İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİNE TAVSİYELER
Gençlik yıllarımdan beri okuduğum kitaplarda zaman zaman tecrübe sahiplerinin birikimlerini muhataplarına aktardıkları yazılarla çok defa karşılaşmışımdır. Bunlardan en dikkat çekicisi ve belki de bunlara en örnek teşkil edeni Kuran’ı Kerim’de Hz. Lokman’ın oğluna yapmış olduğu nasihatlerdir.Bu hadise Kuran’da şu şekilde aktarılmaktadır:
“15.Hani Lokman, oğluna öğüt vererek şöyle demişti: “Yavrum! Allah’a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür.” 16. (Lokman öğütlerine şöyle devam etti:) “Yavrum! Şüphesiz yapılan bir iş bir hardal tanesi ağırlığında olsa ve kayanın içinde yahut göklerde ya da yerin içinde bile olsa, Allah onu çıkartır getirir. Çünkü Allah, en gizli şeyleri bilendir, (her şeyden) hakkıyla haberdar olandır.” 17. “Yavrum! Namazı dosdoğru kıl. İyiliği emret. Kötülükten alıkoy. Başına gelen musibetlere karşı sabırlı ol. Çünkü bunlar kesin olarak emredilmiş işlerdendir.” 18. “Küçümseyerek surat asıp insanlardan yüz çevirme ve yeryüzünde böbürlenerek yürüme! Çünkü Allah, hiçbir kibirleneni, övüngeni sevmez.” 19. “Yürüyüşünde tabiî ol. Sesini alçalt. Çünkü seslerin en çirkini, şüphesiz eşeklerin sesidir.”[1]
İşte bu sese kulak veren tarihimizdekibirçok önemli şahsiyet kimi zaman oğullarına, kimi zaman idarecilere Kuran’ın bu üslubundan yola çıkarak nasihatlerde bulunmuşlar ve bu kapsamda eserler ortaya çıkarmışlardır. Bunlar arasında Gazali’nin öğrencisine,[2] Şeyh Edebali’nin damadı Osmanlı Sultanı Osman Gazi’ye,[3]Şeyh Eşref’in Nasihatnamesinde çocuklara,[4]Nizamü’l-Mülk’ün Siyasetnamesindeidarecilere nasihatleri,[5]Sinan Paşa’nın Maârif-nâme adlı öğütler kitabı[6]ve modern anlamda Ali Fuad Başgil’in Gençlerle Başbaşa kitabı[7]bu manadaverilebilecek en meşhur örnekler olarak değerlendirilebilir.
Ben de Kuran’ın bu üslubu ve bu üsluba tabi olan değerli şahsiyetlerimizi örnek alarak hem üniversite okumuş hem de üniversitede hocalık yapmış biri olarak yıllar içerisinde edindiğim deneyimlerimi üniversite gençliğine faydalı olabilme adına tavsiyeler şeklinde kaleme aldım.
Tüm tavsiyelerimi “sevgi” kelimesi etrafında birleştirdim. Çünkü sevgi hayatımızı her anlamda güzelleştiriyorsa muhakkak tavsiyelerimizin de anlam ve önemini en güzel şekilde anlatacaktır. Şimdi küçük dairelerden en büyüğüne kadar sevgiyle tavsiyelerimizi çizmeye başlayalım.
Günlük hayatta insanları gözlemleyecek olursak insanların başkalarından çok kendilerine önem verdiklerini, başkalarına verdikleri değerin arkasında kendilerine gelecek geri dönüşlerin olduğunu görürüz. Hâlbuki durum hiç de sanıldığı gibi değildir. Gerçekte kişilerin çoğu kendilerini de sevmemekte, sadece şeytanın insana verdiği vesveselerin etkisiyle özünde kibirlenme olan anlık, reklamlık, çıkar odaklı davranışlar sergilemektedirler. Yani bu insanlar ne kendilerini, ne de Rablerini razı etmekte sadece ve sadece şeytanları sevindirmektedirler. Söz gelimi, sürekli kişisel bakımıyla ilgilenen, pahalı elbiseler giyen biri Müslümanca yaşamıyorsa o çok önem verdiğini iddia ettiği bedenini ateş azabına atacaktır ki bu da gerçekte kendisini bile sevmediğini göstermeye yeterlidir. Dolayısıyla bizim burada kastettiğimiz kişinin kendisini ruh ve beden olarak Allah’ın emaneti olarak görmesi ve teslim gününe kadar en güzel şekilde teslim etmesidir. Üniversite yılları da kişinin geleceği adına verim sağlayabileceği en güzel yıllarıdır. Bu yüzden kişi öncelikle kendisini gerçek anlamda severek işe başlamalıdır. Kendinizi sevin ve gerçekten kendinizi sevdiğinizi ispat etmek için şunları yapın:
1-Spor yapın. (Futbol, Basketbol, Voleybol, Bisiklet, Yüzme) Sigara, içki gibi bağımlılıklardan uzak durun. Böylece zamanla sağlam kafanın sağlam vücutta olabileceğini anlarsınız.
2-Uyku düzeninize dikkat edin. (Erken yatıp, erken kalkmak)
3- Kötümser, umutsuz, şikâyetçi olmaktan çok iyimser, umutlu, çözüm üretici olun.
4-Zevk sahibi olun, sanattan zevk alın. (Kıyafetten, yemekten yaşanılan yere kadar)
* İlk dört madde hem beden hem ruh sağlığı için önemlidir. İkisine birden önem verin. Çünkü beden sağlıklı değilse ruh sağlığını bozar; ruh sağlıklı değilse beden sağlığını bozar. Her ikisi yani ruh-beden birlikteliği sağlam kişilikler başarılıdırlar.
5-Eskilere kapalı olmayın, yeniliklere de açık olun, gerekiyorsa yenilikçi siz olun. Hangisi gerekliyse onu alın, onu yapın, onu yaşayın.
6-Hobi sahibi olun. (Fotoğrafçılık, Gezme vs.)
7-Aklınızı kullanın ve nasıl daha iyi kullanılacağının yollarını okuyun, sorun, öğrenin, uygulayın.
8- Ücretli-ücretsiz kursları değerlendirin. Özellikle herkese lazım olan ve mesleğinizle ilgili olanlar. (10 Parmak, Diksiyon, Hat, Kıraat, Beden Dili)
9- Kız-erkek ilişkilerinde aceleci olmayın. Her şey yerinde ve zamanında güzeldir. Dolayısıyla okuma hayatınızı dar bir alana sığdırmayın.
10- Bireysellikten ve yalnızlıktan uzak durun ama zaman zaman da tek takılın. Toplu halde düşünemediğiniz konuları düşünür, size görünmeyen şeyler size görünmeye başlar. Geçmişteki önderlerimiz benzer yolları izlemişler. Örneğin, Peygamberimiz (sav) mağaraya kapansa da, itikâfa girse de insanlardan kendini tamamen soyutlamamıştır. Bir başka örnek ise kimi namazların cemaatle kılınması tavsiye edilirken nafile namaz türünden olanlar ise ferdi kılınması istenmiştir.
11- Başkalarını eleştirmeden önce kendinizi eleştirin.
12- Dinimizin önem verdiği değerlere sahip olup kararlılıkla yaşayın. (Doğruluk, Adalet, Şefkat, Sözünde Durmak, Güvenilir Olmak gibi)
13- Uğruna mücadele edeceğiniz idealleriniz olsun.
14- Haksızlık karşısında imkânınıza göre el, dil ve kalple mücadele edin.
15- Hayatta iyiyle de kötüyle de imtihan ediliriz. Musibetlere hazır olun. Sabredin ki kazanasınız. Nimete de şükredin ki daha çok nimete ve imkâna kavuşasınız.
1- Kalıcı arkadaşlıklara açık olun. Okuldan, yurttan, samimi arkadaşlarınız olsun. Hatta samimi gördüğünüz hocalarınızla bile bir bağ kurun.
2- İnsanlara faydalı olmaya çalışın. Özellikle ilmi anlamda. Peygamberimiz (SAV) “İnsanların en hayırlısı onlara en faydalı olandır” buyurmuştur. O zaman faydası olmayan kişi en kötü kişi olmaktan kaçının.
3- Onlarla ortak etkinlikler yapın ve geride güzel hatıralar bırakın. (Gezin, sohbet edin)
4- Onlarla kuralına, adabına uygun tartışın, konuşun, fikirlerinizi paylaşın, fikirlerinden istifade edin.
5- Kahraman ve örnek insanların hayatlarını okuyun.
6- Hiçbir insanı kutsallaştırmayın, putlaştırmayın, ölçülü sevin.
7- Sevgiliniz olmadığı için arkadaşlık etmeyin, sevgiliniz olunca arkadaşlıklarınızı ihmal etmeyin.
8- Onlarda unutulmaz izler bırakın.
1- Bölümünüzü üniversite internet sitesinden takip edin.
2- Geçmişi hakkında bilgi sahibi olun.
3- Amacınız sadece sınıf geçmek, diploma almak değil öğrenmek olsun.
4- Okutulan diğer dersleri öğrenin.
5- Hocaları ziyaret edin. Ders konularından başka tecrübelerinden istifade etmek, hal-hatır sormak için de uğrayın. (Sadece işiniz düştüğünde değil!)
6- Aktif kulüplerinden istifade edin, üyesi olun.
7- Faaliyetlerini takip edin.
8- Üst sınıftaki abilerinizin, ablalarınızın tecrübelerinden faydalanın.
9- Sorunları hiyerarşik bir biçimde önce kendi aranızda, sonra hocalarınız, sonra idareyle çözmeye çalışın.
10- Sınıf geçmek için değil, bir şey öğrenmek için okuyup başarılı ve ahlaklı bir öğrenci olarak mezun olun.
1- Üniversitenizin sitesini inceleyin ve zaman zaman gelişmeleri takip edin.
2- Tarihi hakkında bilgi sahibi olun.
3- Mevcut fakültelerini, bölümlerini ve birimlerini öğrenin.
4- Güzel yerlerini keşfedin ve oralarda bulunmaya zaman ayırın.
5- Aktif kulüplerine gidin, ilgi alanınıza uygun olanlara katılın.
6- Faaliyetlerini takip edin.
7- Güzel hatıralar bırakın.
Böylece üniversitenizden bir an önce mezun olma telaşı yerine okulla bağınız artar ve süreler hızlı ve keyifli geçer.
Tabi şu da unutulmamalıdır ki Dünya ve içindeki yaşamımız büyük bir üniversitedir. Üniversiteler gelir geçer ama asıl değerlendirilmesi ve güzel hatıra ve hasılatlarla mezun olunması gereken yer bu Dünya Üniversitesidir.
1- Dilsel zekân var mı? Varsa bir adım öndesin.
2- En az bir dil, dil bölümünde okuyorsanız ikinci bir dil daha öğrenin. (Arapça, İngilizce, İspanyolca)
3- Kendi dilinizi iyi bilin.
4- Dilin genel ve temel özelliklerini bilin. (Şu yerlerde şu kadar insan şu kadar kelimeyle konuşur vs.)
5- Dilin mantığını kavramaya çalışın.
6- Özellikle konuşarak herkesin önüne geçeceğini biliniz.
7- Dilin konuşulduğu ülkelere ve kültürlerine ilgi duyun.
8- Dilseverlerle çevre yapın.
9- Farklı yol ve araçlarla dil öğrenin. (Hoca, arkadaş, kitap, internet)
10- O dilin konuşulduğu ülkeye gitmeye çalışın.
11- Arşiv oluşturun.
12- O dille ilgili her ortamda bulunun ve fikirleriniz ve tecrübelerinizle farkınızı gösterin. (Toplantı, grup vs.)
13- Dile dair ön yargılardan kurtulun.
14- İyi bir dil eğitim seti edinin. Ortaya karışık ve belirsiz kaynaklar olmasın.
1- Şehri tanıyın, gezin, gizemli yerlerini keşfedin. En azından misafiriniz geldiğinde onu gezdirebilecek kadar yeme-içme, gezme, tarihi ve dini yerlerini bilin.
2- Şehre ve insanına değer verin ve kültürüne saygı duyun.
3- Şehrin size sunduğu imkânları araştırın.
4- Fırsat buldukça çevre şehirlerden başlayarak gezin. Sözgelimi Kütahya’da okuyorsanız önem ve yakınlık sırasına göre Eskişehir, Afyon, Bilecik ve Uşağı değişik vesilelerle gezin.
5- İlk fırsatta ister burslu, ister kendi imkânlarınızla en az bir yurt dışı yapın. Yurdunuzu hapishaneye çevirmeyin. Yurdunuzdan yurt dışına çıkmanın yollarını arayın. Bundan amaç kendi kültürünüze ek olarak farklı kültürlerle tanışmak, alanınızla ilgili daha farklı imkânlara kavuşmak, yabancılara ülkenizi daha iyi tanıtmak olsun.
6- (Batı kültürüne hayran olmayın, koşulsuz düşman da olmayın. Doğu kültürüne düşman olmayın, koşulsuz hayran da olmayın. Kemal ÖZTÜRK, Yeni Şafak, 18.08.2017)
7- Gezdiğiniz yerlerin bilgi, fotoğraf, hatıra arşivini yapın.
1- Dininizi Kuran-Sünnet ışığında öğreniniz. Yani Rabbinizin ahlakı ve O’nun ahlakını en güzel şekilde yaşamış olan Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) in ahlakını, yaşantısını öğrenip kendinize örnek alınız. Bu yolu takip edip feyizlere mazhar âlimlerimiz ve evliyalarımızdan da faydalanınız.
2- Sünnet düşmanlığından ve sünnet düşmanlarından uzak durun.
3- Cemaate bağlıysanız veya bağlanacaksanız sorgulayınız. Doğrusuna doğru, yanlışına yanlış diyebilmelisiniz. Bu da Kuran-Sünnet ölçüsünde olmalı. (İçinde bulunduğunuz cemaat, grup, ekip size soru sormanızı yasaklıyorsa, her şeye koşulsuz itaat etmenizi istiyorsa, akıl yürütmenizi istemiyorsa, oradan hemen kaçın. Size zarar verecek bir yerdesiniz. Kim ki size hep aynı kitapları okutuyor, diğer kitapları yasaklıyorsa, başka fikirleri tartışmanızı istemiyorsa hemen ondan uzaklaşın. Sizin beyninizi yıkamaya çalışıyordur. Mezhep, meşrep, tarikat, cemaat, vakıf, dernek hayatı anlamanıza yardımcı olur. Onları kutsar, başkalarını düşmanlaştırırsanız en büyük zindanınız olur. (Kemal ÖZTÜRK, Yeni Şafak, 18.08.2017).
1- İlmi Allah için öğreniniz. Öğrendiğiniz ilim sizde olumlu ve ahlaklı değişime sebep oluyorsa Allah için yoksa sadece maddi gayelerle öğrendiğinizi biliniz.
2- Bilgi öğrenmeye açık olunuz. Kitaplarla, dergilerle, gazetelerle, internetle bilginizi arttırınız.
3- İster sanal, ister somut bilgi arşivi yapınız. Yani bilgisayarda edindiğiniz bilgileri rahat erişilebilecek şekilde arşivleyip satın aldığınız kitaplarla kütüphanenizi kurmaya başlayınız.
4- İlim için maddi ve manevi fedakârlıktan kaçmayınız.
Allah’ın büyük bir nimeti olan teknoloji ve interneti birçok insan gibi vakit öldürmek, ego tatmin etmek, normal hayatta yapamadıklarını yapmak için değil vaktini değerlendirmek, insanlarla daha kolay iletişim halinde olabilmek, işlerinizi kolaylaştırmak, faydalı olmak, faydalanmak hatta para kazanmak için kullanınız.
Ülkemizin değerli ve parlak gençlerine selam olsun…
Talha ZAİM
KDPÜ İslami İlimler
Öğretim Görevlisi
[1] Lokman Suresi, 31/15-19
[2] İmam Gazalî, Ey Oğul!(Eyyühe’l-Veled!), çev. Lütfü Doğan, Bedir Yayınevi, İstanbul, 1969.
[3] Bilecik Deftardarlığı, (Çevrimiçi), http://www.bilecikdefterdarligi.gov.tr/index.php/seyh-edebali/, 23 Kasım 2013.
[4]Elif Pehlivan, “Şeyh Eşref b. Ahmed'in Nasihatnâmesi”, Marmara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, (Basılmamış Yüksek Lisans Tezi), İstanbul, 2001.
[5] Nizamü’l-Mülk, Siyasetname,çev. Mehmet Taha Ayar, İş Bankası Kültür Yayınları, 1941.
[6] Sinan Paşa, Maârif-nâme, çev. Prof. Dr. Mertol Tulum, Sarıyıldız Ofset, Ankara, 2013.
[7] Ali Fuad Başgil, Gençlerle Başbaşa, Fatih Gençlik Vakfı Matbaa İşletmeleri, İstanbul, 1974.
Bu konuşmaya da bakmanızı öneririm.
https://www.youtube.com/watch?v=AWYLYD8sfvA&list=PLRR_ZYq_ScpeH2mBtnVyOzB0rnGbEipB9
Yorum Yaz