İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Müslümanların ilk kıblesi olan Kudüs, ziyaret edilmesi gereken önemli mekanlardandır. Bize de Kudüs’te görece uzun bir süre kalmak nasip oldu. Kaldığım süre içerisinde Kudüs’ü iyi bir şekilde gezebildim. Bu gezim esnasında çektiğim fotoğrafları ve bu fotoğrafların hikayesini anlatmak istiyorum.
Ülkemizden Kudüs’e çok fazla insan gelmektedir. Bu insanlar tur firmalarıyla geliyorlar ve tur firmalarının programı genelde sabit oluyor. Bazen grubun isteklerini dikkate alarak rotalarda değişiklik yapılsa da gidilen yerler genelde aynıdır. Zeytindağı, Mescid-i Aksa, Eski Şehir, Hz. Süleyman mabedi, Hayfa, Yafa, Akka ve ölü deniz gibi yerlere gidilmektedir. Turların belirlemelerine göre rota değişebiliyor, gidilen yerler azalıyor veya artabiliyor. Biz ise bölgede iki ay bulunmanın verdiği avantajla göz ardı edilen yerlere, ülkedeki müzelere ve tarihi yerlere gidebildik. Bunlardan bahsetmek ve Kudüs’ün tanınmasında, bölgenin dinamiklerinin anlaşılmasında katkım olması için çektiğim fotoğrafları paylaşmak ve yeri geldiğinde Kudüs’ün tarihinden bahsetmek istiyorum.
İlk olarak Kudüs’te çektiğim fotoğrafları paylaşmak istiyorum. Kudüs içerisinde de Eski Şehir’de çektiğim fotoğrafları paylaşmak istiyorum. Eski Şehir Mescid-i Aksa’yı da içerisine alan ve tarihi surlarla çevrili adeta güvenli bir ada şeklindedir. Şehrin dar sokakları ve tarihi dokusu tap taze ve canlıdır. Eski Şehir İçerisinde okul, kilise, mescidler, dükkanlar, basketbol ve futbol sahası, Mescid-i Aksa, oteller ve birçok yapı, medreseler ve birçok binanın ve yapının bulunduğu çok büyük bir alanı kaplamaktadır.
Şimdi şehirde ilk olarak yapılmasını tavsiye ettiğim şeyle başlamak istiyorum. Eski Şehirin ne kadar büyük olduğunu anlamak için surların üzerine çıkmanızı ve oradan yürüyerek şehrin büyüklüğünü görmenizi tavsiye ediyorum. Yafa (El-Halil) kapısının hemen yan tarafından çıkabilmekle birlikte, birçok yerden surların üzerine ücret karşılığı çıkabilir ve Yafa Kapısından Mescid-i Aksa’ya kadar yürüyebilirsiniz. Oldukça uzun bir yürüyüş olacak ve eski şehrin büyüklüğü fark edilmiş olacaktır. Gezi yazısını ilk bununla başlatmış olmak istiyorum. Çünkü tur ile gelenlerin surların üzerine çıktığını duymadım ve bence eski şehri tanımak adına yapılabilecek ilk güzel faaliyet budur. Surların üzerinden kendi çektiğim fotoğrafı anlatayım ve bir de başımdan geçen hikayeyi anlatayım. Surların üzerine çıkmak için bilet almaya gittiğimde Türkiye’den geldiğimi anlayınca, “Kardeşim, Eywallah” dediler. Ertuğrul dizisini büyük ilgiyle takip eden Araplar ile karşılaştık. Zaten Türkiye’den geldiğinizi duyunca halk çok seviniyor ve ikramda bulunmak istiyor. Giriş ücreti eğer öğrenci kartınız yoksa 18 Şekeldir. Yani 20 tl diyebiliriz ve gerçekten verilen paraya değeceğini düşünüyorum. Surların üzerinden çektiğim fotoğraflara bakacak olursak ise;
Yafa kapısı. Sol taraftan surların üzerine çıkıyoruz.
Giriş
Surların üzerinde gezerken sol tarafta Sözde Ermeni Soykırımına dair bir yazı gördüm.
Kıble Mescidi gözükmektedir.
Kubbetussahra da gözükmektedir. Surlardan indikten sonra biraz ilerliyoruz ve ağlama duvarına geliyoruz. Ağlama duvarından ise Mescid-i Aksa’ya girilebilmektedir. Surların üzerinde şehri gözlemlemek elbette büyük bir tecrübe olmasının yanı sıra, sıra dışı bir gezi türü imkanı sunduğu da kesindir.
Yorum Yaz