İlim ve Medeniyet

TÜRKİYE-BATI İLİŞKİLERİ TEKERRÜRLER SİLSİLESİ

Türkiye, cumhuriyetin kurulmasından bu yana Batılılaşma politikalarının uygulandığı bir devlet olmuştur. Dış politikada izlenen yollar gayesi itibariyle muasır medeniyetler seviyesine ve standardına  uygun bir devlet yaratmak olmuş ve iç politikada yine Batılı bir ulus yaratmak amacıyla politikalar uygulanmıştır. Bu muasır medeniyetler, Türkiye’nin gözünde Batı ülkeleri olmuş ve yapılan reformlarda odak noktası olmuştur. Batının siyasi, ekonomik ve teknoloji olarak 19. yüzyıldan itibaren süregelen etkili pozisyonu Türkiye’nin gerek dış gerek iç politikalarını önemli ölçüde şekillendirmiştir. Ortadoğu, Asya ve Afrika ülkelerine kıyasla Batı ülkeleriyle ittifak peşinde daha çok koşan bir ülke olmuştur.

Ancak Türkiye’nin, Batılı devletlerin çekirdeğini oluşturan ABD’nin ve Avrupalı devletlerin arasında yer alma çabaları Batı nezdinde pek etkili olmamıştır. Süregelen bu dönemlerde Batı, Türkiye’yi ancak menfaatleri gerektirdikçe hatırlamış ve bir kapı aralığı bıraksa da kapıyı hiçbir zaman Türkiye’ye açmamıştır. Batının bu tavrı bazen Türkiye’yi Batıdan uzaklaştırmıştır. Soğuk Savaş dönemi Küba Krizinde Batının Türkiye’nin ulusal güvenliğini tehlikeye atması, Kıbrıs’ta Türkiye’nin ulusal meselelerinde takındığı tavır ile Türkiye’nin Batı ile ilişkilerini sorgulamasına sebep olmuştur.

Kurmuş oldukları uluslararası topluluklarla siyasi, ekonomik ve güvenlik  alanlarında güçlü  birliktelikler sağlayan Batı dünyası, üye almak için prensipler istese de bu prensipleri tamamlayamamalarına rağmen birçok devleti aralarına almışlardır. Soğuk Savaş döneminde Doğu Bloğuna karşı Batı Bloğuna dahil etmek için birçok devleti üyelik kriterlerini yerine getirmemelerine rağmen aralarına almışlardır. Ancak Türkiye için aynı açık gönüllülüğü göstermemişlerdir.

Günümüze geldiğimizde ise, Batı’nın son dönemde yaşadığımız darbe girişimlerine olan tepkisizliği, Türkiye siyasetinde ve toplumunda bir hayal kırıklığı yaratmıştır. Ayrıca Batı’nın, Amerika ve Avrupa’nın,  terör konusunda kararı da Türkiye’nin yanında alınmamıştır. Tüm bu olanları değerlendirdiğimizde, Batı’nın bu tavrı Türkiye’nin radikal kararlar almasına itecek yeterli kuvvete sahipti. Şanghay İşbirliği Örgütüne giriştiği ittifak hareketleriyle birlikte Türkiye’nin, önümüzdeki günlerde Batı-dışı bir politika amaçladığını ortaya koymuştur.

Exit mobile version