İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
21. yüzyılın liderleri arasında şimdiden asrın en sıradışı, en çılgın, en gereksiz lideri sıralamasının ilk üç basamağında yer almaya aday bir isim Donald Trump. Ne yaptığı, ne yapacağı absürd. Öyle ki ABD ile ikili ilişki içerisine giren devletler şaşkınlığa uğruyor. Amerikan dış politikasını, geleneksel sistemini adeta yok sayıyor, yaptığı çıkışlar, çelişkili açıklamalar ve attığı tweetlerle ortamı geriyor, sinirleri yükseltiyor.
Donald Trump politik bir çılgındır.
Dünyanın süper gücü olarak kendisini tahtta gören ABD’nin başında olması elindeki gücün sınırsızlığına dair inancını güçlü kılıyor olmalı. Nitekim kah Kuzey Kore’ye kah İran’a, oradan hızını alamayıp Pakistan’a, dönüp Meksika’ya, edemeyip sos niyetine Rusya’ya çatıyor, alevleniyor, kriz ortamı yaratıyor.
Aklımıza ister istemez tüm bunların politik bir manevra daha doğrusu siyasi bir şaşırtmaca olabileceği geliyor. Amerika bir anda müttefiği gördüğü devletlere rest çekiyor. Geçmişte de yaşanmış gerçi. Fakat bu sefer krize meyyal veren gelişme bizzat Amerikan başkanının direkt söylemleriyle şekilleniyor.
Dünya şaşkın.
Tam bir çılgınlık örneği... En son Kudüs’ü İsrail’in başkenti ilan etmesi. Dünyayı nihayet şaşkınlıktan kurtaran adım Türkiye’den gelmişti hatırlayacaksınız. BM Genel Kurulu’nda Trump’ın çılgınlıklarına ilk kez ‘dur’ denilirken tehlikenin boyutları gözler önüne serilmiş oldu.
Trump politik vizyonunu sataşmayla eşgüdümlemiş. Rakiplerinin bu sataşmalar karşısındaki tavrını merak ediyor diye düşünüyorum. Zira politik bir gündemin tansiyonu çift taraflı yükselir. Örneğin Çin’i hem askeri hem sözlü hem de müttefikleriyle birlikte sıkıştırmaya çalışıyor. Fakat Çin sağduyusunu korumayı sürdürüyor.
Trump’ın bu sataşma üslubuna avlanacak tek ülke Kuzey Kore. Yani dünyanın en steril ülkesi ile süper gücünün lideri arasındaki restleşmeler. Dünyaya hiçbir katkısı olmayan absürd tartışmalar. Üstelik birbirlerini nükleer kapasiteleri üzerinden tehdit ediyorlar. Hem Trump hem de Kim Jong-un ruhsal manada eşdeğer iki lider.
Kuzey Kore’nin şımarık asi lideri nükleer silah butonunun hazır ve ABD’yi vurabilecek kapasitede olduğunu ilan ediyor.
Trump da Kuzey Kore lideri Kim Jong Un'a: "Kim Jong-un 'nükleer silah butonunun her zaman masasında olduğunu' açıklamış. Ona, tükenmiş ve açlık çeken rejiminden biri benim de nükleer silah butonumun olduğunu söylesin! Ancak bu, onunkinden çok daha büyük ve güçlü bir buton ve bu çalışıyor." şeklinde cevap yetiştiriyor.
Butonları hazırmış! Sanki bilgisayar oyunu oynayan iki rakip gibi birbirlerine gözdağı veren iki devlet ‘başkanı’. Biri seçilmiş, biri atadan gelmiş. İkisi de denk birbirine.
Trump ne istiyor bilinmez ama ufukta büyük çatışmalara kapı aralayabilecek her gelişme dünyayı tehdit altına sokuyor. Politik bir çılgının iki dudağının arasında dünyanın şekillenmesi kabul edilemez.
Dünya gerçekten bir absürd tiyatronun içinde hapsolmuş vaziyette.
Pandora’nın kutusu açıldığında umarız büyük patlama yaşanmaz!
Eşref TUĞRA
Yorum Yaz