İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Rahman ve Rahim Olan Allah’ın Adıyla…
Bu yazı insanlara faydalı olacağını düşündüğümüz Osmanlıca adlı yazarımızın tanıtım yazısıdır. Bu hesabı kardeşim Erol TURUNÇ ile beraber yürüteceğim için ayrı bir heyecana sahibim. Kendisiyle üniversite başlayan dostluğumun devamını temenni ederim.
Osmanlıca, devrinin en gelişmiş iki büyük dili Arapça ve Farsça’dan yoğrulmuş Türkçe’dir. 600 yıllık Osmanlı Devlet’inden her anlamda izler barındıran bu dil, ne yazık ki yalnızca Latin alfabesinin gelmesiyle, bir gecede 600 yıllık birikimi elimizin tersiyle itmiş olduk. Oysa ki, geleceğe emin adımlarla yürüyebilmek için, geçmişin farkında olmak gerekir. Osmanlıca, dediğimiz bu karma oluşum, bazılarının söylediği gibi Türkçe’nin Arapça ve Farsça arasında kaybolmuş hali değil, aksine bu iki dilden de kelimeler alarak zenginleşmiş haliydi. Dün Türkçe’yi bu iki dilin arasında kaybolmuş görenlerin bugünün Türkçesinde yer alan yabancı kelimelere sessiz kalması ayrı bir ironidir. O konuya ayrıca değinmek gerekir.
Bizim buradaki amacımız hala daha günümüz Latin harflerine aktarılmamış ve gün yüzüne çıkmayı bekleyen, makale, yazı ve belgeleri elimizden geldiğince okuyarak, halkın hizmetine sunmaktır. Bunu yaparken muhakkak ki, kusur ve hatalarımız olacaktır. Bu konuda bizleri uyaran ve düzeltenlere şimdiden teşekkürü borç biliriz.
Gönül isterdi ki, tüm tarihimiz bugünün diliyle insanlarımıza hizmet versin, fakat görüyoruz ki yüz binlerce eser hala tarihin karanlık sayfalarında, kendilerini aydınlığa kavuşturacak olanları beklemektedir. Bu bekleyiş umarız ki, kısa sürer.
Son olarak, Rabbim niyetlerimizi ülkesine hizmet eden ve bu yolda ilerleyen eylesin…
Amin…
Yorum Yaz