İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Rusya’da tarih ve lisan işleriyle uğraştığımız esnalarda, alelumum Türk kavimlerinin Rus müşteşriklerince ne mühim tedkikata zemin ittihaz edildiğini görür; koskoca Osmanlı devletinin, değil bütün Türkler hakkında, yalnız Anadolu ve Rumeli Türkleri için bile, hiçbir ilmi tedkik icra ettirmemiş olduğunu düşünerek; yerin dibine geçerdim. O hicaptan bizi kurtaracak gayret-i milliye emareleri zuhura başladığı esnalarda Harb-i Umumi felaketi başladı. Onu “Mütareke” denilen elim devre takip etti. O yüzdendir ki, Rus uleması karşısında bugün de hacel (utanma) mevkide bulunmaktayız… İnşaAllah atiyen bu lakaydiden kurtularak kendi lisanımızı, kendi tarih ve coğrafyamızı, kendi iktisadiyatımızı, kendi bed’iyyatımızı, ilah… etraflı bir nazarla tedkik edebilen adamlara malik oluruz. Ömrünü Türkiyyata vakfetmiş olan aziz üstad Necip Asım Beyefendi’nin, aşkını taşıdıkları “Türkiyyat müessesesi” açıldığı ve mikdar-ı kafi sermaye ile faaliyete başladığı günden itibaren bizim de milli eserlerimiz doğacağını ümid ederiz.
Bu makaleyi muhterem mecmuaya takdimden maksadım, Rusya’da iken ve avdetten sonra da takibden hali kalmadığım, istişrak[1] mesaisi hakkında Rus illerinde münteşir Türkçe ve Türkçeden gayrı mecmualardan, okuduğum eserlerden, fikirlerini sorup müstefid olduğum Profesörlerden alınan intibaların, büyük bir alime ait kısımlarını nakletmek ve komşu ulemanın ne kadar muazzam ve fenni bir usul tahtında Türkiyyat tedkikine giriştiklerini arzeylemektir.
Bu büyük Rus alimi Profesör Barthold’dur. Müşarün-ileyh gerek Osmanlı, gerek Osmanlı harici Türklerin tarih ve lisaniyatına son derece vukuf ile mümtaz bir allamedir. Mühim eserlerine nazaran müşarün-ileyhe, bugün Türkiyyat aleminde en büyük müverrih nazarıyla bakılabileceğini söyleyenler vardır. Barthold, on bir sene kadar evvel Ural nehri havalisinde yaşayan Mişer, Başkurt, ilah… Türkleri hakkında mahalli tedkiklerde bulunmak üzere azimet etmişti. O vakit bu Volga Boyu, Türk muharrirlerinin son derece merak ve takdirlerini celbetmişti. Müşarün-ileyhin ilim hayatına dair muhtelif yerlerde ve muhtelif cerideler ve mecmualarda yazılar çıkmıştı. Naçiz makalemiz onlardan iktibas edilmiştir.
Avrupa lisaniyatçılarından hiç biri Barthold derecesinde Türkçe üzerinde tedkiklerde bulunmamıştır. Hiç biri onun kadar Türklar arasına sokulmamış; Türklerin lisanlarını, ırklarını, tarihlerini, öz muhitleri içinde tetebbu etmemiştir. Türkiyyata hizmeti ilim cihanında pek ma’ruf olan ve Türklerin mahalli edebiyatını toplayan ciltler vücuda getiren; “Orhun Abideleri”ne ve “Kutadgu Bilig”e dair tedkikatı müsellem (açık) olan Rus müsteşriki Radloff bile, Volga havzasında yaşayan Türklerin dillerine dair ehemmiyetli tedkikat icra edememiştir.
Keza Hayri Efendi merhum zamanında ve Mahmud Esad Efendi merhumla Yusuf Akçora Bey’in delaletiyle satın alınıp İstanbul’a nakledilen kütüphane sahini Katanov dahi, Başkurt Türklerinin sakin olduğu yerlerden ancak bir ufak kısmında tedkikat yapmış ve bu tedkikatını muhtevi eserlerini bile, ancak kısmen bastırabilmiştir. Zaten, bu tedkikatı da sathidir.
Başkurtlar içine girerek; lisani, ilmi araştırmalar yapan meşhur Zernof da pek az eser bırakmıştır. Diğer zevat ise, zikre bile pek değmezler. Demek isteriz ki, Başkırt, Mişer ve diğer Türkler hakkında yapılan tedkikat az, sathidir(yüzeyseldir).
Barthold’un Harb-i Umumi badiresi yüzünden neşredilemeyen bu alimane mesaisi, müşarün-ileyhin lehülhamd sağ kalmış olmasına nazaran, yakında ilim alemini istifadeli kılması umulur. Maatteessüf, Radloff 1918’de, açlık, korku senelerinde terk-i hayat ettiği için, Rus müsteşrikleri arasında Barthold yaşça da, tecrübece de pîr sayılmak icap eder.
Barthold cenaplarının el sürmediği Türk yurdu, Türk hissi, Türk lehçesi ve İslam sahası yok gibidir. Türkistan hakkında evvelce Macar allamesi meşhur Vambery ile Rus müsteşriki Vasilievskiy tedkikat yapmışlarsa da, bunun mükemmeli yine Barthold’un elinden çıkmıştır.
Müşarün-ileyh, İran tarih ve edebiyatı hakkında ne derin tetebbuda bulunmuştur. Şayet bu noktada “İran Edebiyatı Tarihi” isminde muazzam bir abide-i tahkik vücuda getiren İngiliz Braun’u geçmemişse, her halde ona müsavi olmuştur.
Orta Asya Türkleri tarihindeki karanlık devirleri Avrupa alimlerine karşı tenvir eden ve Orta Asya’nın miladi on üçüncü asra ve hicri yedinci asra kadar ahval-i umumiye ve medeniyyesini tahkik eden ondan gayrı kimse yoktur. Barthold, İstanbul matbuatını daima ta’kip eder.
Barthold, tedkikatına 1893-1894 senelerinde Türkistan seyahatlerinde başlamıştır. Bizde hiçbir maarif müdürü veya muallimin Bursa, İzmir, Konya, Erzurum, ilah…. Havzalarında lisani, dini, iktisadi, bir tetebbu seyahati yapmamasına mukabil; Barthold, dini dinine, dili diline uymayan yabancı iklimlerde ilmi tedkiklerde bulundu.
1896, 1902’de yeniden tedkikat yaptı. 1913 senesinde Volva Boyu’na gitti. Müşarün-ileyhin eserleri, Petersburg Asar-ı Atika Cemiyyetinin şark şu’besini neşriyatı arasında ve ayrıca basılmıştır.
Mesela
(Bu eseri Bakü’de teşkil ettiğim darü’l-muallimin kütüphanesine tamamen celbetmiştim. Muhtaç olduğum noktaları hallettirmek için birkaç profesöre müracaat etmiş ve notlar almıştım. Bu notları diğer eserlerin yardımıyla tevsi ederek, “Dergah Mecmuası”nda, “Dede Korkut” namı altında neşrettiğim gibi, sekiz sene evvel Çanakkale nüshasında, Barthold’un Leiden şehrinde münteşir “Muhitü’l-İslam”da münderiç Dede Korkut makaleciliğini bizzat eserin Türkçe metnine ve diğer müelliflere müracaatla şerh eylemiştim. Bunları Viyana darü’l-fünunu müderrislerinden fazıl-ı şehir[2] Kraelitz cenablarının talebi üzerine oraya yolladım.)
Müşarün-ileyh Petersburg’da münteşir “Alem-i İslam” mecmuasının 1912 nüshalarında da birçok makaleler yazmıştır.
Denilebilir ki, Barthold’un Türkçe, Arapça, Farisi eserler arasında ihmal ettiği hemen hiçbir eser yoktur. Bu vukuftan başka, müsteşrikler arasında Fransız Leon Cahun ve “Moğollar Tarihi” müellif-i muhteremi Haworth gibi gayet bitarafane muhakemeler yürütür adil bir müverrih olması, kıymetini bütün bütün artırıyor.
Bu nokta-i nazardan müşarün-ileyhi Türk tarihinin en büyük müverrihi saymak hata olmaz.
Erdoğan Erüz tarafından derlenen Muallim Cevdet'in yazılarından alıntılanmıştır. Derlenen kitabın adı ise Mektep ve Medrese'dir.
[1] İstişrak: şark milletlerinin tarih, dil, edebiyat, folklarını araştırma.
[2] Fazıl-ı şehir: Şöhretli, ünlü, fazıl, ünlü erdemli kişi
Yorum Yaz