Ortadoğu Dilleri (Arapça, Farsça ve İbranice)
Ortadoğu’daki hâkim diller Arapça, Türkçe, Farsça, Kürtçe ve İbranicedir. Arapça, Türkçe, Farsça ve İbraniceyi uzun yıllardır çalışıyorum. Bu saydığım dillere dair bilgiler sunmaya çalışacağım.
İbranice
İbranice , Arapçadan çok etkilenmiş bir dildir. İbranicenin babası Eliezer Ben Yehuda’nın en çok kullandığı sözlüklerden birisi Lisanü’l-Arab’dır. Aynı dil ailesinden de olmaları sebebiyle fiillerin çekimleri, artikeller, erillik-dişillik, edatlar ve sayılar gibi birçok benzer alan bulunmaktadır. Bu gibi ortaklıklardan dolayı Arapça bilenlerin öğrenmesi kolay bir dildir. Arapça bilmiyorsanız da öğrenebilirsiniz elbette ama Arapça bilenler 2-0 önde sayılır. Benzerliklerine dair bir görsel paylaşmak istiyorum
İbranice tapınak yıkıldıktan sonra konuşma dili olmaktan çıktı. Bazı Yahudilerin anlaşılmamak için İbranice konuştuklarını bir kaynaktan duymuştum ama çok yaygın bir uygulama olmasa gerektir. Türkiye’de namazlarımızda Arapça okusakta birçoğumuz Arapça bilmeyiz. Bu duruma biraz benziyor. Din olarakta Yahudiliğin İslam ile bazı ortak yönleri oluyor. Yahudilik çünkü tahrif edilmeden önce Hâk din idi. Daha sonra diğer dinler geldiler. En son İslam geldi ve Onun ile şereflendik Hamdolsun.
Eliezer Ben Yehuda İbraniceyi ana dilimiz yapalım dediğinde Herzl onunla dalga geçmişti. “Kim İbranice bir bilet isteyebilir ki” diyordu. Dolayısıyla Herzl buna inanmamıştı. O Avrupa dillerinden birisi olsun diyordu. O zaman Yahudilerin en çok konuştuğu dil Yidiş idi. Yidiş Almancanın bir kolu gibi idi ve Almanlar da tarihteki en büyük Yahudi soykırımını gerçekleştirdiler. Yidiş konuşanların sayısı milyonlarca azalmıştı. Bu ona yüklenen pejoratif (olumsuz) anlamdan dolayı da Yidiş kullanmak istemediler. Ben Gurion bile gençliğinde İbraniceyi canlandırma çalışmalarında bulunmuştur. Daha sonra İngilizler 1922’de İbraniceyi resmi dil olarak kabul ettiler ve bu onun yaygınlaşmasını kolaylaştırdı.
İbranice nasıl öğrenilir?
İbranice eğitimi veren bildiğim iki yer var. Kayseri Erciyes ve DTCF. Ankara’da ve Kayseri’de bu dili öğrenmeyi düşünebilirsiniz. Kayseri’de ayrıca İbrani dili ve Edebiyatı bölümü var. Ayrıca kitap olarak benim hazırladığım 7’den 77’ye Herkes İçin İbranice kitabıyla Metin Hocamla beraber hazırladığımız “İbranice Öğreniyorum Seti” (4 cilt) bulunmaktadır.
İbranicenin özellikleri nelerdir?
İbranicede fiillerin üç harfli kökleri vardır. Bunlardan çekim yapılırlar. Zamirlere göre fiiller çekilir. Geçmiş zaman, şimdiki-geniş zaman ve gelecek zaman bulunmaktadır. Her zamir olmakla birlikte tesniye (ikilik) yoktur. İrab ayrıca bulunmamaktadır. Bu da dilin öğrenimini kolaylaştırmaktadır. İbranice Farsçadan zor, Arapça’dan kolaydır. Harekeler vardır ama sadece ilk öğrenenlerin rahat okuyabilmesi için konulur. Bununla birlikte Nakdan isimli sitede metinler harekelenebilmektedir. Yüzde 90 oranında doğru olarak harekelenebilmektedir. Morfix isimli sözlükte ise kelimeler harekelenip İngilizce karşılıkları verilmektedir.
A1’den C2’ye kadar sıklıkla karşılaşabileceğiniz kelimelerin bir listesini ilimvemedeniyet’te paylaştım. Mesela insan anlamına gelen “Adam” אדם kelimesini אָדָם şeklinde harekeli ve yanına da okunuşunu yazacak şekilde paylaştım. Dolayısıyla öğrenmenizi kolaylaştırmak için ciddi hamlelerde bulundum.
Kendine has bir alfabesi var. Ama bundan korkmayın. İnsanlar Çince bile öğreniyorlar. Sağdan sola doğru yazılıyor ve okunuyor. 1000-1500 kelime öğrendiğinizde birçok işinizi halledersiniz. YDS’de sınavı olan bir dil değildir. İsmek’te eğitimler veriliyor ama buradan alınan sertifikaların çok geçerliliği yok. Filistin’de Hayfa, Tel Aviv ve Kudüs İbrani gibi üniversitelerde bu dilin eğitimini alabilmek mümkün. Maddi durumu iyi olan gençlerimize bunu tavsiye ederim. Kutsal toprağımız olan Kudüs’e namaz kılmak için gidelim ayrıca dillerini, dinlerini ve tarihlerini de öğrenmek için gidelim. Bölgedeki önemli bir rakibimiz ve onları her alanda geçersek güzel olur.
İbranice iş olanakları
İletişim başkanlığı, Dış işleri, Ortadoğu Çalışan Kurumlar, tercümanlık, turizm, sağlık turizmi vb kurumlarda çalışabilirsiniz.[1] Dini bir sebep arıyorsanız İbranice öğrenen Sahabemiz bulunmaktadır. Müslümanların bilmediği dil, bölge, ülke, coğrafya, sokak ve mahalle kalmamalı. Bu alanda çalışacak gençlerimize Rabbim’den şuur ve bilinç niyaz ederim.
En kadim ve en önemli dillerden Farsça
Farsça Öğrenmek
Farsça öğrenmek gerçekten kolay. Sadece Baran Zeylan Hoca’nın videolarını izleseniz bile Farsçayı çok ileri seviyelere çıkarırsınız biiznillah. Mehmet Kanar Hocanın uzun yıllar bu dilin öğrenimini kolaylaştırmaya yönelik çalışmaları var. İran’ın yabancılar için hazırlamış olduğu birçok güzel Farsça kitabı var. İran ayrıca vize almadan gidebileceğimiz bir ülke. Bununla birlikte Farsça sadece İran’da öğrenilmez. Afganistan ve Tacikistan’ın da güzel üniversiteleri bulunmaktadır.
Farsça hakkında bilgiler
Farsçanın grameri çok basit. Grameri en basit olan dillerden birisi. Konuşmak kolay. Konuşurken gramerin bazı kuralları da kolaylaştırılıyor. Farsça öğrendikten sonra karşılaşacağınız rekabet orta seviye ve üzerinde. İran çalışan çok isim var. Yine de hayaliniz İran çalışmaksa birçok kimseye fark atabilirsiniz. Genel anlamda Farsça bilen çok olsa da şartlar gereği derinleşebilen çok isim yok. Türkiye’de bir ülkeye özel ilk araştırma merkezi İram idi. İram ise İran üzerine kuruludur. İran’ın ne kadar önemli olduğu buradan anlaşılır.
Erillik dişillik yok. Türkçe Farsça arasında çok ortak kelime var. Farsça birçok dili etkilemeyi başarmıştır. Türkçe, Urduca ve Kürtçe Farsça ile etkileşim halindeki dillerdir. Bölgesel bir etkinliği vardı bu dilin. Türkçedeki birçok ek ve isim Farsçadan geçmiştir. Birçok ismin kökeni Farsçadır. Dilara, Dilber ve Suzan isimleri örneğin. Dil gönül demek, ara ise süsleyen demek. Yani Gönül Süsleyen anlamında. Suzan ise yakan anlamına geliyor. Suhten diye yakmak anlamında fiil var. Oradan gelmektedir. Dilber ise gönül götüren demektir. Ber götürmek demek ve dil ise gönül anlamındadır.
Tahran Üniversitesi, Dehhoda, Kazvin İmam Humeyni Üniversitesi, Bonyad-e Sadi gibi kurumlardan İran’da eğitim alabilirsiniz. Tacikistan’da Hocend ve Milli Üniversitelerden bu dilin eğitimini alabilirsiniz. Afganistan’da Herat ve Kabil Üniversitelerinden bu dilin eğitimini alabilirsiniz. Osmanlıların gözü hep Doğu’da idi. Doğu’dan iki dili çok öğrendiler. Bunlar Farsça ve Arapça idi. Batıyı uzun bir süre kâle almadılar. Sonraki yıllarda Fransızca ve İngilizce eklendi. Türkiye’de bugün 9 üniversitede bu dil öğretilmektedir. Seçmeli ders olarak birçok bölümde okutulmaktadır.
Farsça Çince gibi bir ülke ile sınırlı kalmamıştır. Buna rağmen İspanyolca, Fransızca ve İngilizce gibi de büyük bir popülasyona ulaşamamıştır. (İ. Ortaylı’dan alıntı)
Dini terimlerimiz Farsçadan geçmiştir. Abdest, Peygamber ve oruç gibi kelimeleri Farsçadan aldık. Osmanlıca ile uğraşanlar orta seviye Farsça bilirlerse çok güzel olur. Osmanlıcanın beslendiği iki önemli dil vardır: Arapça ve Farsça. Çalışkan gençlerimize hem Arapça, hem Farsça ve hem de İngilizce öğrenmelerini tavsiye ederim. Arapça, Farsça ve Türkçe ayrılmaz bütündür.
Kutsal dilimiz Arapça
Öncelikle Arapça’da Fasih öğrenilmeli diye büyüklerimizden duyuyoruz. Bence bu doğru. Ondan sonra çalışacağımız ülkenin ammicesini öğrenebiliriz. Levant Arapçası Suriye, Filistin ve Ürdün’de anlaşılıyor. Buraların bize yakın olması ve Filistin’in bunların içinde bulunması dolayısıyla Levant lehçesi önemlidir. Ayrıca Türkiye’de çok Suriyeli bulunmaktadır. Onun haricinde Mısır lehçesi, Mısır’ın Arap dünyasının ağabeyi olmasından dolayı yaygınlaşmıştır ve geniş kesimlerce anlaşılmaktadır.
Mısır bölgenin önemli ülkelerinden birisi. Arapça Mısır’da, Ürdün’de ve Suudi Arabistan’da öğretiliyor. Bu ülkelerde YL ve doktora yapmanızı çok isterim. Buralarda doktora yapanlar önemli yerlere geliyorlar Türkiye’de. Mısır lehçesine herkes zor diyor. Ayrı bir mantığı ve gramer sistemi var. Mısır lehçesinin gramerini yazdı bir Hocamız. Düşünün lehçenin gramer mantığı var.
Durusu’l-Lügatü’l-Arabiye, Beyne Yedeyk, Silsiletü’l-Lisan ve Miftahu’l-Arabiyye gibi kitaplarla bu dili üniversitede öğretiyorlar. Gençlerimiz bir yılda çok iyi seviyelere geliyorlar. Bu kitapların hepsi güzel ama en gelişmişinin Miftah kitabı olduğu söyleniyor. Ben Silsile ve Beyne Yedeykten çalıştım. Her ikisi de güzeldi ve tavsiye ederim. Aslında hepsini tavsiye ederim. YouTube’da bunları anlatan birçok kanal da bulunmaktadır. Beyne Yedeyk İslam dünyasının birçok yerinde kullanılsa da Türkiye’de eski önemini yitirdi. Daha güncel ve güzel kitaplar çıktı.
Son zamanlarda Fasih Arapçaya yönelik içerikler artıyor. Yurtdışında Fasih Arapça eğitimi alabileceğiniz birçok yer var. Bununla birlikte Arapça öğrenmek için yurtdışına çıkmayın Arapçayı geliştirmek için yurtdışına çıkın. Yurtdışına dili en üst seviyeye getirdikten sonra çıkarsanız çok faydasını görürsünüz. İlk başlarda temel şeyleri ve ifadeleri Türkçe bilenlerden öğrenmeniz rahat olur. Türklerden Arapça eğitimini A1 ve A2 seviyesinde alın. Ondan sonra Arap Hocalardan yararlanmanızı tavsiye ederim.
Arapçanın zor olduğunu yönelik algılara prim vermeyin. Zor imkansızı çağrıştırıyor. Zoru sevenlerden olmanızı isterim ilim konusunda. Çünkü çoğunluk kolay olanı yapmak isteyecektir. Siz zoru yaparsanız bir fark atarsınız. Kaldı ki dünyada bu dili öğrenen on binlerce belki insan var. Dolayısıyla zor deyip kenara atmayın lütfen. Her dilin zor yanı bulunur. Mutlaka bunu göz önünde bulundurun. Ben her dile 3 ayda öğrenirim diye başlıyorum. Tabi 3 ayda öğrenilmez. 3 yıl yoğun çalışıyorum. Ama ben kolay diye yaklaşıyorum dillere. Gözümde basitleştiriyorum. Ondan sonra başlıyorum bu alışkanlığımı da gençlerimize tavsiye ederim.
Alfabesi Latin olmayan dillerden korkmayın. Arap, İbrani, Latin ve Kiril alfabelerini biliyorum. İnanın bunların hiçbirinden korkmaya gerek yok. Sabırla her gün düzenli çalıştıkça ilimde ilerlersiniz biiznillah. Kelime kelime öğreniyorsunuz ve sorun olmuyor. Birçok site ve Hoca bulunmaktadır.
Abdülhamit Han Fransızca, Arapça ve Farsça öğrenmiş. O şartlarda böyle bir şeyi ilim adamları ve sultanlar yapabilir. Bugünkü gibi kitaplar ve internet yok. Yabancı dil öğrenimini de genelde gayri Müslimler yönetiyordu ve onların elinde idi. Tüccarların bir kısmı da bilmek zorundaydı. Seyahat ettiği coğrafyanın dili önemli oluyordu. Şimdi kaynaklar çok bol ve ülkeler de dillerinin öğrenilmesini istiyor.
Bu diller ne işe yarar?
Türkiye’de uzmanlığa önem veriliyor. YL ve Doktora da entelektüel bilgi üniversiteye kabul olunmak için önemli. Bir ülkenin dili ve tarihini en az beş yıl çalışmak gençleri “aranan adam” yapabilir. Lisansta bile 3 ortalama yapabilir ve 3 dil öğrenebilirsiniz. Lisansta dil bariyerini mutlaka aşın ve en az iki Yabancı dil öğrenin.
Ortadoğu dilleri, dış ticaret, turizm, sağlık, akademi, dış işleri, iç işleri ve düşüncü kuruluşları (Seta, Orsam ve İram gibi) için önemli. Bunlardan birini hedefliyorsanız bu dilleri öğrenebilirsiniz.
Yazının neticesi
Ben Ortadoğu alanım diye 8 dil öğrendim ve ilk etapta 12 dile ulaşmak istiyorum. Her gün işimi nasıl daha iyi yapabilirim diye uğraşıyorum. Her gün en iyilerden birisi olabilmek istiyorum. Daha ileriye gitmeye çalışıyorum. Toplumun en alt tabakasından geliyorum. Babam çaycı ve hurdacı. Sülalemde yakın zamanlara kadar üniversite okuyan yoktu. Amcamlar bu alanda öncü oldular. Maddi bir güvencemiz yok ve en iyilerden olmak zorundayız. Bir de gençlere dil ve Ortadoğu konusunda öncü olmak istiyorum. Bu yüzden de çok çalışıyorum. Tutku ile yaklaşıyorum ve çalışamadığım zamanlar mutsuz oluyorum. Büyük başarılar bedel ister. Mutlaka bu bedeli göğüslemeye çalışın. Ortadoğu’yu adım adım dillerini öğrenip dolaşıyordum. Sonunda da “aranan adam” olacağız inşaAllah. Bölgeyi dolaşırken ve eğitim alırken maddi durumum hiç yoktu. Çok çalışıp kendimi kanıtladığımdam Hamim Amcam ve Vakıflar yardımcı oldular. Bu alanda öncü çalışmalar yapabilmeyi de Rabbim nasip eyledi.
Ozan Dur
[1] İbranice için bir Almanca ve Fransızca bilmek kadar iş olanakları olduğunu düşünmüyorum. Ama büyük adam olmak isteyen değerli Müslüman gençlerimiz evvela memleketin ihtiyacını düşünmeli diye düşünüyorum. Bugün biz Ali Ulvi Kurucu’dan İslam Kahramanı diye bahsedebiliyorsak bir sebebi var. Onların döneminde dini ilimlerin iş bulmak konusunda bir geleceği yoktu. Ama Üstad bu alanda çalıştı ve nesillere ağabeylik yaptı.