Tarihçi ve Aydın olan Zeki Velidi Togan’ın Kısa Portresi
Özet:
Bu makalede Togan’ın hayatı genel çerçeveler çizilerek anlatılacaktır. 1890 yılında Başkurt ilinde dünyaya gelen Togan ilk eğitimini ailesinin yanında ve o çevrede aldıktan sonra ileri düzeyde eğitim almak için Kazan’a gider. Kazan da Tarih alanında tanınır biri olunca bazı araştırmalar ve ilmi çalışmaların öncüsü olur. İlerleyen yıllarda ise Togan’ın siyasi hayatı başlayacaktır ve Togan o karışık yıllarda bile ilimden geri durmayacaktır. 1925’te Türkiye’ye gelecek olan Togan Türkiye’nin tarih kültürüne önemli katkıları olacaktır. Türkiye de de bazı sorunlarla da karşılaşacak olan Togan, ilerleyen yıllarda ise İstanbul Üniversitesi’nde öğrenci yetiştirmekle meşgul olacaktır.
Anahtar kelimeler: Zeki Velidi Togan, Orta Asya, Türkiye, Siyasi Faaliyetler.
Not: Lisans dönemimde Togan’ın Hatıraları ile karşılaşıp okuyabildiğim kadar okumuştum. Orta Asya dersini alınca da bu yazıyı kaleme almışım. Sizlerle de paylaşmak ve döneme dair merak uyandırmak isterim. İyi okumalar.
Mevcut eserlerin değerlendirilmesi
Zeki Velidi Togan hakkında yegâne orijinal kaynak kendi yazdığı “Hatıralar” adlı eserdir. Kendi doğumundan itibaren ele aldığı bu eseri çok ayrıntılı bir şekilde yazmıştır. Bu yüzden Zeki Velidi Togan hakkında çok sayıda makale ve kitaba rastlamamaktayız. Kendisi olayları ayrıntıyla anlattığı için zaten gerekte kalmamıştır. Onun hakkında yazılan kitaplarda Togan’ın yazdığı Hatıralar adlı kitabın kısaltılması olmuştur. İki isim özellikle Togan hakkında bir kitap çıkarmaları açısından önemlidir. Bunlardan birisi Tuncer Baykara’dır diğeri ise Alişan Satılmış’tır. Bu iki isim öncelikli olarak Togan’ın “Hatıralar” adlı kitabını kaynak olarak kullanarak Togan’ın biyografilerini yazmışlardır.
Bu konuyu seçmemin sebebi ise biraz eskilere dayanıyor. Bundan yaklaşık 2-3 yıl önce Zeki Velidi’nin “Hatıralar” adlı eseriyle tanışmıştım. Ondan dolayı onun ismini duyunca tekrardan onun hakkında araştırma yapmak istedim. “Hatıralar” adlı eseri olduğunu biliyordum. Üniversitemiz kütüphanesinden onu ödünç aldım. Onun dışında yukarıda zikrettiğim iki kişinin de yazdıkları eserleri Üniversitemiz kütüphanesinden aldım. “Hatıralar” kitabından ziyade Tuncer Baykara’nın eserini kullandım. Çünkü “Hatıralar” adlı kitap hem çok uzun hem de sürem kısıtlıydı.
Genel olarak Baykara’nın eserinden faydalandım ve Youtube’ye yüklenmiş olan Togan’ın kızının ve öğrencilerinin yaptıkları konuşmaları dinledim. Onun dışında 2-3 sene önce kitabın yaklaşık 100-150 sayfasını okumuştum ve hatıralarımda taze kalan bazı bilgi kırıntıları mevcuttu. Asıl olarak Tuncer Baykara’nın eserinden yararlanarak genel hatlarıyla Togan’ın hayatını anlatmaya çalıştım.
Zeki Velidi Togan ve Onun Mücadele dolu hayatından bazı kesitler
“Hayatımın başlangıcında, bu kitapta anlatacağım gibi Ural’ların ve Orta Asya’nın son yüzyıl büyük siyasi hareketlerine, Türk milletinin çok geniş bir kitlesinin kurtuluş mücadelelerine rehberlik edeceğim, diğer taraftan milletlerarası şark teşkilatında söz sahibi bir şahsiyet olacağım kestirilemezdi.”[1]
Togan’ın yukarıda belirttiği gibi onun hayatının bu şekilde gelişeceği kestirilemezdi. Bir köyde dünyaya gelen Togan’ın uzun ve macera dolu hayatı şayan-ı hayrettir.
Zeki Velidi Togan 1980 Yılında bugünkü Başkurt ilinde İsterlimak kantonluğunda ki Küzen köyünde dünyaya gelmiştir. Babası Molla Ahmet, Annesi Ümmü’l-Hayat’tır ve Zeki Velidi Togan’ın 3 kız ve 5 erkek kardeşi bulunmaktaydı.[2]
İlk olarak bence Zeki Velidi’yi anlamak için Başkurtları ve onların durumlarını anlamak lazımdır. 16. Yüzyılda Başkurtlar Rusların tahakkümü altına girdiler. İlk başlarda Başkurtlar imtiyazlı durumlarını korudularsa da zamanla bu imtiyazlı durumlarını yitirmeye başladılar. Bu durumu kabullenemeyen Başkutlar, 1664’te ayaklandılarsa da İsyan güçlükle de olsa bastırıldı ve Başkurtların madenlere ulaşmasına da engel konuldu. İlerleyen günlerde Başkurtlar diğer Türk devletleri gibi Rusların bazı muamelelerine maruz kaldılar.
Zeki Velidi Togan ülkesinin Ruslar tarafından fethedildiğini hayatı boyunca unutmayacaktır. Bu da Togan’ın milliyetçilik yönünün ağır basmasının en önemli nedenlerinden biri olacaktır. Halkının birleşmesi ve bağımsızlığı için bir dizi mücadeleye girecektir.
Zeki Velidi Togan’ın fikirlerinin ilk yeşermeye başladığı yer aile olacaktır. Ailede aldığı altyapı sonucunda fikirleri ve düşünceleri gelişmeye başlayacaktır. Zeki Velidi’nin babası bir Medresesi olan Molla idi. Zeki Velidi ilk eğitimini babasının medresesinde alacaktır. Babasından ders alırken aynı zamanda annesinden de eğitim alacaktır. Annesi Zeki Velidi’ye farsça şiirler ve sözler öğretecektir. Babasının medresesinde ve dayısının medresesinde Zeki Velidi dışarıdan okumaya gelmekte olan birçok öğrenciyle karşılaşacaktır. Bu öğrencilerden onların bulundukları yörelerin coğrafyasını öğreniyordu. Ve yaşadıkları yer hakkında malumat da ediniyordu. Bu durum ilerde zeki Velidi’nin işine yarayacaktır. Bulunduğu coğrafya hakkında bir bilgi sağlayacak ve onun fikri gelişiminde kısmen faydalı olacaktır.[3]
Daha sonra Zeki Velidi babasının medresesinde belli eğitimleri aldıktan sonra kendi düşünce hayatı üzerinde çok etkili olacak olan dayısı Habib Neccar’ın medresesine gidecektir. Dayısı Habib Necar, Kazanlı Şehabüddin Mercani’nin önde gelen talebelerindendi. Dayısı Habib Neccar’ın tarih bilgisinden yararlandığını biliyoruz. [4]
Molla Ahmet, Zeki Velidi’nin dönemindeki özel hocalardan ders almasını istiyordu ve bunun içinde dönemindeki bazı insanların yanına oğlunu yoluyordu. Bunlardan biri de Hızır Molla adlı hocaydı. Hızır Molla’dan Hendese ilmini tahsil etmiş ve daha sonrasında o vefat edince camilerin kıblesini Zeki Velidi Togan bulacaktır. Diğer bir kişi olarak İse Molla Gül olarak gösterilir. Zeki Velidi Molla Gül’den güzel farsça düsturlar öğrenmiştir.
Zeki Velidi 1902’de Orta tahsil İçin dayısının ütek’teki medresesine gider. Burada 6-7 ay tahsil almıştır. Bu medresede Arap dili ve Edebiyatı öğrendi. Aynı zamanda iyi bir tarih bilgini olan amcasından tarihte dinlemiş ve bu da Zeki Velidi üzerinde müsbet etkileri olmuştur.
Daha sonra 1906’da Zeki Velidi’nin babası gözlerinden rahatsızlanınca ve Haca gidince Zeki Velidi babasının medresesine gitti. Orada bir kitaplık oluşturdu ve yer küresi getirdi. Burada bazı şeylerin farkına vardığı söylenir. Bunlardan biri de artık buranın kendisine dar geldiğini anlaması ve ilim için başka yerlere gitme fikrinin doğması söz konusu olmuştur.
Zeki Velidi’nin bulunduğu ortamda insanlar erken evlendiriliyor olmalıydı ki Zeki Velidi 18 yaşına gelince babası onu evlendirmek istedi. Ama zeki Velidi Togan babasının bu fikrine karşı çıktı ve 1908’de haber vermeden köyünü terk etti.[5]
Zeki Velidi’nin kafasında uzak yerlere gitmek olduğu söylense de o büyük ölçüde maddi durumunun zayıflığından dolayı Kazan’a geldi. Kazan da Kasımiye medresesinde kalmaya başladı. Burada özel dersler alması mecburi idi. Çünkü kaldığı derslerde tarih ilmi okutulmuyordu. Özel ders hocası ise Yemilyanov idi ve o Zeki Velidi’yi “Rus olmayanlar muallim mektebi” imtihanına hazırlıyordu. Burada en önemli meselelerden biri Katanov gibi bazı Rus şarkiyatçılarla tanışmış oldu. 1909-1910 Yılarında Kasımiye medresesine Türk Tarihi ve Arap edebiyatı muallimi olarak atanacaktır.[6]
Katanovla tanışması Togan için önemlidir. Katanov yıllarca Ruslara hizmet etmiş bu uğurda ömür çürütmüş adamdır ve Togan’a Ruslara inanmaması gerektiğini söyleyecektir. Togan da zaten Ruslara inanmayacak ve onlarla olan münasebetinde ihtiyatı elden bırakmayacaktır.
Zeki Velidi Togan ilmi faaliyetleri yanında çok aktif bir siyasetçi olarak da dikkat çeker. Sadece yerinde oturup olayları dışarıdan izlemekle kalmamış inandığı uğurda davası üzere meydanlara inmekten de geri durmamıştır. 1916-1922 Yılları Togan’ın siyasete atılması için çok önemli yıllardır ve bu yıllarda bazı siyasi olaylara karışmıştır.
Çarlık döneminde yöneticiler ile halk arasında bağlantı kurulmak istenilmiştir. Bunun zahiren amacı halkın görüşlerini dinlemek ve onların ne istediğini öğrenmektir. Bölge bölge adaylar özellikle halk tarafından seçilen önemli kişiler Rusya’ya gitmeye başlamıştır. Zeki Velidi de bulunduğu bölgede halkın isteğiyle onların temsilcisi olmuş ve Rusya’ya 1915 yılında gitmiştir. İlk yıllarda pek de önemli adımlar atılamasa da herhalde Togan ve diğer siyasi önderler için en önemli olay 1917 devrimi idi. Devrim olunca herkes korkuyla umut arasında bir durumdaydı. Çünkü Müslümanların durumunun ne olacağını kestiremiyorlardı. Bundan dolayı dönemin önde gelen insanlarının iki gruba bölündüğü söylenir. Birinci grup Rusların birlik olmasını ve Müslümanların eskisi gibi haklarını devam ettirmelerini istiyordu. İkinci grup ise muhtariyet isteyen gruptu. Aralarında böyle bir anlaşmazlık olması muhakkak ki güçlerinde azalmaya sebep oldu. Ama Togan muhtariyet ilan etmekte gecikmedi. Rusların durumu zaten karışık olduğundan ilk başta Müslümanlara iyi davranıyorlardı. Bu durumun verdiği görece rahat ortamda Başkurt devletinin kurulduğunu görüyoruz.[7]
1918’da Milli Başkurt hükümeti kuruldu. Zeki Velidi bu hükümetin harbiye ve dahiliye nazırı oldu. Ama Ruslar aynı yıl içinde Orenburg’u işgal ettiler ve Togan’ı hapse attılar. Kazak ve Başkurtların saldırısı sonucu Zeki oradan kaçmayı başardı ve artık silahlı faaliyetlere başlayacaktı.[8]
1920-22 arasında Türkistan da mücadele ettikten sonra, buradan sonra 1923-25 yıllarında muhtelif bölgelere seyahat eder. Seyahati sırasında araştırmalar yapıyor ve bazı önemli veriler elde ediyordu. Yine böyle çalışmaları esnasında 1923 yılında İran’ın Meşhet bölgesinde İbn Fadlan’ın seyahatnamesini keşfetti. Bu kitap üzerine Viyana Üniversitesi’nde doktora çalışmasını tamamlayacaktır.[9]
İlerleyen yıllarda Togan Türkiye’ye gelecek ve burada da çalışmalarda bulunacaktır. Türkiye de bulunması dönemi iki döneme ayrılabilir. İlk dönemi 1925-32 yıllarını kapsayacaktır. Togan Türkiye de İstanbul üniversitesinde çalışmalara devam edecektir. 1932 yılına geldiğinde kendisini karalama kampanyası başlatılır ve Togan artık Türkiye’de kalamaz ve Viyana’ya gider. [10]
Viyana üniversitesini bitirip doktorasını tamamlayınca Türkiye’ye geri döner. Türkiye’de 1944 yılında ırkçılık olaylarının müsebbibi olduğu gerekçesiyle hapse atılsa da kısa süre de çıkar. Ondan sonra da bu gibi Togan’ı üzecek olaylar pek Türkiye’de olmaz. Togan hayatının sonuna kadar yine ilimle uğraşmaya devam eder. Zeki Velidi’nin hayatı çok uzun ve çok önemli olaylarla doludur. Togan Türkiye de birçok kurumun oluşmasına ön ayak olur. Birçok insanın yetişmesine ön ayak olur. 1970 yılında 80 yaşında vefat eder.
Zeki Velidi Togan hatıralarını en son şunları dile getirerek bitirir:
“İran da kalan Türkistan aydın mücahitlerine 1924’te Berlin’den gönderdiğimiz raporda Batı devletlerinin Sovyetlere karşı siyasetlerinde vuzuh ve censequence olmadığından şikayet ederken mamafih bizim müttefikimiz batılıların kendilerine güvenleridir; Sovyetler ise best (getto) larından ayrılmayacaklardır demiştim. 44 senedir Sovyetler o getto’dan ayrılamamışlar ayrılmaya cesaret edememişlerdir. Batı dünyası ise bu satırları yazdığım saatleri, ilmi esrar içinde değil açıkça yüz milyonlarca insana göstererek ileri sürmekle elde etmekte olduğu muvaffakiyetin bayramını Hür dünya astronotlarının Ay’a ayak basmalarını seyrederek geçirmektedir. Birçok insanlar kainata dalmanın dünya düzeni ve içtimai ahlak üzerinde müspet tesirleri olacağına inanıyorlar.”[11]
Eserini yukarıdaki sözlerle bitiren Zeki Velidi Togan, ilmi çalışmalarıyla ve mücadelesiyle günümüz insanlarının dikkatini çeken biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye’de ve dünyada birçok önemli konularda yazmış çizmiş ve yazdıkları itibar görmüştür. Togan’ın genel olarak üç şeyi sahiplendiği ve o üç şeyden çok etkilendiği söylenir. Bunlardan birisi Milliyetçiliktir. Bu duyguya sahip olmasının normal olduğu söylenir, çünkü Slav deryasında yok olmamak için adeta bir sığınak olarak görmektedir milliyetçiliği. İkincisi ise İslam dinidir. İslam dini hem Başkurtların ve hem de diğer Türki devletlerin kimliğini koruma da çok önemli rol oynamıştır. Üçüncü ve son olarak ise sosyalizm akımından etkilenmesidir. Bu akımla da Ruslar sayesinde tanışmış ve o akımı benimsemiştir.
Zeki Velidi Togan’ın Eserlerinden Bazıları
Türk Ve Tatar Tarihi, Kazan 1912.
İbn ül-Fakih’in Yeni Nüshası, Ankara 1924.
Türk Efsanelerinde Milli Alametler, Ankara 1924
Türkistan Meselesi, 1927
Türk Tarihinin umumi hatlarına dair ilk medhal dersi, İstanbul 1928.
Moğollar, Cengiz ve Türklük, İstanbul 1941.
Bugünkü Türkistan ve Yakın Tarihi, İstanbul 1942.
Umumi Türk Tarihine Giriş, İstanbul 1946.
Tarihte Usül, İstanbul, 1950.
Asya’nın Mukadderatı, 1960
Hatıralar, İstanbul 1969.
Cengiz Han, 1969-1970.[12]
Bibliyografya
Baykara, Tuncer., Zeki Velidi Togan, İstanbul: Kültür Bakanlığı Yayınları, 1989.
Baykara, Tuncer., “Zeki Velidi Togan”, (Dia cilt 41), (2012), s. 209-210
Satılmış, Alişan., Zeki Velidi Togan, Ankara: Alternatif Yayınları, 2003.
Togan, Zeki Velidi., Hatıralar, İstanbul: Hikmet Gazetecilik Yayınları, 1969.
[1] Zeki Velidi Togan, “Hatıralar”, İstanbul 1967, s. 2.
[2] Tuncer Baykara, “Zeki Velidi Togan”, İstanbul 1989, s. 1-2.
[3] Baykara, A.g.e s. 3.
[4] Baykara, A.g.e, s. 4.
[5] Baykara, A.g.e, s. 4.
[6] Alişan Satılmış, “Zeki Velidi Togan”, Ankara 2003, s. 9.
[7] Baykara A.g.e s. 8-9.
[8] Baykara A.g.e. s. 10-11.
[9] Tuncer Baykara, “Zeki Velidi Togan”, DİA, cilt 41, 209- maddesi, s. 209-219.
[10] DİA Maddesi, A.g.e s. 209-210.
[11] Togan, A.g.e, s. 621.
[12] Bu eserlerin künyesi Baykara, A.g.e, s. 72-102. Togan’ın 400’e yakın kitap ve makalesi vardır ve ben sadece bunlardan bir kaçını zikredebildim.