI VE ZARARLARI
- KOALİSYON HÜKÜMETİ ZARARLARI
Koalisyon hükümeti, mecliste tek bir partinin çoğunluğu elde edemediği durumlarda mecliste en çok sandalyeyi almış olan partinin mecliste güven oyunu almak için diğer parti veya partilerle anlaşma yoluna gitmesiyle oluşturulur. Bunlar parti olabileceği gibi bağımsızlar da olabilir ve bu şekilde ortak bir hükümet kurulur. Tek başına iktidar olabilmesi için bir partinin meclisteki koltuk sayısının yarından fazlası gerekmektedir. Yani 550 milletvekilinden en az 276 vekili bulunması gerekmektedir.
Koalisyon hükümeti, dünyanın birçok ülkesinde olduğu gibi, bizim ülkemizde de tecrübe edilmiştir. Bu hükümetle baktığımızda çok başarılı ve istikrarlı yönetim oldukları söylenemez. Ayrıca ömürleri çok uzun olmamıştır. Bundan dolayı ülkemizde koalisyon hükümeti deyince zihinlerde pek olumlu etkiler bıraktığı söylenemez.
Ancak koalisyon hükümetinin ideal bir yönetim olduğunu, daha demokratik ve birleştirici bir etkisinin olduğu savunulmaktadır. Buna göre, seçimde yeterli sayıyı yakalayamayan parti diğer bir partiyle anlaşma yoluna gidecektir. İki partinin koalisyonu oluşturduğunu düşündüğümüzde bu iki partinin birbirlerine muhalefetten çok ortak olacağını yani muhalefetin hükümet bünyesinde kurulacaktır.
Normalde birbirinin açığını kollayacak ve partisinin oyunu yükseltmeye çalışacak bu iki grup, eleştirilerinde yapıcı olacak ve ortak oldukları hükümetin yıpranmaması ve zayıflamaması için birbirlerine ortak hareket edecekleri düşünülmektedir.
Bu koalisyon içinde uzlaşı havası oluşacaktır. Bu aynı zamanda parti tabanına da yansıyacaktır. Birbirlerinden ayrışmış ve kutuplaşmış, bu partilere gönül vermiş olan insanların yakınlaşacağı ve kaynaşacağı düşünülmektedir.
Tüm bunlar, demokratik bir yapının uygulanması için son derece katkı sağlayacağı düşünülmektedir. Daha çok halkın yönetime katılması, iki grubun dolayısıyla daha çok halkın çıkarlarının gözetilmesi sağlayacağı desteklenen düşüncelerdendir. Meclisteki muhalefete ilaveten hükümet içinde muhalefet, daha fazla eleştiri, daha fazla ortak karar ve daha demokrat bir yönetim…
Ancak bu idealist düşüncelerin reele uymadığı gözlenmektedir. Koalisyonların ne partileri kaynaştırdığı ne de halkı birbirlerine yakınlaştığı gözlenmiştir. Ortak kararların alınmasında uzlaşının sağlanması kolay değildir. Partilerin uzlaştığı görülse bile parti tabanları bundan memnun kalmamaktadır. Partilerin uzlaşma süreçleri kolay olmamakta ve karar almaları zorlaşmaktadır.
Partilerin yegane hedeflerinden biri tek başına iktidar olabilecek gücü yakalamaktır. Dolayısıyla partiler, koalisyon kurulsa dahi, önlerindeki seçimleri göz önünde bulundurmak zorundadır. Bu sebeple partiler koalisyon içinde daha fazla iktidar elde etme yarışına gireceklerdir. Bu da koalisyon içi mücadelelerin sebeplerinden birini oluşturmaktadır.
Demokratik açıdan bakıldığında ise, tam anlamıyla demokrasinin yani halkın yönetime katılmasının sağlanması mümkün görülmemekte ve ayrıca oldukça ütopiktir. Bunun için demokratik ülkelerde temsilin mümkün olduğunca yüksek tutulması esastır. Demokrasi, bir çok fikri ve fikrin özgürlüğünü savunmaktadır. Bu fikirler birbirlerine çok zıt görüşler olsalar dahi tek bir platformda seslerini yükseltebilmeleri demokrasi ile mümkündür. Ancak bunların beraber hükmetmesi ve yürütmeyi sağlaması pratikte bir hayli zordur.
Sonuç olarak, koalisyon hükümetleri istikrarlı ve düzenli bir memleket hayatı için ve daha hızlı kararların alınabilmesi için elverişli değildir. Birden fazla partinin birleşmesindense bir partinin birçok insanı birleştirmesi istikrarlı bir yapı için daha makul bir konumdadır.
Fatih ÖZKARTAL