İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Bazı yerlerde ve sosyal medyada Üniversite okumanın değersiz ve vakit kaybı olduğu yönünde yazılar ve videolar karşıma çıkıyor. Mesela Üniversite okumayan lise terk bir arkadaşımız çalışmış ve villa sahibi olmuş. Bunun neticesinde üniversite okuyan arkadaşı onun villasına boya badana yapmaya gitmiş. Günümüzde değerler madde ile ölçülüyor ama hakikatte ise bunların geçici olduğunu herkes bilir. Hangi zengin parasının tamamını yiyebilmiş veya hangi mal sahibi malının önceden kimin olduğunu biliyor. Mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi dediklerinde iş uzar gider. Bizden önce nice kavimler geldi geçti ama günümüzdeki kadar herhalde maddeci olmadı insanlık.
Ben bu arkadaşlar gibi düşünmüyorum. Bir kere üniversiteye ilim okumaya giden bir öğrenci dünya ve ahirette çok kazanımlar elde edecektir şüphesiz. Niyeti temiz ve amel de ediyorsa Hüsrana uğramayacaktır. Ama nice insanlarda vardır ki evleri arabaları olsa da onlara insan diyebilmek pek mümkün değildir. Elbette yazılarımı yazarken aklıma kimseyi getirmiyorum, genel bir tablo çizmek istiyorum. Bir kere Hadis-i Şerifte “Dünyayı isteyen ilme sarılsın, âhireti isteyen ilme sarılsın; hem dünyayı, hem âhireti isteyen ilme sarılsın” diye buyuruluyor.
Dolayısıyla Allah'ın açık ve gizli hazineleri bu insanların önüne serilecektir. Rabbimiz bizlere gençliğini nerede geçirdin dediğinde ise bizler ilim yolunda geçirdik ya Rabbi diyebilmeyiz. “Allah’tan ancak gerçek ilim sahipleri korkar” diyen bir Rabbimiz ve ilme çok büyük değer veren bir Peygamberimiz var. Sahih Hadis midir bilemiyorum ama İlmin Çinde bile olsa alınması tavsiye buyuruluyor.[1]
Elbetteki hiçbir mesleği küçük görmüyorum. Herhangi birisi olmasa dünyanın düzeni bozulur. Ama heva ve hevesi peşinde koşanlarla çocukluktan beri sınav sınav ders ders, ödev ödev yapan ve hayatının gayesi ilim olan insanları nasıl aynı kefeye koyabiliriz. 20 yıl ilim öğrendim ya Rabbi dediğinde bir kul, belki Allah onun bütün günahlarını affedecek. Çünkü ilim tahsil ederken vefat eden Şehit mertebesinde oluyor inşaAllah.[2]
Lakin Üniversite tercih ederken, yaşadığımız evin komşularını seçmek gibi dikkatli davranmak ve üniversitenin bir ateş çemberi olduğunu bilmek gerekiyor. Bir Alimimizin dediği gibi yoksa “Melekler ne Fedailer gördü” olur. Tabi korunma da ancak Rabbimizin yardımıyla olabilir. Bu da sebepler dairesinde iyiliklerimizle, duamızla ve anne babamızın duasıyla mümkün olacaktır. Peygamberimizi Rabbimiz uygun olmayan bir ortamdan bizim şimdilerde hata olarak belki görmediğimiz bir şeyden onu uyutarak korudu. Rabbimiz isterse bizler iffetimizi ve değerlerimizi koruyabiliriz ve büyük şeyler küçük düşünenlere nasip olmayacaktır elbette.
Üniversite, medrese, dernek adına ne derseniz, niyetiniz halis ise doğru yoldayız demektir. İnsanların sizin cehdinizi para ile ölçmelerine izin vermeyin. Daha bereketli nerede vakit geçirebilirdiniz ki. Kendi adıma konuşacak olursam Liseye kadar ders çalışırdım ama ne için çalıştığımı bilmezdim. Ancak üniversitede İslami bir atmosfer olduğundan ilim denen bir şeyin olduğunu öğrendim. Gençlerimizde ne kadar erken ilmin faziletini keşfederlerse, o kadar bilinçli olacaklar ve aldıkları ecir de inşaAllah o kadar büyük olacaktır. Zorunlu eğitim liseye kadar okumayı gerekli kılıyor ama ben ömür boyu ilim talebinde bulunacağım diye en azından dua etmeliyiz diye acizane düşünüyorum. Hz. Ali (ra) “Beşikten mezara kadar ilim talep ediniz” buyurdu. Efendimizin ashabından ve hanesinden olan Hz. Ali gibi ashabın hepsi birer yıldız gibi ve onlara uymak kurtuluşa ermektir biiznillahi Teala.
Ozan Dur
Yorum Yaz