İlim ve Medeniyet

NASIL ORTADOĞU UZMANI OLABİLİRİM?

Nasıl Ortadoğu Uzmanı olunur?

Yıllar önce bu konuda yazılmış bir yazı görmüştüm. Bugünlerde de ZTK Hocanın derslerine katılıyorum. Orada da bu konular geçiyor. 300 yıl gibi bir sürede Batı kendi sistemini kurmuş ve bunu Fawaz Gerges Ortadoğu’nun da yapabileceğini söylüyor. Ayrıca kıyaslama olarak bakıldığında Ortadoğu diğer bölgelere göre sorunun daha az olduğu bir yer. Bu da bence doğru dünyanın çıkarları burada olduğundan buradaki olaylar basında geniş yer buluyor. Sünni-Şii rekabetini reddetmiyor yazar ama altında yatan asıl meselenin körfezde güç mücadelesi olduğunu söylüyor. Ayrıca İslam dünyasında gençlerin sosyal alanlara yönelmediğini ve Mühendis ve doktor olmaya çalıştıklarını söylüyor. Bu da bu alanlarda rekabet gücümüzü azaltıyor. Bununla birlikte eğer gençlerimizin bir kısmı her şartta ve durumda kendilerini merak ettikleri alanlara adarlarsa gelecekte bambaşka bir Türkiye olabilir. Boş vakti olan bunu değerlendirsin. Türkiye’de uzman eksiği var bu doğru. Bununla birlikte Avrupa ve Amerika’da da bu durum böyle. Bir de uzman sorununu çözseniz bile devlet aklı yapmak istediğini yapıyor. Yani uzman görüşlerine birçok devlet önem vermiyor. Kendilerinin daha iyi bildiğini düşünüyorlar büyük ihtimalle ki birçok devlet bu yolda işlevsiz kaldı. İnsanları ne kadar güçlü olursa bir ülkenin o ülkenin o kadar güçlü olduğunu anlayabiliriz. Dünya bugün uzmanlaşmaya doğru gidiyor. Bunun avantaj ve dezavantajları mutlaka vardır. Bir de maalesef uzun saatler ders çalışmaktan gençlerimiz sıkılıyor bu durumda ilmi-bilimi ve bilgiyi sevdirecek işler öne çıkarılmalı ve toplumda rol modeller olmalı.

Türkler kolay dil öğrenemiyor diyorlar bir kısım insan. Bu konu birçok dünyada geçerli aslında. Dünyada dil öğrenimi son zamanlara kadar gramer ağırlıklı gidiyordu. Gramerin ancak yemekteki tuz miktarı kadar verilmesi lazım. Fazla olursa o yemek fayda sağlamaz ve yenilmez. Lakin pes etmeyenlerin öğrendiğine ben şahit oluyorum. Ben de öğrenirken çok yanlış yöntemler denedim ve zorlandım ama zamanla sizin için en doğru yöntemi buluyorsunuz. Bir insanı tanımadan da dil konusunda kolay kolay yardım yapılamıyor. Kimisi kendi öğrenir, kimisi için sınıf ortamı lazımdır ve kimisi başkadır vs. Dolayısıyla herkes için geçerli olacak yöntem belirlemek zor. Bir de dil öğretilmez öğrenilir denilir. Hocanın derste verebilecekleri yüzde 30-40 en az Hocanın size vermeye çalıştığı kadar sizin de katmanız gerekir. Mesela bazı öğrenciler görüyorum dil sadece Hocadan öğrenilir diye düşünüyorlar ve evde konulara hazırlanmadan geliyorlar. Kelimeleri araştırmıyorlar ve sonrasında da zorlanıyorlar. Hâlbuki kelimeleri bulmaya ve araştırmaya ne kadar erken başlanılsa o kadar iyi. Ayrıca kelimelerin kökünü bulmak zorunda idik önceden ama bugün yapay zekaya ilgili kelimeyi sorduğumuzda kelime ile ilgili bütün sorularımıza cevap veriyor. Yapay zeka dil öğrenme sürecini bitirmek için değil bize yardımcı olmak için var. Ne kadar erkenden bir öğrenci kendi başına araştırma yapabilme yeteneği elde ederse o kadar iyi. Önceden üzerine kafa yormadan, okumadan derslerde alınan bilgilerle bir yerlere gelinemiyor. Sadece sınav zamanı Âlim sonrasında cahil oluyoruz. Haftada ders gördüğümüz saat kadar evde o derse bakmalıyız ve ezberlemekten ziyade anlamalıyız.

Ortadoğu geniş bir coğrafya genelde İngilizce ve bir bölge dili işinizi görür. Suudi Arabistan çalışıyorsanız İngilizce ve Arapça yeterli olur. Ayrıca Suudi Arabistan’da bulunup oranın Ammicesini anlayacak kadar orada kalmak bir fark katar. Bunun için kurslar da oluyordur diye düşünüyorum. Yani mesele şurada tıkanıyor. Yaptığımız işi daha iyi nasıl yaparım diye bir gündemimiz olmalı. Bunun için ne gerekliyse ona vakit harcamalıyız. Mesela ben Ortadoğu çalışıyorum ve bölgedeki bütün dilleri öğrenmeye çalıştım. Bu kadar bir enerji sarf etmenize gerek yok ama benim hedefim en iyilerinden biri olmaktı. Çalıştığınız ülkenin en iyisi olmakta bir hedef. Ayrıca o ülkeye gittiğinizde orada Hocalarla ve kurumlarla irtibat halinde kalmak önemli. Gitmek istediğinizde tekrardan sorun yaşamazsınız ve hızlı yükselirsiniz.

Ortadoğu’ya dair okumalar yapmalı. Temel bazı olaylar var onları ayrıca araştırmalısınız bence. Mesela 1948 savaşı bölgeyi önemli ölçüde etkiledi. Bunun diğer ülkelere bir yansıması var. Böyle bir ülkeyle sınırlı kalmamış ve diğer bölgeleri de etkilemiş olayları Ortadoğu’yu genel manada çalışıyorsak bilmeliyiz. Bu konuda sorular geleceğinden bu alanlara iyi hazırlık yapılmalı. Mesela İran çalışıyorsanız bir Musaddık’tan haberdar olmalısınız. Tearuf nedir bilmelisiniz, İran-Irak savaşı mutlaka bilinmeli. Bunun gibi dönüm noktalarını ayrıntılı bilmekte fayda var. ZTK Hocanın da dediği gibi İran Türkiye ilişkilerini çalışırsanız uzman olamazsınız. Daha derinlemesine araştırmak bence hem Tarih hem de uluslararası ilişkiler en azından bilmek zorundayız. Bence en az iki farklı ilim dalında en az lisans seviyesinde bilgimiz olmalı. Tarih geçmişi bilmek ve uluslararası ilişkilerde bugünü anlamlandırmak için önemli. Bunun yanında sosyoloji gibi alanlara da yatırım yapılabiliyorsa yapılsın bence. Yani olabildiğince insan kendisini yetiştirmeli şu düşünceyi önemli görüyorum. Ben çalışmayanlardan, çalışamayanlardan, ilim talep edemeyenlerden, bizden önce vefat edenlerden, tembellerden de sorumluyum diyebilmeliyiz. Çünkü onların yerine de ayrıca çalışmak ve kendimizi geliştirmek gerekiyor. Yani ne kadar geliştirebilirsek ne kadar ileriye gidebilirsek gidelim. Allah’ın yardımı ihlasla yapıldığında, samimi olunduğunda ve güzel bir niyetle başlandığında inşaAllah gelecektir. Bu konuda şüpheniz olmasın. Bugün bir meseleyi anlayamadın diyelim üzülme birkaç yıl sonra anlarsın. Araştırmaya ve öğrenmeye devam et. Herkesin yürüdüğü yollardan birçok kimse yürüsün. Ama bazılarınız da yeni yollar açsınlar. Mesela Hausa dili hiç çalışılmıyor bu konuda araştırmalar yapın ve Afrika’ya durmadan gidip gelin. Bu yeni bir yol açmaktır. Bu yol kime ne şekilde güzellikler sunacak bilemeyiz. Sonuçtan sorumlu değiliz. Başarı değil istikrar ve kalite hedeflenmeli.

Masa ve saha çalışmaları önemli. Türkiye’den çıkmadan bile STK’lar ile anlaşarak bölgede ne olup bitiyor anlayabilirsiniz. Oradan gelenlerle röportajlar konuşmalar yapabilirsiniz. Yani her şey sizin istemenizle alakalı. İsteyeceksiniz ve bunun için mücadele edeceksiniz. Çok yazdım mesela yakın coğrafyamızdakiler hakkında çalışanlar yok. Buralara ilgi de yok. İlgi olması için illa güvenlik meselesi mi olması lazım. Ortadoğu’ya ZTK Hocamız güvenlik perspektifinden bakıldığını söylüyordu. Bu çok yanlış. Diğer ülkeleri anlamalı ve onların mantıklarını kavrayabilmeliyiz. Bu birkaç yılda olabilecek bir şey değil. Zaten birkaç yıl çalışıp bırakıldıktan sonra da büyük faydalar beklememek lazım. Hedef üç nesil çalışmak olsun. Çocuğunuza da vasiyet edin. Babalarının yollarından yürüsünler eğer yürümezse yerinize geçecek bir öğrenci yetiştirin. Böylece bir ülke nesillerce çalışılsın. Bunu hedeflerseniz büyük ihtimalle ömür boyu bir alanı çalışabilirsiniz diye düşünüyorum. Sefer bizden zafer Allah’tan. Çalışmadığımız köy bile kalmamalı. Batılılar bilgi sayesinde güçlüler. Bilgiye yatırım yapıyorlar ve tabi ayrıca onu manipüle etmekten de geri durmuyorlar kendi çıkarları için. Bugün İngilizlerin Ortadoğu’ya getirdiği medeniyeti görebilen var mı? Bir Batı gibi bir ortam var mı? Yarın ne olacak ne bitecek kimse kestiremiyor. Batı Fawaz Gerges’in de dediği gibi kendi sistemlerini ve teorilerini kendilerini anlamak için üretti. Onlar kendi teorileri ile bizleri kavrayamadılar ve belki de kavrayamayacaklardır.

ZTK Hocanın şu konuşmalarını hararetle tavsiye ederim…

Ozan Dur

 

 

Exit mobile version