İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
İbranice Kitabımın Yazılış Serüveni
7’den 77’ye İbranice Kitabımın Yazılış Serüveni
İbranice kitabının yazılmasında tek bir hedef yoktu. Büyükelçimize yapılan saygısızlıktan sonra bu eseri kaleme almak istedim. Bu sebeplerden bir tanesiydi. Ortadoğu uzmanımızın olmaması bir başka sebep idi. Eğitim alırken az sayıda öğrenci almışlardı ve kendimi birilerin yerini gasp ediyor gibi düşünürdüm. Dışarda benim gibi öğrenmek isteyenler olur diyordum. Onlar için bir çalışma yapmak istiyordum. Türkiyemiz için İbraniceyi stratejik gördüm ve önemli buldum. İbranice kitaplarını kendi kendine öğrenme konusunda yetersiz buldum. Rabbimden Filistinlilere de yardım edebilmek istemiştim. Bu sorunu da giderebilmek istedim. Bir de Sahabemizin (ra) öğrenmiş olması beni harekete geçirdi. Kitabı yazma sebeplerim arasında bunları sayabilirim. Direkt olarak konuya bu şekilde girmiş oldum değerli okuyucular. 2018’de yani 24 yaşında iken bu eseri kaleme aldım. İlimvemedeniyet isimli sitemizde ücretsiz olarak paylaştım ve kısa sürede yüz binlerce tıklanma aldı. Rabbim çalışmama bereket vermiş oldu Hamdolsun.
Arkadaşım 6 ay içerisinde kitabı yazdığımı söylüyor. 2017’de İbranice öğrenmeye başlamıştım. Ben tam kitabın yazılış sürecinin ne kadar sürdüğünü hatırlamıyorum ama Filistin’den döndükten sonra çalışmalara başladım. Kitabı yazdıktan sonra tekrar Filistin’e gitme serüvenim oldu. Daha da oturmuştu dil bende. Rabbim de nasip edince kitabımı kısa sürede tamamlayabildim. Zeyd Bin Sabit Hazretleri İbraniceyi çok kısa bir sürede öğreniyordu. Bunu öğrenince acaba ben de hadi olsun 3 ayda öğreneyim dedim. Ama üç ayda öğrenemedim tabii. Ama iki yıldan kısa bir süre içinde kitap yazmak nasip oldu. Filistinlilere de âcizane ne yapabilirim diye düşünüyordum. Ortadoğu uzmanı da olmak istiyordum. Bunlar birleşince benim İbranice öğrenme sürecim başlamış oldu. Kitapta olan birkaç özellikten bahsetmek istiyorum.
Allah’ı yani Rabbimi çok seviyorum. Yalnız kaldığım zamanlarda Onu çok düşünürüm. Onun adına da Kendine de çok saygı duyarım. İsmini yazdığımda da bir yere silemem. İbranice kitabı hazırlarken bir yere Allah yazmıştım. Sonra Onu silmeye gönlüm el vermedi, silemedim. Kitabı alanlar görecektir Sayfa 20’de 7’den 77’ye kitabımda Allah yazıyor. Onun güzel ismini silmeye elim varmadı ve kitabın basılı halinde de orada o duruyor. Bunu değerli okuyucularımla bir anekdot olarak paylaşmak istedim.
Kitabı ilk hazırladığımda 2018’de kitabın hiçbir yerinde “İsrail” ismini kullanmadım. 2021’de nasıl olduysa bu hassasiyetim gözümden kaçmış ve birkaç yerde İsrail yazmışım ve dahası İsrail Devleti gibi Müslümanları ve Filistinlileri rahatsız edebilecek bir kelime kullanmışım. Bundan dolayı Halkımızdan, Filistinlilerden ve Ümmet’ten özür diliyorum. Kabul edilebilir bir hata değildi. Bunu yeni baskı olana kadar düzeltemiyorum. 1000 satış olduktan sonra inşAllah düzeltebileceğim. Umarım 1000 satıştan sonra unutmam. Gösterdiğiniz ilgi için hepinize teşekkür ederim.
Müslümanları İbranice öğrenmeye davet ettim. Hamdolsun gençlerimizde teveccüh gösterdiler. Kitabın 10 diyaloğu vardı ve 10. Diyalogda şu ifadelere yer verdim.
“Bu kitabın yazarı ile bu kitabın okuyanı arasındaki konuşma
Yazar: Merhaba ey Kari, ben seni İbranice öğrenmeye davet ediyorum?
Kari: Neden İbranice öğrenmem gerekiyor?
Yazar: Birçok sebebi var. Öncelikle Türkiye’de bu dili bilen çok kişi yok.
Kari: Hmm. Anladım ama bu dil ile ne yapacağım?
Yazar: İsrail’i, onun kültürünü ve diğer şeyleri bilmemiz gerekiyor.
Kari: İbranice öğrenmeden faydalı olamaz mıyım?
Yazar: Elbette hayır. İlim olmadan, kendini bile bilemezsin!
Kari: İbranice öğrenmek zor değil mi?
Yazar: Müslümanların lügatında “zor” kelimesi yoktur.
Kari: Hmm. Anladım. Söz veriyorum, durmadan çalışacağım, çalışacağım ve çalışacağım.
Yazar: Atamız Fatih’in birçok dil bildiğini biliyor musun?
Kari: Bilmiyorum, bu doğru mu?
Yazar: Elbette bu doğru. O bizim atamız, biz de kolaylıkla birçok dil öğrenebiliriz.
Kari: Evet sen haklısın. Türkiyemizin İbranice bilen insanlara ihtiyacı var.
Yazar: Çok teşekkürler sana ey Kari. Ben Müslüman insanlara güveniyorum. Onlar çalışkanlar ve zekiler tıpkı atalarımız gibi.”
Bu konuşmalarla diyaloğu tamamlamıştım. Müslümanları teşvik ediyordum, onları çok çalışmaya davet ediyordum. Zor diye dil öğrenmekten kaçmamalarını istiyordum. Kitabımızın âcizane kısa bir şekilde yazılış hikâyesi bu şekildedir. Umarım Gençlerimiz hangi dil ve ilim olursa olsun, nesillerce hiç durmadan ve yorulmadan çalışırlar ve bereketli/hayırlı işlere imza atarlar.
Ozan Dur
Yorum Yaz