İlim ve Medeniyet

RAMAZAN AYI VE YAŞADIĞIM BÜYÜK DÖNÜŞÜM

2010 yılı olması lazım yani 12 yıl gibi bir süre önceki Ramazan beni kendime getirdi ve büyük değişim yaşadım. Bulunduğum muhitte o zamanlar insanların bazıları bilinçli olsa da birçok insan da farz ibadetleri yerine getirmeden yaşıyordu. Vakit namazlarında camileri gençler doldurmazlardı. Benim o yıllar içe dönüş yıllarımdı. Yumurtadaki civcivin kabuğunu kırıp hayatın başlaması gibi. Benim de kabuğumu kırmam gerekiyordu. Lise dönemim içe dönük ve sürekli düşünceli geçti. Genelde kitap okurdum ve liseyi elektrik üzerine okuduğumdan yazları elektrikçi Muammer abi de çalışırdım. Elektrik beni saniyelerce çarpınca elektrikçi olamayacağımı anlamam gerekirdi. Bir gün Farz ve Nötr kabloların ikisini de tutmayı başararak saniyelerce elektriğe maruz kaldım ve bu durum beni epey bir korkuttu. Boş kablolara dokunamazdım. Hala da elektriğin bendeki yeri devasadır. Bir şekilde liseyi çok çalışarak özellikle ilk sene tamamladım. Öğretmenlerim beni severdi ben de onları. Pek konuşmazdım tabiatım gereği. Şuan biraz açılsam da yine de cemiyet içre yalnız olmak güzel geliyor. Kendi gündemimi takip etmek bana huzur veriyor ama nereye kadar böyle devam edebilirim bilmiyorum.

2010 yılında liseden mezun oldum ve Üniversite sınavına girmek istedim. Sınav yerine tek başıma gittim. Ailem gelmedi yanımda ve babam sınavdan önce boşuna kazanma kazansam da seni okutmam dedi. Ben de o zamanlar pek okuma hevesi yoktu diyebilirim. İlk sınava girdim ve ikinci sınava girmedim. Babamın garip duası bir senelik tutmuştu ve bir sene daha yine elektrikçide çalıştım. O zaman da tabi evin tesisatını döşemeyi öğrenmiştim ve ustam haftalık maaşımı 60 tl yapmıştı. Bu o zaman benim için büyük paraydı diyebilirim.

Babamla ideolojik olarak çatışıyorduk. Ben namaza muhabbet besliyordum ama siyasi görüşüm yoktu. Camiye içimde bir sevgi vardı. Namaz kılmayı istiyordum ve sürekli insanları izlerdim. Yaptıkları hataları tartar, doğrusunu düşünür ve düzgün olanı yapardım. O zamanlar ben de garip haller de vukua gelmişti. Yalan söylediğimi bile hatırlamam, her zaman doğruyu söylemek isterdim ve daha sonra hayatını okuyacağım Mehmet Akif Ersoy beni çok etkilemişti. Yıllardır onun hakkında yazılan her kitabı okurum.

Sadede gelecek olursak, ailemizin dünya görüşü ile benimki farklıydı. Ben namaz kılmak ve oruç tutmak isterken ailem tam tersi yöndeydi. Onların da benim durumumu kabul etmeleri kolay olmadı. Kabul edene değin mücadele etmem gerekti. O zamanlar bir de gördüğüm Süt ailem vardı ve onlardan çok etkilenmiştim. Amcamlar her geldiğinde beni de giderlerken götürmelerini isterdim içimden. Sürekli onların gelmelerini bekler, onlar gelince de muhabbetimi belli edemezdim.

Lisede nedense Allahım beni Turhal’dan kurtar diye Rabbime dualar ediyordum. Bazı hakiki gerçeklerin manasına varınca Turhal’da yaşamak istemedim. Gökyüzüne bakar ve geceleri Allah’a yalvarırdım. Allah dualarımı sebepler dairesinde kabul edecekti. Bir gün çalışıyorken Ramazan orucu geldi. Elektrikçideyim ve köylere gidiyoruz. Oruç tutmaya karar verdim. Babam zinhar karşı çıktı. İzin vermedi ve tartıştık. İzin vermiyorum dedi, tutacağım dedim. Evden yemek yiyemezsin dedi, ben de yemeden tutarım dedim. Galiba Rabbim bu davranışımı beğenmiş olmalıydı. Bu durumu babaannem Amcama bildirdi. Beni götürmelerini sürekli istediğim amcam ise bizi telefonda arayıp, okumak istersem İstanbul’a gelmemi tembihledi. Liseden sonra hemen kazanamayınca Amcamın yanına ilk başta gitmek istemesem de bu benim için en hayırlı şeydi büyük ihtimalle. Dualarım kabul oluyordu ve Turhal’dan çıkıyordum. Hem de İstanbul’a gitmek ve okuma şansımın verilmesi anlamına geliyordu. Amcam bana çok destek oldu. Çok çalıştım, yüzbinlerde olan sıralamamı ilk 20 bine çekebildim bir yılda. Sonra 29 Mayıs Üniversitesi Tarih bölümünü kazandım ve birçok güzel arkadaşlarımla tanıştım. İyiki orada okumuşum, sanki orada asr-ı saadeti yaşadık. Öyle güzel bir ortamımız vardı. İnanılmaz özlüyorum ve bu yazımı 29 Mayıs üniversitesi öğrencilerine ve Amcama ithaf etmiş olayım.

Ramazan orucunda ısrar etmem, sebepler dairesinde Allah’ın dualarımı kabul etmesi demekti. Eğer oruçta ısrar etmeseydim de Rabbim dualarımı başka sebeplerle kabul edebilirdi. Ama Ramazan orucunu tutmaktaki ısrarım hayatımı tamamıyla değiştirdi. Birçok ülke gördüm, kendimi iyi yetiştirme şansını elde ettim. Kitaplarla aram çok iyi hale geldi. İbranice öğrenebildim, Üniversite mezunu oldum. Üniversitede büyük bir değişim daha yaşadım. Güzel insanlarla tanıştım ve hepsine buradan selamlarımı söylüyorum.

Biz Rabbimize bir adım gittiğimiz de O, bize koşarak geliyor…

Exit mobile version