PARKİNSON KANUNU NEDİR? KAMU'DA PERSONEL VERİMSİZLİĞİNİN NEDENLERİ NELERDİR?

KAMU YÖNETİMİ

Bir iş, daima, bitirilmesi için kendisine ayrılan sürenin hepsini kapsayacak şekilde yayılır.

Cyril Northcote Parkinson tarafından 1957 yılında kaleme alınan “Parkinson Kanunu ve Yönetimdeki Diğer Çalışmalar”[1] isimli kitapta temel olarak kamu yönetimi içerisindeki verimsiz insan kaynağı kullanımı incelenmiştir.

Parkinson, İngiltere’de Sömürge Bakanlığı ve Donanma üzerinden verdiği örnekler ile kurumların ilgilendiği işler azalsa da kurum içerisinde istihdam edilen personelin arttığını ifade ederek iki temel önerme sunmuştur. Parkinson kanununa göre;

  1. Bir yetkili kendisine rakip olabilecekler yerine ast personelinin sayısını artırmak ister.
  2. Memurlar birbirleri için iş oluştururlar.

Birinci önerme haddinden fazla çalışan bir memurun, önüne sunulan 3 tercih olan istifa, aynı seviyede bulunan meslektaşından yardım ve asistan istihdam etme seçeneklerinden sonuncusunu seçtiğini verdiği örnek ile açıklar. Bu sayede memur hem kazandığı özlük haklarını kaybetmeyecek hem de terfi almak için kendisine rakip olacak rakibine fırsat vermemektedir. Bu tercihi neticesinde emrine 2 asistan verilen memur, işlerini asistanlara devredecektir.

Bir süre geçtikten sonra asistanlar da iş yoğunluğundan şikayetçi olduğunda önlerine tıpkı baştaki memur gibi üç seçenek gelecek ve onlar da asistan edinmeyi seçeceklerdir. Asistanlara yardımcı olmak için ikişer asistan daha istihdam edildiğinde ise başta tek başına işleri üstlenen memurun yaptığı işler önce 2 asistana sonra da işe alınan 4 asistana dağıtılacaktır. Memurumuz ise artık 6 kişinin üstü olmuş olacaktır.

İkinci önerme de 7 kişilik bir ekip haline gelen memurun aslında başında tek başına yaptığı işleri devretmesi nedeniyle oluşan hiyerarşi nedeniyle iş süreçlerinin aksamasını ifade eder. Başta memurun tek başına hazırladığı bir çalışma alt kademelere iletilmekte ve bu süreç kontroller de dahil olduğunda oldukça uzamaktadır.

Bu durum kamu kurumlarında yaşanan sürekli personel sayısının ve verimsizliğin artmasının en önemli nedenlerinden olarak görülmektedir. Kanun yetkililerin kendi yetki alanını genişletmek için kadroları gereksiz olarak şişirmesini ve memurların kendilerine verilen işleri uzatarak fazla mesai yapma eğilimini açıklamaktadır.

Bir işin ne kadar vakit harcarsanız..

Parkinson kitabına bir kartpostal örneği ile giriş yapmaktadır. Yeğenine kartpostal göndermek isteyen yaşlı bir teyze, kartpostal satılan dükkanları ziyaret ederek en güzel kartpostalı seçer, güzel bir kompozisyon için uğraşır ve özenir. Diğer taraftan bir çalışan mesai sonunda karşılaştığı ilk dükkandan vakit kaybetmeden bir kartpostal seçer ve hızlıca mesajını hazırlayarak gönderir. İş benzer olsa da harcanan vakitler birbirinden oldukça farklıdır.

Bir görevin tamamlanması için ne kadar çok zaman ayırırsak, o işin o kadar detaylı ve karmaşık hale geldiğini ve o işi tamamlamanın o kadar zorlaştığını ifade etmektedir. Eğer elinizde bol miktarda zamanınızın olduğunu fark ederseniz, ayrıntılara daha fazla odaklanırsınız ve konu iyice dallanıp budaklanır. İşin en küçük detaylarını bile bir şekilde halletmeye çalışırsınız. Bunun yerine, eğer aceleniz varsa, fazla detaylara takılmadan doğrudan o işi halledersiniz.

[1] Parkinson’s Law and Other Studies in Administration, Riverside Press Cambridge, 1957

Yorum Yaz