- Kavalalı Mehmet Ali paşa
- Kavalalı Mehmet Ali paşa kimdir
- Kısa mısır tarihi
- Mısır nüfusu kaçtır
- Mısır su havzaları
- Mısır tarihi
- Mısır tarihinde önemli olaylar
- Mısır'da ilk türk devleti hangisidir
- Mısırı tarihte ele geçiren imparatorluklar
- Mısırın kaç yıllık geçmişi vardır
- Mısırın komşu ülkeleri
- Mısırın resmi adı nedir?
- Modern Mısır tarihi
- Nil nehri nereded
- Nil nehri nerededir
- Ummu'd-dunya hangi ülkenin adıdır
Resmi adı Mısır Arap Cumhuriyeti olan Mısır Afrika’nın 3.kalabalık ülkesidir. Kuzeyinde Akdeniz’e, doğusunda Kızıldeniz’e kıyısı vardır. Batısında Libya, güneyinde ise Sudan vardır. Asya kıtasında yer alan kısmı Sina Yarımadası üzerinden kuzeydoğusunda Filistin ve İsrail bulunur. Mısır’dan geçen Nil Nehri, sularını Akdeniz’e boşaltmaktadır.
“Medeniyetlerin Buluşma Noktası” diye görülür ve halkı tarafından “Ummu’d-Dunya” olarak adlandırılır. 5bin yıllık bir geçmişi vardır. Önce Yukarı Mısır’da sonra Kahire’de Firavunlar dönemini yaşayan Mısır, zaman içerisinde Asurlular, İranlılar, Büyük İskender ve Roma İmparatorluğu egemenliğinde yaşamıştır. Kraliçe Kleopatra ve 641 yılında Hz.Ömer’in komutanlarından Amr b. el-Âs’ın Mısır’ı fethiyle Roma egemenliği sona ermiş ve akabinde ülkede Müslümanlık hızla yayılmaya başlamıştır. Emeviler ve Abbasilerin ardından Mısır’da ilk Türk devletini Tolunlular kurmuştur. Sonra İhşitler, Şiî Fatimîler ve Eyyûbiler ve 1250 yılında da Memlukler Mısır’a hâkim olmuşlardır. 1517’de Yavuz Sultan Selim Memlukleri mağlup edip Mısır’ı, 17 sancaktan bir Osmanlı Beylerbeyliği yapmıştır.
1798’de Napolyon’un Mısır’ işgali. Napolyon’un Mısır’ı işgal etmesinin nedeni Napolyon’un Mısır’a saldırı fikrini sadece kendi tutkusundan kaynaklanan bir macera olarak görmemek gerekir. Aslında, Fransa’nın gelişen ticaretini destekleme yolunda Mısır’ın ele geçirilmesinin uygun olacağı ve bu durumun Fransa’ya büyük menfaatler sağlayacağı yönünde daha önce de bazı fikirler gündeme gelmişti. (Jorga, s.118, Aktaran: Çolak,2018) Napolyon Mısır İskenderiye’de Mısır Enstitüsünü kurmuş ve yanında götürdüğü bilim adamlarından Mısır medeniyetinin araştırılmasını istemiştir. Bunun yanında Akdeniz ve Kızıldeniz’de kanallar açmak için projeleri vardır. Askeri ve sivil hastaneler, kütüphaneler, veba için karantina merkezleri gibi birçok hizmeti de olmuştur. (Ayrıntılı bilgi için: Mısır’ın Fransızlar tarafından işgali ve tahliyesi, Kamil Çolak)
Bu işgal her ne kadar Mısır için ekonomik ve kültürel kalkınma açısından etkili olsa da Fransızlar için çok önemli bir sömürü kaynağı olmuştur. Ayrıca Mısır’ı Osmanlıdan kurtarmak için buraya geldiklerin, İslam’a oldukça saygı duyduklarını söyleyerek kendilerini anlayışlı göstererek, empoze etmeye çalışmışlardır. Ayrıca Fransızların Mısır’a İslam’ı yok etmeye ve Osmanlıdan kurtarmaya değil, onları Memlük zulmünden kurtarmaya geldiklerini söyleyenler de vardır. Osmanlı Devleti yaklaşık 3 yıl sonra Fransızları buradan çıkarmak için 1801’de Kavalalı Mehmet Ali Paşa komutasında bir orduyu Mısır’a sevk etmiş ve bu ordu 1803’te Mısır’ı geri almıştır.M.Ali Paşa Osmanlıya başkaldırarak kendisini vali ilan etmiştir. İngilizleri de yenerek İskenderiye’yi ele geçirmiştir. M.Ali Paşa Ortadoğu’da benzeri olmayan bir askeri güç haline getirmiştir.
M.Ali Paşa tarafından Avrupa’ya gönderilen bilim heyetiyle sosyal hayata yön veren her alanda reform arayışına girmiştir. Bunlardan ilk öne çıkan, Mısır ulusu fikrini ortaya atıp bunu İslam düşüncesine göre açıklamaya çalışan reformist yazar, Rifâ’aRâfi’ et-Tahtavî’dir.
M.Ali Paşa, Napolyon’un işgali perdelemek için getirdiği Arapça, Farsça ve Latince Matbaa malzemelerini kullanarak 1822’de Bulak’ta matbaa kurmuş ve Arapça, Türkçe eserler basmıştır.
M.Ali Paşa’dan sonra yönetime geçen I.Abbas ve oğlu Sa’îd döneminde pek çok alanda iyileştirmeler yapılmıştır. İsmail Paşa döneminde Daru’l-Kutubi’l-Mısriyye kütüphanesinin yanı sıra ilk olarak bayanlara özel okul gibi pek çok modern okul açılmıştır. Basın güçlendirilmiş, 1869’da Kızıldeniz’le Akdeniz’i birbirine bağlayan Süveyş Kanalı açılmıştır. Bununla ülkenin stratejik önemi artmıştır ve İngiltere 1882’de işgal etmiştir ve bu işgal 1914’e kadar sürmüştür.
1919 Devrimi İngiliz karşıtı isyan hareketleri.
1922’de İngilizlere karşı ayaklanarak bağımsızlık ilan edilmiştir. İngilizlerin varlığı 1936’da Kral Faruk’un imzaladığı ittifak anlaşması ile sona ermiştir.
1952’de “Hür Subaylar” tarafından Kral Faruk devrilmiş ve Mısır’da Türk varlığı sona ermiştir. Bu planın arka plandaki lideri Albay Abdunnasırdır.
1953: Cumhuriyet ilan edilmiştir.
1954: İdareyi Cemal Abdunnasır almıştır. “Arap Sosyalizmi” olarak nitelenen reform hareketlerine girilmiş ve Batı aleyhtarı bir dış politika izlenmiştir. Devrimde İhvan-ülMüsliminle beraber hareket etmişken daha sonra ayrı düşüyorlar. Örgüt Liderlerinden Hasan el-Benna1949’da suikaste uğruyor, 1956’da da Seyyid Kutup idam ediliyor. Abdunnasır Süveyş’i millileştirerek Abd’nin ve Sovyetlerin desteğini sağlamıştır.
1981: Hüsnü Mübarek Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
“1952’den buyana tüm Cumhurbaşkanları askeri menşelidir.”
Mübarek döneminde kendisi ve yakınlarının yolsuzlukları ve keyfi davranışları tepki toplamıştır. 25 Ocak 2011’de görevden alınmıştır. Geçici askeri yönetim nezdinde Mısır’da ilk demokratik seçim yapılmıştır.
2012:Muhammed Mursi Cumhurbaşkanı seçilmiştir.
Fakat yönetimin %40’nı elinde tutan askerler Mursi’yi kabul etmediler. Mursi’nin İsrail ile olan ilişkilerde Batının çıkarlarının dışına çıkmış olması, Refah(Gazze) sınır kapısını açması ve İhvanın genel politikalarından sapmaması gibi nedenlerden dolayı tepkiler büyüdü. 3 Temmuz 2013 yılında General Sisi komutanlığındaki ordu yönetime el koydu.
30 Haziran 2013: Mısır muhalefeti Mursi aleyhinde büyük bir eylem yaptı. Medya, eyleme 30 milyondan fazla kişinin katıldığını iddia etti. Ordu, aynı günün akşamında, iktidar ve muhalefete 3 gün süre tanıdığını duyurdu.
Açıklamadan sonra Tahrir Meydanı’nın üzerinden savaş uçakları ve helikopterler geçmeye başladı. Ordunun verdiği süre dolunca 3 Temmuz 2013’te darbe ilan edildi.Mursi yanlıları olayı protesto ederek Rabia ve Nahda meydanlarında oturma eylemi başlattı. Anayasa Mahkemesi Başkanı Adli Mansur, geçici cumhurbaşkanı olarak atandı ve 4 Temmuz’da yemin ederek görevine başladı. Müslüman Kardeşler Teşkilatı (İhvan) 5 Temmuz’da “Darbeyi RedCuması” eylemleri düzenledi. Askeri müdahaleye karşı çıkan gruplar ve İhvan mensupları büyük bir protesto gösterisi yaptı.
Mursi’nin Cumhuriyet Muhafızları Karargahı’nda tutulduğu söylentileri üzerine eylemciler Rabia Meydanı yakınlarındaki karargah önünde de eylemlere başladı.
6 Temmuz’da Muhammed el-Baradey’in başbakan olduğu iddiaları yayıldı. Ancak tepkiler üzerine Baradey’in başbakanlık ataması gerçekleşmedi.
Cumhuriyet Muhafızları Olayı:
8 Temmuz sabahı: Rabia Meydanı’ndan Mursi’nin tutulduğu Cumhuriyet Muhafızları Karargahı önüne gelen eylemcilere gerçek mermilerle müdahale edildi. Mısır adli tıp verilerine göre müdahalede 61 eylemci hayatını kaybetti, 435’i yaralandı. Mısır medyası, İhvan’ı askeri karargah önünde eylem yaptığı gerekçesiyle suçlu ilan etti; zira 3 Temmuz itibarıyla darbe karşıtı bütün muhalif medya kapatılmış, darbecilerin kontrolündeki basın ise gerçeklerin üstünü örtme görevini üstlenmişti. “Cumhuriyet Muhafızları Katliamı” olarak adlandırılan müdahaleye siyasi partiler tepki gösterdi.
Manassa Olayları:
27 Temmuz, güvenlik güçleri Rabia Meydanı’nın güneyinde yer alan Manassa bölgesindeki göstericilere karşı kanlı müdahalede bulundu. Mısır Sağlık Bakanlığı verilerine göre 38 kişi hayatını kaybetti. İhvan ise 139 kişinin öldüğünü, yaklaşık 4 bin 500 kişinin yaralandığını açıkladı.
Rabia Katliamı:
Mısır güvenlik güçleri, 14 Ağustos 2013 sabahı saat 06.30’da Rabia Meydanı’na dört koldan müdahaleye başladı. Mısır polisi ve ordusunun ortaklaşa düzenlediği müdahale kapsamında Nil’in batı yakasında Kahire Üniversitesi’nin önündeki Nahda Meydanı da vardı. Buraya da aynı anda baskın yapıldı.
Akşama kadar devam eden baskında polis mavzerleri ve buldozerler kullanıldı. Ayrıca keskin nişancıların da işaretlenen bazı şahısları vurduğu gözlendi. İhvan’ın siyasi kanadı Hürriyet ve Adalet Partisi Genel Sekreteri Dr. Muhammed el-Biltaci’nin 17 yaşındaki kızı Esma el-Biltaci de bu şekilde şehit edildi. Fötr şapkalı bir kişinin Esma’yı sarı bir çanta ile işaretlediği, keskin nişancının tetiğe basmasının ardından bölgeden uzaklaştığı kamera kayıtlarına yansıdı.
Resmi verilere göre Rabia katliamında 8’i polis 632 kişi hayatını kaybederken, iki bine yakın kişi yaralandı. Aynı gün 800 eylemci gözaltına alındı.
Ülkede 45 gün süren barışçıl gösteriler 14 Ağustos’taki Rabia katliamının ardından büyük ölçüde zayıfladı. Müdahalenin yapıldığı gün, diğer şehirlerden Rabia’ya destek için yola çıkan binlerce kişi, güvenlik güçleri tarafından engellendi.
Aynı gün ülkenin farklı şehirlerinde İhvan üyeleri, Rabia baskınına tepki olarak polis karakollarını bastı. Bazı karakollarda polis memurları hayatını kaybetti. İhvan’ın verilerine göre 3 Temmuz’dan sonraki süreçte 40 binden fazla kişi gözaltına alındı, binlercesi de ülke dışına kaçtı.
Bu süreçten sonra şu ana kadar Mısır’da birçok idam da gerçekleşmiştir.
Mısır devlet televizyonunun haberine göre, Muhammed Mursi 17 Haziran 2019’da mahkeme salonunda geçirdiği baygınlık sonrası vefat etti. Yerel basına göre ise hakimden söz alarak konuştuğu duruşma sonrası mahkeme salonunda bayılarak vefat etmiştir.
Mursi’nin (Allah ona rahmet etsin) konuşması:https://youtu.be/L1lofWGhq4o
Kaynakça:
Arap Ülkeleri Sosyo-Kültürel Yapısı / Ahmet Kâzım ÜRÜN
Anadolu Ajansı
Mısır’ın Fransızlar Tarafından İşgali ve Tahliyesi (SAÜ Fen Edebiyat Dergisi (2008-II)) / Kamil ÇOLAK
https://islamansiklopedisi.org.tr/
Hazırlayan: Alime Büşra İNCE