TÜRKÇE ÇEVİRİLERİYLE İNGİLİZCE EN TEMEL 3000 KELİME

YABANCI DİL İNGİLİZCE

A1

Oxford Üniversitesinin hazırlamış olduğu 3 bin kelimelik listenin içinden A1 seviyesi olanları sizlerle paylaşmak istiyorum. Mümkün mertebe kelimeleri bağlamıyla birlikte öğreniniz ve bir cümle ile defterinize kaydediniz. Telaffuz alanını lütfen siz doldurun. İngilizce sözlüklerde ve ilgili yerlerde telaffuz yazılmıyor. Telaffuz en önemli noktalardan birisi ve doğru öğrenmenizi tavsiye ederim. Vurgulara ve tonlamalara dikkat ederek öğrenmek en güzeli olur.

Kısaltmalar

N: noun: İsim

V: Verb: Fiil

Ajd: Adjective: Sıfat

Adv: Adverb: Zarf

Prep: Preposition: Edat

 

İngilizce Türkçe Telaffuzu
about (prep., adv) Hakkında  
a, an (indefinite article) Bir  
Across (prep., adv) Boyunca  
Action (n) Aksiyon  
Activity (n) Aktivite  
Actor (n) Aktör  
Actress (n) Kadın oyuncu  
Add (v) Eklemek  
Adult (n) Yetişkin  
Advice (n) Tavsiye  
Afraid (adj) Korkmuş, korkan  
After (prep) Sonra  
Afternoon (n) Öğleden sonra  
Again (adv) Yeniden  
Age (n) Yaş  
Ago (adv) Önce  
Agree (v) Anlaşmak, hem fikir olmak  
Air (n) Hava  
Airport (n) Havaalanı  
All (det., pron.) Hepsi, bütünü  
Also (adv) De, da, ayrıca  
always (adv) Her zaman  
amazing (adj) Harika  
and (conj) Ve  
angry (adj) Kızgın, öfkeli  
animal (n) Hayvan  
another (det./pron) Başkası, diğeri  
answer (n) Cevap  
anyone (pron) Hiç kimse

 

 

 

 
anything (pron) Hiçbir şey  
apartment (n.) Apartman  
apple (n) Elma  
April (n) Nisan  
area (n) Bölge, alan  
arm (n) Kol  
around (prep., adv) Etrafında  
arrive (v) Varmak, ulaşmak  
art (n) Sanat  
article (n) Makale  
artist (n) Artist  
as (prep) Gibi  
ask (v) Sormak  
at (prep) Üzerinde  
August (n) Ağustos  
aunt (n) Teyze, hala  
autumn (n) Sonbahar  
away (adv) Uzakta  
baby (n) Bebek  
back (n., adv) Geri  
bad (adj) Kötü  
bag (n) Çanta  
ball (n) Top  
banana (n) Muz  
band (n) Grup, takım, bant  
bank (money) (n) Banka  
bath (n) Banyo  
bathroom (n) Tuvalet, banyo  
be v., auxiliary (v) Olmak  
beach (n) Sahil  
beautiful (adj) Güzel  
because (conj) Çünkü  
become (v) Olmak  
bed (n) Yatak  
bedroom (n) Yatak odası  
beer (n) Bira  
before (prep) Önce  
begin (v) Başlamak  
beginning (n) Başlangıç  
behind (prep., adv) Arkasında  
believe (v) İnanmak  
below (adv., prep) Altında  
better (adj) Daha iyi  
between (prep. A1) Arasında  
bicycle (n) Bisiklet  
big (adj) Büyük  
bike (n) Bisiklet, motosiklet  
bill (n) Fatura  
bird (n) Kuş  
birthday (n) Doğum günü  
black (adj) Siyah  
blog (n) İnternet günlüğü, blog  
blonde (adj) Sarışın  
blue (adj., n) Mavi  
boat (n) Bot, tekne  
body (n) Vücut  
book (n. A1) Kitap  
boot (n) Bot , çizme  
bored (adj) Sıkılmış, bıkkın  
boring (adj) Sıkıcı  
born (v) Doğmak  
both (det./pron) Her ikisi de  
bottle (n) Şişe  
box (n) Kutu  
boy (n) Erkek çocuk  
boyfriend (n) Erkek arkadaş  
bread (n) Ekmek  
break (v., n) Ara, teneffüs  
breakfast (n) Kahvaltı  
bring (v) Getirmek  
brother (n) Kardeş  
brown (adj., n) Kahverengi  
build (v) İnşa etmek  
building (n) Bina  
bus (n) Otobüs  
Business (n) İş, işletme  
busy (adj) Meşgul  
but (conj) Ama  
butter (n) Tere yağı  
buy (v) Satın almak  
by (prep) Vasıtasıyla, itibarıyla  
bye (exclam) Güle güle  
cafe (n) Kafe  
cake (n) Kek  
call (v., n) Aramak  
camera (n) Kamera  
can (modal v) -e bilmek  
cannot (v) Edememek, yapamamak  
capital (n., adj) Başkent  
car (n) Araba  
card (n) Kart  
career (n) Kariyer  
carrot (n) Havuç  
carry (v) Taşımak  
cat (n) Kedi  
CD (n) CD  
cent (n) Sent  
century (n) Yüzyıl  
change (v., n) Değişmek, değiştirmek  
chart (n) Çizelge, şema  
cheap (adj) Ucuz  
check (v) Kontrol etmek  
cheese (n) Peynir  
chicken (n) Tavuk  
child (n) Çocuk  
choose (v) Seçmek  
cinema (n) Sinema  
city (n) Şehir  
class (n) Sınıf, ders  
classroom (n) Sınıf  
clean (adj., v) Temiz  
clock (n) Saat  
close (v) Kapamak  
clothes (n) Elbiseler  
club (n) Klüp  
coat (n) Kaban, mont  
coffee (n) Kahve  
cold (adj., n) Soğuk  
college (n) Kolej  
colour (n) Renk  
come (v) Gelmek  
common (adj., n) Yaygın  
company (n) Şirket  
compare (v) Karşılaştırmak  
complete (adj., v) Tamamlamak  
computer (n) Bilgisayar  
concert (n) Konser  
conversation (n) Konuşma, sohbet  
cooking (n) Pişirme  
correct (adj) Doğru  
cost (n., v) Masraf, ücret, mâl olmak  
could (modal v) -e bilirdi  
country (n) Yurt, memleket, ülke  
course (n) Kurs  
cousin (n) Kuzen  
cow (n) İnek  
cream (n) Krema  
create (v) yaratmak  
culture (n) Kültür  
cup (n) Kupa, fincan  
customer (n) Müşteri  
dad (n) Baba  
dance (n., v) Dans, dans etmek  
dancer (n) Dansöz, dansçı  
dancing (n) Dans eden  
dark (adj) Karanlık  
date (n) Zaman, randevu, tarih  
day (n) Gün  
dear (adj) Sevgili  
December (n) Aralık  
decide (v) Karar vermek  
delicious (adj) Lezzetli  
describe (v) Tanımlamak  
description (n) Tanımlama, betimleme  
design (n., v) Tasarım, dizayn etmek  
desk (n) Masa  
detail (n) Detay  
dialogue (n) Diyalog  
dictionary (n) Sözlük  
die (v) Ölmek  
diet (n) Diyet  
difference (n) Fark  
different (adj) Farklı  
difficult (adj) Zor  
dinner (n) Akşam yemeği  
dirty (adj) Krili  
discuss (v) Tartışmak  
dish (n) Yemek  
do (v., auxiliary v) Yapmak  
doctor (n) Doktor  
dog (n) Köpek  
dollar (n) Dolar  
door (n) Kapı  
down (adv., prep) Aşağı  
downstairs (adv) Merdiven  
draw (v) Çizmek  
dress (n., v) Giysi, giyinmek  
drink (n., v) İçmek  
drive (v) Sürmek  
driver (n) Sürücü, şoför  
during (prep) Boyunca  
each (det./pron./adv) Her biri  
ear (n) Kulak  
early (adj., adv) Erken  
east (n., adj., adv) Doğu  
easy (adj) Kolay  
eat (v) Yemek  
egg (n) Yumurta  
eight (number) Sekiz (8)  
eighty (number) Seksen (80)  
eleven (number) On bir (11)  
else (adv) Başka, daha  
email (n., v) Email  
end (n., v) Son, bitmek  
enjoy (v) Tadını çıkarmak, zevk almak  
euro (n) Euro  
evening (n) Akşam  
event (n) Olay, vakıa  
ever (adv) Asla, hiç  
every (det) Her, bütün  
everybody (pron) Herkes  
everyone (pron) Herkes  
everything (pron) Her şey  
exam (n) Sınav  
excited (adj) Heyecanlı  
exciting (adj) Heyecan verici  
exercise (n., v) Egzersiz, alıştırma  
expensive (adj) Pahalı  
explain (v) Açıklamak  
extra (adj) Ekstra  
eye (n) Göz  
face (n) Yüz  
fact (n) Gerçek, vak’a  
fall (v) Düşmek  
false (adj) Hatalı, yanlış  
family (n., adj) Aile  
famous (adj) Ünlü  
far (adv) Uzak  
farmer (n) Çiftçi  
fast (adj., adv) Hızlı  
fat (adj) Şişman  
father (n) Baba  
February (n) Şubat  
feeling (n) His  
festival (n) Festival  
few (det./adj., pron) Az, biraz  
fifteen (number) On beş (15)  
fifth (number) On beşinci (15.)  
fifty (number) Elli (50)  
fill (v) Doldurmak  
film (n) Film  
final (adj) Final  
find (v) Bulmak  
fine (adj) İyi, güzel  
first (det./number, adv) Birinci  
fire (n) Ateş  
fish (n) Balık  
five (number) Beş (5)  
flat (n) Daire, apartman katı, düz  
flight (n) Uçuş  
floor (n) Zemin, kat  
flower (n) Çiçek  
fly (v) Uçmak  
follow (v) Takip etmek  
food (n) Yemek, yiyecek  
foot (n) Ayak  
football (n) Futbol  
for (prep) İçin  
forget (v) Unutmak  
form (n., v) Form, şekil almak  
forty (number) Kırk (40)  
four (number) Dört (4)  
fourteen (number) On dört (14)  
fourth (number) Dördüncü (4.)  
free (adj) Özgür, ücretsiz  
Friday (n) Cuma  
friend (n) Arkadaş  
friendly (adj) Arkadaşça, dostça  
from (prep) -dan, -den  
front (n., adj) Ön, cephe  
fruit (n) Meyve  
full (adj) Dolu, tok  
fun (n) Eğlence  
funny (adj) Eğlenceli  
future (n) Gelecek  
game (n) Oyun  
garden (n) Bahçe  
geography (n) Coğrafya  
get (v) Almak, elde etmek  
girl (n) Kız  
girlfriend (n) Kız arkadaş  
give (v) Vermek  
glass (n) Bardak  
go (v) Gitmek  
good (adj) İyi, güzel  
goodbye (exclam./n) Görüşmek üzere  
grandfather (n) Dede  
grandmother (n) Babaanne  
grandparent (n) Büyük ebeveyn  
great (adj) Harika  
green (adj., n) Yeşil  
grey (adj., n) Gri  
group (n) Grup  
grow (v) Büyümek, gelişmek  
guess (v., n) Misafir, misafir etmek  
guitar (n) Gitar  
gym (n) Spor salonu  
Hair (n) Saç  
hand (n) El  
happen (v) Olmak, meydana gelmek  
happy (adj) Mutlu  
hard (adj., adv) Zor  
hat (n) Şapka  
hate (v) Nefret etmek  
have (v) Sahip olmak  
have to (modal v) Zorunda olmak  
he (pron) O  
head (n) Kafa, baş  
health (n) Sağlık  
healthy (adj) Sağlıklı  
hear (v) Duymak  
hello (exclam./n) Merhaba  
help (v., n) Yardım etmek  
her (pron., det) Onun (dişi)  
here (adv) Burada  
hey (exclam) Merhaba  
hi (exclam) Merhaba  
high (adj) Yüksek  
him (pron) Ona (eril)  
his (det) Onun (eril)  
history (n) Tarih  
hobby (n) Hobi  
holiday (n) Tatil  
home (n., adv) Ev  
homework (n) Ev ödevi  
horse (n) At  
hospital (n) Hastahane  
hot (adj) Sıcak  
hotel (n) Hotel  
hour (n) Saat  
house (n) Ev  
how (adv) Nasıl  
however (adv) Buna rağmen  
hundred (number) Yüz (100)  
hungry (adj)  
husband (n) Koca  
I (pron) Ben  
ice (n) Buz  
ice cream (n) Dondurma  
idea (n) İdea, düşünce, fikir  
if (conj) Eğer  
imagine (v) Hayal etmek  
İmportant (adj) Önemli  
improve (v) Geliştirmek  
in (prep., adv) Da, de, içinde  
include (v) İçermek  
information (n) Bilgi  
interest (n., v) İlgi, ilgilenmek  
interested (adj) İlginç  
interesting (adj) İlginç  
internet (n) İnternet  
interview (n., v) Görüşme, mülakat  
into (prep) İçine, -a, -e  
introduce (v) Tanıtmak  
island (n) Ada  
it (pron) O (cansız varlıklar için)  
its (det) (onun cansız varlıklar için)  
jacket (n) Ceket  
jeans (n) Kot pantolon  
job (n) İş  
join (v) Katılmak  
journey (n) Seyahat, gezi  
juice (n) Meyve suyu  
July (n) Temmuz  
June (n) Haziran  
just (adv) Sadece, yalnızca  
keep (v) Tutmak  
key (n., adj) Anahtar  
Kilometre (n) Kilometre  
kind (type) (n) Tür, çeşit  
kitchen (n) Mutfak  
know (v) Bilmek  
land (n) Ada  
language (n) Dil  
Large (adj) Geniş  
last (final) (det) Son, sonuncu  
late (adj., adv) Geç  
laugh (v., n) Gülme, gülmek  
left (adj., adv., n) Sol  
leg (n) Bacak, ayak  
lesson (n) Ders  
let (v) İzin vermek, müsaade etmek  
letter (n) Mektup  
library (n) Kütüphane  
lie (v) Yalan söylemek  
life (n) Hayat, yaşam  
light (from the sun/a lamp) (n., adj) Işık  
like (similar) (prep) Benzer, gibi  
like (find sb/sth pleasant) (v) Beğenmek  
line (n) Satır, hat, çizgi  
lion (n) Aslan  
list (n., v) Liste, listelemek  
listen (v) Dinlemek  
little (adj., det./pron) Küçük  
live (v) Yaşamak  
local (adj) Yerel  
long (adj., adv) Uzun  
look (v) Bakmak  
lose (v) Kaybetmek  
lot (pron., det., adv) Pay, üleş, birçok  
love (n., v) Sevmek, aşk  
lunch (n) Öğle yemeği  
machine (n) Makine  
magazine (n) Dergi  
main (adj) Esas, başlıca, ana  
make (v) Yapmak  
man (n) Adam, erkek  
many (det./pron) Çok  
map (n) Harita  
March (n) Mart  
market (n) Market  
married (adj) Evli  
May (n) Mayıs  
maybe (adv) Belki  
me (pron) Beni, bana  
Meal (n) Öğün  
mean (v) Demek, istemek, kastetmek  
meaning (n) Anlam, mana  
meat (n) Et  
meet (v) Tanışmak, buluşmak  
meeting (n) Buluşma  
member (n) Üye  
menu (n) Menü  
message (n) Mesaj  
metre (n) Metre  
midnight (n) Gece yarısı  
mile (n) Mil  
milk (n) Süt  
million (number) Milyon  
minute (n) Dakika  
miss (v) Kaçırmak (tren), özlemek  
mistake (n) Hata, yanlış  
model (n) Model  
modern (adj) Modern, yeni  
moment (n) An  
Monday (n) Pazartesi  
money (n) Para  
month (n) Ay  
more (det./pron., adv) Daha  
morning (n) Sabah  
most (det./pron., adv) En çok, ekser  
mother (n) Anne  
mountain (n) Dağ  
mouse (n) Fare  
mouth (n) Ağız  
move (v) Hareket etmek  
movie (n) Film  
much (det./pron., adv) Fazla, çok  
mum (n) Anne  
museum (n) Müze  
music (n) Müzik  
must (modal v) Zorunluluk, gereklilik  
my (det) Benim  
name (n., v) İsim, isimlendirmek  
natural (adj) Doğal  
near (prep., adj., adv.) Yakın, yakınında  
need (v) Gerekmek, ihtiyacı olmak  
negative (adj) Olumsuz  
neighbour (n) Komşu  
never (adv) Asla  
new (adj) Yeni  
news (n) Haberler  
newspaper (n) Gazete  
next (adj., adv) Sıradaki, gelecek  
next to (prep) Yakınında  
nice (adj) İyi, hoş, güzel  
night (n) Gece  
nine (number) Dokuz (9)  
nineteen (number) On dokuz (19)  
ninety (number) Doksan (90)  
no one (pron) Hiç kimse  
nobody (pron) Hiç kimse  
nose (n) Burun  
not (adv) Değil, olumsuzluk  
note (n) Not  
nothing (pron) Hiçbir şey  
November (n) Kasım  
now (adv) Şimdi, şuan  
Number (n) Numara  
nurse (n) Hemşire  
object (n) Obje, nesne  
o’clock (adv) Saat  
October (n) Ekim  
of (prep) -nın, -nin  
off (adv., prep) Kapalı  
office (n) Ofis  
often (adv) Sıklıkla  
oh (exclam) Oh  
OK (exclam., adj./adv) Tasdik, kabul  
old (adj) Eski  
on (prep., adv) Üzerinde  
once (adv) Bir kere, bir kez  
onion (n) Soğan  
online (adj., adv) Online  
only (adj., adv) Sadece  
open (adj., v) Açık, açmak  
opinion (n) Görüş, fikir  
Opposite (adj., adv., prep., n) Karşı, zıt, aksi  
or (conj) Veya  
Orange (n., adj) Portakal  
order (n., v) Sipariş, sipariş vermek  
other (adj./pron) Diğeri, başkası  
our (det) Bizim  
out (adv./prep) Dışarı, çıkış  
outside (adv) Dışarı  
over (prep., adv) Üstünde, üzerinde  
own (adj./pron) Kendi  
page (n) Sayfa  
paint (v., n) Boya, boyamak  
painting (n) Tablo, resim  
pair (n) Çift, eş  
paper (n) Sayfa  
paragraph (n) Paragraf  
parent (n) Ebeveyn  
park (n., v) Park  
part (n) Bölüm, part  
partner (n) Partner  
party (n) Parti  
passport (n) Pasaport  
past (adj., n., prep) Geçmiş  
pay (v) Ödemek  
pen (n) Dolma kalem  
pencil (n) Kurşun kalem  
people (n) İnsanlar, halk  
pepper (n) Biber  
perfect (adj) Harika  
period (n) Periyot  
person (n) İnsan, kişi  
personal (adj) Kişisel, şahsi  
phone (n., v) Telefon  
photo (n) Foto, resim  
photograph (n) Fotoğraf  
phrase (n) İbare, tabir  
piano (n) Piyano  
picture (n) Resim  
piece (n) Tane, parça  
pig (n) Domuz  
pink (adj., n) Pembe  
place (n) Yer, mekan  
plan (n., v) Plan, planlamak  
plane (n) Uçak  
plant (n) Bitki  
play (v., n) Oyun, oynamak  
player (n) Oyuncu  
please (exclam) Lütfen  
point (n) Nokta, puan  
police (n) Polis  
policeman (n) Polis  
pool (n) Havuz  
poor (adj) Fakir  
popular (adj) Popüler  
positive (adj) Positif  
possible (adj) Mümkün, olabilir  
post (n., v) Makam, posta, postalamak  
potato (n) Patates  
pound (n) Pound  
practice (n) Egzersiz, idman  
practise (v) Alıştırma yapmak  
prefer (v) Tercih etmek  
prepare (v) Hazırlamak  
present (adj., n) Şimdiki zaman,  
pretty (adj., adv) Hoş, güzel, şirin, tatlı  
price (n) Fiyat  
probably (adv) Muhtemelen  
problem (n) Problem  
product (n) Ürün  
programme (n) Program  
project (n) Proje  
purple (adj., n) Mor  
put (v) Koymak  
quarter (n) Çeyrek  
question (n) Soru  
quick (adj) Hızlı  
quickly (adv) Hızlıca  
quiet (adj) Sakin, sessiz  
quite (adv) Epeyce, oldukça  
radio (n) Radyo  
rain (n., v) Yağmur, yağmur yağmak  
read (v) Okumak  
Reader (n) Okuyucu  
reading (n) Okuma  
ready (adj) Hazır  
real (adj) Gerçek  
really (adv) Gerçekten  
reason (n) Sebep  
red (adj., n) Kırmızı  
relax (v) Rahatlamak, dinlenmek  
remember (v) Hatırlamak  
repeat (v) Tekrar etmek  
report (n) Rapor  
restaurant (n) Restoran  
result (n) Sonuç  
return (v., n) Geri dönmek  
rice (n) Pirinç  
rich (adj) Zengin  
ride (v) Sürmek  
right (adj., adv., n) Doğru  
river (n) Nehir  
road (n) Yol  
room (n) Oda  
routine (n) Rutin  
rule (n) Kural  
run (v) Koşmak  
sad (adj) Üzgün  
salad (n) Salata  
salt (n) Tuz  
same (adj., pron., adv) Aynı  
sandwich (n) Sandviç  
Saturday (n) Cumartesi  
say (v) Söylemek  
school (n) Okul  
science (n) Bilim  
scientist (n) Bilim adamı  
sea (n) Deniz  
Second (next after the first)  (det./ number) İkinci  
section (n) Kesit, bölüm, kısım  
see (v) Görmek  
sell (v) Satmak  
send (v) Göndermek  
sentence (n) Cümle  
September (n) Eylül  
seven (number) Yedi (7)  
seventeen (number) On yedi (17)  
seventy (number) Yetmiş (70)  
share (v) Paylaşmak  
she (pron) O (dişil)  
sheep (n) Koyun  
shirt (n) Gömlek  
shoe (n) Ayakkabı  
shop (n., v) Alışveriş, alışveriş yapmak  
shopping (n) Alışveriş yapma  
short (adj) Kısa  
should (modal v) Gerekmek, -meli, -malı  
show (v., n) Göstermek  
shower (n) Duş  
sick (adj) Hasta  
similar (adj) Benzer  
sing (v) Şarkı söylemek  
singer (n) Şarkıcı  
sister (n) Kız kardeş, hemşire  
sit (v) Oturmak  
situation (n) Durum  
six (number) Altı (6)  
sixteen (number) On altı (16)  
sixty (number) Altmış (60)  
skill (n) Yetenek  
skirt (n) Etek  
sleep (v) Uyumak  
slow (adj) Yavaş  
small (adj) Küçük  
snake (n) Yılan  
snow (n., v) Kar, kar yağmak  
so (adv., conj) Bu yüzden, böyle, şöyle  
some (det., pron) Biraz  
somebody (pron) Birisi  
someone (pron) Birisi  
something (pron) Bir şey  
sometimes (adv) Bazen  
son (n) Oğul  
song (n) Şarkı  
soon (adv) Yakında  
sound (n., v) Ses  
soup (n) Çorba  
south (n., adj., adv) Güney  
space (n) Alan, mekan, uzay  
speak (v) Konuşmak  
special (adj) Özel  
spell (v) Hecelemek  
spelling (n) Heceleme  
spend (v) Harcamak (zaman, para)  
sport (n) Spor  
spring (n) İlkbahar  
stand (v) Durmak, dikilmek  
star (n) Yıldız, ünlü  
start (v) Başlamak  
statement (n) Söz, ifade, beyan, demeç  
station (n) İstasyon  
stay (v) Kalmak  
still (adv) Hala, henüz  
stop (v., n) Durmak  
story (n) Hikaye  
street (n) Sokak  
strong (adj) Güçlü  
student (n) Öğrenci  
study (n., v) Çalışmak (ders)  
style (n) Stil  
subject (n) Ders, özne, konu  
success (n) Başarı  
sugar (n) Şeker  
Summer (n) Yaz  
sun (n) Güneş  
Sunday (n) Pazar  
supermarket (n) Süpermarket  
sure (adj) Emin, kesin  
sweater (n) Süveter  
swim (v) Yüzmek  
swimming (n) Yüzme  
table (n) Masa  
take (v) Almak  
talk (v) Konuşmak  
tall (adj) Uzun  
taxi (n) Taksi  
tea (n) Çay  
teach (v) Öğretmek  
teacher (n) Öğretmen  
team (n) Tim, takım  
teenager (n) Ergen, yeniyetme  
telephone (n., v) Telefon  
television (n) Televizyon  
tell (v) Söylemek, demek  
ten (number) On (10)  
tennis (n) Tenis  
terrible (adj) Korkunç  
test (n., v) Test, sınav yapmak, test yapmak  
text (n) Metin  
than (conj) -den, -dan  
thank (v) Teşekkür etmek  
thanks (exclam., n) Teşekkür ederim  
their (det) Onların  
them (pron) Onlara, onları  
then (adv) O zaman  
there (adv) Orada  
they (pron) Onlar  
thing (n) Şey  
think (v) Düşünmek  
third (number) Üçüncü  
thirsty (adj) Susamış  
thirteen (number) On üç (13)  
thirty (number) Otuz (30)  
this (det./pron) Bu  
three (number) Üç (3)  
through (prep., adv) Vasıtasıyla, başından sonuna kadar  
Thursday (n) Perşembe  
ticket (n) Bilet  
time (n) Zaman  
tired (adj) Yorulmuş, yorgun  
title (n) Başlık  
today (adv., n) Bugün  
together (adv) Birlikte  
toilet (n) Tuvalet  
tomato (n) Domates  
tomorrow (adv., n) Yarın  
tonight (adv., n) Bu gece  
too (adv) Çok fazla, aşırı  
tooth (n) Diş  
topic (n) Konu  
tourist (n) Turist  
town (n) Şehir  
traffic (n) Trafik  
train (n) Tren  
travel (v., n) Seyahat, seyahat etmek  
tree (n) Ağaç  
trousers (n) Pantolon  
true (adj) Doğru  
try (v) Denemek  
Tuesday (n) Salı  
turn (v., n) Sıra, dönmek, döndürmek  
TV (n) TV  
twelve (number) On iki (12)  
twenty (number) Yirmi (20)  
twice (adv) İki kez  
two (number) İki (2)  
type (n) Tür, tip, cins  
umbrella (n) Şemsiye  
uncle (n) Amca  
under (prep., adv) Altında  
understand (v) Anlamak  
university (n) Üniversite  
until (conj./prep) -e kadar, değin, dek  
up (adv., prep) Yukarı  
upstairs (adv) Üst katta olan  
us (pron) Bizi, bize  
Use (v) Kullanmak  
useful (adj) Kullanışlı  
usually (adv) Genellikle  
vacation (n) Tatil  
vegetable (n) Sebze  
very (adv) Çok  
video (n) Video  
village (n) Köy  
visit (v., n) Ziyaret, ziyaret etmek  
visitor (n) Ziyaretçi  
wait (v) Beklemek  
waiter (n) Garson  
wake (v) Uyanmak  
walk (v., n) Yürümek  
wall (n) Duvar  
want (v) İstemek  
warm (adj) Sıcak  
wash (v) Yıkamak  
watch (v., n) İzlemek, kol saati  
water (n) Su  
way (n) Yol, yöntem, tarz  
we (pron) Biz  
wear (v) Giymek  
weather (n) Hava durumu  
website (n) Website  
Wednesday (n) Çarşamba  
week (n) Hafta  
weekend (n) Hafta sonu  
welcome (exclam., v., adj) Hoş geldin  
well (adv., adj., exclam) İyi  
west (n., adj., adv) Batı  
what (pron./det) Ne  
when (adv., pron., conj) Ne zaman, -dığında  
white (adj., n) Beyaz  
who (pron) Kim?  
why (adv) Neden?  
wife (n) Karı  
win (v) Kazanmak  
window (n) Pencere  
wine (n) Şarap  
winter (n) Kış  
with (prep) İle  
Without (prep) Olmadan, dışında, hariç  
woman (n) Kadın  
wonderful (adj) Harika  
word (n) Kelime  
work (v., n) İş, çalışmak  
worker (n) İşçi  
world (n) dünya  
write (v) Yazmak  
writer (n) Yazar  
writing (n) Yazı  
wrong (adj) Yanlış  
yeah (exclam) He, tamam, evet  
year (n) Yıl  
yellow (adj., n) Sarı  
yes (exclam) Evet  
yesterday (adv., n) Dün  
you (pron) Sen  
young (adj) Genç  
your (det) Senin  
yourself (pron) Kendin, kendiniz  

 

A2 Seviye İngilizce Kelimeleri

 

Kısaltmalar

N: noun: İsim

V: Verb: Fiil

Ajd: Adjective: Sıfat

Adv: Adverb: Zarf

Prep: Preposition: Edat

 

 

 

 

 

 

İngilizce Türkçe Telaffuz
ability (n) Yetenek  
able (adj) Gücü yeten, yapabilen  
abroad (adv) Yurt dışında  
accept (v) Kabul etmek  
accident (n) Kaza, rastlantı  
according to (prep) -e göre  
achieve (v) Başarmak  
act (v) Yapmak  
active (adj) Aktif  
actually (adv) Fiilen, aslında, hakikaten, gerçekten  
advantage (n) Avantaj  
adventure (n) Macera  
advertise (v) Reklamını yapmak, tanıtım yapmak  
advertisement (n) Reklam  
affect (v) Tesir etmek, etkilemek  
After conj., (adv) -Sonda  
against (prep) -e karşı  
airline (n) Hava yolu  
alive (adj) Canlı  
All (adv) Hepsi  
all right (adj./adv., exclam) Elbette ki, okey, tamam  
allow (v) İzin vermek  
almost (adv) Neredeyse  
alone (adj./adv) Yalnız  
along (prep., adv) Boyunca  
already (adv) Hazır  
alternative (n) Alternatif  
although (conj) -e rağmen  
among (prep) Arasında  
amount (n) Miktar, tutar  
ancient (adj) Kadim  
ankle (n) Ayak bileği  
Any (adv) Her, hiçbir  
Anybody (pron) Hiçkimse  
any more (adv) Artık, başka  
anyway (adv) Neyse, her neyse  
anywhere (adv., pron) Herhangi bir yer, hiçbir yer  
app (n) Uygulama  
appear (v) Görünmek, ortaya çıkmak  
appearance (n) Görünüş, ortaya çıkış  
apply (v) Uygulamak  
architect (n) Mimar  
architecture (n) Mimarlık, inşaat  
argue (v) Tartışmak  
argument (n) Argüman  
army (n) Ordu  
arrange (v) Düzenlemek, ayarlamak  
Arrangement Aranjman, düzenleme, ayarlama  
As (adv., conj) Çünkü, olarak  
asleep (adj) Uyuyan, tembel, uyuşuk  
assistant (n., adj.) Asistan  
athlete (n) Atlet  
attack (n., v) Saldırı, saldırmak  
attend (v) Katılmak  
attention (n., exclam) Dikkat  
attractive (adj.) Çekici  
audience (n) Seyirci  
author (n) Yazar  
available (adj) Müsait, uygun  
average adj., (n) Ortalama  
avoid (v) Kaçınmak  
award (n) Hediye, ödül  
awful (adj) Berbat  
Back (adj) Geri  
background (n) Arka plan  
badly (adv) Berbat bir şekilde  
baseball (n) Beyzbol  
based (adj) Esaslı, yerleşik  
basketball (n) Basketbol  
bean (n) Fasulye  
bear (animal) (n) Ayı  
beat (v) Dövmek  
beef (n) Sığır eti  
Before (conj., adv) Önce  
behave (v) Davranmak  
behaviour (n) Davranış  
belong (v) Ait olmak  
belt (n) Kayış, kemer  
benefit (n) Fayda  
Best (adv., n) En iyisi  
Better (adv) Daha iyi  
Between (adv) Arasında  
billion (number) Milyar  
biology (n) Biyoloji  
birth (n) Doğum  
biscuit (n) Bisküvi  
blank (adj., n) Boşluk, boş  
blood (n) Kan  
blow (v) Esmek  
board (n) Tahta  
boil (v) Kaynamak  
bone (n) Kılçık, kemik  
Book (v) Ayırtmak  
borrow (v) Ödünç almak  
boss (n) Patron  
bottom (n., adj) Dip, en alt  
bowl (n) Tas  
brain (n) Beyin  
bridge (n) Köprü  
bright (adj) Parlak  
brilliant (adj) Harika  
broken (adj) Arızalı, kırılmış  
brush (v., n) Fırçalamak  
burn (v) Yakmak  
businessman (n) İş adamı  
button (n) Düğme  
camp (n., v) Kamp  
camping (n) Kamp yapma  
can (n) Teneke kutu  
care (n., v) İlgi, ilgilenmek  
careful (adj) Dikkatli  
carefully (adv) Dikkatlice  
carpet (n) Halı  
cartoon (n) Çizgi film  
case (n) Dava  
cash (n) Nakit  
castle (n) Kale  
catch (v) Yakalamak  
cause (n., v) Sebep, sebep olmak  
celebrate (v) Kutlamak  
celebrity (n) Kutlama  
certain (adj) Kesin, belirli  
certainly (adv) Muhakkak, kesinlikle  
chance (n) Şans  
character (n) Karakter  
charity (n) Bağış, hayırseverlik  
chat (v., n) Konuşma, sohbet etmek  
Check (n) Kontrol  
chef (n) Aşçı  
chemistry (n) Kimya  
choice (n) Tercih, seçenek  
church (n) Kilise  
cigarette (n) Sigara  
circle (n., v) Halka, daire, muhit  
classical (adj) Klasik  
clear (adj) Temiz  
clearly (adv) Açık bir şekilde  
clever (adj) Akıllı, zeki  
climate (n) İklim  
close (adj) Yakın  
closed (adj) Kapalı  
clothing (n) Giysi, giyim  
cloud (n) Bulut  
coach (n) Antrenör  
coast (n) Sahil  
code (n) Kod  
colleague (n) Kolej  
collect (v) Toplamak  
column (n) Köşe  
comedy (n) Komedi  
comfortable (adj) Konforlu  
comment (n) Yorum  
communicate (v) İletişim kurmak  
community (n) Toplum  
compete (v) Rekabet etmek, yarışmak  
competition (n) Yarışma  
complain (v) Şikayet etmek  
completely (adv) Tamamen  
condition (n) Durum, şart  
Conference (n) Konferans  
connect (v) Bağlamak  
connected (adj) Bağlı  
consider (v) Düşünmek  
contain (v) İçermek  
context (n) Bağlam  
continent (n) Kıta  
continue (v) Devam etmek  
control (n., v) Kontrol, kontrol etmek  
conversation (n) Konuşma, sohbet  
Cook (n) Aşçı  
cooker (n) Ocak, fırın  
copy (n., v) Kopyalamak  
corner (n) Köşe  
correctly (adv) Düzgün bir şekilde  
count (v) Saymak  
couple (n) Çift  
cover (v) Kapamak, örtmek  
crazy (adj) Çılgın  
creative (adj) Yaratıcı  
credit (n) Kredi  
crime (n) Suç  
criminal (n) Suçlu, sabıkalı  
cross (v., n) Geçmek  
crowd (n) Kalabalık, izdiham  
crowded (adj) Kalabalık  
cry (v) Ağlamak  
cupboard (n) Dolap, büfe  
curly (adj) Kıvırcık  
cycle (n., v) Devir  
daily (adj) Günlük  
danger (n) Tehlike  
Dark (n) Karanlık  
data (n) Data, veri  
dead (adj) Ölü  
deal (v) Anlaşma  
Dear (exclam) Tatlı, sevgili  
death (n) Ölüm  
decision (n) Karar  
deep (adj) Derin  
definitely (adv) Kesinlikle  
degree (n) Sınıf, puan  
dentist (n) Dişçi  
department (n) Bölüm  
depend (v) Dayanmak  
desert (n) Tatlı, çöl  
designer (n) Tasarımcı  
destroy (v) Yıkmak  
detective (n) Dedektif  
develop (v) Geliştirmek  
device (n) Alet, edevat  
diary (n) Günlük  
differently (adv) Farklı bir şekilde  
digital (adj) Dijital  
direct (adj) Doğru, direkt  
direction (n) Yön  
director (n) Yönetmen  
disagree (v) Katılmamak  
disappear (v) Ortadan kaybolmak  
disaster (n) Felaket  
discover (v) Keşfetmek  
discovery (n) Keşif  
discussion (n) Tartışma  
disease (n) Hastalık  
distance (n) Mesafe  
divorced (adj) Boşanmış  
document (n) Belge  
double (adj., det., pron., v) Çift  
download (v., n) İndirmek  
Downstairs (adj) Altkat  
drama (n) Drama  
drawing (n) Çizme  
dream (n., v) Hayal kurma  
Drive (n) Dürtü  
driving (n) Sürüş  
drop (v) Düşürmek  
drug (n) Uyuşturucu  
dry (adj., v) Kuru, kurulamak  
earn (v) Para kazanmak  
earth (n) Kara, yeryüzü, dünya  
easily (adv) Kolayca  
education (n) Eğitim  
effect (n) etki  
either (det./pron., adv) İki, her iki, herhangi biri, de değil  
electronic (adj) Elektronik  
employ (v) İşe almak  
employee (n) İşçi  
employer (n) İşveren  
empty (adj) Boş  
ending (n) Son  
energy (n) Enerji  
engine (n) Motor  
engineer (n) Mühendis  
enormous (adj) Devasa  
enter (v) Girmek  
environment (n) Çevre  
equipment (n) Ekipman  
error (n) Hata  
especially (adv) Özellikle  
essay (n) Makale  
everyday (adj) Her gün  
everywhere (adv) Her yer  
evidence (n) Kanıt  
exact (adj) Kesin, tamı tamına  
exactly (adv) Kesinlikle  
excellent (adj) Harika  
except (prep) Dışında  
exist (v) Var olmak  
expect (v) Ummak  
experience (n) Deneyim  
experiment (n) Tecrübe  
expert (n., adj) Uzman  
explanation (n) Açıklama  
express (v) İfade etmek  
expression (n) İfade  
extreme (adj) Aşırı  
extremely (adv) Aşırı boyutta  
factor (n) Etken, faktör  
factory (n) Fabrika  
fail (v) Başarısız olmak  
fair (adj) Adil  
Fall (n) Sonbahar, düşüş  
fan (n) Pervane, taraftar  
Farm (v) Çiftçilik yapmak, ekip biçmek  
farming (n) Tarım  
fashion (n) Moda  
Fat (n) Yağ  
fear (n) Korku  
feature (n) Özellik  
feed (v) Beslemek  
female (adj., n) Kadın  
fiction (n) Kurgu  
field (n) Alan, saha  
fight (v., n) Dövüşmek  
figure (n) Figür  
Film (v) Film çekmek  
Final (n) Son, final  
finally (adv) Sonunda  
finger (n) Parmak  
Finish (n) Nihayet  
First (n) Birinci  
firstly (adv) Öncelikle  
Fish (v) Balık avlamak  
fishing (n) Balık tutma  
fit (v., adj) Uymak, uygun  
fix (v) Düzeltmek  
Flat (adj) Apartman  
flu (n) Grip  
Fly (n) Sinek  
flying (n., adj) Uçuş  
focus (v., n) Odaklanmak  
following (adj) Taraftarlar, izleyen, takip eden  
foreign (adj) Yabancı  
forest (n) Orman  
fork (n) Çatal  
formal (adj) Resmi  
fortunately (adv) Şükür ki, neyse ki  
forward (adv) İleri  
Free (adv) Beleş, muaf  
fresh (adj) Taze  
fridge (n) Buzdolabı  
frog (n) Kurbağa  
Fun (adj) Eğlenceli  
furniture (n) Mobilya  
further (adj) Daha ileri  
Future (adj) Müstakbel  
gallery (n) Galeri  
gap (n) Boşluk  
gas (n) Gaz  
gate (n) Kapı  
general (adj) Genel, avam  
gift (n) Hediye  
goal (n) Hedef, amaç  
God (n) Tanrı  
gold (n., adj) Altın  
golf (n) Golf  
Good (n) İyilik, hayır, hasenat  
government (n) Hükümet  
grass (n) Çimen  
greet (v) Selamlaşmak  
ground (n) Yer, zemin  
guest (n) Misafir  
guide (n., v) Yönlendirmek  
gun (n) Silah  
guy (n) Adam  
habit (n) Alışkanlık  
Half (adv) Yarı yarıya, hemen hemen  
hall (n) Salon  
happily (adv) Mutlu bir şekilde  
headache (n) Baş ağrısı  
Heart (n) Kalp  
heat (n., v) Sıcaklık, öfke, ısıtmak  
heavy (adj) Ağır  
helpful (adj) Yardımsever  
hero (n) Kahraman  
hide (v) Saklanmak  
High (adv) Yüksek  
hill (n) Tepe  
hit (v., n) Vurmak, vuruş  
hockey (n) Hokey  
hold (v) Tutmak  
hole (n) Delik  
Home (adj) Eve ait  
Hope (n) Umut  
huge (adj) Kocaman  
human (adj., n) İnsan  
hurt (v., adj) Yaralamak, acıtmak  
ideal (adj) İdeal  
identify (v) Tanımlamak  
ill (adj) Hasta  
illness (n) Hastalık  
image (n) İmaj  
immediately (adv) Hemen  
impossible (adj) İmkansız  
included (adj) İçeren, içinde  
including (prep) Dahil  
increase (v., n) Artmak  
incredible (adj) Harika  
independent (adj) Bağımsız  
individual (n., adj) Bireysel  
industry (n) Endüstri  
informal (adj) Resmi olmayan  
injury (n) Zarar, yara  
İnsect Böcek  
inside (prep., adv., n., adj) İçinde  
instead (adv) -yerine  
instruction (n) Talimat  
instructor (n) Eğitmen  
instrument (n) Enstrüman  
intelligent (adj) Zeki, akıllı  
international (adj) Uluslarası  
introduction (n) Giriş  
invent (v) İcat etmek  
invention (n) İcat  
invitation (n) Davet  
invite (v) Davet etmek  
involve (v) İçermek  
item (n) Madde, öğe, kalem  
jam (n) Reçel  
jazz (n) Caz  
jewellery (n) Mücevherat  
joke (n., v) Şaka, şaka yapmak  
journalist (n) Gazeteci  
jump (v., n) Zıplamak  
kid (n) Çocuk  
kill (v) Öldürmek  
king (n) Kral  
knee (n) Diz  
knife (n) Bıçak  
knock (v) Vurmak, çalmak  
knowledge (n) Bilgi  
lab (n) Laboratuvar  
lady (n) Hanımefendi  
lake (n) Göl  
lamp (n) Ampul, lamba  
Land (v) Karaya ayak basmak  
laptop (n) Laptop  
laughter (n) Kahkaha  
law (n) Hukuk  
lawyer (n) Hukukçu  
lazy (adj) Tembel  
leader (n) Lider  
learning (n) Öğrenme, öğrenim  
lecture (n., v) Ders, Ders anlatmak  
lemon (n) Limon  
lend (v) Ödünç vermek  
level (n) Seviye  
lifestyle (n) Yaşam tarzı  
lift (v., n) Asansör, kaldırmak  
Light (v) Tutuşmak, yanmak  
likely (adj) Büyük ihtimalle  
link (n., v) Bağ, bağlamak  
Listener (n) Dinleyici  
Little (adv) Biraz  
lock (v., n) Kilit, kilitlemek  
Look (n) Görünüş, bakış  
lorry (n) Kamyon  
lost (adj) Kayıp  
loud (adj., adv) Gürültülü, yüksek sesle  
loudly (adv) Yüksek sesle  
lovely (adj) Sevimli, hoş, güzel  
low (adj., adv) Düşük, az, ucuz bir şekilde  
luck (n) Şans  
lucky (adj) Şanslı  
mail (n., v) Posta, postalamak  
major (adj) Asıl, büyük  
male (adj., n) Erkek  
manage (v) İdare etmek, işletmek, yönetmek  
manager (n) Menajer  
manner (n) Biçim, tutum, tavır  
mark (v., n) İşaret, işaretlemek  
marry (v) Evlenmek  
material (n) Materyal  
mathematics (n) Matematik  
maths (n) Matematik  
matter (n., v) Konu, Önemli olmak  
media (n) Medya  
medical (adj) Tıbbi  
medicine (n) İlaç  
memory (n) Hatıra  
mention (v) Bahsetmek  
metal (n) Metal  
method (n) Metot  
middle (n., adj) Orta  
mind (n., v) Akıl, Önemsemek  
mine (belongs to me) (pron) Benim  
mirror (n) Ayna  
missing (adj) Özlem, eksik  
mobile (adj., n) Mobil  
monkey (n) Maymun  
moon (n) Ay  
mostly (adv) Çoğunlukla  
motorcycle (n) Motor bisiklet  
movement (n) Hareket  
musical (adj) Müzikal  
Musician (n) Müzisyen  
myself (pron) Kendi  
narrow (adj) Dar  
national (adj) Ulusal  
nature (n) Doğa  
nearly (adv) Hemen hemen, nerdeyse  
necessary (adj) Gerekli, lüzumlu  
neck (n) Boyun  
Need (n) Gerekmek  
neither (det./pron) Hiçbir, ikisinden hiçbiri  
nervous (adj) Gergin, sinirli  
network (n)  
noise (n) Ses, gürültü  
noisy (adj) Gürültülü  
none (pron) Hiçbiri  
normal (adj) Normal  
normally (adv) Normalde, normal bir şekilde  
notice (v., n) Duyuru, fark etmek  
novel (n) Roman  
nowhere (adv) Hiçbir yer  
Number (v) Numara  
nut (n) Kabuklu yemiş

 

 
ocean (n) Okyanus  
offer (v., n) Teklif etmek, teklif  
officer (n) Memur  
oil (n) Yağ, petrol  
opportunity (n) Fırsat  
option (n) Seçenek  
ordinary (adj) Sıradan  
organization (n) Organizasyon  
organize (v) Organize etmek  
original (adj) Orijinal  
Outside  (prep., noun., adj) Dışarı, dıştan  
oven (n) Ocak, fırın  
Own (v) Sahip olmak  
Owner (n) Sahip  
pack (v) Ambalajlamak  
pain (n) Ağrı, acı  
painter (n) Ressam, boyacı  
palace (n) Saray  
pants (n) Pantolon  
parking (n) Park yapma  
particular (adj) Özel, belirli  
pass (v) Geçmek  
passenger (n) Yolcu  
patient (n) Hasta  
pattern (n) Model, desen  
Pay (n) Ödeme, ücret  
peace (n) Barış  
penny (n) Metelik  
per cent (n., adj./adv) Yüzde  
perform (v) Yapmak, yerine getirmek  
perhaps (adv) Belki  
permission (n) İzin  
personality (n) Kişilik, şahsiyet  
pet (n) Evcil hayvan  
petrol (n) Petrol  
Photograph (v) Fotoğrafını çekmek  
physical (adj) Fiziki  
physics (n) Fizik  
pick (v) Koparmak, seçmek  
pilot (n) Pilot  
planet (n) Gezegen  
Plant (v) Dikmek, ekmek  
plastic (n., adj) Plastik  
plate (n) Tabak  
platform (n) Platform  
Please (v) Memnun etmek  
pleased (adj) Memnun  
pocket (n) Cep  
polite (adj) Kibar  
pollution (n) Kirlilik  
population (n) Nüfus  
position (n) Mevki, pozisyon  
possession (n) Sahiplik  
possibility (n) Olasılık, imkan  
poster (n) Afiş  
power (n) Güç  
predict (v) Tahmin etmek  
Present (v) Sunmak  
president (n) Başkan  
prevent (v) Önlemek  
print (v) Yazdırmak  
printer (n) Yazıcı  
prison (n) Hapishane  
prize (n) Ödül  
process (n) Süreç  
produce (v) Üretmek  
professional (adj) Profesyonel  
professor (n) Profesör  
profile (n) Profil  
program (n) Program  
progress (n) Gelişim, ilerleme  
promise (v., n) Söz vermek  
pronounce (v) Telaffuz etmek  
protect (v) Korumak  
provide (v) Sağlamak  
pub (n) Taverna  
public (adj., n) Halk  
publish (v) Yayınlamak  
pull (v) Çekmek  
purpose (n) Amaç  
push (v) İtmek  
quality (n) Kalite  
quantity (n) Nicelik  
queen (n) Kraliçe  
Question (v) Sorguya çekmek, ifadesini almak  
quietly (adv) Sessizce  
race (competition) (n., v) Yarış, yarışmak  
railway (n) Tren yolu  
raise (v) Kaldırmak  
rate (n) Oran  
rather (adv) Oldukça, epeyce  
reach (v) Ulaşmak  
react (v) Tepki vermek  
realize (v) Gerçekleştirmek  
receive (v) Almak, teslim almak  
recent (adj) Son, taze, yakında olmuş  
recently (adv) Son zamanlarda, yakında  
reception (n) Resepsiyon  
recipe (n) Yemek tarihi  
recognize (v) Tanımak  
recommend (v) Tavsiye etmek  
record (n., v) Kayıt, kaydetmek  
recording (n) Kayıt  
recycle (v) Geri dönüştürmek  
reduce (v) Azaltmak  
refer (v) Anmak, bahsetmek, kastetmek  
refuse (v) Reddetmek  
region (n) Alan, bölge  
regular (adj) Düzenli  
relationship (n) İlişki  
remove (v) Kaldırmak  
repair (v) Tamir etmek  
replace (v) Yer değiştirmek, yerine geçmek  
reply (v., n) Cevap vermek, yanıtlamak  
Report (v) Rapor etmek  
reporter (n) Muhabir  
request (n) İstek, rica  
researcher (n) Araştırmacı  
respond (v) Yanıtlamak  
response (n) Yanıt  
rest (remaining part) (n) Kalan  
rest (sleep/relax) (n., v) Dinlenmek  
review (n., v) Gözden geçirmek  
Ride (n) Gezinti  
rise (v) Yükselmek  
rock (stone) (n) Kaya  
rock (music) (n) Rock  
role (n) Rol  
roof (n) Çatı  
route (n) Rota, güzergah  
routine (n) Rutin  
rubbish (n) Çöp, enkaz  
rude (adj) Kaba  
Run (n) Koşu  
runner (n) Koşucu  
sadly (adv) Üzüntülü bir şekilde  
safe (adj) Güvenli  
sail (v) Denize açılmak  
sailing (n) Deniz yolculuğu  
salary (n) Maaş  
sale (n) Satıl  
sauce (n) Sos  
save (v) Kurtarmak  
scared (adj) Korkmuş  
scary (adj) Korkunç  
scene (n) Sahne  
schedule (n) Takvim  
score (v., n) Skor, puan, skor kaydetmek  
screen (n) Ekran  
search (n., v) Arama, aramak  
season (n) Sezon  
seat (n) Koltuk  
secret (adj) Gizli  
secretary (n) Sekreter  
seem (v) Görünmek  
sense (n) Duyu, his  
separate (adj) Ayrı  
series (n) Seri  
serious (adj) Ciddi  
serve (v) Hizmet etmek  
service (n) Servis  
several (det./pron) Birkaç  
shake (v) Sallamak, sarsmak  
shape (n) Şekil  
sheet (n) Kağıt, levha, çarşaf  
ship (n) Gemi  
shoulder (n) Omuz  
shout (v., n) Bağırmak  
shut (v., adj) Kapamak  
side (n) Yan, yön, taraf  
sign (n., v) İşaret, belirtmek, işaretlemek  
silver (n., adj) Gümüş  
simple (adj) Sade, yalın  
since (prep., conj) O zamandan beri  
single (adj., n) Bekar, tek  
sir (n) Efendi, sör  
site (n) Site  
size (n) Boyut  
ski (v., n) Kayak  
skiing (n) Kayakçılık  
skin (n) Ten, cilt, deri  
sky (n) Gökyüzü  
Sleep (n) Uyku  
slowly (adv) Yavaşça  
smartphone (n) Akıllı telefon  
smell (v., n) Koklamak, koku  
smile (v., n) Gülümseme, gülmek  
smoke (n., v) Duman, sigara içmek  
smoking (n) Sigara içme  
soap (n) Sabun  
soccer (n) Futbol  
social (adj) Sosyal  
society (n) Toplum  
sock (n) Çorap  
soft (adj) Yumuşak  
soldier (n) Asker  
solution (n) Çözüm  
solve (v) Çözmek  
somewhere (adv., pron) Bir yer  
sort (n) Çeşit  
source (n) Kaynak  
speaker (n) Konuşmacı  
specific (adj) Spesifik, belirli  
speech (n) Konuşma  
speed (n) Hız  
spider (n) Örümcek  
spoon (n) Kaşık  
square (adj., n) Meydan  
stage (n) Aşama  
stair (n) Merdiven basamağı  
stamp (n) Pul, kaşe, damga  
Start (n) Başlangıç  
state (n) Demeç  
Stay (n) Kalma  
steal (v) Çalmak  
step (n) Adım  
stomach (n) Karın, mide  
stone (n) Taş  
store (n) Mağaza, depo  
storm (n) Fırtına  
straight (adv., adj) Düz  
strange (adj) Yabancı  
strategy (n) Strateji  
stress (n., v) Stres  
structure (n) Yapı  
stupid (adj) Aptal  
succeed (v) Başarmak  
successful (adj) Başarılı  
such (det./pron) Çok, böyle, öyle  
suddenly (adv) Aniden, birden  
suggest (v) Tavsiye etmek  
suggestion (n) Öneri  
suit (n) Takım elbise  
support (v., n) Destek, desteklemek  
suppose (v) Varsaymak  
Sure (adv) Emin bir şekilde  
surprise (n., v) Sürpriz, sürpriz yapmak  
surprised (adj) Şaşırmış  
surprising (adj) Şaşırtıcı  
survey (n) Anket  
sweet (adj., n) Tatlı  
symbol (n) Sembol  
system (n) Sistem  
tablet (n) Tablet  
Talk (n) Konuşma  
target (n) Hedef  
task (n) Görev, vazife, ödev  
taste (n., v) Tat, tatmak  
teaching (n) Öğretmenlik, öğretme  
technology (n) Teknoloji  
teenage (adj) Ergen  
temperature (n) Sıcaklık  
term (n) Dönem  
themselves (pron) Kendileri  
thick (adj) Kalın, yoğun  
thief (n) Hırsız  
thin (adj) İnce  
thinking (n) Düşünme  
Third (n) Üçüncü  
thought (n) Düşünce  
throw (v) Atmak  
tidy (adj., v) Düzenli, derli toplu  
tie (v., n) Bağlamak, bağ  
tip (n) Bahşiş  
tool (n) Araç gereç  
top (n., adj) Baş, üst  
touch (v) Dokunmak  
tour (n) Tur  
tourism (n) Turizm  
towards (prep) -e doğru  
towel (n) Havlu  
tower (n) Kule  
toy (n., adj) Oyuncak  
track (n) İz  
tradition (n) Gelenek  
traditional (adj) Geleneksel  
Train (v) Eğitmek  
trainer (n) Eğitimci  
training (n) Eğitim  
transport (n) Nakil, taşıma  
traveller (n) Gezgin  
trouble (n) Sorun, problem  
truck (n) Kamyon  
twin (n., adj) İkiz  
typical (adj) Tipik  
underground (adj., adv) Yer altı  
understanding (n) Anlayış  
Unfortunately (adv) Ne yazık ki  
unhappy (adj) Mutsuz  
uniform (n) Forma  
unit (n) Birlik  
united (adj) Birleşmiş  
unusual (adj) Sıradışı, alışılmadık  
Upstairs (adj) Üstkat  
Use (n) Kullanım  
user (n) Kullanıcı  
usual (adj) Olağan, alelade  
valley (n) Vadi  
van (n) Karavan  
variety (n) Çeşitlilik  
vehicle (n) Araç  
view (n) Görüş  
virus (n) Virüs  
voice (n) Ses  
Wait (n) Bekleyiş  
war (n) Savaş  
Wash (n) Yıkama  
washing (n) Yıkama  
wave (n) Dalga  
weak (adj) Güçsüz  
web (n)  
wedding (n) Düğün  
weight (n) Ağırlık  
Welcome (n) Sıcak karşılama  
wet (adj) Islak  
wheel (n) Tekerlek  
while (conj) İken  
whose (det./pron) Kimin  
wide (adj) Geniş, bol  
wild (adj) Vahşi  
wind (n) Rüzgar  
winner (n) Kazanan  
wish (v., n) Dilemek, dilek  
wood (n) Odun  
wooden (adj) Tahta  
working (adj) Çalışma  
worried (adj) Endişeli  
worry (v) Endişelenmek  
worse (adj) Daha kötü  
worst (adj) En kötü  
yet (adv) Henüz  

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

B1 Seviye İngilizce Kelimeleri

Kısaltmalar

N: noun: İsim

V: Verb: Fiil

Adj: Adjective: Sıfat

Adv: Adverb: Zarf

Prep: Preposition: Edat

 

 

İngilizce Türkçe Telaffuz
Absolutely (adv) Kesinlikle  
Access (n., v) Erişim, erişmek  
Accommodation (n) Konaklama  
account (n) Hesap  
achievement (n) Başarı  
Act (n) Eylem, yasa, rol, fiil  
Ad (n) Reklam  
Addition (n) Ek, ilave  
Admire (v) Hayran olmak, hayranlık duymak  
Admit (v) İtiraf etmek, kabul etmek  
Advanced (adj) İleri  
Advise (v) Tavsiye etmek  
Afford (v) Parası yetmek, almaya gücü yetmek  
Age (v) Yaşlanmak  
Aged (adj) Yaşlı  
Agreement (n) Antlaşma  
Ahead (adv) İlerisi, ilerde  
Aim (v., n) Amaç, hedef, amaçlamak  
Alarm (n) Alarm  
Album (n) Albüm  
Alcohol (n) Alkol  
Alcoholic (adj) Alkolik  
Alternative (adj) Alternatif  
Amazed (adj) Şaşkın  
Ambition (n) Hırs  
Ambitious (adj) Hırslı  
Analyse (v) Analiz etmek  
Analysis (n) Analiz  
Announce (v) Duyurmak, bildirmek  
Announcement (n) Duyuru, bildiri  
Annoy (v) Rahatsız etmek  
Annoyed (adj) Sinirli, kızgın  
Annoying (adj) Rahatsız edici  
Apart (adv) Ayrı, ayrı olarak  
Apologize (v) Özür dilemek  
Application (n) Aplikasyon  
Appointment (n) Tayin, atama  
Appreciate (v) Takdir etmek, beğenmek  
Approximately (adv) Yaklaşık olarak  
Arrest (v., n) Tutuklama, hapis  
Arrival (n) Varış  
Assignment (n) Görevlendirme, ödev atama  
Assist (v) Yardım etmek  
Atmosphere (n) Atmosfer  
Attach (v) Yapışmak, bağlanmak  
Attitude (n) Tutum, davranış  
Attract (v) Cezbetmek  
Attraction (n) Çekicilik, atraksiyon  
Authority (n) Otorite  
Average (v) Ortalama  
Award (v) Ödül  
Aware (adj) Farkında, uyanık  
Backwards (adv) Geriye, ters olarak  
Bake (v) Fırında pişirmek  
Balance (n., v) Denge, Dengede tutmak  
Ban (v., n) Yasak, yasaklamak  
Bank (river) (n) Nehir kıyısı  
Base (n., v) Üs, baz, temel, dayandırmak  
Basic (adj) Basit  
Basis (n) Temel  
Battery (n) Baterya  
Battle (n) Savaş, mücadele  
Beauty (n) Güzellik  
Bee (n) Arı  
Belief (n) İnanç  
Bell (n) Zil  
Bend (v., n) Viraj, dönemeç, eğilmek, bükülmek  
Benefit (v) Yararlanmak  
Better (n) Daha iyi  
Bite (v., n) Isırmak, ısırık  
Block (n., v) Blok, engellemek  
Bomb (n., v) Bomba, bombalamak  
Border (n) Sınır  
Bother (v) Rahatsız etmek  
Branch (n) Dal, bölüm  
Brand (n., v) Marka  
Brave (adj) Cesur  
Breath (n) Nefes, soluk  
Breathe (v) Nefes almak  
Breathing (n) Soluk, soluma  
Bride (n) Gelin  
Bubble (n) Kabarcık  
Bury (v) Gömmek  
Calm (n) Sakinlik  
Campaign (n., v) Kampanya, mücadele vermek  
Campus (n) Kampüs  
Candidate (n) Aday, namzet  
Cap (n) Başlık, kapat, kep  
Captain (n) Kaptan  
Careless (adj) Umursamaz, ilgisiz  
Category (n) Kategori  
Ceiling (n) Tavan  
Celebration (n) Kutlama  
Central (adj) Merkezi  
Centre (v) Yoğunlaşmak, merkezde toplamak  
Ceremony (n) Seremoni  
Chain (n) Zincir  
Challenge (n) Meydan okuma  
Champion (n) Şampiyon  
Channel (n) Kanal  
Chapter (n) Bölüm  
Charge (n., v) Şarj, şarj etmek  
Cheap (adv) Ucuz  
Cheat (v., n) Aldatma, hile, aldatmak  
Cheerful (adj) Neşeli  
Chemical (adj., n) Kimyasal, kimyasal madde  
Chest (n) Göğüs  
Childhood (n) Çocukluk  
Claim (v., n) İddia, iddia etmek  
Clause (n) Fıkra, ibare  
Clear (v) Açıklamak  
Click (v., n) Çıt, çıtırtı, tık sesi çıkarmak  
Client (n) Müşteri  
Climb (n) Tırmanış  
Close (adv) Yakından, civarında, sularında  
Cloth (n) Elbise  
Clue (n) İpucu  
Coach (v) Koç  
Coal (n) Kömür  
Coin (n) Madeni para  
Collection (n) Koleksiyon  
Coloured (adj) Renkli  
Combine (v) Birleştirmek  
Comment (v) Yorum yapmak  
Commercial (adj., n) Ticari, kârlı  
Commit (v) İşlemek (suç vs)  
Communication (n) İletişim  
Comparison (n) Mukayese, kıyas  
Competitive (adj) Rekabetçi, hırslı  
Competitor (n) Yarışmacı, rakip  
Complaint (n) Şikayet, yakınma  
Complex (adj) Komplex  
Concentrate (v) Yoğunlaşmak  
Conclude (v) Sonuçlandırmak  
Conclusion (n) Sonuç  
Confident (adj) Kendiden emin  
Confirm (v) Doğrulamak  
Confuse (v) Kafasını karıştırmak  
Confused (adj) Kafası karışmış  
Connection (n) Bağlantı  
Consequence (n) Sonuç  
Consist (v) -den meydana gelmek, var olmak  
Consume (v) Tüketmek  
Consumer (n) Tüketici  
Contact (n., v) Temas, irtibat kurmak  
Container (n) Konteyner  
Content (n) İçerik  
Continuous (adj) Sürekli, kesintisiz  
Contrast (n., v) Zıtlık, tezat, karşılaştırmak  
Convenient (adj) Uygun  
Convince (v) İkna etmek  
Cool (v) Soğutmak  
Costume (n) Kostüm  
Cottage (n) Yazlık ev  
Cotton (n) Pamuk  
Count (n) Sayı  
Countryside (n) Kırsal kesim  
Court (n) Mahkeme  
Cover (n) Kılıf, örtü  
Covered (adj) Örtülü  
Cream (adj) Krem  
Criminal (adj) Suçlu  
Cruel (adj) Zalim, acımasız  
Cultural (adj) Kültürel  
Currency (n) Döviz, para birimi  
Current (adj) Cari, şuan ki, şimdiki  
Currently (adv) Halen, şu anda  
Curtain (n) Perde  
Custom (n) Gelenek, örf  
Cut (n) Pay, kesik  
Daily (adv) Günlük  
Damage (v) Zarar vermek  
Deal (n) Antlaşma  
Decade (n) On yıl  
Decorate (v) Süslemek  
Deep (adv) İçten, karanlık  
Define (v) Tanımlamak, belirtmek  
Definite (adj) Belirli, belli  
Definition (n) Tanım, anlam  
Deliver (v) İletmek  
Departure (n) Çıkış  
Despite (prep) -e rağmen  
Destination (n) Varış  
Determine (v) Karar vermek  
Determined (adj) Kararlı  
Development (n) Gelişmiş  
Diagram (n) Grafik, şema  
Diamond (n) Elmas  
Difficulty (n) Zorluk  
Direct (adv) Hemen, sapmadan, kısa yoldan  
Directly (adv) Doğrudan doğruya  
Dirt (n) Kir, pislik  
Disadvantage (n) Dezavantaj  
Disappointed (adj) Hayal kırıklığına uğramış  
Disappointing (adj) Hayal kırıklığı yapan  
Discount (n) İndirim  
Dislike (v., n) Beğenmemek, hoşlanmama  
Divide (v) Bölmek  
Documentary (n) Belgesel  
Donate (v) Bağış yapmak  
Double (adv) İki kat, iki misli  
Doubt (n., v) Şüphe, şüphelenmek  
Dressed (adj) Giyinmiş, giyinik  
Drop (n) Düşüş, düşme, damla  
Drum (n) Davul  
Drunk (adj) Sarhoş  
Due (adj) Vadesi dolmuş, münasip  
Dust (n) Toz  
Duty (n) Görev  
Earthquake (n) Deprem (Allah muhafaza)  
Eastern (adj) Doğulu  
Economic (adj) Ekonomik  
Economy (n) Ekonomi  
Edge (n) Sınır  
Editor (n) Editör  
Educate (v) Eğitmek, terbiye etmek  
Educated (adj) Eğitimli  
Educational (adj) Eğitimsel  
Effective (adj) Etkili  
Effectively (adv) Etkili bir şekilde  
Effort (n) Efor, çaba  
Election (n) Seçim  
Element (n) Element  
Embarrassed (adj) Utanmış  
Embarrassing (adj) Utanç verici  
Emergency (n) Acil  
Emotion (n) Duygu  
Employment (n) İş verme, istihdam  
Empty (v) Boşaltmak  
Encourage (v) Cesaretlendirmek  
Enemy (n) Düşman  
Engaged (adj) Bağlanmış, meşgul  
Engineering (n) Mühendislik, teknik  
Entertain (v) Eğlendirmek  
Entertainment (n) Eğlence  
Entrance (n) Giriş  
Entry (n) Giriş, giriş yeri  
Environmental (adj) Çevre, çevresel  
Episode (n) Parça, bölüm  
Equal (adj., v) Denk, eşit, eş değerde olmak  
Equally (adv) Eşit olarak  
Escape (v., n) Kaçış, kaçmak  
Essential (adj) Önemli  
Eventually (adv) Eninde sonunda  
Examine (v) Muayene etmek, incelemek, yoklamak  
Except (conj) -haricinde, - dışında  
Exchange (n., v) Mübadele, değiş tokuş etmek  
Excitement (n) Heyecan  
Exhibition (n) Sergi  
Expand (v) Genişletmek  
Expected (adj) Beklenen, umulan  
Expedition (n) Sefer, acele, çabukluk  
Experience (v) Başına gelmek, tatmak, maruz kalmak  
Experienced (adj) Tecrübeli, deneyimli  
Experiment (v) Deney yapmak  
Explode (v) Patlatmak, patlamak  
Explore (v) Keşfetmek  
Explosion (n) Patlama  
Export (n., v) İhracat, ihraç etmek  
Extra (adv) Ayrıca, ek olarak  
Face (v) Göğüs germek, yüzleşmek  
Fairly (adv) Adil bir şekilde  
Familiar (adj) Tanıdık  
Fancy (v., adj) Süslü, çok sevmek, hoşlanmak  
Fascinating (adj) Büyüleyici  
Fashionable (adj) Modaya uygun  
Fasten (v) Hızlandırmak  
Favour (n) İyilik  
Fear (v) Korkmak  
Feature (v) Önem vermek, belirtmek  
Fence (n) Çit  
Fighting (n) Dövüş  
File (n) Dosya  
Financial (adj) Finansal  
Fire (v) Kovmak, ateş atmak  
Fitness (n) Fitness  
Fixed (adj) Durağan, sabit  
Flag (n) Bayrak  
Flood (n., v) Su baskını, sel basmak  
Flour (n) Un  
Flow (v., n) Akmak, debi  
Fold (v) Katlamak  
Folk (n., adj) Halk, halka ait  
Following (n) Takip eden  
Force (n., v) Güç, kuvvet, zorlamak  
Forever (adv) Sonsuza dek  
Frame (n., v) Çerçeve, çerçevelemek  
Freeze (v) Dondurmak  
Frequently (adv) Sıklıkla  
Friendship (n) Dostluk  
Frighten (v) Korkutmak  
Frightened (adj) Ürkmüş, korkan  
Frightening (adj) Korkutucu  
Frozen (adj) Donmuş  
Fry (v) Kızartmak  
Fuel (n) Yakıt  
Function (n) İşlev  
Fur (n) Kürk  
Further (adv) Daha ileri  
Garage (n) Garaj  
Gather (v) Toplamak, toplanmak  
Generally (adv) Genellikle  
Generation (n) Jenerasyon, nesil  
Generous (adj) Cömert  
Gentle (adj) Nazik  
Gentleman (n) Centilmen  
Ghost (n) Hayalet  
Giant (n) Dev  
Glad (adj) Memnun  
Global (adj) Global  
Glove (n) Eldiven  
Goods (n) Mal, yük  
Grade (n) Sınıf, rütbe  
Graduate (n., v) Mezun, mezun olmak  
Grain (n) Tahıl, tane  
Grateful (adj) Minnettar  
Growth (n) Gelişme, büyüme  
Guard (n., v) Muhafız, korumak  
Guilty (adj) Suçlu  
Hand (v) Yardım etmek, el vermek  
Hang (v) Asmak  
Happiness (n) Mutluluk  
Hardly (adv) Zorlukla  
Hate (n) Nefret  
Head (v) Yönetmek, baş olmak  
Headline (n) Manşet  
Heating (n) Isınma  
Heavily (adv) Aşırı derecede, ağır bir şekilde  
Helicopter (n) Helikopter  
Highlight (v., n) Altını çizmek, vurgulamak, önemli olay  
Highly (adv) Çok iyi, yüksek derecede  
Hire (v) Kiralamak  
Historic (adj) Tarihi  
Historical (adj) Tarihsel  
Honest (adj) Dürüst  
Horrible (adj) Korkunç  
Horror (n) Korku  
Host (n) Ev sahibi  
Hurricane (n) Kasırga  
Hurry (n., v) Acele, acele etmek  
İdentity (n) Kimlik  
İgnore (v) Görmezden gelmek  
İllegal (adj) İllegal  
İmaginary (adj) Hayali  
İmmediate (adj) Acil, hemen  
İmmigrant (n) Göçmen  
İmpact (n., v) Etki, etkilemek  
İmport (n., v) İthal, ithal etmek  
İmportance (n) Önem  
İmpression (n) Etki, izlenim  
İmpressive (adj) Etkileyici  
İmprovement (n) Gelişme  
İncredibly (adv) İnanılmaz bir şekilde  
İndeed (adv) Aslında, gerçekte  
İndicate (v) Göstermek, işaret etmek  
İndirect (adj) Dolaylı  
İndoor (adj) Kapalı mekan, evde  
İndoors (adv) İçeride, ev içinde  
İnfluence (n., v) Etki, etkilemek, nüfuz, tesir, tesir etmek  
İngredient (n) Bileşenler, içerik  
İnjure (v) Sakatlamak, incitmek  
İnjured (adj) Yaralı  
İnnocent (adj) Masum  
İntelligence (n) Zeka  
İntention (n) Niyet  
İnvest (v) Yatırım yapmak  
İnvestigate (v) Soruşturmak  
İnvolved (adj) İlgili, karmaşık, girift  
İron (n., v) Demir, ütü, ütülemek  
İssue (n) Konu, mevzu  
Journal (n) Gazete  
Judge (n., v) Yargı, yargılamak  
Jeen (adj) Hevesli  
Keyboard (n) Klavye  
Kick (v., n) Tekme, tekmelemek  
Killing (n) Öldürme, katletme  
Kiss (v., n) Öpmek, öpücük  
Knock (n) Vuruş, çalma (kapı vs)  
Label (n., v) Etiket, etiketlemek  
Laboratory (n) Laboratuvar  
Lack (n., v) Yokluk, eksik olmak  
Latest (adj) Son, son çıkan yenilikler  
Layer (n) Katman, tabaka  
Lead (n) Kurşun, öncü  
Leading (adj) Öncülük eden, önde olan  
Leaf (n) Yaprak  
Leather (n) Tüy  
Legal (adj) Legal, yasal  
Leisure (n) Boş vakit  
Length (n) Uzunluk  
Level (adj) Düz, dengeli  
Lie (v., n) Palavra söylemek, yatmak, uzanmak, palavra, yalan  
Like (n) Beğeni  
Limit (n., v) Sınır, limit, sınırlandırmak  
Lip (n) Dudak, kenar, ağız  
Liquid (n., adj) Sıvı, likit, akıcı  
Literature (n) Edebiyat  
Live (adj., adv) Yaşam, hayat, canlı  
Living (adj., n) Canlı, yaşam, geçinme  
Local (n) Yerel  
Locate (v) Yerini saptamak, yerini bulmak  
Located (adj) Yeri bulunmuş, tespit edilmiş  
Location (n) Lokasyon  
Lonely (adj) Yalnız, tek başına  
Loss (n) Kayıp, zarar  
Luxury (n) Lüks  
Mad (adj) Çılgın, deli  
Magic (n., adj) Sihir, sihirbazlık  
Mainly (adv) Çoğunlukla  
Mall (n) Alışveriş merkezi  
Management (n) İşletme, idare  
Market (v) Pazarlamak, alışveriş yapmak  
Marketing (n) Pazarlama  
Marriage (n) Evlilik  
Meanwhile (adv) Aynı anda, bu sırada, iken  
Measure (v., n) Ölçü, önlem, tedbir, ölçmek  
Medium (adj) Orta  
Mental (adj) Akli, zihinsel  
Mess (n., v) Karışıklık, alt üst etmek, karıştırmak  
Mild (adj) Ilıman, hafif  
Mix (v., n) Karıştırmak, karışım  
Mixture (n) Karışım  
Mood (n) Mod  
Move (n) Hareket  
Mud (n) Çamur  
Murder (n., v) Öldürme, cinayet, cinayet işlemek (Allah muhafaza)  
Muscle (n) Adale, kas  
Musical (n) Müzikal  
Mystery (n) Gizem  
Nail (n) Çivi  
Narrative (n., adj) Anlatı, hikaye tarzında  
Nation (n) Ulus  
Native (adj., n) Yerli, yerli kimse  
Naturally (adv) Doğal olarak  
Necessarily (adv) Muhakkak, mutlaka  
Need (v) Gerekmek  
Needle (n) İğne  
Neighbourhood (n) Komşuluk  
Net (n)  
Next (n) Gelecek  
Normal (n) Normal  
Northern (adj) Kuzeyli  
Note (v) Not etmek  
Now (conj) -dığı için, madem ki  
Nuclear (adj) Nükleer  
Obvious (adj) Açık, anlaşılır  
Obviously (adv) Açıkça  
Occasion (n) Fırsat  
Occur (v) Olmak, meydana gelmek  
Odd (adj) Garip  
Official (adj) Resmi  
Old-fashioned (adj) Eski, çağdışı  
Operation (n) Operasyon  
Organized (adj) Teşkilatlı, organize olmuş  
Organizer (n) Organizatör  
Original (n) Orijinal  
Originally (adv) Orijinal olarak  
Outdoor (adj) Açık hava, yapı dışı  
Outdoors (adv) Açıkta, açık havada  
Pack (n) Paket, ambalaj  
Package (n) Paket, koli  
Painful (adj) Ağrılı, sancılı  
Pale (adj) Solgun  
Pan (n) Tava  
Participate (v) Katılmak  
Particularly (adv) Özellikle, ayrıntılı olarak  
Passion (n) Hırs, tutku  
Path (n) Yol, patika  
Payment (n) Ödeme  
Peaceful (adj) Barışçıl  
Percentage (n) Yüzde  
Perfectly (adv) Mükemmel olarak, eksiksiz  
Performance (n) Performans  
Personally (adv) Şahsen, bizzat  
Persuade (v) İkna etmek  
Photographer (n) Fotoğrafçı  
Photography (n) Fotoğrafçılık  
Pipe (n) Boru, çubuk  
Place (v) Yerleştirmek  
Planning (n) Planlama  
Pleasant (adj) Güzel, zevkli  
Pleasure (n) Zevk, haz, keyif  
Plot (n) Hikayenin konusu, komplo  
Poem (n) Şiir  
Poet (n) Şair  
Poetry (n) şiir  
Point (v) Önemine işaret etmek  
Poison (n., v) Zehir, zehirlemek  
Poisonous (adj) Zehirli  
Policy (n) Polis  
Political (adj) Siyasi  
Politician (n) Siyasetçi  
Politics (n) Siyaset  
Port (n) Liman  
Portrait (n) Portre  
Possibly (adv) Muhtemelen  
Pot (n) Tencere  
Pour (v) Dökmek  
Poverty (n) Fakirlik  
Powder (n) Toz  
Powerful (adj) Güçlü  
Practical (adj) Kullanışlı, pratik  
Pray (v) Dua etmek, namaz kılmak  
Prayer (n) Dua  
Prediction (n) Tahmin  
Prepared (adj) Hazır  
Presentation (n) Sunum  
Press (v., n) Basın, basmak  
Pressure (n) Baskı  
Pretend (v) Mış gibi davranmak  
Previous (adj) Önceki,evvelki  
Previously (adv) Önceden, daha önce  
Priest (n) Papaz, rahip  
Primary (adj) Ana, birincil  
Prince (n) Prens  
Princess (n) Prenses  
Printing (n) Basım, baskı  
Prisoner (n) Mahkum  
Private (adj) Özel  
Producer (n) Yapımcı, üretici  
Production (n) Üretme, yapım  
Profession (n) Meslek, uğraşı  
Profit (n) Çıkar, fayda  
Program (v) Programlamak  
Promote (v) Teşvik etmek, terfi ettirmek  
Proper (adj) Doğru, düzgün  
Properly (adv) Düzgün bir şekilde  
Property (n) Mülkiyet  
Protest (n., v) Protesto, karşı çıkmak, eylem yapmak  
Proud (adj) Gururlu  
Prove (v) Kanıtlamak, ispat etmek  
Punish (v) Cezalandırmak  
Punishment (n) Ceza  
Qualification (n) Vasıt, nitelik  
Qualified (adj) Nitelikli, vasıflı  
Qualify (v) Vasıflandırmak, nitelendirmek  
Queue (n., v) Kuyruk, sıra  
Quit (v) İstifa etmek  
Quotation (n) Alıntı  
Quote (v., n) Alıntı yapmak, aktarılan söz  
Race (people) (n) Irk  
Racing (n) Yarış  
Rare (adj) Ender, nadir  
Rarely (adv) Nadiren  
Reaction (n) Reaksiyon  
Reality (n) Gerçek  
Receipt (n) Alındı, makbuz  
Recommendation (n) Tavsiye  
Reference (n) Referans  
Reflect (v) Yansıtmak  
Regularly (adv) Düzenli olarak  
Reject (v) Reddetmek  
Relate (v) İlgili olmak, ait olmak  
Related (adj) Bağlantılı, ilişkili  
Relation (n) İlişki  
Relative (adj., n) Nispi, göreceli, hasım, akraba  
Relaxed (adj) Rahatlamış, rahat  
Relaxing (adj) Rahatlatıcı  
Release (v., n) Serbest bırakmak, tahliye  
Reliable (adj) Güvenilir  
Religion (n) Din, inanç  
Religious (adj) Dindar  
Remain (v) Kalmak  
Remind (v) Hatırlatmak  
Remote (adj) Uzak  
Rent (n., v) Kira, kiralamak  
Repair (n) Onarım, tamirat  
Repeat (n) Yinelemek, tekrarlamak  
Repeated (adj) Yinelenen  
Represent (v) Temsil etmek, yansıtmak  
Request (v) Rica etmek, talep etmek  
Require (v) Gerekmek, ihtiyacı olmak  
Reservation (n) Rezervasyon  
Resource (n) Kaynak  
Respect (n., v) Hürmet, saygı, saygı göstermek  
Responsibility (n) Sorumluluk  
Responsible (adj) Sorumlu, mesul  
Result (v) Sonuç vermek, sonucu olmak  
Retire (v) Emekli olmak  
Retired (adj) Emekli  
Revise (v) Gözden geçirerek düzeltmek  
Ring (n) Yüzük  
Rise (n) Artış, yükseliş  
Risk (n., v) Risk, risk oluşturmak  
Robot (n) Robot  
Roll (v., n) Rulo, yuvarlanmak  
Romantic (adj) Romantik  
Rope (n) Halat, ip  
row (n) Sıra, dizi  
Royal (adj) Asil, krala ait  
Rugby (n) Rugbi  
Rule (v) Yönetmek  
Safety (n) Güvenlik  
Sail (n) Yelkenli, denize açılmak  
Sailor (n) Gemici, denizci  
Sample (n) Örnek, numune  
Sand (n) Kum  
Scan (v) Taramak  
Scientific (adj) Bilimsel  
Sculpture (n) Heykel  
Security (n) Güvenlik  
Seed (n) Tohum  
Sensible (adj) Mantıklı, akla uygun  
Separate (v) Ayırmak, ayrılmak  
Seriously (adv) Ciddi bir şekilde  
Servant (n) Hizmetçi  
Setting (n) Ortam, ayar  
Shake (n) Sarsma, titreme  
Share (n) Hisse, pay  
Sharp (adj) Keskin  
Shelf (n) Raf  
Shell (n) Kabuk  
Shift (n) Değişim  
Shine (v) Parıldamak  
Shiny (adj) Parlak  
Shoot (v) Film çekmek, ateş etmek  
Shy (adj) Utangaç  
Sight (n) Görünüş, görme yeteneği  
Signal (n., v) Sinyal, işaret, sinyal vermek  
Silent (adj) Sessiz  
Silly (adj) Aptal  
Similarity (n) Benzerlik  
Similarly (adv) Benzer bir biçimde  
Simply (adv) Basit bir şekilde  
Since (adv) O zamandan beri, -den beri  
Sink (v) Batmak  
Slice (n., v) Dilim, dilimlemek  
Slightly (adv) Biraz, çok az  
Slow (v) Yavaşlatmak  
Smart (adj) Akıllı  
Smooth (adj) Düz, düzgün  
Software (n) Yazılım  
Soil (n) Toprak  
Solid (adj., n) Sağlam, sert, katı  
Sort (v) Sıralamak, sınıflandırmak  
Southern (adj) Güneyli  
Specifically (adv) Özellikle, spesifik olarak  
Spending (n) Harcama  
Spicy (adj) Baharatlı, acı  
Spirit (n) Ruh  
Spoken (adj) Konuşulan  
Spot (n) Leke  
Spread (v) Yayılmak  
Spring (v) Ortaya çıkmak  
Stadium (n) Stadyum  
Staff (n) Kadro, personel  
Standard (n., adj) Standart  
State (v) İfade etmek, bildirmek  
Statistic (n) İstatistik  
Statue (n) Heykel  
Stick (push into/attach) (v) Saplamak, batırmak  
Stick (piece of wood) (n) Odun  
Store (v) Depolamak  
Stranger (n) Yabancı  
Strength (n) Güç, kuvvet  
String (n) Dizi  
Strongly (adv) Şiddetle, kuvvetle  
Studio (n) Stüdyo  
Stuff (n) Şey  
Substance (n) Cisim, madde  
Successfully (adv) Başarılı bir şekilde  
Sudden (adj) Ani, ansızın  
Suffer (v) Acı çekmek  
Suit (v) Uygun olmak, uygun gelmek  
Suitable (adj) Münasip, uygun  
Summarize (v) Özetlemek  
Summary (n) Hülasa, özet  
Supply (n., v) Tedarik, ikmal, tedarik etmek  
Supporter (n) Taraftar, destekçi  
Surely (adv) Muhakkak, hakikaten  
Surface (n) Yüzey  
Survive (v) Sağ kurtulmak  
Swim (n) Yüzme  
Switch (v) Değiştirmek  
Symptom (n) Semptom  
Tail (n) Kuyruk  
Talent (n) Yetenek  
Talented (adj) Yetenekli  
Tape (n) Kayıt  
Tax (n., v) Vergi, vergilendirmek  
Technical (adj) Teknik  
Technique (n) Teknik  
Tend (v) Eğilimi olmak  
Tent (n) Çadır  
Theme (n) Tema  
Theory (n) Teori  
Therefore (adv) Bu yüzden  
This (adv) Böylesine, bu kadar  
Though (conj., adv) Gerçi, -diği halde, fakat, güya  
Throat (n) Boğaz  
Throughout (prep./adv) Boyunca, baştanbaşa  
Tight (adj) Sıkı  
Till (conj./prep) Kadar, dek, değin  
Tin (n) Teneke  
Tiny (adj) Mini mini, ufacık  
Tip (v) Eğmek, yana yatırmak, ters çevirip boşaltmak  
Toe (n) Ayak parmağı  
Tongue (n) Dil  
Total (adj., n) Toplam, tutar  
Totally (adv) Toplam olarak  
Touch (n) Dokunma  
Trade (n., v) Ticaret, ticaret yapmak  
Translate (v) Çevirmek, tercüme etmek  
Translation (n) Tercüme  
Transport (v) Taşımak, nakletmek  
Treat (v) Davranmak  
Treatment (n) Muamele, tedavi  
Trend (n) Trend  
Trick (n., v) Aldatmaca, hile, kandırmak  
Truth (n) Doğru, gerçek  
Tube (n) Tüp, boru  
Type (v) Yazmak  
Typically (adv) Tipik olarak, genellikle  
Tyre (n) Tekerlek, lastik  
Ugly (adj) Çirkin  
Unable (adj) Aciz  
Uncomfortable (adj) Konforsuz, rahatsız  
Underwear (n) İç çamaşırı  
Unemployed (adj) İşsiz  
Unemployment (n) İşsizlik  
Unfair (adj) Adil değil  
Union (n) Birlik, sendika  
Unless (conj) -mezse, -mazsa  
Unlike (prep) Aksine  
Unlikely (adj) Pek mümkün olmayan  
Unnecessary (adj) Gereksiz, lüzumsuz  
Unpleasant (adj) Hoşa gitmeyen  
Update (v., n) Güncelleştirmek  
Upon (prep) Üzerine, üstünde  
Upset (adj., v) Üzgün, üzmek  
Used (adj) Kullanılmış  
Valuable (adj) Değerli, kıymetli  
Value (n) Değer  
Various (adj) Çeşitli, muhtelif  
Version (n) Sürüm, versiyon  
Victim (n) Kurban  
View (v) Seyretmek, üzerinde düşünmek  
Viewer (n) İzleyici  
Violent (adj) Şiddetli, kuvvetli  
Volunteer (n., v) Gönüllü, gönüllü olmak  
Vote (n., v) Oy, oy vermek  
Warm (v) Isıtmak  
Warn (v) Uyarmak  
Warning (n) Uyarı  
Waste (n., v., adj) İsraf, israf etmek  
Water (v) Sulamak  
Wave (v) El sallamak, dalgalanmak  
Weapon (n) Silah  
Weigh (v) Tartmak  
Western (adj) Batılı  
While (n) Vakit, süre, müddet  
Whole (n) Toplam, bütün, yekun  
Will (n) İstek  
Win (n) Galibiyet, zafer  
Wing (n) Kanat  
Within (prep) Dahilinde, içinde  
Wonder (v., n) Merak etmek, hayret  
Wool (n) Yün  
Worldwide (adj., adv) Dünya çapındaki, bütün dünyada  
Worry (n) Kaygı, tasa  
Worse (adv) Daha sert bir şekilde  
Worst (adv) En küçük derecede  
Worth (adj) Layık, değerli  
Written (adj) Yazılı  
Wrong (adv) Yanlış bir şekilde  
Yard (n) Bahçe  
Young (n) Genç  
Youth (n) Gençlik  

 

 

İngilizce B2 Kelimeleri

Kısaltmalar

N: noun: İsim

V: Verb: Fiil

Adj: Adjective: Sıfat

Adv: Adverb: Zarf

Prep: Preposition: Edat

 

İngilizce Türkçe Telaffuz
Abandon (v) Terk etmek  
Absolute (adj) Tam, mutlak  
Academic (n) Akademik  
Acceptable (adj) Kabul edilebilir  
Accompany (v) Eşlik etmek  
Accurate (adj) Doğru, kesin  
Accuse (v) Suçlamak, itham etmek  
Acknowledge (v) Kabul etmek  
Acquire (v) Elde etmek, edinmek  
Actual (adj) Aktüel, gerçek  
Adapt (v) Adapte etmek, uyarlamak  
Additional (adj) Fazladan, ek, ilave  
Address (v) Konuşma yapmak, söylev vermek  
Administration (n) İdare, yönetim  
Adopt (v) Evlat edinmek, benimsemek  
Advance (n., v., adj) Terfi, avans, ilerleme, geliştirmek, ilerlemek, ön, ileri  
Affair (n) Mesele, şey, iş  
Afterwards (adv) Sonradan, sonra  
Agency (n) Acente, ajans  
Agenda (n) Gündem, ajanda  
Aggressive (adj) Agresif  
Aid (n., v) İane, yardım, yardım etmek  
Aircraft (n) Uçak  
Alarm (v) Birini endişelendirmek, korkutmak  
Alter (v) Değiştirmek  
Amount (v) Tutmak, eşdeğer olmak  
Anger (n) Hiddet, sinir, öfke  
Angle (n) Açı, bakış açısı  
Anniversary (n) Yıl dönümü  
Annual (adj) Yıllık  
Anxious (adj) Endişeli, kaygılı

-

 
Apparent (adj) Aşikâr, ortada, belirgin  
Apparently (adv) Görünüşe göre  
Appeal (n., v) Ricada bulunma, isteme, çekicilik, hoşluk, talep etmek, cezbetmek  
Approach (n., v) Yaklaşım, yaklaşmak  
Appropriate (adj) Münasip, uygun  
Approval (n) Tasvip, onaylama  
Approve (v) Onaylamak, izin vermek, kabul etmek  
Arise (v) Ortaya çıkmak, zuhur etmek, kalkmak  
Armed (adj) Silahlı,  
Arms (n) Arma, silahlar  
Artificial (adj) Yapay, samimi olmayan *

 

Artistic (adj) Artistik  
Ashamed (adj) Mahcup, utanmış  
Aspect (n) Hal, taraf, yön  
Assess (v) Değerlendirmek  
Assessment (n) Değerlendirme  
Associate (v) İlişkilendirmek, bağdaştırmak  
Associated (adj) Bağlantılı, ilişkili  
Association (n) Dernek, cemiyet, arkadaşlık, ortaklık  
Assume (v) Varsaymak  
Attempt (n., v) Teşebbüs, teşebbüs etmek  
Back (v) Desteklemek, yardım etmek  
Bacteria (n) Bakteri  
Bar (v) Engel olmak  
Barrier (n) Bariyer  
Basically (adv) Esasen, aslında, temel olarak  
Battle (v) Mücadele etmek  
Beat (n) Kalp atışı, ritim  
Beg (v) Yalvarmak  
Bent (adj) Eğilmiş, bükülmüş  
Bet (v., n) Bahse girmek, bahis iddia  
Beyond (prep., adv) Ötesinde, öte tarafında, belli bir zaman ve süreden sonra devam eden  
Bill (v) Faturalandırmak  
Bitter (adj) Kızgın, içerlemiş, kin ve kızgınlık dolu  
Blame (v., n) Suçlamak, suç, kabahat  
Bond (n) Bağ, ilişki  
Border (v) Çizgi çekmek, sınır çizmek  
Brief (adj) Kısa, öz  
Broad (adj) Geniş  
Broadcast (v., n) Yayın yapmak, radyo, TV yayını  
Budget (n) Bütçe  
Bullet (n) Mermi, kurşun  
Bunch (n) Topluluk, grup  
Burn (n) Yanma, yanık  
Bush (n) Çalı  
Cable (n) Telefon-elektrik kablosu  
Calculate (v) Hesaplamak  
Cancel (v) İptal etmek, damgalamak  
Cancer (n) Kanser  (Allah muhafaza)  
Capable (adj) Yeterli, güçlü, muktedir  
Capacity (n) Kapasite  
Capture (v., n) Ele geçirmek, esir etmek, tutsak, mahkûm  
Cast (n., v) Oyuncu seçimi yapmak, fırlatmak, atmak, bütün oyuncu kadrosu  
Catch (n) Yakalama, bit yeniği, av  
Cell (n) Hücre  
Chain (v) Peş peşe olanlar (n), zincirlemek  
Chair (v) Oturumu yönetmek  
Chairman (n) Başkan, reis  
Challenge (v) Zora sokmak, meydan okumak  
Characteristic (n., adj) Karakteristik  
Chart (v) Kaydetmek, harita yapmak  
Chief (adj., n) Başlıca, en önemli, şef, başkan,  
Circumstance (n) Koşul, durum, vaziyet  
Cite (v) Bahsetmek, değinmek  
Citizen (n) Vatandaş, sakin, yerli  
Civil (adj) Sivillere ilişkin  
Classic (adj., n) Klasik  
Closely (adv) Yakından, dikkatlice, ilişkili, bağlantılı, işbirliği içinde  
Collapse (v., n) Çökmek, yıkılmak, çökme, yıkılma  
Combination (n) Birleşim, karışım  
Comfort (n., v) Rahatlık, rahatlatmak  
Command (n., v) Emir, buyruk, komuta etmek  
Commission (n., v) Komisyon, görevlendirmek  
Commitment (n) Sadakat, bağlılık  
Committee (n) Komite  
Commonly (adv) Genellikle  
Complex (n) Kompleks  
Complicated (adj) Karmaşık, zor  
Component (n) Parça, unsur  
Concentration (n) Konsantrasyon  
Concept (n) Fikir, kavram, konsept  
Concern (n., v) Endişe, endişelenmek  
Concerned (adj) Tedirgin  
Conduct (v., n) Davranış, tutum, düzenlemek  
Confidence (n) Güven, itimat  
Conflict (n., v) Anlaşmazlık, çatışmak  
Confusing (adj) Yanıltıcı, karmaşık  
Conscious (adj) Bilinçli, şuurlu  
Conservative (adj., n) Muhafazakâr  
Consideration (n) Enine boyuna düşünme  
Consistent (adj) Tutarlı, istikrarlı  
Constant (adj) Sürekli, devamlı  
Constantly (adv) Sürekli olarak  
Construct (v) İnşa etmek, yapmak  
Construction (n) İnşa etme, yapma  
Contemporary (adj) Çağdaş, modern  
Contest (n., v) Yarışma, yarışmak, itiraz etmek  
Contract (n., v) Sözleşme, sözleşmek  
Contribute (v) Katkı sağlamak  
Contribution (n) Katkı  
Convert (v) Değiştirmek, dinini değiştirmek  
Convinced (adj) Emin, inanmış  
Core (n., adj) Esas, öz  
Corporate (adj) Şirkete ait, kurumsal  
Council (n) Konsül  
County (n) İdari bölge  
Courage (n) Cesaret  
Crash (n., v) Çökme, iflas, kaza yapmak, çökmek  
Creation (n) Yaratmak  
Creature (n) Yaratık  
Credit (v) Hesaba para yatırmak, inanmak  
Crew (n) Mürettebat, ekip  
Crisis (n) Kriz  
Criterion (n) Kriter  
Critic (n) Kritik  
Critical (adj) Eleştirel, can alıcı, tehlikeli  
Criticism (n) Eleştiri  
Criticize (v) Eleştirmek  
Crop (n) Ürün  
Crucial (adj) Kritik, çok önemli  
Cry (n) Bağırma, ağlama, ötme  
Cure (v., n) Tedavi, tedavi etmek  
Current (n) Geçerli  
Curve (n., v) Eğri, eğilmek  
Curved (adj) Eğri  
Date (v) Biriyle çıkmak, tarih atmak, tarihini tespit etmek  
Debate (n., v) Tartışma, tartışmak  
Debt (n) Borç  
Decent (adj) Tatmin edici, doğru, dürüst  
Declare (v) Deklare etmek  
Decline (v., n) Düşüş, düşmek  
Decoration (n) Dekorasyon  
Decrease (v., n) Artış, artmak  
Deeply (adv) Çok  
Defeat (v., n) Galip gelmek, yenilgi  
Defence (n) Savunma, koruma  
Defend (v) Savunmak  
Delay (v., n) Erteleme, ertelemek  
Deliberate (adj) Kasıtlı  
Deliberately (adv) Kasıtlı olarak  
Delight (v., n) Sevinç, neşe, keyiflendirmek  
Delighted (adj) Memnun, sevinçli  
Delivery (n) Dağıtım, doğum  
Demand (n., v) Talep, talep etmek  
Demonstrate (v) Göstermek  
Deny (v) Reddetmek  
Depressed (adj) Canı sıkkın, bunalımlı  
Depressing (adj) Kasvetli, iç karartıcı  
Depth (n) Derin  
Desert (v) Terk etmek  
Deserve (v) Hak etmek  
Desire (n., v) İstek, istemek  
Desperate (adj) Çaresiz, her şeyi göze almış  
Detail (v) Ayrıntıyla anlatmak  
Detailed (adj) Detaylı  
Detect (v) Keşfetmek  
Dig (v) Kazmak  
Disc (n) Disk  
Discipline (n) Disiplin  
Discount (v) İndirmek, indirip yapmak, ehemmiyet vermemek  
Dishonest (adj) Sahtekâr, yalancı  
Dismiss (v) Kovmak  
Display (v., n) Sergi, sergilemek  
Distribute (v) Dağıtmak  
Distribution (n) Dağıtım  
District (n) Bölge  
Division (n) Paylaşma, bölüşme, bölüm  
Domestic (adj) Evle alakalı, ülke içi  
Dominate (v) Egemen olmak, hâkim olmak  
Downwards (adv) Aşağı doğru  
Dozen (n., det) Düzine  
Draft (n., v) Taslak, taslak hazırlamak, askere almak  
Drag (v) Sürüklemek (birini)  
Dramatic (adj) Dramatik  
Edit (v) Editlemek  
Edition (n) Baskı, bölüm,  
Efficient (adj) Verimli, üretken  
Elderly (adj) Yaşlı  
Elect (v) Seçmek  
Elsewhere (adv) Başka yerde  
Emerge (v) Görünmek, belirmek, ortaya çıkmak  
Emotional (adj) Hisli, duygulu  
Emphasis (n) Önem, ehemmiyet, vurgu  
Emphasize (v) Vurgulamak  
Enable (v) Mümkün kılmak  
Encounter (v., n) Tecrübe etmek, ansızın karşılaşmak  
Engage (v) İlgilendirmek, meşgul etmek  
Enhance (v) Geliştirmek, katkıda bulunmak  
Enquiry (n) Soru, soruşturma  
Ensure (v) Temin etmek, garantiye almak  
Enthusiasm (n) Coşku, heyecan  
Enthusiastic (adj) Coşkulu  
Entire (adj) Tüm, bütün  
Entirely (adv) Bütünüyle, tamamıyla  
Equal (n) Eşit, aynı  
Establish (v) Kurmak  
Estate (n) Varlık  
Estimate (v., n) Tahmin, tahmin etmek  
Ethical (adj) Etik  
Evaluate (v) Değerlendirmek  
Even (adj) Düz, engebesiz  
Evil (adj., n) Kötü, canavar  
Examination (n) İnceleme, tetkik  
Excuse (n., v) Affetmek, bağışlamak, mazeret  
Executive (n., adj) Yönetim, icra, pahalı ve şık  
Existence (n) Varlık, var oluş  
Expectation (n) Umut  
Expense (n) Masraf  
Exploration (n) Keşif  
Expose (v) Maruz kalmak  
Extend (v) Uzatmak  
Extent (n) Ölçü, derece  
External (adj) Harici, dış  
Extraordinary (adj) Olağan dışı, garip  
Extreme (n) Aşırı  
Facility (n) Tesis, bina  
Failure (n) Başarısızlık  
Faith (n) İnanç  
Fault (n) Hata  
Favour (v) Beğenmek, kayırmak  
Feather (n) Tüy  
Fee (n) Ücret  
Feed (n) Besin, yiyecek  
Feedback (n) Geri bildirim  
Feel (n) His, duygu  
Fellow (adj) Hemşeri, arkadaş  
Figure (v) Bir şeyin parçası olmak, hesaplamak  
File (v) Dosyalamak  
Finance (n., v) Maliye, parasal kaynak sağlamak  
Finding (n) Bulgu, sonuç  
Firm (n) Şirket, firma  
Fix (n) Çıkmaz, zorluk  
Flame (n) Alev  
Flash (n., v) Parıltı, parıldamak  
Flexible (adj) Esnek  
Float (v) Yüzmek  
Fold (n) Kat, kıvrım  
Folding (adj) Katlanabilir  
Following (prep) Sonrasında, sonucunda  
Forgive (v) Bağışlamak  
Former (adj) Önceki  
Fortune (n) Kader, şans  
Forward (adj) İleri  
Found (v) Bulmak  
Free (v) Özgürleştirmek  
Freedom (n) Özgürlük  
Frequency (n) Sıklık  
Fuel (v) Yakıt sağlamak, desteklemek  
Fully (adv) Tamamıyla, iyice  
Function (v) Çalışmak, işlemek  
Fund (n., v) Fon, kaynak, kaynak sağlamak  
Fundamental (adj) Temel, asıl, esas  
Funding (n) Fon, kaynak oluşturma  
Furthermore (adv) Dahası, ayrıca  
Gain (v., n) Artmak, çoğalmak, elde etmek, kazanç  
Gang (n) Çete, şebeke  
Generate (v) Ortaya çıkarmak, oluşturmak  
Genre (n) Çeşit, tarz  
Govern (v) Yönetmek  
Grab (v) Tutmak, atlamak, kaçırmamak  
Grade (v) Seviyelere ayırmak, değerlendirmek  
Gradually (adv) Azar azar, zamanla  
Grand (adj) Görkemli  
Grant (v., n) Vermek, tahsis etmek, ödenek, burs  
Guarantee (v., n) Garanti, güvence vermek, söz vermek  
Handle (v., n) Başa çıkmak, dokunmak, ticaret yapmak, kol, kulp  
Harm (n., v) Zarar, zarar vermek  
Harmful (adj) Zararlı  
Hearing (n) İşitme, duruşma  
Heaven (n) Cennet  
Heel (n) Ayak topuğu  
Hell (n) Cehennem

 

(Allah muhafaza)

 
Hesitate (v) Tereddüt etmek  
High (n) Zirve, tepe, heyecan  
Hire (n) Kira  
Hold (n) Tutma, tutuş  
Hollow (adj) Kovuk, oyuk  
Holy (adj) Kutsal  
Honour (n., v) Şeref, haysiyet, onur  
Host (v) Ev sahipliği yapmak  
House (v) Barındırmak  
Household (n) Hane halkı  
Housing (n) Mesken, yerleşim  
Humorous (adj) Komik, gülünç  
Humour (n) Espri, mizah  
Hunt (n) Arama, av  
Hunting (n) Avlanma  
Hurt (n) İncitme  
İdeal (n) İdeal  
Illustrate (v) Resimlemek, örneklerle anlatmak  
Illustration (n) Resim  
Imagination (n) Hayal, zihin  
Impatient (adj) Tahammülsüz, sabırsız  
Imply (v) Uygulamak  
Impose (v) Uygulamak, zorlamak  
Impress (v) Vurgulamak  
Impressed (adj) Etkilenmiş  
Inch (n) İnç  
Incident (n) Olay, vaka  
Income (n) Gelir  
Increasingly (adv) Artarak  
Industrial (adj) Endüstriyel  
Infection (n) Enfeksiyon  
Inform (v) Haber vermek, bildirmek  
Initial (adj) İlk, başta olan  
Initially (adv) İlk başta, ilkin  
Initiative (n) Girişim, teşebbüs  
Inner (adj) İç, dahili  
Insight (n) Anlayış, kavrayış  
Insist (v) Israr etmek  
Inspire (v) Teşvik etmek  
Install (v) Kurmak, tesis etmek  
Instance (n) Örnek  
Institute (n) Enstitü  
Institution (n) Kurum, kuruluş  
Insurance (n) Sigorta  
Intended (adj) Planlanan, istenilen  
Intense (adj) Yoğun  
Internal (adj) İç, dahili  
Interpret (v) Yorumlamak  
Interrupt (v) Konuşmayı kesmek  
Investigation (n) Soruşturma  
Investment (n) Yatırım  
Issue (v) Resmen bildirmek, söylemek  
Joy (n) Sevinç, mutluluk  
Judgement (n) Yargı, hüküm  
Junior (adj) Düşük rütbeli, genç  
Justice (n) Adalet  
Justify (v) Haklı göstermek  
Labour (n) Çalışma, işçiler, doğum  
Landscape (n) Manzara  
Largely (adv) Çoğunlukla  
Latest (n) Son, en son  
Launch (v., n) (gemi) suya indirmek, uzaya fırlatmak, başlatmak, piyasaya sürmek  
Leadership (n) Liderlik  
League (n) Lig  
Lean (v) Eğilmek  
Leave (n) İzin, dinlenme  
Level (v) Düzleştirmek, yıkmak  
Licence (n) Lisans  
Limited (adj) Sınırlı  
Line (v) Bir hizada olmak  
Lively (adj) Canlı, ateşli  
Load (n., v) Yük, yüklemek, doldurmak  
Loan (n) Borç  
Logical (adj) Mantıklı  
Long-term (adj., adv) Uzun dönem  
Loose (adj) Gevşek  
Lord (n) Lort  
Low (n) Alçak, aşağıda  
Lower (v) İndirmek, azaltmak  
Lung (n) Akciğer  
Maintain (v) Sürdürmek  
Majority (n) Çoğunluk  
Make (n) Üretici firma adı  
Map (v) Haritasını yapmak  
Mass (n., adj) Yığın, toplu, kitle  
Massive (adj) Muazzam, iri, çok büyük  
Master (n., v) Efendi, sahip, öğretmen,

Ustalık kazanmak

 
Matching (adj) Uygun, uyumlu olan  
Material (adj) Materyal  
Maximum (adj., n) Maksimum  
Means (n) Vasıta, yol, araç, para, varlık  
Measurement (n) Ölçme, ölçüm  
Medium (n) Orta, vasat  
Melt (v) Erimek  
Military (adj., n) Askeri  
Mineral (n) Mineral  
Minimum (adj., n) Minimum  
Minister (n) Bakan  
Minor (adj) Önemsiz, basit  
Minority (n) Azınlık  
Mission (n) Misyon  
Mistake (v) Yanlış anlamak, yanılmak  
Mixed (adj) Karışık  
Model (v) Mankenlik yapmak  
Modify (v) Değişiklik yapmak  
Monitor (n., v) Bilgisayar ekranı, denetlemek, kontrol etmek  
Moral (adj., n) Ahlaki  
Motor (n., adj) Motor, arabalarla ilgili  
Mount (v) Başlatmak, harekete geçirmek, artmak  
Multiple (adj) Çoklu  
Multiply (v) Artırmak, çoğaltmak  
Mysterious (adj) Gizemli  
Narrow (v) Daraltmak, azaltmak, küçültmek  
National (n) Ulusal  
Neat (adj) Düzenli, tertipli  
Negative (n) Negatif  
Nerve (n) Sinir  
Nevertheless (adv) Bununla beraber, buna rağmen  
Nightmare (n) Kabus  
Notion (n) Fikir, idea  
Numerous (adj) Çok  
Obey (v) İtaat etmek  
Object (v) Karşı çıkmak  
Objective (n., adj) Objektif  
Obligation (n) Zorunluluk  
Observation (n) İnceleme, gözlem  
Observe (v) İncelemek  
Obtain (v) Elde etmek  
Occasionally (adv) Ara sıra  
Offence (n) Suç, kabahat  
Offend (v) Kırmak, gücendirmek  
Offensive (adj) Gücendirici  
Official (n) Resmi  
Opening (n) Açılış  
Operate (v) İşlemek, faaliyet göstermek  
Opponent (n) Rakip, muhalif  
Oppose (v) Karşı çıkmak  
Opposed (adj) Karşıt  
Opposition (n) Aykırılık, muhalefet  
Organ (n) Organ  
Origin (n) Kaynak, köken  
Otherwise (adv) Yoksa, …nın dışında  
Outcome (n) Sonuç, netice  
Outer (adj) Dış, dıştaki  
Outline (n., v) Ana hatlar, ana hatlarını açıklamak  
Overall (adj., adv) Tümü, hepsi, tamamı  
Owe (v) Borçlu olmak  
Pace (n., v) Hız, sürat, adım, adımlamak  
Package (v) Paketlemek, allayıp pullamak  
Panel (n) Panel  
Parliament (n) Parlamento  
Participant (n) Katılımcı  
Partly (adv) Kısmen, sınırlı olarak  
Passage (n) Pasaj  
Patient (adj) Sabırlı, tahammüllü  
Permanent (adj) Kalıcı  
Permit (v., n) İzin vermek, izin  
Perspective (n) Perspektif  
Phase (n) Evre, aşama  
Phenomenon (n) Fenomen  
Philosophy (n) Felsefe  
Pick (n) Kazma  
Picture (v) Düşünmek, resmini yapmak  
Pile (n., v) Yığın, küme, yığmak, kümelemek  
Pitch (n) Spor sahası  
Plain (adj) Sade, basit  
Plot (v) Haince plan yapmak, haritada göstermek  
Pointed (adj) Sivri  
Popularity (n) Popülerlik  
Pose (v) Sorun çıkarmak, poz vermek  
Position (v) Pozisyon  
Positive (n) Pozitif  
Possess (v) Sahip olmak  
Potential (adj., n) Potansiyel  
Power (v) Enerji vermek, çalıştırmak  
Praise (n., v) Övmek, methiyeler düzmek  
Pregnant (adj) Hamile  
Preparation (n) Hazırlık  
Presence (n) Varlık, bulunma  
Preserve (v) Korumak, muhafaza etmek  
Price (v) Fiyatlandırmak  
Prime (adj) Asıl, esas, baş  
Principle (n) Prensip  
Print (n) Baskı  
Priority (n) Öncelik  
Privacy (n) Gizlilik  
Procedure (n) Prosedür  
Process (v) İşlemek  
Produce (v) Üretmek  
Professional (n) Profesyonel  
Progress (v) İlerlemek  
Project (v) Tasarlamak, görüntüyü duvara yansıtmak  
Proof (n) Kanıt  
Proposal (n) Öneri  
Propose (v) Önermek  
Prospect (n) Olasılık, ihtimal  
Protection (n) Koruma  
Psychologist (n) Psikolog  
Psychology (n) Psikoloji  
Publication (n) Yayım  
Pupil (n) Öğrenci  
Purchase (n., v) Satın almak  
Pure (adj) Saf  
Pursue (v) Kovalamak  
Range (v) Sıraya koymak, arasında değişmek, uzanmak  
Rank (n., v) Rütbe, mevki, dahil olmak  
Rapid (adj) Hızlı, süratli  
Rapidly (adv) Hızlı bir şekilde  
Rate (v) Oran  
Raw (adj) Çiğ, ham  
Reach (n) Mesafe, uzantı  
realistic (adj) Realist  
Reasonable (adj) Mantıklı  
Recall (v) Hatırlamak, geri çağırmak  
Recover (v) İyileşmek  
Reduction (n) Azaltma, indirim  
Regard (v., n) Olarak kabul etmek, dikkate almak, saygı, hürmet  
Regional (adj) Bölgesel  
Register (v., n) Kaydetmek, ifade etmek, göstermek, kütük, kayıt defteri  
Regret (v., n) Pişman olmak, üzülmek, pişmanlık  
Regulation (n) Tüzük, yönetmelik  
Relatively (adv) Nispeten, göreli olarak  
Relevant (adj) Konuyla ilgili  
Relief (n) Rahatlama, ferahlama  
Rely (v) Güvenmek, dayanmak  
Remark (n., v) Söz, laf, demek, söylemek  
Representative (n., adj) Temsilci, delege, temsil eden  
Reputation (n) Ün, şöhret  
Requirement (n) Gereklilik, koşul  
Rescue (v., n) Kurtarmak  
Reserve (n., v) Yedek, ayırmak, tahsis etmek  
Resident (n., adj) Sakin, oturan  
Resist (v) Direnmek, karşı koymak  
Resolve (v) Kesin karar vermek  
Resort (n) Tatil yeri  
Retain (v) Sürdürmek, alıkoymak  
Reveal (v) Meydana çıkarmak, ortaya çıkarmak  
Revolution (n) Devrim  
Reward (n., v) Ödül, ödüllendirmek  
Rhythm (n) Ritim  
Rid (v) …den kurtulmak, son vermek  
Root (n) Kök  
Round (n) Yuvarlak  
Routine (adj) Rutin  
Rub (v) Sürtmek, ovmak  
Rubber (n., adj) Kauçuk, lastik  
Rural (adj) Kırsal  
Rush (v., n) Telaş, acele etmek  
Sample (v) Örnek  
Satellite (n) Uydu  
Satisfied (adj) Memnun  
Satisfy (v) Tatmin etmek  
Saving (n) Tasarruf, birikim  
Scale (n) Tartar, ölçek  
Schedule (v) Planlamak, tasarlamak  
Scheme (n) Tasarı, proje  
Scream (v., n) Çığlık, çığlık atmak  
Screen (v) Teşhis etmek, soruşturmak, televizyonda göstermek  
Sector (n) Sektör  
Secure (v., adj) Sağlamlaştırmak, güvenceye almak, güvenceli  
Seek (v) Aramak  
Select (v) Seçmek  
Selection (n) Seçme  
Self (n) Kendi  
Senior (adj) Kıdemli  
Sense (v) Algılamak, hissetmek  
Sensitive (adj) Duyarlı, hassas  
Sentence (v) Mahkum etmek, ceza vermek  
Sequence (n) Dizi, zincir  
Session (n) Dönem, oturum  
Settle (v) Yerleşmek  
Severe (adj) Çok kötü, sert, katı  
Shade (n) Gölge, (açık, koyu) renk tonu, gölgelik  
Shadow (n) Gölge, loşluk  
Shallow (adj) Sığ, yüzeysel  
Shame (n) Utanç  
Shape (v) Biçim vermek, şekillendirmek  
Shelter (n., v) Sığınak, korunak, sığınmak  
Shift (v) Değiştirmek, vardiya  
Ship (v) Göndermek, sevk etmek  
Shock (n., v) Şok, şok etmek  
Shocked (adj) Şok olmuş  
Shot (n) Atış, vuruş, resim  
Significant (adj) Önemli, değerli  
Significantly (adv) Manalı bir şekilde, önemli derecede  
Silence (n) Sessizlik  
Silk (n) İpek  
Sincere (adj) Samimi, içten  
Slave (n) Köle  
Slide (v., n) Kaydırmak, kaymak, kayma, slayt  
Slight (adj) Ufak, az, hafif  
Slip (v) Kaymak, sürçmek  
Slope (n., v) Bayır, yokuş, meyletmek  
Solar (adj) Güneş  
Somewhat (adv) Birazcık, bir dereceye kadar  
Soul (n) Ruh  
Specialist (n., adj) Uzman  
Species (n) Tür  
Speed (v) Hız yapmak  
Spiritual (adj) Ruhani  
Split (v., n) Bölünmek, parçalanmak, bölmek, parçalara ayırmak  
Sponsor (v., n) Desteklemek, finanse etmek  
Spot (v) Görmek, ayırt etmek  
Spread (n) Yayılma, dağılma, ekmeğe sürülen ezme, özel sayfa  
Stable (adj) Stabil  
Stage (v) Sahnelemek, yapmak, hazırlamak  
Stand (n) Tezgah, tribün, sehpa  
Stare (v) Dik dik bakmak  
Status (n) Statü, konum  
Steady (adj) Devamlı, sürekli, düzenli  
Steel (n) Çelik  
Steep (adj) Dik, sarp, önemli, fahiş  
Step (v) Yürümek  
Sticky (adj) Yapış yapış  
Stiff (adj) Sert, katı  
Stock (n) Stok  
Stream (n) Çay, dere, akıntı  
Stretch (v., n) Uzanmak, yayılmak, alan, saha  
Strict (adj) Sert, katı  
Strike (v., n) Vurmak, birden düşünmek, grev yapmak, saldırmak, grev, saldırı  
Structure (v) İtinalı bir şekilde düzenlemek  
Struggle (v., n) Çaba sarf etmek, mücadele  
Stuff (v) Tıkmak, tıka basa doldurmak, dolma yapmak  
Subject (adj) Bağımlı  
Submit (v) Sunmak, arz etmek  
Sum (n., v) Toplam, tutar, toplamak  
Surgery (n) Ameliyat  
Surround (v) Kuşatmak  
Surrounding (adj) Çevre, kuşatma  
Survey (v) Araştırmak  
Suspect (v., n) Şüphelenmek, kuşkulanmak  
Swear (v) Küfretmek, yemin etmek  
Sweep (v) Süpürmek  
Switch (n) Değişme, anahtar  
Sympathy (n) Sempati  
Tale (n) Masal  
Tank (n) Tank  
Target (v) Hedeflemek  
Temporary (adj) Geçici  
Term (v) İsimlendirmek  
Therapy (n) Terapi  
Threat (n) Tehdit  
Threaten (v) Tehdit etmek  
Thus (adv) Böylece, bu nedenle  
Time (v) Zamanlamak, zamanını ölçmek  
Title (v) Başlık atmak  
Tone (n) Ton  
Tough (adj) Zorlu, çetin  
Track (v) İzlemek (iz vb)  
Transfer (v., n) Transfer, nakletmek  
Transform (v) Dönüşmek, dönüştürmek  
Transition (n) Geçiş  
Trial (n) Duruşma, yargılama  
Trip (v) Tökezlemek, takılmak  
Tropical (adj) Tropikal  
Trouble (v) Canını sıkmak, sıkıntı vermek  
Truly (adv) Tamamen, sahiden  
Trust (n., v) Güven, inanç, güvenmek  
Try (n) Girişme, teşebbüs  
Tune (n) Name, ezgi  
Tunnel (n) Tünel  
Ultimately (adv) Eninde sonunda  
Unconscious (adj) Bilinçsiz, şuursuz  
Unexpected (adj) Beklenmeyen  
Upper (adj) Üst, yukarı  
Upwards (adv) Yukarıya, daha fazla  
Urban (adj) Şehirsel, kentsel  
Urge (v) Teşvik etmek, dürtmek  
Value (v) Değerli olmak, değer vermek  
Vary (v) Çeşitlenmek  
Vast (adj) Geniş  
Venue (n) Olayın gerçekleştiği yer  
Via (prep) Aracılığıyla  
Victory (n) Zafer  
Violence (n) Şiddet  
Virtual (adj) Sanal  
Vision (n) Görme  
Visual (adj) Görsel  
Vital (adj) Hayati  
Vitamin (n) Vitamin  
Volume (n) Hacim, cilt, sayı  
Wage (n) Maaş, ücret  
Way (adv) Çok, aşırı, fazla  
Weakness (n) Zayıflık  
Wealth (n) Zenginlik  
Wealthy (adj) Zengin  
Whereas (conj) Oysa, halbuki  
Wherever (conj) Her nereye, her nerede  
Whisper (v., n) Fısıltı, fısıldamak  
Whom (pron) Kime, kim  
Widely (adv) Genişçe  
Wildlife (n) Vahşi hayat  
Willing (adj) İstekli, hevesli  
Wind (v) Nefesini kesmek  
Wire (n) Tel, kablo  
Wise (adj) Akıllı  
Witness (n., v) Tanış, şahit, şahit olmak  
Wound (n., v) Yara, yaralamak  
Wrap (v) Sarmak  
Zone (n) Kuşak, bölge  

Ozan Dur

Faydalı olması temennisiyle...

İngilizce A1-B2 Arası En Çok Kullanılan 3000 Kelime

 

Ozan Dur
Ozan Dur

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi'nden mezun Filistin ve İran Araştırmaları- yazar [email protected] Poliglot (8), dillere dair Çalışma Alanım Ortadoğu ve Diller

Yorumlar
Yorum Yaz