Ögeday’ın doğum tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Göbi Çölü’nde doğmuştur. Batı kaynaklarında Occoday, Hacotha, Etheracan, Ectais, Ocuai, Türkçe’de ise Oktay olarak tanınmıştır. Cengiz Han’ın üçüncü oğludur. Ögeday 1203 yılında Kereyitler’le yapılan Halahalcit Savaşı’nda ağır yaralandı.
Ertesi yıl Merkitler’in Moğol egemenliği altına girmesinin ardından Merkit hanının kızı Töregene ile evlendi. 1206’da deneyimli subaylardan Iluge ve Degoi’nin yanına verildi. Daha sonra 1211-1216 yılları arasındaki Çin Seferleri’ne katıldı.
Hükümdar oluşu
1219 yılında veliaht olan Ögeday, ağabeyleri Cuci ve Çağatay’la birlikte Harezm seferlerine katıldı. Otrar seferinde başarılı bir komutan olduğunu kanıtladı. Cengiz Han’ın 1227 yılında ölümünün ardından Ögeday yeni hükümdar seçildi.
Cengiz’in ölümü ile ortaya çıkan çözülmeleri durdurmak ve genişlemeyi sürdürmek için çeşitli önlemler alan Ögeday, yeni yasalar hazırladı. Kardeşi Çağatay’a Uygur ülkesinden Horasan’a dek olan yerleri yurt olarak bıraktı. Moğol İmparatorluğu’na bağlı ülkelerden gelen yıllık vergileri düzenledi. 15 yaşından büyük erken nüfusu saydırdı. Bu sayede çıkarabileceği azami asker sayısını belirlemek için bir veri elde etti.
Seferleri
1229 yılında Carmagon Noyan’ı Harezmşahlar’ın üzerine gönderdi. Yenilgiye uğrayan Celaleddin Harezmşah’ın 1231 yılında ölümünün ardından Moğol ordusu İran’ın batısına doğru ilerledi. Ögeday Çin seferine hazırlanırken Subitay Noyan’ın birçok Moğol prensi ile birlikte Kıpçak iline gönderdi. Bir başka Moğol ordusu da Keşmir ve Afganistan’a girdi. Ögedey de kardeşi Çağatay’ı yanına alarak Çin seferine çıktı.
Bu seferde Çin orduları büyük bir bozguna uğratıldı. 60’tan fazla kale ve şehir ele geçirildi. Kuzey Çin’in tamamını hakimiyeti altına alan Ögeday 1234 yılında Karakurum’a döndü.
Ögeday ile Anadolu Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad arasında yoğun diplomatik ilişkiler oldu. Ögeday, Keykubad’ı kendisine bağlılık bildirmesi için Karakurum’a çağırdı. Keykubad buna yanaşmayarak oyalama siyaseti güttü. Bunun üzerine Ögeday, Carmagon Noyan’ı Anadolu’ya gönderdi. Moğol ordusu kısa zamanda Azerbaycan’ı ele geçirdi.
1236 yılında oğlu Kutan’ı Sung Krallığı (Güney Çin) üzerine gönderen Ögedey, yeni seferlerin planlanması için kurultayı topladı. Toplam sayıları bir milyona yaklaşan Moğol askerlerinin geçimi için sürekli akın ve talan gerekmekteydi. Toluy’un oğlu Mengü, Çağatay’ın oğlu Baydar, Ögeday’ın oğlu Güyük ve Suday Bahadır, Batu’nun komutasında Batı seferinde gönderildiler. Bu yeni açılma siyaseti sessizliğin egemen olduğu Doğu ve Batı’da büyük çalkantılara yol açtı. Gürcistan’da başlatılan saldırılar Batu ve akıncı kuvvetleri komutanı Bela tarafından Batı’ya kaydırılarak Başkır, Kazak, Bulgar ülkelerine ve Rusya’ya yöneltildi. 1236 yılında Rusya Moğollar’a bağımlı bir devlet durumuna geldi. 1239’da Kiev’i alan Batu, Galiçya’yı ele geçirerek Macaristan’a yöneldi. Bela ise Polonya, Silezya ve Moravya’da yağmalarda bulundu. Moğol orduları Vistül Irmağı’na kadar birçok bölgeyi kayıp yıktılar. Bela, Ögeday’ın 1241’de Krakövi’ye girdi. Avrupa devletlerinin oluşturduğu ordular büyük bozguna uğratıldı. Batu ciddi bir direnişle karşılaşmadan Budapeşte önüne geldi.
Ögeday. 1240 yılında Tataristan’da geleneksel olarak düzenlenen av partisinde fazla içkiden hastalandı. Uzunca bir süre yönetimde etkisiz kaldı. 1241 yılında ölümünün ardından zehirlendiği şüphesiyle bazı cariyeleri ve devlet adamları öldürüldü.
Ölümü sonrası
Ögeday’ın ölümünün ardından ülkeyi beş yıl boyunca eşi Töregene yönetti. Oğlu Güyük Han 1246 yılında Kağan seçildi. 1249’da Güyük ölünce iki yıllık bir aradan sonra Moğol tahtına Toluy’un oğlu Mengü oturdu.
Kişiliği
Ögeday, Şaman inancı taşımasına karşın İslamiyet’e de saygı duymuştur. Her dinden insana yeteneklerine göre vazife verirdi. Çinli vezir İli Çütesay’dan bilim ve teknoloji alanlarında bilgiler edinmiştir. Adaleti içtenlikle arzulamasına karşın uzak ülkelerdeki ordularının zulümlerde bulunmasını önleyememiştir. Bunda gevşek politikasının ve olaylardan habersiz kalışının da etkisi vardır. 13 yıllık hükümdarlığında o dönem bilinen dünyanın yarısına hakim olmuştur.