- AHMET HİLMİ
- AHMET HİLMİ KİMDİR
- AHMET HİLMİNİN MAKALELERİ
- AHMET HİLMİNİN YAZILARI
- AHMET KOÇAK
- CAGLAR MUSTAFA
- DEĞİLDİR
- DERGİ MAKALE
- EDİLDİĞİ
- Erol Turunç
- GİTMESİ
- HİLMİ AHMET
- HITTASININ
- İŞGAL
- İŞGÂLİ
- İTALYA
- KANAT DERGİSİ
- KOÇAK AHMET
- Mustafa Çağlar
- OSMANLI
- OSMANLI AFRİKASI
- OSMANLICA MAKALE
- ŞEHBENDERZADE FİLİBELİ
- ŞEHRİNİN
- TRABLUS
- TRABLUSGARP HATTI
- TRABLUSGARP İŞGALİ
- TRABLUSGARP SAVAŞI
- TRABLUSGARP SAVAŞI ÜZERİNE
- TRABLUSUN
- TURUNÇ
- TURUNC EROL
Trablus hıttasının gitmesi değildir Trablusun işgâl ėdildiği tekzîb olunuyor, lâkin sahîh bile olsa [ki ihtimâlâtda dâhildir]Trablus şehrinin işgâli, hiçbir vakit Trablus hıttasının elimizden çıkdığına delâlet ėdemez. İtalyanın birkaç cesâmetinde bulunan ve birkaç yüz bin fedâkâr muhârebe mâlik olan ʿOsmânlı Afrikası, ekser-i aksâmında cesîm kıtaʿât-ı ʿaskeriyyenin seyr ü seyâhetine müsâʿid değildir. Gurban dağlarıyla sâhil arasındaki beş on maʿmûreden sarf-ı nazar, diğer mevâkıʿı cesîm-i ʿaskeri kıtʿaları için kâbil-i iskân yerler değildir. ʿUrbân hep dâhilde birtakımı serîr dėnilen çöllerde, bir kısmı günlerle devâm ėden çöllerle muhât-ı vahalarda sâkindir.
Dėmek ki sahilden sonra dâhilde çete muhârebeleri başlayacakdır. Şehrin bir plan dâhilinde ve muntazaman çekilmek usûlüyle tahliye edileceği anlaşılıyor.
Bir refikimizde görüldüğü üzere daha şimdiden, bin deve ile ihtiyât-ı esliha ve cebhânesi dâhile naḳl ėdilmişdir. Vâkıʿâ tafsîlât-ı kâmileye mâlik değilsek de şu maʿlûmâtda gösteriyor ki şehrin tahliyesi muntazım bir ricʿat suretiyle yapılacaktır. fi’l-vâkiʿ Trablus istihkâmâtının sûret-i inşâsı ve techîzâtı bu kadar mühim bir donanmanın bombardımanına ilâ nihâye mukâvemet ėdecek hâlde değildir.
Böyle iken topçılarımız, bir kere daha ne mübeccîl kahramân olduklarını isbât ėtdiler, İtalyanın batırılan zırhlısı ve toplarının kıymeti, ibtâl ėdilip de terk ėdileceği belki melhûz olan üç beş büyücek topumuzun kıymetinden yüz kere fazladır.
İtalya, dört beş günlük bir tûlda olan olan ʿOsmânlı Afrikasının sevâhilinden birçok noktaya ʿasker çıkarabilirler. Bunların esâsi ʿitibârıyla hiçbir ehemmiyeti yokdur. Ve zâten bu kadar uzun sevâhilin başdan başa istihkâmlarla donadılamayacağı ve binâ-ber-în mahfûz kalamayacağı maʿlûm bir şey idi. Lâkin iş sâhile ʿasker çıkarmakda değil, dâhile girmekde, taʿbîr-i âhirle memleketi başdan başa feth ėtmekdir. Buna ise İtalyanların öyle kolaylıkla muvaffak olacağına inanmayız.
Hattâ memleketin tabîʿat-i arâzîsini, ahalisinin hamiyetini bildiğimiz için, ve İtalyanın Habeşistandan daha büyük bir hezîmet ve rezâletlema ʿlûbve makhûr olacağını ümîdvarız.
Muhârebeler, nâdiren mütevâlî galebelerden ʿibâret olur. Altı yüz senedir, binlerle muhârebe ėtmiş, binlerle kere gâlib ve baʿzende mağlûbiyetler be-müteʾessir olmamalıdır. Biz sevâhilimizde İtalya olmuş şu mübeccel milletin ahfâd-ı şecâʿat-ini hâdi, böyle ehemmiyetsiz mağlûbiyetlerden donanmasının muzzırrâtına maʿrûz kalabilecek noktalardan nâşî hiçbir heycân duymamalı ve bunu cesîm donanmalı bir devletle ėtdiğimiz harbın bir hâlet-i tabîʿiyyesi görmeliyiz. Lâkin İtalyan sinyorları sâhilden bir karış içeri giremezler, ve’l-hâsıl hepimize düşen sebât ve merdlikdir. Hepimiz, vatanımıza, milletimize, dînimize karşı vazîfemizi yapacağız. Bundan ötesini mukadderât-ı akvâmı dest-i kudretinde tutan mevlâmız hak celle ü ʿalâ bilir. Biz hak uğurunda nâmûs yolunda olalım ki her insândandîn ve insâniyetin istediği budur. Lâkin emîn olalım bu millet kahramân evlâda kahramânlardan mürekkeb olduğunu isbât ėdecekdir.
Kardaşlar ! Biz bu muhârebede mazlûmuz, maʿzûmuz, burasını, ihtirâsâtına mağlûb olan ʿâlem-i medeniyet bile teslîme ve tefhîme başladı. Hak maʿsûmların zahîridir. Vâkıʿâ hakkı istihfâf ėden mutaʿazzım ve mütekebbir insânlar vardır, lâkin hak, dâʾimâ onları kahr ve tezlîl ile mevcûdiyetini izhâr ėtmişdir. Emîn olalım ki İtalya, bu işden de zelîl ve hakîr olarak çıkar.
Şehbender-zâde Filibeli
Ahmed Hilmi
Metnin PDF’Sİ:
LATİN ALFABESİNE AKTARAN:
MUSTAFA ÇAĞLAR & EROL TURUNÇ
Not:Bu metnin seçiminde ve latin alfabesine aktarılmasında emeği geçen değerli hocamız Yard.Doç.Dr. Ahmet KOÇAK’a teşekkür ederiz.
KAYNAKÇA:
Kanad, no:2, 20 Eylül 1327/3 Eylül 1911