İlim ve Medeniyet

YAHUDİLER ZOR DURUMA DÜŞSE TÜRKLER YAHUDİLERE YARDIM EDER Mİ?

Yahudiler zor duruma düşse Türkler Yahudilere yardım eder mi?

Yahudiler dinimizde ehl-i kitap olarak kabul edilmektedir. Bu sebepten dolayı en rahat dönemlerini Müslümanların hâkimiyetinde geçirmişlerdir. Endülüs dönemi onların altın çağı idi. Osmanlı döneminde Yahudilere kucak açıldı. Yahudiler Avrupa’dan kovulunca özgür olabilecekleri ve maddi olarak güçlü olan ABD’ye seyahat ettiler. Bunların çok az bir kısmı Filistin’e geldi. Filistin’deki zor şartlar onları tekrardan göç etmeye zorladı. Osmanlı bu dönemde onlara Irak’ta yer vermeye hazırdı. Lakin Yahudiler dünyanın göz bebeği olan Kudüs’ü seçtiler. Bu da onlar için çok ciddi sorunlara yol açacak gibi duruyor. Batı’nın desteğiyle bölgede bulunan İsrail her zaman kendisini teknolojik üstünlüklerle donattı. Diğer Arap devletlerinden üstün olmak konusunda çok inatçıdırlar. Hatta kendilerini daha da güvene almak için nükleer çalışmalarda bulundular. Bölgede nükleer çalışmada bulunmaya çalışan Arap ülkelerinin bu süreçlerini baltalayıp sonlandırdılar. İran’ın bugün başına çok ciddi olaylar geldi. Lakin okumalarımdan anladığım kadarıyla İran’da halkın önemli bir kısmı zor şartlarda yaşayabiliyor. Bu İran’ın yıllardır edebiyatta işlediği tasavvuf gibi konularla alakalı olmalı.

İsrail yıllardır Müslüman ülkeleri dizayn etmeye kalkıyor. Araplar İsrail’le en ciddi savaşı verdiler. Bununla birlikte doğal olarak yenildiler. Çünkü üstünlük Yahudilerde idi. Yoksa Yahudilerin böyle bir şey yapabilmesi mümkün değildir. Oluşturdukları yenilmezlik algısı elbet bir gün tam anlamıyla son bulacaktır. Dünyada ABD’de başta olmak üzere yenilmeyecek hiçbir güç yoktur. Bu ülkelerin tarihlerine baktığımızda bazı savaşları kazanamadıklarını görürüz. Burada da görülüyor ki hiçbir ülke veya devlet-millet yenilmez değildir.

İsrail, Ortadoğu’nun Avrupa’ya açılan kapısı halklar için. Yahudiler diğer milletlere göre Avrupa’da daha rahat dolaşıyorlar. Kısa süreli olarak Avrupa’da bulunabilmeleri Türkler ve diğerlerine göre daha kolay. Ayrıca İspanya gibi bir ülke Yahudilere vatandaşlık veriyor. İspanya tarihinde amansız reconquista hareketiyle meşhur ve bütün Yahudi ve Müslümanları kovmuşlardı. Bugün bakıldığında Sefarad Yahudilerine vatandaşlık verilmesi söz konusu. Bunun gibi diğer Avrupa ülkeleri de kolaylık sağlıyor. Zaten Avrupa medeniyeti Yahudilerin kendilerine olan katkılarını kabul etti ve onları medeniyetlerinin bir parçası yaptı. Bugün Yahudiler için dünyadaki en uygun-özgür ortam Batı’dadır. İslam ülkeleri çaresizlikten ve içinde duydukları öfkeden dolayı Yahudilere el uzatmayacaklardır. Devlet kademeleri yardım etse de halkların büyük tepkileri ile karşılaşılacaktır. Türkler, Türk vatandaşı olan ve “İsrail”e savaşmaya giden Yahudileri bile vatandaşlıktan çıkarmak istemektedirler. Bu durumda Yahudilerin İslam ve Müslümanlarla hiçbir bağı kalmamıştır. Huzursuzluğumuzun asıl kaynağı Yahudiler olmuştur. Bölgeye sonradan gelmişler ve bölgeyi kaosa sürüklemişlerdir. Gün geçmiyor ki Müslüman kanı dökülmesin. İnanıyoruz ki İslam hafızası diri ve yapılanların sebebini soracak dirayettedir.

Siyonist ideolojinin eylemleri ile İslam çelişmektedir. İki farklı yol belirlenemeyeceği gibi Müslümanlarla Siyonistlerin bir arada yaşaması da an itibariyle mümkün gözükmüyor. Arap dünyasında Yahudiler yaşayamıyor. Bugün çok az sayıda Yahudi ya yaşıyor ya da yaşayamıyor. Aşkenaz yani maddi yönden güçlü Yahudiler Türkiye’de bin tane ya var ya yok. Genelde Türkiye’de Sefarad Yahudileri yaşıyor. Onun da tarihten gelen sebepleri var. Gidebilen zaten gidiyor ve gitmeyenin de ciddi gerekçeleri mutlaka vardır.

7 Ekim’den sonra Yahudilerin hangi ülkelere göç ettiğine dair veriler paylaşılmadı. 800-900 bin Yahudi’nin çifte vatandaşlığının olduğu söyleniyor. Bunların çoğu Avrupa ülkeleri, Rusya, Ukrayna vesaire gibi ülkeler. Türkiye’ye bu savaştan sonra yoğun Yahudi göçünün olmadığını biliyoruz. Türkiye’de onları sevinçle karşılayacak bir topluluk bulamazlar. Dolayısıyla Avrupa’ya gitmek zorunda kaldılar. Bu Avrupa’da dünyanın en gelişmiş yeri olduğundan “rüzgar” Yahudilerden tarafa esiyor diyebiliriz. Lakin verilere bakıldığında dünyada aşırı sağcılık yükseliyor. “İsrail”deki hükümette tarihteki en aşırı sağcı bir hükümet. Kendileri gün geçmiyor ki bir Filistinliye zulmetmesinler. Bu kadar insanlık ve Müslüman düşmanı bir rejim herhalde kurulmadı daha önce.

Hindistan, Almanya, İspanya, Portekiz, Brezilya gibi ülkelerin “İsrail” ile ilişkileri oldukça iyi. Bu ülkelerin önemli bir kısmı vatandaşlık bile veriyor. Bildiğim kadarıyla Müslümanlara böyle bir hak tanımıyorlar. Batının şeytanlaştırmaya çalıştığı şey aslında İslam’ın tam da kendisi. Çünkü bakıldığında Avrupa nüfusu azalırken Avrupadaki Müslüman nüfusu hızlı bir şekilde artıyor. Batı bu durumu kendisine tehlike olarak görüyor. Bu bağlamda İslam ile şereflenenlerin de hızlanması sonucu Batı kendi hamlesini yaptı. Yahudiliğe geçiş İslam’a geçiş kadar hızlı değil ve olamaz. Çünkü Yahudilikte kan bağının önemli bir rolü var. Aynı zamanda Hristiyan nüfus ile Müslüman nüfus neredeyse rekabet ediyor. Lakin Yahudilerin ulaşabildiği maksimum nüfus birkaç on milyon. Bununla birlikte Müslümanlar çok sayıda nüfusa ulaşabildiler. Dolayısıyla Hristiyanları Yahudilik tehdit edemiyor. Bununla birlikte Yahudiler bir çözüm buldular: Hristiyan Siyonizmi. Bu belki insanların Yahudi olmalarından bile büyük tehlike. Bunu başarabilmeleri kendileri açısından büyük başarı olsa da Hristiyan siyonizminin kıyamet senaryosunda olan yine Yahudilere olacak. Yahudiler Hristiyan olamazlarsa acı çekecek ve yok olacaklardır. Bu yüzden Yahudiler kendi sonlarını hazırlamaktadırlar gibi bir sonuca ulaşabiliriz.

Sonuç olarak bakıldığında Yahudilerin Türkiye’ye göç etmesi tarafımızca pek makul gözükmemektedir. Bununla birlikte az sayıda Yahudi göçmen gelebilir. Bunlar gelirse eğer çok büyük zorluklarla karşılaşacaklardır. Halk onları kabul etmeyecek ve gettolarda yaşamaya başlayacaklardır. Toplumda önemli görevlere gelemeyecek ve kimsenin talip olmadığı işleri yapmak zorunda kalabilirler. Bu da onların bunca senedir yaptıkları zulüm ve katliamlarla alakalıdır. Müslüman ve Türk kanı oluk oluk akarken Osmanlının onlara uzattığı eli Türklerin uzatacağını sanmıyorum. Yahudilerin tekrar Müslümanların arasında yaşayabilmeleri en az üç nesil içinde mümkün olacak gibi gözükmüyor. Osmanlı Yahudileri Müslümanlarla iyi ilişkilerinden ve o zamanki yeteneklerinden dolayı kabul etmiş olmalı. Yahudiler ve Müslümanlar Hristiyan zulmüne uğramışlardı ve mazlumlardı. Bugün bakıldığında işler tersine dönmüş ve Yahudiler büyük bir zalim rolüne soyunmuşlardır. Bu bağlamda onlar için ne bir dost ne de bir kurtarıcı olabileceğini maalesef düşünemiyorum. Kendi yaptıklarının cezasını çekecekler ve yardımcı da bulamayacaklardır. Bu bağlamda yapılanları telafi etmeye ne kadar erken başlarlarsa o kadar iyi ederler. Çünkü maddi ve manevi olarak İslam dünyasını bu kadar rahatsız eden başka bir mevzu bulunmamaktadır. Bunun çözümü olarak da İslam dünyasının topyekûn “İsrail”in ve arkasındaki bu şer sistemini destekleyen Batı’nın karşısında birleşmesidir. Bu yapılmazsa ehl-i kitap olan Yahudiler zulüm yapmaya ve Müslüman kanı dökmeye devam edeceklerdir. Bu bağlamda İslam dünyası ilmi mücadele aşamasına geçmeli ve zeki gençleri ilmi araştırmalarda görevlendirmelidir. Sosyal bilimlerde hâkimiyet kurulmalı ve İsrail”in propagandaları bir bir çürütülmelidir. Savaş olana kadar ilmi mücadele yapılmalı ve gerekirse yüzlerce yıl sürecek güncel, tarihi, ekonomik ve sosyal araştırmalar yapılmalıdır. Müslüman zenginler ilmi-bilimsel çalışmaları fonlamalı ve her yıl en az 500 kitap Filistin-İsrail (Müslüman yazarlar yazmalı) alanında çıkabilmelidir. Çünkü bilgi güçtür. Bilginin karşısında ne ABD ne Rusya ne de Çin durabilir.


Ozan Dur

 

Exit mobile version