İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
PAKİSTAN SİYASİ GEÇMİŞİ (1947-1956)
Kurulduğu yıldan itibaren Pakistan’da demokratik bir biçimde başa gelen hükümetler ya cumhurbaşkanları ya da ordu komutanları tarafından sıklıkla görevden alındı. Öyle ki; bugüne kadar seçilerek başa gelen meclis, beş yıllık görev süresini sadece bir kere tamamlayabildi.
Pakistan 1947 yılında Muhammed Ali Cinnah önderliğinde bağımsızlığını ilan etti. Bağımsızlığını elde ettikten sonra Genel-Vali sıfatıyla Muhammed Ali Cinnah tarafından yönetilen Pakistan’da, Liyakat Ali Han Başbakanlık görevini üstlendi. Bu dönemde seçimlerin yapılması ve gerekli alt zeminin oluşturulması için, meclis olarak görev yapmak ve anayasa taslağını hazırlamak üzere kurucu bir meclis oluşturuldu.
Kurulan meclisin görevine başlamasından kısa bir süre sonra uzun süredir verem ile mücadele eden Pakistan’ın Kaid-e Azam’ı Muhammmed Ali Cinnah 1948 yılında hayatını kaybetti. Böylece kuruluşundan hemen kısa bir süre sonra ilk liderini kaybeden Pakistan’da Cinnah’a olan yakınlığı ile bilinen ve İngiliz sömürgesi döneminde Müslümanlar ve tüm Hindistan adına önemli görevlerde bulunmuş olan Hoca Nazimuddin başa geçti. Pakistan genel valisi olduğu dönemde Nazimuddin, muhafazakâr bakış açısı ile Muhammed Ali Cinnah’ın izinden gitmeye gayret etti.
1952 yılında Pakistan’ın bugünkü anayasasının mimarı olan Başbakan Liyakat Ali Han Revalpindi’de uğradığı suikast sonucu hayatını kaybetti. Ali Han’ın hayatını kaybetmesinden sonra boşalan başbakanlık koltuğuna dönemin Pakistan Genel Valisi Hoca Nazimuddin geçti. Hoca Nazimuddin, Genel Vali görevini bırakıp Pakistan’ın ikinci Başbakanı olarak göreve başladı. Bu dönemde genel valiliğe Gulam Muhammed geçti.
Nazimuddin döneminde Batı ve Doğu Pakistan arasında gerginlikler yaşanmaya başladı. Nazimuddin’in Urducayı resmi dil olarak kabul ettirmek istemesi günümüzde Bangladeş olarak bilinen topraklarda büyük tepkilere neden oldu. Bu dönemde Pencap ve Bengal arasındaki durumdan dolayı ekonomi gittikçe kötüleşmeye başladı. Yaşanan olaylar ve kötüleşen ekonomiden dolayı dönemin Genel Valisi, Başbakan Nazimuddinin istifasını istemek zorunda kaldı. Bunun sonucunda 17 Nisan 1953 tarihinde Genel Vali Gulam Muhammed, Hoca Nazimuddin’i görevden aldı.
17 Nisan 1953 yılında Muhammed Ali Bogra Pakistan Genel Valisi Gulam Muhammed tarafından Pakistan Başbakanı olarak atandı. Bağımsızlık sonrası Pakistan’ın Kanada ve ABD büyükelçilikleri görevinde bulunan Bogra, sömürge döneminde de önemli görevlerde bulunmuştur.
Muhammed Ali Bogra başbakanlık görevine getirildikten sonra, ilk hedefinin yeni bir anayasa düzenlemek olduğunu ilan etti. Bu görevi yerine getirebilmek uzun uğraşlar verdi ve bu uğraşlar sonucunda ‘Muhammed Ali Bogra Formülü’ olarak bilinen yasa tasarısını 7 Ekim 1953 yılında Pakistan Kurucu Meclisine sundu. Öneri Kurucu Meclis’te görüşüldükten sonra anayasa hazırlamak için bir komite kuruldu ve anayasa kesinleşti. Başbakan Muhammed Ali Bogra’nın yeni bir kabineyle görevine devam etmesine izin verildi. Yeni anayasanın ışığında Muhammed Ali Bogra, 26 Ekim 1954 tarihinde başbakanlık için tekrar yemin etti.
Bu dönemde Nehru- Bogra arasında başlayan Keşmir görüşmelerinin olumsuz sonuçlanması üzerine Başbakan Bogra bir mektup kaleme alarak istifasını sundu. Bu mektupta şöyle yazıyordu; “Keşmir görüşmeleri ile ilgili olumsuz bir sonuca neden olduğum için üzgünüm. Umarım herkesin vicdanı bu haksızlığı ve tehlikeyi algılayabilir.”
Muhammed Ali Bogra, ikinci kurucu meclis seçildikten sonra Ağustos 1955’te Genel Vali İskender Mirza’nın isteği üzerine başbakanlık görevinden istifa ederek eski görevi Amerika Birleşik Devleti Pakistan Büyükelçiliği görevine geri döndü.
Pakistan Genel Valisi Gulam Muhammed’in sağlığı Ağustos 1955’te kötüleşince Genel Valilik görevinden istifa etti. Yerine Genel Vali olarak Tümgeneral İskender Mirza göreve atandı.
Muhammed Ali Bogra’dan boşalan koltuğa 12 Ağustos 1955’de Çaudiri Muhammed Ali getirildi.
Çaudiri Muhammed Ali, başbakanlık görevine getirildiğinde ilk olarak bir anayasa hazırlamak için çalışmalar başlattı. Daha önce hazırlanan “Çözünürlük Amacı” anayasa başlangıcı olarak kabul edilmiş fakat ana metin dahil edilmemişti. Uzun süren çalışmalardan sonra 23 Mart 1956 tarihinde Pakistan’ı İslam Cumhuriyeti olarak ilan eden anayasa kabul edildi.
1956 Anayasası bir çok bakımsan ilklerin ve yeniliklerin anayasası oldu. Bu anayasa ile Pakistan devleti, Pakistan İslam Cumhuriyeti adını aldı. Pakistan Kurucu Meclisi, geçici Millet Meclisi oldu. Genel Vali İskender Mirza ilk Cumhurbaşkanı olma sıfatıyla yemin etti. 1956 Anayasası’nın en önemli özelliklerinden biri de; İslam hükümlerinin doğrudan ülke siyaseti içinde yer almış olmasıdır.
Çaudiri Muhammed Ali, 12 Eylül 1956 tarihinde başarısız olduğu iddiasıyla hem Müslüman Lig Partisindeki görevinden hem de başbakanlık görevinden istifa etmiştir.
1956 Anayasası aynı zamanda esnek bir anayasa olmuştur. Bu anayasada yer alan bir maddeye göre acil bir durumda Cumhurbaşkanının bu hakları askıya alma özelliği vardı. Bu maddeye dayanarak Cumhurbaşkanı İskender Mirza 1956 Anayasası, 7 Ekim 1958 tarihinde yürürlükten kaldırmıştır.
(Yazı serisi devam edecektir.)
KAYNAKÇA
Aydın GÜVEN
Yorum Yaz