İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Ortadoğu’yu sevdirecek bir kitap: Ali Çimen Kısa Ortadoğu Tarihi, Timaş Yayınları: 2020, İstanbul.
Ali Çimen 1971 İstanbul Üsküdar doğumlu ve 1991 yılında ise gazeteciliğe başlamış. Uzun yıllar gazetecilik yapan yazar 4 Batı dili biliyor. Bu kitabında genellikle İngilizce ve Türkçe kaynakları kullanmıştır. Kitap, Timaş Yayınlarından çıkmakta ve 2020’de ikinci baskıyı yapmaktadır. Yazar kitabında neden Ortadoğu diye soruyor ve şöyle cevaplıyor.
“Ortadoğu, beşiklik ettiği dinlerden biri olan İslamiyet’le yaşadığımız toprakların kültürüne damga vurduğu, başta cumhuriyetimizin selefi olan Osmanlı imparatorluğu olmak üzere, ev sahipliği yaptığı onlarca uygarlıkla siyasi, kültürel ve tarihi hafızamızı şekillendirdiği için önemli. Dahası yazının, tekerleğin ve paranın icadından ilk şehirlere, ilk savaşlardan ilk barışa, ilk imparatorluklardan modern çağın damarlarında dolaşan kan olan petrole varıncaya kadar, gerçek anlamda tarihin başladığı bir coğrafya olduğu için de önemli. Zira uzun soluklu gazetecilik yaşantım boyunca şunu fark ettim: Bu coğrafyanın doğru şekilde anlaşılması, sadece ülke siyasetine yön veren siyasiler için değil, bir şekilde bu siyasileri seçen biz bireyler açısından da oldukça önemli görünüyor…”
Yazarından belirttiği gibi Ortadoğu birçok ilke imza atmış ve ilklerin bölgesi olmuştur. Ortadoğu olarak isimlendirilmeden önce farklı isimlerle anılıyordu. Yazar kitapta Ortadoğu’nun isminin Ortadoğu olması sürecinden de bahsediyor. Coğrafyayı Osmanlı yönettiğinden ve bizde Ortadoğu’da bulunduğumuzdan dolayı bu bölgenin çalışılması elzem. Ali Hoca popüler bir anlatım sunarak Ortadoğu’nun uzun yıllarını özetleyebilmiş. Bu özetleme sırasında bahsedilmesi gereken neredeyse her şeyden bahsedilmiştir. Kitabı okuyunca büyük bir merak uyandırdığını da söylemeliyim. Modern döneme dair bilgilerim olsa da bazı boşlukların dolduğunu da fark ettim. Kadim dönemlere dair de bilgileri okudum ve çok şey öğrendim. Mantıklar ve sebepler dairesinde olaylar açıklanmış. Adeta uzun yıllar gözünüzün önünden film şeridi gibi geçiyor.
MÖ 15 binlerden ve ondan bir süre sonra MÖ 5 binli yıllardan itibaren Ortadoğu’yu ele alan yazar en önemli olayları okuyucuya aktarıyor. 315 Sayfa olan bu eser muhtasar olma özelliğinden dolayı önemli. Yazar en önemli olayları seçmiş ve okuyucu ile buluşturmuştur. Dili güzel ve bölgenin önemini fark ediyorsunuz. Bölgeye ilk yerleşenler ve uzun süre bölgede kalanlar var. Burada önemli olan bazı ülkeler var. Türkiye, İran, Mısır, Suriye, Irak ve son zamanlarda ise Suudiler oldukça önemli ülkeler olarak tebarüz ettiler. Anadolu’ya Türklerin kapısının açılması ise binli yılların başında oluyor. Steplerden göçenler batıya doğru ilerliyorlar. Bölge büyük felaketler atlatıyor. Moğol dönemi bunlardan biri. Moğollar ele geçirilemez denilen Alamut kalesini bile ele geçiriyor: Kitapta birçok popüler konu işlenmiş. Ortadoğu’nun bugünkü halini alması da işleniyor. Sınırların cetvelle çizildiği fikrine yazar tam olarak katılmıyor. Bunun belli bir mantık çerçevesinde yapıldığını söylüyor. O işler o kadar kolay olmadı diyor. Yapılan kötülüğü de dile getiriyor yazar. Böl, parçala ve yönet politikasını. Azınlıkları desteklemek ve çoğunluğu bastırmak. Irak’ta Sünni bir yönetim destekleniyor. Yabancı istihbaratlar bu coğrafyada cirit atıyor adeta. Irak’ın çoğunluğu ise Şii ve bu daha sonra İran’ın bölgede nüfuzunu artırması demek.
İran’a, Mısır’a ve coğrafyamızın birçok ülkesine operasyonlar düzenleniyor. Mısır’ın Süveyş kanalı var. Orası İngilizlerin Hindistan’a açılan yolu ve zarar görmesini istemiyorlar. İsrail ve Fransa ile anlaşan İngilizler Mısır’a operasyon bile düzenliyor. İran değişik badirelerden geçiyor. Dünya savaşında toprakları işgal edilen İran Kuzey ve Güney nüfuz alanlarına bölünüyor. Petrolünden dolayı İran’ın başına bunlar geliyor. İran’ın isminin İran olmasını da kitapta işliyor Ali Hoca. Almanların İran isminin seçilmesinde rol oynadığını söylüyor. Özellikle ırk temelindeki araştırmaların ve diller üzerinden ulaşılan bir sonuç olduğu dile getiriliyor.
Bir damla petrol bir damla kandan daha değerlidir diye bir görsel paylaşılmıştı. Bu gerçekten doğru ne zaman Avrupa’nın petrol edinmesi tehlikeye girerse bölgeye kan geliyor ve oluk oluk kan akıyor. Irak, Kuveyt’e saldırdığında bizzat ABD tarafından saldırıya uğruyor vs. Petrol bu kadar önemli. Opec daha sonraları kurulacak ve bir silah olarak kullanılmaya çalışılacak. Bu çok büyük sonuçlara sebebiyet verecek Avrupa’da. Bundan ders alacaklar ve alternatif ürünlere yönelecekler. Sonuç olarak petrolün bulunması bölgenin kaderini değiştirdi. Petrolü olanların başına gelenlere baktığımızda bizde de olsa neler olabilirdi diye düşünmeden edemiyor insan. Rabbim elbette hayırlısını bilir. Petrolün insanları tembelliğe ittiğini bir Hocamız söylemişti. Bu da bir miktar doğru. Çalıştığımızın karşılığını aldığımız bir dünyada olduğumuzdan, çok çalışmamız icap eder. Batı’yı ancak bu şekilde geçebilir ve geldiğimiz yerlerin hakkını ancak o şekilde verebiliriz.
Görüş: Ortadoğu’da önemli ülkeler var ve bunlardan bir kısmı istikrarsızlık içinde yüzüyor. Bunların batmaması gerekiyor ve bölge belli sürelerle büyük imtihanlardan geçiyor. En sonuncu olarak Arap Baharı var ve bu son olmayacak büyük ihtimalle. Buna rağmen bizler de uyanık olmak zorundayız. Bu bölgeyi takip eden ve insanları eğiten düşünce kuruluşlarına ihtiyacımız her zamankinden fazla. Buna rağmen bu kurumlara insan alırken torpil yapmamalıyız ve kıyameti getirmeye çalışmamalıyız. Evanjelistler kıyameti getirmeye çalışıyorlar diyoruz. Ama burada kendi ülkemizde de kıyameti getirmeye çalışanlar var. Emaneti sahibine teslim etmezseniz kıyamet gelir diyen bir Peygamberimiz var bizim. Kendimizi de eleştirebilmeliyiz. Adalet mülkün temelidir. Çalışanlar hak ettiklerini elde edebilmeliler. Osmanlı din, dil ve inanç olarak milletleri ayırmadı. Kim nerede mahirse onu başa getirdi. Başarısızlık gösterdiğinde onu baştan indirmesini de bildi. Osmanlı’dan öğrenecek çok şeyimiz var. Dönemin süper gücü idik. Umarım hayırla o günlere tekrardan kavuşuruz, bizler o güne layık mıyız ona bakalım.
Yorum Yaz