Türkiye’nin kendi coğrafyasında etkili bir güç olarak ortaya çıkmasında uyguladığı politikaların payı büyüktür. Bölgede kalkınma yardımları gibi yumuşak gücün bir parçası olan yardımlarla tesis ettiği ilişkileri yanı sıra, kurduğu askerî ilişkilerle etki alanını güçlendirici politikalar izlemesi, stratejik açıdan büyük önem taşımaktadır. Zira köklü bir geçmişe dayalı tarihî bağları dolayısıyla Türkiye’nin bugün de bölgeye kayıtsız kalması düşünülemez. Türkiye’nin uzun bir aradan sonra 2000’li yıllardan itibaren bölgede yeniden aktif olması, ilerleyen döneme dair politikalarına ilişkin önemli ipuçları vermektedir.
İkili ilişkilerin yerine oturması, karşılıklı güvenin oluşması ve bu yönde adımlar atılması, pek çok faktörün etkin olduğu son derece kırılgan bir zemine sahip bu bölgede, kolay olmasa da atılan kararlı adımlar, Türkiye’nin bölgedeki nüfusunu arttırmasına katkı sağlamaktadır. Ortadoğu’da bulunan diğer bölgesel ve küresel güçlere göre savunma, ekonomi ve siyaset alanlarında zaafları olsa da ileriye dönük projelerine bakıldığında özellikle 2023 hedefleri Türkiye’nin bölgesinde ve küresel sistemde etkili güç olma yolunda ilerlediği görülecektir. Özellikle savunma ve ekonomi alanlarında büyük projelerin söz konusu olması, müttefik ülkeler nezdinde de ilgiyle karşılanmaktadır.
Türkiye’nin Deniz Kuvvetleri için uçak gemisi, büyük çıkarma gemileri, U-214 sınıfı denizaltılar yapması yanı sıra diğer savunma yatırımları, Ortadoğu’da sağlam zemine oturma adımları olarak değerlendirilmektedir. Gelişen savunma sanayisi ile bölgedeki üslerini desteklemesi, müttefiklerine de güç verecektir. Türkiye’nin gerek askerî gerekse ekonomik gücünü yumuşak güç olarak insani hizmet odaklı kullanması, hem tarihine yakışan onurlu bir duruş hem de bölgesindeki insanların Türkiye’ye umutla bakmasını sağlayan yeni bir yaklaşımdır. Gerek İran ve Rusya’ya gerekse Batılı ülkelere karşı, Türkiye’nin bölgede uzun dönemli avantajları bulunmaktadır. İzlediği olumlu ve yapıcı politikalar sayesinde halkların sevgisini kazanan Türkiye, bölgedeki ittifakları da bu sayede kurmuştur. Türkiye’nin bölge ülkeleriyle yüzyıllardır sahip olduğu tarihî, dinî ve kültürel bağları, kendisi için önemli bir avantajdır. Osmanlı coğrafyasında ve dışında, dost milletlerle kurulan ilişkiler, aradan geçen uzun zamana rağmen hâlâ etkili olmaktadır. TSK’nın görev yaptığı Kosova, Bosna, Afganistan, Lübnan gibi ülkelerde Türk askerine gösterilen yakınlık bu durumun göstergesidir. Türkiye’nin hâlihazırda barış operasyonlarına verdiği katkı neticesinde canlanan ilişkileri korumak için de ekonomik, siyasi ve askerî ilişkilerin geliştirilmesi zaruridir
Kaynak : İNSAMER