İlim ve Medeniyet
Yeni Nesil Sosyal Bilimler Platformu
Poliglot Semih Uçar Hoca ile Röportaj
Ozan Dur: Semih Uçar okuyucularımızın ve Türkiye’nin tanıdığı bir Poliglot ve Hocadır. Bu alanda yazdığı güzel ve kaliteli kitapları bulunmaktadır. Türkiye’nin saygın yayınevlerinden çevirileri yayınlanmıştır. Sosyal medyada en çok takipçisi olan Poliglotlardan birisidir aynı zamanda. Kendisi sevdiği fiil olan yazarlıkla uğraşmaktadır. Yazdığı yazılar ile dil öğrenimi sürecini kolaylaştırmış ve öğrenememe gibi bahaneleri geçersiz kılmıştır. Kitaplarını ve yazılarını okuyanlar bunu göreceklerdir. Daha önce sitemizde birkaç çok değerli yazısını yayınlamıştık. Hocam İlimvemedeniyet bir dil merkezine de dönüştü. Bazı dillerde çok tıklanan sitelerden birisi oldu. Sitemizde bu alanlarda tanınmış bir ismin, Semih Uçar’ın röportajının olmaması büyük bir eksiklikti. Hocam röportaj teklifimi kabul ettiği için öncelikle çok teşekkür ediyorum. Hocam nasılsınız ve neler yapıyorsunuz, bu günlerde? Yeni kitap çalışmaları gelecek mi? Büyük bir takipçi kitleniz var. Bizleri bu konuda bilgilendirebilir misiniz?
Semih Uçar: Eksik olmayın, Ozan Hocam, çok teşekkür ederim. Biliyorsunuz, ben bir profesyonel yazarım. Yani kendi adımın yazmadığı yazı projelerindeki verimim, kendi adımla yayımlanmış kitaplarımdan çok çok çok daha fazla.
Bunun yanında, kendi adımla yayımlanmış 3 kitabım var. 4. kitabım ise 2024’ün sonunda bitti. Kısmetse, 2025 sonbaharında, DİL YOLCUSU’nun yayımlandığı Koridor Yayıncılık’tan çıkacak. Sözleşmemizi birkaç ay önce yaptık.
Şu an da 5. kitabım üzerine çalışıyorum. Tuğba Akbey İnan ile birlikte yazdığımız 1. kitabım KİM ÖLDÜRDÜ İÇİNDEKİ ÖĞRENME AŞKINI?’da ve 3. kitabım DİL YOLCUSU’nda dil öğrenme işine eğilmiştim. 2. kitabım KENDİMDEN UZAKLAŞIYORUM SONRA TEKRAR KENDİME KAVUŞUYORUM’da kendi hayatımı anlatarak, hayatta nasıl başarılı olunur ve anlam bulunur, sorularına cevap vermiştim. 4. kitabımda, genel anlamda dil öğrenme işine değil de, öğrendiğim 10 dile ayrı olarak eğildim. 5. kitabımda ise birkaç alanda birden nasıl bu kadar büyük bir üretkenlik gösterdiğimi anlatıyorum. Tümüyle üretkenlik alanında gezinen bir kitap bu son kitabım.
Ozan Dur: İlk öğrendiğiniz yabancı dil hangisiydi Hocam ve ilk tecrübeleriniz hakkında bilgi verebilir misiniz?
Semih Uçar: Okuldaki İngilizce derslerinden sonra, kendi başıma öğrendiğim ilk dil Almanca oldu. Öğrenmeye 17 yaşında başladım ve başladıktan 1 sene sonra Almanya’da mahkeme ve polis tercümanı oldum. Bu tecrübem, benim için çok dilliğe giden yolun en önemli adımı oldu. Çünkü bu sayede, okullarda ve kurslarda verilen dil eğitiminin verimsizliğini fark ettim ve insanın dil yolculuğunda aslında kendine ne kadar az süre verirse o kadar iyi ilerlediğini tecrübe ettim (bkz. Parkinson Yasası).
Ozan Dur: Dil öğrenimi üzerine sizde en çok tesir eden Poliglot veya akademisyen kim oldu Hocam? Poliglot olacağım diye düşünerek mi dil öğrenmeye başladınız, yoksa şartlar mı sizi oraya götürdü?
Semih Uçar: İlham aldığım çok sayıda poliglot oldu. Her birinde farklı bir dil öğrenme imkânı gördüm, onlarda fark ettiğim incelikleri kendi yoğun dil öğrenme tecrübemle birleştirerek kendi dil öğrenme sistemimi kurdum. Bu inşa süreci, aktif olarak dil öğrenme ile geçen 20 sene sonunda, üzerine günden güne eklenen tuğlalarla hâlâ da devam ediyor. Fakat Slovak poliglot Lýdia Machová, Kanadalı poliglot Steve Kaufmann, İtalyan poliglot Luca Lampariello, İtalyan poliglot Emanuele Marini ve İngiliz poliglot Richard Simcott’ı özellikle anmak isterim.
Çok dilliliği bir yaşam biçimi haline getirmeye karar verdiğimde zaten birkaç dilde üst seviyede kitaplar okumuştum. DİL YOLCUSU kitabımda bahsettiğim biçimde, “amatör” bakıştan sıyrılıp “profesyonel” bir dil yolcusu olmaya, yani çok dilliliği bir yaşam biçimi haline getirmeye karar vermem üzerinde en büyük etkiyi ise başka insanların dil öğrenmeye dair yazılarıma gösterdikleri yoğun ilgi yaptı. Yaptığım şeyi bu sayede anlamlı bir iş olarak görmeye başladım ve hayatımı dil öğrenmeye ve öğretmeye adadım. Zira Alfred Adler’ci bakışla, topluma fayda sağladığını hissetmediğimiz işlerde anlam’ı yakalamak çok güçtür.
Ozan Dur: Yeni bir dil öğrendiğinizde hangi teknikleri kullanıyorsunuz Hocam. Her birisinde farklı yöntemler kullanabildiğinizi yazmıştınız ve dil öğrenmenin tek bir yolu olmadığını vurgulamıştınız kitaplarınızda. Gençlerimiz uzun yıllar dil eğitimi almaları ve öğrenmeye çabalamalarına rağmen istedikleri sonucu alamayabiliyorlar ama siz zannediyorum çok da uzun olmayan bir sürede 12’den fazla dil öğrendiniz. Sizi bir dile başlarken diğerlerinden ayıran özellikler nelerdir Hocam?
Semih Uçar: Şu âna kadar Türkçe ile birlikte 14 dilde üst düzey kitaplar okudum. Üst düzeyden kastım felsefi ve edebi metinler. Bütün dillerimde kaçınılmaz olarak farklı yöntemler ve teknikler uyguladım. Hatta her dilimin her farklı evresinde de yine kaçınılmaz olarak farklı yollara başvurdum. Benim için dil öğrenmenin en ilginç yanlarından biri de budur zaten. Dil öğrenme işini neredeyse yaratıcı bir eylem olarak görürüm.
Hangi teknikleri uyguladığımı buraya yazmam çok zor. Çünkü, birincisi, kendi ürettiğim tekniklerin yanı sıra, bir yazıda anlatılamayacak kadar çok teknik uyguladım ve uyguluyorum. İkincisi, kişinin dil öğrenme geçmişine, öğrendiği dile, yaşam temposuna vs. göre değişen şekilde farklı teknikler uygulamak gerekir. Bunun için, Instagram hesabımdaki yüzlerce yazımı ve DİL YOLCUSU kitabımı tavsiye ediyorum. Ama DİL YOLCUSU kitabımda söylediğim gibi, dil öğrenmenin en güzel taraflarından biri de şu:
İsterseniz, dünyanın en verimsiz yöntemlerini uygulayın, eğer ciddi bir süre hiç bırakmadan dil öğrenir, dil öğrenme işinde sebat ederseniz hedefe ulaşıyorsunuz (örneğin, üst düzey müzikte ve sporda böyle bir şey mümkün değil.) Bunu yapmazsanız, en etkili teknikler bile doğal olarak sonuç vermiyor. O yüzden, dil öğrenmeye başlayan dil yolcusu kendine ilk olarak, ben bu işte nasıl sebat edebilirim, sorusunu sorar. Bu sorunun sayısız cevabını DİL YOLCUSU kitabımda kendi hayatımdan örneklerle sıraladım.
Ozan Dur: En kolay ve en zor öğrendiğiniz diller hangileri oldu Hocam. Sizde bizler gibi yöntem konusunda kendinizi geliştirene kadar dil öğrenirken hatalar yaptınız mı?
Semih Uçar: Boşnakça, öğrendiğim ilk Slav dili olduğundan bana her şeyiyle yeni gelmişti. Başta biraz şaşırdığımı hatırlıyorum. Buna karşılık, İspanyolcadan önce başka Latin dillerini öğrenmiş olduğum için, İspanyolcayı öğrenirken çok zorlanmadım. Aynısı, son eğildiğim dil olan Portekizcede de oldu. Bu dilde de pek zorlanmadım. Hatta o kadar ki, Portekizce hiç öğrenmeden Mason Currey’nin Günlük Ritüeller kitabını bu dilde okumuştum. Portekizce hiç öğrenmeden…
Fakat DİL YOLCUSU’nda anlattığım gibi, bu, dil yolcusu için tehlikeli bir zemindir aynı zamanda. Çünkü genelde kolay bulduğumuz dilleri çok ciddiye almayız. O yüzden, örneğin, Sırpça öğrenme kalitem İspanyolcadan çok daha iyiydi. Sırpçayı İspanyolcaya göre çok daha hızlı öğrendim.
Ozan Dur: Hocam çok çalışkan bir insan olduğunuzu biliyorum. Motivasyonunuzu ve çalışma disiplininizi nasıl kazandınız ve devam ettiriyorsunuz?
Semih Uçar: 12 yaşında devlet konservatuvarına başladım ve o günden itibaren her gün ama her gün, hafta içi, hafta sonu, yaz kış, bayram seyran demeden saatlerce obua çalıştım. Her gün. Uluslararası çapta bir müzisyen olabilmek için sarf etmeniz gereken emek ancak, olimpik sporcularınkiyle karşılaştırılabilir. Bu geçmişimden ötürü, hiç bırakmadan çok çalışma konusunda çocukluğumdan beri büyük pratik sahibiydim yani.
Fakat sonrasında, özellikle Almanya’da okumaya başladıktan sonra, üretkenlik meselesi bende bir takıntı halini aldı. Üretkenlik psikolojisi üzerine çok okudum, düşündüm ve yazdım. Kendimi bu konuda sürekli soğuk sulara attım, bir nevi, kendi üstümde deneyler yaptım. Örneğin, uluslararası çapta müzisyen ve hoca olmamın, 14 dilde üst düzey kitap okuyacak seviyeye gelmemin yanı sıra, profesyonel yazar olarak ortaya koyduğum verim de kendi alanımda muhtemelen Türkiye rekoru. Bunu elbette yüzde yüz doğrulukla tespit etmem mümkün değil ama alandaki diğer profesyonellerle konuştuğum zaman görüyorum ki, çok büyük ihtimalle öyle. Kitap çevirilerimi, verdiğim yoğun dil derslerini ve profesyonel olarak uzun yıllar yaptığım diğer işlerimi saymıyorum bile. Yani kısacası, tıpkı çok dillilik gibi, bu da tesadüfen olan, tesadüfen olabilecek bir şey değil. Rekor düzeyde verim ortaya koyabilmeniz için, büyük Rilke’nin Türkçeye çevirdiğim enfes kitabı Genç Şaire Mektuplar’da söylediği gibi, hayatınızı o iş üzerine kurmanız gerekir.
Ozan Dur: Hocam uzun yıllara dayanan bir müzik geçmişiniz var. Uzun yıllar Obua çaldınız ve hatta yurt dışında bu alanda eğitimler aldınız. Müzikten dil öğrenimi alanına geçmeye nasıl karar verdiniz Hocam? Aynı zamanda müziği de bırakmadınız diye biliyorum. Hala Obua çalıyor musunuz Hocam?
Semih Uçar: 12 yaşımda Türkiye’de Devlet Konservatuvarı’na başladım. Öğrenimimi 17 yaşımdan itibaren, alanımın dünya çapındaki en saygın okullarında Almanya’da sürdürdüm. 25 yaşıma geldiğimde, Japonya’ya Alman profesörlerle birlikte ders ve konser vermeye davet edildim, SONY stüdyolarında yapılan kayıtlarım Japonya’da yayınlandı. Aynı şekilde, Alman Devlet Radyosu’nda da birçok kaydım yayınlandı.
Dil alanında profesyonel olarak çalışmam ise 18 yaşımda Almanya’da başladı. Orada tercümanlık yaptım. 20’li yaşlarımın başlarında da profesyonel yazar ve kitap çevirmeni olarak çalışmaya başladım. Yine aynı yıllarda dil dersleri vermeye başladım. Müzikle dil alanındaki çalışmalarım bu şekilde, 18 yaşımdan itibaren paralel olarak ilerledi. Canetti’ye atıfla, ilkokuldan beri bir “kitap-insan” olduğum düşünülürse (bu hikâyemi KENDİMDEN UZAKLAŞIYORUM SONRA TEKRAR KENDİME KAVUŞUYORUM kitabımda ayrıntılı olarak anlattım) bir yerden sonra doğallıkla dile, yazıya kaymam çok da şaşırtıcı değil aslında.
Profesyonel müzik hayatımı sonlandırdım. Birkaç senedir konser vermiyorum. Fakat müzikoloji alanında çalışmalarım devam ediyor.
Ozan Dur: Ben dil öğrenimine dair sizden çok şey öğrendim Hocam. Hakkınız ödenmez gerçekten, emeklerinize sağlık. Bilimsel birçok da yazı kaleme aldınız ve katkılarınız çok Hocam. Bu röportajın son sorusu olarak sizlere şunu sormak istiyorum Hocam. Gelecekte yeni diller öğrenme hedefiniz var mı? Diller ile ilgili planlarınız nelerdir Hocam?
Semih Uçar: Allah ömür verirse, ölene dek 20 dilde kitap okumayı isterim. Fakat öğrendiğim dillerin sayısı arttıkça daha fazla dil öğrenme isteğim de, gariptir, artmıyor, azalıyor. Çünkü bildiğim dillerle daha fazla vakit geçirmek bana giderek çok daha çekici geliyor. Örneğin, 5 yıl önce şimdi böyle hissedeceğimi hiç düşünmezdim. 5 yıl öncesine kadar, sürekli yeni bir dil öğrenmek çok daha çekici geliyordu.
Dil yolunda sizin gibi yol arkadaşlarım olduğu için kendimi çok şanslı hissediyorum, Ozan Hocam. Yıllardır dil dünyamıza yaptığınız çok kıymetli katkılar için teşekkür ediyorum.
Ozan Dur: Semih Hocama röportaj talebimi kabul ettiği için sonsuz teşekkür ediyorum. Sitemize ve daha geniş kitlelere Semih Hocamızı tanıtabilmeyi çok isterim. Umarım bu röportaj çok ilgi görür ve okuyanı bol olur. Semih Hocamız da uzun yıllar, sağlıklı, sıhhatli ve bol kazançlı sevdiği fiilleri yapmaya devam eder. Semih Hocamızın biyografisini ve kitap çalışmalarını bu yazının altına ekliyorum. Bütün kitaplarını ve çevirilerini ise bütün İnsanlarımıza tavsiye ediyorum.
Semih Uçar’ın kısa biyografisi
Semih Uçar Kimdir?
(Kısa versiyon)
Almanya'dan Japonya'ya, Çin'den Danimarka'ya, Avusturya'ya, Yunanistan'a varan çok geniş bir coğrafyada, dünyanın en saygın müzik merkezlerinde ders ve konserler veren, Japonya'da CD'si yayınlanan ve Sony stüdyolarında yapılmış kayıtları dünyanın her tarafında, bu markanın yüksek çözünürlüklü cihazlarının tanıtımında örnek müzik olarak kullanılan bir müzisyen olan Semih Uçar müziğin yanında kendini yazı, edebi çeviri ve yabancı dil alanlarında da evinde hissetmektedir.
Uzun yıllardır profesyonel yazar olarak birkaç dilde birden yoğun bir şekilde hizmet veren, Türkiye'nin en saygın yayınevleri için Franz Kafka, Stefan Zweig, Halil Cibran vs. gibi yazarlardan kitaplar çevirmiş ve birçok çeviri ve telif kitabı yayına hazırlamış bir editör olan yazar şimdiye kadar 12 dilde kitap okumuş ve 20'yi aşkın dili rahatlıkla anlayabilen bir poliglot'tur.
Dil öğrenme tutkusunu bir adım daha öteye taşıyıp, başka insanların da kendisi gibi kısa sürede üst seviyede dil öğrenebilmesini sağlamayı yaşama amaçları arasına katmış Dil Koçu ve Dil Öğretmeni Semih Uçar dünyanın dört bir tarafından ve birçok milletten binlerce insanın dil öğrenmesine doğrudan katkıda bulunmuştur.
Bursa doğumlu poliglot çift lisans, yüksek lisans ve doktora derecelerini Franz Liszt Weimar Müzik Üniversitesi, Hanns Eisler Berlin Müzik Üniversitesi vs. gibi dünya çapında tanınan sanat okullarında tamamlamış, Türkiye, Japonya ve Almanya gibi ülkelerde dersler vermiştir.
Ticari faaliyetlerini şirketleri aracılığıyla yürüten Uçar, "Kim Öldürdü İçindeki Öğrenme Aşkını?" kitabının ortak yazarıdır.
Yazarın son kitabı "Kendimden Uzaklaşıyorum Sonra Tekrar Kendime Kavuşuyorum" ise Nisan 2022'de yayımlandı.
Semih Uçar’ın Kitapları
Telif Kitaplar:
Semih Uçar: Kim Öldürdü İçindeki Öğrenme Aşkını? – Cezve Kitap, (2020).
Semih Uçar: Kendimden Uzaklaşıyorum Sonra Tekrar Kendime Kavuşuyorum – Nesil Yayınları, (2022).
Semih Uçar: Dil Yolcusu: 13 Dil Bilen Bir Poliglottan Dil Öğrenme ve Hayat Dersleri – Koridor Yayıncılık, (2024).
Çeviri Eserleri:
Franz Kafka: Ottla’ya ve Ailesine Mektuplar – Nora Kitap, (2016).
Rainer Maria Rilke: Bir Genç Kadına Mektuplar – Nora Kitap, (2016).
Rainer Maria Rilke: Genç Şaire Mektuplar – Nora Kitap, (2016).
Rainer Maria Rilke: Auguste Maria Rilke – Nora Kitap, (2016).
Franz Kafka: Babaya Mektup – Nora Kitap, (2016).
Rainer Maria Rilke: Cezanne Üzerine Mektuplar – Nora Kitap, (2017).
Heinrich Heine: Almanya’da Din ve Felsefenin Tarihi Üzerine – Ayrıntı Yayınları, (2017).
Franz Kafka: Dönüşüm – Nora Kitap, (2017).
Heinz Helle: Bizsiz Dünya – Kafka Kitap, (2017)
Stefan Zweig: Satranç – Doğan Kitap, (2019).
Franz Kafka: Milenaya Mektuplar – Doğan Kitap, (2021).
Ulrich Michels ve Gunter Vogel: Müzik Atlası – Alfa Yayınları, (2021).
Halil Cibran: Ermiş – Doğan Kitap, (2021).
Leopold Ritter von Sacher-Masoch: Kürklü Venüs – Ayrıntı Yayınları, (2022).
Semih Uçar & Ozan Dur
Yorum Yaz