İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Hadîs âlimlerinin “Allah Resûlü’ne mü’min olarak erişen ve müslüman olarak ölen kimse” şeklindeki sahâbe tanımından da anlaşılacağı üzere “sahâbî” payesine erişebilmek için Allâh Resûlü(a.s) ile belli bir süre sohbette bulunmuş olma şartı aranmamış bir anlık kısa süre Allâh Resûlünü görmüş olmak dahi sahâbî olarak isimlendirilmek için yeterli görülmüştür. Bu tanımın sahâbe arasında efdaliyyet bakımından bir fark bulunmadığı, sahâbîlerin tamamının aynı mertebede olduğu anlamına gelmediği belirtilmelidir. Zira önemli hadîs âlimlerinden Hâkim en-Nîsâbûrî, sahâbîlerin mertebeleri konusunda on ikili bir tasnife gitmiş ve bu tasnif diğer hadîs âlimlerinin büyük bir çoğunluğu tarafından da kabul edilmiştir. Sözgelimi Mekke’de İslâm’ın ilk ortaya çıktığı dönemdeki Müslümanlar birinci tabakada bulunan sahâbe olarak kabul edilirken Mekke’nin fethinde Allah Resûlünü gören çocuklar on ikinci tabakada sahâbî olarak kabul edilmiştir.
Kaynaklarımızda ismi kayıtlı bulunan 10.000 küsür sahâbînin tamamı hadîs rivâyetinde bulunmamış, rivâyette bulunanlar da-yaklaşık 4000 sahâbî- farklı sayılarda hadîs nakletmişlerdir. Bu sayı farklılıklarının sebepleri arasında;
*sahâbînin hâfızasının kuvvetli veya zayıf olması durumu,
* Allah Resûlüne ne kadar musâhabet ettiği,
*sahâbînin cihâd ile meşgul olması,
*kendini idarî işlere veya ibadete vermesi,
*hata etme endişesiyle hadîs rivâyetinden kaçınması,
* ömrünün kısa olması gibi başat âmiller sayılabilir.
Ebû Hureyre, Hz. Peygamber’in hayatında yaşadığı dört yıllık ömründen Bahreyn’de görevli olarak geçen bir yıllık süre dışındaki 3 yılın tamamını Nebiyy-i Ekrem’in yanında hatta en yakınında ticaretle veya başka bir meşgale ile uğraşmaksızın kendini ilme adayarak geçirdi. Hadîs usulü ilminde 1000’den fazla hadîs rivâyet eden yedi sahâbîyi ifade etmekte kullanılan el-Müksirûn arasında 5374 hadîs rivâyetiyle en çok hadîs rivâyeti bulunan Ebû Hureyre özellikle son asırlarda hayli tartışma konusu edilmiştir. Ebû Hureyre belki de ilminin ziyade olması bakımından dünya bilim tarihinde eleştiriye maruz kalan tek kişi olma özelliğini taşımaktadır. Yapılan eleştiriler indî birtakım iddianın ötesine geçememiş ilmîlikten uzak “görüşler” öne sürülmüştür. Bu karalama furyasına işin hakikatine nüfûz edememiş birçok kişi katılmış 3 yılda bu kadar hadîs nasıl ezberlenir nev’inden sorular zihinleri kurcalamıştır. Biz bu yazımızda Ebû Hureyre (r.a)’ın hayatı ve ilmî kişiliğine kısaca değindikten sonra sadece kendisinin rivayet ettiği hadîslerin sayısını tespit etmeye gayret edeceğiz.
Aslen Yemen’de yaşayan Ezd kabilesinin Devs kolundan olup çeşitli ihtilaflar olmakla birlikte asıl adı Abdurrahmân b. Sahr’tır. Ebû Hureyre şeklindeki künyesinin veriliş sebebi; koyun otlatırken bulduğu kedi yavrularını elbisesinin eteğine koyup onlarla oynadığı için kendisine “Ebû Hureyre” dendiği şeklindedir. Asıl adı unutulacak derecede künyesiyle meşhur olmuştur. Hicretin 7.yılında kabilesinden kalabalık bir heyetle Medine’ye gelmiştir. Medine’ye vardıklarında Allah Resûlü’nün Hayber’de bulunduğunu öğrenince oraya gitmiş ve henüz fethedilmemiş bazı Hayber kalelerinin fethine iştirak etmiştir. Bundan sonraki tüm gazvelere katılan Ebû Hureyre, Medine’ye geldiği günden itibaren Mescid-i Nebevî’ye bitişik olan ve yoksul sahâbilerin barındığı Suffe’de kaldı. Annesine gösterdiği hürmet ve saygıyla meşhurdu. İlim öğrenme ve öğretmeyle geçirdiği ömrü hicri 58.yılda son buldu ve Cennetü’l-bakî’e defnedildi.
İLMÎ ŞAHSİYETİ
Ebû Hüreyre başta Resûlullah (a.s) olmak üzere Übey b. Kâ‘b, Ebû Bekir, Ömer, Üsâme b. Zeyd, Âişe, Fazl b. Abbas b. Abdülmuttalib gibi sahâbîlerden ve Kâ‘b el-Ahbâr gibi tâbiîlerden hadîs rivâyet etti. Kendisinden de sayıları 800’e varan pek çok sahâbî ve tâbiî rivâyette bulunmuştur. Gecesinin üçte birini uyuyarak, üçte birini ibadet ederek ve diğer üçte birlik kısmını da hadîs müzakere ederek geçiren Ebû Hureyre’nin Hz.Peygamberle ilgili olan herşeyi öğrenme konusunda şiddetli bir arzusu vardı. Bundan dolayı Allah Resûlünün yanından hiç ayrılmadı. İlim öğrenebilmek adına sade ve mütevazı bir hayatı tercih ederek kendini ilme adadı. Abdullah b. Ömer kuvvetli bir hafızaya sahip olan Ebû Hureyre’ye şöyle demiştir: “Resûlullah’ın sohbetine en fazla devam edenimiz, onun hadîslerini en iyi ezberleyenimiz sensin”. Hafızasının kuvvetini gösteren bir olaya değinip rivâyet ettiği hadîslerin tespitine geçeceğiz.Medine Valisi Mervan b. Hakem onun rivâyetlerini yazdırmak istemiş Ebû Hureyre ona bu konuda bir ayrıcalık tanımamış fakat valilik sıfatıyla daha sonra kendisini huzuruna çağırıp sorduğu birçok hadîsi perde arkasında saklanan kâtibine yazdırmış, bir yıl sonra bu hadîsleri Ebû Hüreyre’ye sorduğunda onun hadîsleri aynen okuduğunu tesbit etmiştir.
RİVAYETLERİNİN SAYISI
Yazımızın başında da ifade ettiğimiz gibi Ebû Hureyre’nin Allah Resûlü ile 3 yıl gibi kısa bir süre birlikte olmasına rağmen diğer sahabilerden daha fazla rivâyetinin olması bazı çevrelerce garip karşılanmıştır. Mesele aslı olmayan birtakım tarihi rivâyetlerle birlikte servis edilip Ebû Hureyre hakkında ilmi olarak delillendirilmesi mümkün olmayan yalancılık,yöneticilere yaranma,onlar adına hadîs uydurma ve bundan dünyevi menfaat devşirmek gibi ve o gibi ağır ithamlarda bulunulmuştur. İddiaların temeline inildiğinde görülecektir ki buradan ulaşılmak istenen hedef, Ebû Hureyre değil dünya tarihinde sadece Müslümanlar tarafından geliştirilmiş muazzam bir bilgi iletim sistemi olan rivâyet binasını sarsıp hadîs ve sünneti itibarsızlaştırma çalışmasıdır. Bunu kasıtlı olarak yapan kötü niyetliler için hidayet, farkında olmaksızın bunlara tabi olanlara iz’an ve feraset dileyerek asıl konumuza dönelim.
Ebû Hureyre’nin rivâyet etmiş olduğu hadîs sayısı mükerrerleriyle(tekrarlarıyla) birlikte 5374’tür.Tekrarsız rivâyetleri ise 1579’dur.
Hadîs alanında yaptığı kıymetli çalışmalarla tanınan Muhammed Mustafa el-A’zamî’nin danışmanlığında Muhammed Ziyâuddîn el-A’zamî isimli araştırmacı tarafından 1973 yılında Kral Abdülaziz üniversitesinde Ebû Hureyre’nin rivâyetlerini araştırdığı bir yükseklisans tezi hazırlanmıştır. “Ebû Hureyre fî dav’i merviyyatihi bişevâhidihâ ve hâli infirâdihâ” isimli bu eserinde Ebû Hureyre’nin tek başına rivâyet ettiği hadîslerin sayısının 396 olduğu sonucuna ulaşmıştır. Buna göre Ebû Hureyre’nin rivâyet ettiği 5374 hadîsten 5080 adet hadîs başka sahabîler tarafından da rivâyet edilmiş, zayıf hadîsler hariç 294 tanesini ise sadece Ebû Hureyre nakletmiş, teknik ifadeyle infirad etmiştir. Bu konuda daha sonraları teknolojik gelişmelerden de istifade ederek daha kapsamlı bir çalışma imkanı bulan Ali el-Matari, sadece Ebû Hureyre’nin rivâyet etmiş olduğu söylenen 294 rivâyetten bir kısmını başka sahabilerin de rivâyet ettiğini tespit etmiştir. Buna göre sahih ve hasen(sahihe yakın konumda bulunan hadîs) olarak Ebû Hureyre’nin tek başına rivâyet ettiği hadîslerin sayısı 110 olarak tespit edilmiştir. Bu 110 hadîsten el-Matari’nin açık bir biçimde zayıf hükmü verdiği 9 zayıf hadîsi çıkarırsak sahih rivâyetlerin sayısı 101’e düşmüş oluyor. Yani el-Matari’nin bu çalışmasını esas alırsak Ebû Hureyre’nin tek başına, başka bir sahabîden gelmeksizin sahih yollarla bize gelen hadîslerinin sayısı 101 olmuş olur.
Yazımızın, Ebu Hureyre(r.a)’nin hayatı, ilmî kişiliği ve sadece kendisinden rivâyet edilen hadîslerin sayısı hakkında bir fikir vermiş olmasını umuyor, Yüce Allah’tan, ez-Zehebî’nin hakkında ‘güvenilir hâfızların efendisi’ dediği büyük sahâbî Ebû Hureyre radiyallahu anh’ın ilminden ve rivayet ettiği hadislerden hakkıyla istifade edebilmeyi bizlere nasip eylemesini niyaz ediyorum.
Yunus ELVANİ
İshak Sancak
04.03.2021 / 10:27Allah razı olsun güzel özetlenmiş ve doyurucu bir yazı olmuş.