İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Pakistan bağımsızlığından bu yana üç defa askeri darbeye maruz kaldı. Askeri cuntayla yönetilmediği yıllarda ise sürekli askeriyenin gölgesi altında yönetilmiş, zaman zaman yargıyla askeriyenin karşı karşıya kaldığı bile olmuştur. Bundan dolayıdır ki; Pakistan’da bağımsızlıktan bu yana seçilen hükümetlerin ya askeri darbelerle önü kesilmiş, yada yargı tarafından görevlerine son verilmiştir.
Pakistan siyasetinden bahsetmemin nedeni; biz Pakistan’dayken başbakanın anayasa mahkemesi tarafından görevinden alınmasıdır. Üçüncü defa seçilen başbakan Nawaz Şerif ilk iki döneminde görevini tamamlayamadığı gibi üçüncü görev süresinin dolmasına yaklaşık 8 ay kala yargı tarafından görevinden alındı. 2015 yılında ortaya çıkmaya başlayan panama dosyalarında adı geçen Nawaz Şerifin yolsuzluk davası adıyla hakkında soruşturma başlatıldığı biliniyordu. Yolsuzluk yaptığı tam olarak ispatlanamayan Nawaz Şerif’in görevden alınmasının sebebi ise; mahkemeye karşı dürüst olmamasıydı. Pakistan anayasasının 63. Maddesinin “d” fıkrasına göre başbakan ve vekillerin dürüst olma zorunluluğu vardır. Dürüstlüğün sınırlarının nasıl çizildiği hakkında şüpheler varken başbakan dürüst olmadığı, mahkeme heyetine karşı yalan söylediği iddialarıyla görevinden alındı ve ömür boyu siyasetten men edildi. Önceki dönemlerde de görevden alınan ve yurt dışına zorunlu gönderilen Nawaz, o süreçlerden güçlenerek çıkmış ve tekrar başbakan seçilmiştir. Gerçekleşen tasfiye olaylarında Başbakanın yanı sıra yolsuzluk davasında adı geçen Maliye Bakanı Muhammed İshak Dar da görevinden alındı.
Panama dosyalarından dolayı mahkemenin soruşturma açmasına öncülük eden partiler ise Pakistan’ın şuan ki en güçlü ikinci partisi olan Tahrık el İnsaf partisi(PTI) ve Cemaati İslamiyedir. PTI lideri İmran Khan Nawaz’ın görevden alınmasında etkin bir rol oynamış ve kararı Pakistan genelinde coşkuyla kutlamıştır. Bu konuları Pakistan’da iken yazdığım iki ayrı yazıyla genişçe ele aldığım için ayrıntılarına fazla değinmiyorum. Pakistan’da iken güncel siyasetle ilgili kaleme aldığım yazı ve bir akademisyenle yaptığımız röportaj linktedir. http://www.ilimvemedeniyet.com/pakistan-basbakani-navaz-serifin-gorevden-alinmasi.html ve http://www.ilimvemedeniyet.com/what-happened-and-what-can-happen-in-pakistan.html .
Pakistan siyasetini anlamak adına Bilinmesi gereken bir diğer önemli mesele de Pakistan partileri ile ilgilidir. Pakistan’da partiler Türkiye’de olduğu gibi halktan gelen bir tabana sahip değillerdir. Partiler genelde belli başlı ailelerin partisidir. Örneğin Nawaz Şerif’in partisinin isminde Nawaz’ın da adı geçmektedir: Pakistan Müslüman Birliği- Nawaz. Aynı durum Benazır Butto’nun partisi yada diğer küçük partiler içinde geçerlidir. Ancak Cemaati İslamiye ve İmran Khan’ın lideri bulunduğu PTI herhangi bir aileye ait değillerdir. Türkiye’deki anlamıyla düşünüldüğünde halkın kurduğu partiler olarak bilinirler. Cemaati İslamiye daha çok entelektüel kadrosuyla bilinirken İmran Khan Pakistan’ın liberal partisi konumundadır.
Bir diğer önemli bilgi de Pakistan’ın fetosu olarak adlandırılan Tahir-ul Kadri ile ilgilidir. Bu konu http://www.ilimvemedeniyet.com/what-happened-and-what-can-happen-in-pakistan.html linkteki röportajda ele alınan sorular açıkladığı için burada derinine girilmeyecektir. Ancak Tahir-ul Kadri’nin de feto gibi Pakistan’da devlet içerisinde yapılandığı, evleri ve yurtlarının olduğu söyleniyor. Pakistan dışında yaşayan kadri her darbe sonrası Pakistan’a uğrar taraftarlarıyla yürüyüşler ve mitingler düzenler. Ancak kazanma potansiyeli düşük olduğu için her seçim sonrası tekrar ülkeyi terk ederek, dışardan fetvalarla taraftarlarını yönlendirir.
Pakistan Siyasetini Anlama Klavuzu- Salim Çevik-SETA
http://www.ilimvemedeniyet.com/what-happened-and-what-can-happen-in-pakistan.html
http://www.ilimvemedeniyet.com/pakistan-basbakani-navaz-serifin-gorevden-alinmasi.html
http://www.ilimvemedeniyet.com/what-happened-and-what-can-happen-in-pakistan.html .
Aydın GÜVEN
Yorum Yaz