- Ahmet Paşa'ya ait bir hatıra
- Beşir ayvazoğlu
- Beşir Ayvazoğlu Dünyayı Güzelleştirmek
- Beşir Ayvazoğlu ve Turgut Cansever arasındaki sohbet
- Bilkülliye ne demektir
- Dünyayı güzelleştirmek
- Elmalılı Hamdi Yazır'a ait bir hatıra
- mezkur ne demektir
- Mutena ne demektir
- Taccüp ne demektir
- Turgut Cansever
- Turgut Cansever'e ait bir hatıra
Geçen günlerin birinde bir misafirlikte karşılaştığım ve okumaya başladığım kitaptan bir bölüm beni oldukça etkiledi. Beşir Ayvazoğlu’nun Dünyayı Güzelleştirmek isimli bu kitabı Turgut Cansever ile olan konuşmalarını muhteva (içermekte) etmektedir. Turgut Cansever’in Elmalılı Hamdi Yazır hakkında anlattığı bir anektot oldukça hoşuma gitti ve burada anlatmak istiyorum. Yani ilim dünyamızda mutena (seçkin) yeri olan iki değerli şahsiyetimizden bahsetmiş olacağız.
Aklımda kaldığı üzere hikaye edecek olursam, Turgut Cansever kendisini okumaya, resime, mimari ve ilime çocukluğundan ve gençliğinden itibaren kendisini adamış bir insandır. Küçükken kitap alacak parası olduğunu ve böylece birçok kitap elde edebildiğini belirtir. Mezkur satırları okuduğumda hatırıma Ahmet Cevdet’in hayatı da geldi. O da babasından dolayı maddi imkanlara sahipti ve diğer talebeler tabiri caizse ek iş ile iştigal(meşgul olmak) ederlerken Ahmet Cevdet Paşa kendisini bi’l-külliye (tamamen) ilime verebilmiştir. 19. Asra Ahmed Cevdet Paşa asrı diyenlerin olduğu dikkate alınırsa, Ahmet Cevdet Paşa’nın ne kadar önemi haiz bir kimesne(kimse) olduğu anlaşılır.
Taaccüp(şaşırmak) ettiğim vakıaya gelecek olursam bir gün Turgut Cansever Farsça öğrenmeye karar vermiştir. Bu meramını iletmek babında Elmalılı Hamdi Yazır’ın yanına gelir ve ona Farsça öğrenmek istiyorum ama yapabilir miyim? Gibi bu minvalde sual sordukta, Elmalılı Hamdi Yazır kendi hayatından bir anekdot anlatır. Ben der Rusya’ya gitmeden 40 gün öncesinde Rusça öğrenmeye başladım ve 40 gün içerisinde makale, gazete vesayir kaynakları okuyabilecek hale geldim der. Bu cevap birçok açıdan ele alınması gereken önemli bir cevaptır. Turgut Cansever de sonrasında ben neden öğrenemeyim diye düşünür ve Farsça öğrenir.
Birincisi burada vurgulanmak istenen sadece dil öğrenimi değildir elbette. Bunu sadece dil öğrenmekteki meziyet olarak algılamak haksızlık olur. İkincisi, burada Elmalılı Hamdi Yazır Hoca’nın azmini görüyoruz, çalışkanlığını görüyor ve hayran oluyoruz. Bu kısımda aklıma gelen ikinci bir isim Şair-i Azam ve İstiklal Şairi olan değerli Üstat Mehmet Akif Ersoy oldu. Eğer hafızam beni yanıltmıyorsa üstada Fransızca’dan çevirmesi için bir parça bir vesika vs. getirdiklerinde üstad hiç sözlüğe bakmadan çeviriyor ve sözlüğe bakmak ister misin diye teklif ettiklerinde ise lüzum olmadığını söylüyor. Üçüncüsü ise kendisine güvenidir. Müslümanların en önemli özelliklerinden birisi de güven olmalıdır diye acizane düşünüyorum. Yapabilirim demeli ve yapmaya yarından değil hemen bir saniye bile beklemeden başlamalıdır. Dördüncüsü burada güzel bir istişare örneği görüyoruz. Nedir istişare? İstişare kısaca ortak akıldır. Bir konuyu o konunun uzmanına sormak, nasihat almak ve sonunda çıkan karara göre hareket etmektir.
Kitabın okunmasını tavsiye etmekle beraber, bir hoş anı paylaşmış olduk. Kısa olmakla birlikte bence verdiği mesaj bakımından kulaklara küpe olası bir nitelik taşımaktadır. Buradaki mesajın elbette yukarıda da zikredildiği üzere 40 günde dil öğrenebilmek olmadığı aşikardır. Burada çalışma, azim, feragat, “yük çekme”, kendine ve Rabbine güven, çağın getirdiği rehavete kapılmama ve 40 gün örneğinde gördüğümüz istikamet üzere olma gibi çok değerli mefhumlar bizler içindir. Rabbim müstefit olmayı ve İslam büyüklerinden dersler ve kıssalar elde etmeyi bizlere nasip etsin. Amin.
NOT: Yazılarımda ayrıca bunu biliyor muydunuz başlığı altında bazı önemli bilgiler vermek istiyorum.
Bunu biliyor muydunuz: Ankara Esenboğa Havalimanı’nın nereden geldiğini biliyor musunuz? Esenboğa Timur’un komutanlarından biridir ve Çağatay Devleti’nin hükümdarıdır. İsmin aslı “İsen Buga” olmakla anlamı ise “mutlu ve iyi boğa” gibi anlamlara gelmektedir.[1]
[1] Bu bilgiler Murat Bardakçı’nın Hürriyet Gazetesi’nde yazdığı yazıdan alınmıştır. Murat Bardakçı’nın yazısın okunmasını tavsiye etmekle beraber, mezkur (adı geçen) yazı da Murat Bardakçı Timur ve devletine farklı bir bakış açısı ile bakmaktadır (http://www.hurriyet.com.tr/murat-bardakci-esenboga-600-yillik-bir-hez-metin-adidir-39211891)