İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Geçtiğimiz hafta Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Afrika ziyaretlerini gerçekleşti. Sırasıyla Cezayir, Moritanya, Senegal ve Mali ülkeleriyle yakın temas gerçekleştiren Erdoğan, bu ülkeler ile ilişkilerin geliştirilmesinde somut bir çaba ortaya koymaktadır.
İçinde bulunduğumuz dönem, küresel güç dengelerinin değişmeye başladığı, bölgeler üzerine nüfuz eden aktörlerin değiştiği bir dönemdir. 2017 yılının son ayında Sudan, Çad ve Tunus'a resmi ziyaretler gerçekleştirmiş olan Erdoğan, böylece bu ülkelerle ikili ilişkileri geliştirmek ve birçok anlamda işbirliği sağlamayı hedeflemektedir.
‘’Erdoğan’ın bölge ülkeleriyle yaptığı görüşmelerde dile getirdiği Afrika için Afrikalı çözümler felsefesi muhataplarında çok ciddi bir karşılık buluyor.’’
Yıllardır yüzünü Batıya dönmüş olan Türkiye, artık Rusya, Ortadoğu ve Afrika ülkeleriyle yaptığı açılımlarıyla yeni bir kimlik inşası geliştiriyor. Avrupalı ve Asyalı devletlerin gerçekleştirdiği sömürgecilik faaliyetlerine uzun yıllardır maruz kalan Afrika ülkeleri, Türkiye’nin bu açılımının bir parçası olarak, Türkiye ile hak üzere işbirliği gerçekleştirmektedir. Adaletin ve emeğin, tarafların karşılıklı kazançlarının gözetildiği bu ilişkiler; dostluk üzere temellendirilmeye çalışılıyor. Bu sayede ticari anlaşmalarla, diplomatik müzakerelerle Afrikalı ülkeler öz potansiyellerinin farkına varmaktadırlar. Sömürülen ülkelerde, sömürülmenin sonucunda kendine yeterlik seviyelerinde gerileme görülür. Böylece bu ülkelerde sömürüldükleri ülkelere karşı dışa bağımlılık durumu görülür. Ülkelerinin sahip oldukları zenginlikleri dahi işletme hakkından mahrum bırakılan ve işlenmiş halini sömürüldüğü ülkelerden çok yüksek fiyatlarla zorunlu ithal eden Afrika’daki ülkeler, bunun sonucunda üretim yeteneklerine uzaklaşmaktadır.
Türkiye’nin yapılan müzakereler sonucunda kazanacağı güven, karşılıklı iş faaliyetlerinin sürdürülebilirliğini sağlayacaktır. Bu durum üzerine negatif bir örnek vermek gerekirse, Kongo’ya ziyaretim esnasında şehrin ana yollarının bir kısmının asfalt çalışmalarının tamamlanmadığını görmüştüm. Bölgenin meskunlarına sorduğumda ihaleyi alan Asyalı bir firmanın ödenekleri alıp, işi yarıda bırakıp ortadan kaybolduklarını söylemişti. Liyakat esaslı ve devletin kendilerine kefil olabileceği firmalar ile iş yapıldığı takdirde güven kazanılmış, sürekli iş potansiyeli sağlanmış olacaktır. Bu türden işbirlikleri, ülkeleri dış politikalarında da stratejik ortak olarak bir araya getirecektir. Erdoğan’ın verdiği demeçler üzerinden ulaştığımız bilgilere göre Türkiye ile Afrika ülkeleri arasında ticaret hacmi 16 yılda (2012-2018) altı kat artarak 20 milyar dolara ulaşmıştır. Erdoğan’ın gerçekleştirdiği ziyaretlerinde beraberinde bir çok iş adamını da götürmesi yatırım yapılacak alanların tespitinde masanın diğer tarafında bulunan aktörlere güven kazandıran ve reel karşılık sağlayan bir metot olarak yorumlanabilir. Ayrıca bu durum, devlet kademesinin yatırımcısına sağladığı ekonomik teşvik ve zeminin göstergesidir. Böylece yerli firmalar; doğrudan dış yatırım (FDI) yoluyla Afrika’da ülkemizin ve yatırım yapılacak ülkenin ekonomisine katkı sağlayacak, istihdam oranını artıracaktır. Bu durum, Afrika’nın uzun vadede ekonomik anlamda kendine yeter bir coğrafya olmasını sağlayacaktır. Cezayir İş Forumu’nda katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu ülkeyle Adana Yumurtalık Serbest Bölgesi’nde 1 milyar dolarlık yatırımın hayata geçirileceğini sözünü vermişti. %7 lik büyüme ivmesi yakalayan Senegal’de Dakar yönetimi Türkiye'den güvence istemiştir. Türkiye böylece sahip olduğu tecrübeyi, yatırım yaptığı bölgelere aktarmış olacaktır.
Türkiye ile Afrika ülkeleri arasındaki bu ilişkilerin ivme kazanmasının başlangıcı olarak 2005 yılına işaret edilmektedir. 2005 yılının Türkiye’de ‘’Afrika Yılı’’ olarak ilan edilmesi ve Türkiye’nin Afrika Birliği’nin olağan zirvelerine gözlemci üye statüsünde katılmaya başlaması, bu dönemi Türkiye-Afrika ilişkilerinin dönüm noktası olarak kılmaktadır.**
2005’ten günümüze Afrika ile geliştirilen ilişkiler, son dönemde gerçekleştirilen yakın temaslarla daha da yoğunlaşmaktadır. Bunun temel sebebi, Türkiye’nin dış politikasında strateji değişikliğine gitmesidir. Cumhuriyetin kuruluş döneminden günümüze kadarki süreçte, dış ilişkilerimizin ana ekseninde Avrupalı devletler yer alıyordu. Batı merkezli dış politika, yerini diğer coğrafyalara bırakmış durumdadır.
Ele aldığımız ekonomik, politik ilişkilerin sonucu gelişen sosyal ve kültürel gelişmelere de değinmeliyiz. Diplomatik temsilciliklerin açılması, aynı zamanda kültürel aktarımın aktarılmasını, gelişmelerin yakından takip edilmesi hususunda büyük bir önem arz etmektedir. TİKA, Türkiye Maarif Vakfı, Yunus Emre Enstitüsü, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve yardım organizasyonlarının yürüttüğü faaliyetler, ülkeler arasındaki ilişkileri geliştirmektedir. YTB’nin Türkiye Bursları Programı ile birçok Afrikalı öğrencinin Türkiye’de eğitim görmesine, onların temel ihtiyaçlarının karşılanması hususunda yardımcı olmaktadır. Ayrıca, vakıf ve derneklerce gerçekleştirilen tecrübe paylaşım programları, sosyal yardım organizasyonlarına katılan vatandaşlarımız, saha çalışmalarında malumat ve deneyim elde etmektedirler. Böylece, ilgili kurumlara farklı alanlarda durum raporları sağlanmakta, çalışmalara katılanlar ise yapacakları bölge çalışmalarına temel oluşturmaktadırlar.
[caption id="attachment_9777" align="aligncenter" width="516"] Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall[/caption]
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "FETÖ ile mücadelede Senegal ile yaptığımız iş birliğini kararlılıkla sürdüreceğiz. Senegal'deki FETÖ bağlantılı okulların kapatılması çok çok önemlidir." dedi. (AA, 01.03.2018)*
Son olarak, Afrika’daki FETÖ’ye bağlı eğitim kurumlarının kapatılması hususunda ilgili makamlar uyarılmaktadır. Ülkelerin eğitim, sosyal ve kültürel alanlarında terörize olmuş yapılara karşı alması gereken tedbirler, gerçekleştirilen ziyaretler ve yakın temaslar yoluyla aktarılmaktadır.
Furkan EMİROĞLU
** Ufuk Tepebaş, ‘’Türkiye’nin Afrika Açılımı ve Türkiye- Afrika İşbirliği Zirvesi’’,TASAM, 22.8.2008
Yorum Yaz