YAZMA...

EDEBİYAT

Düşünmek. Yazmak. Zor iş. Bir konum bile yok. Ne yazmak istediğime dair bir fikir üretemiyorum. Ama yazmak zorundayım. İyi, kötü olması önemli değil. Bir şeyleri karaladıkça insanın zihninde bir şeyler aydınlanıyor. Her zihin karanlık mıdır? Bilmiyorum. Benim zihnim zifiri karanlık. İnsanlara göre mutluyum. Keşke mutluluk insanların gördüğü kadar olsaydı. Ya da buzdağının bir yüzü olsaydı. Çok şey mi acaba? Bilmiyorum.

Sırf yazı olsun diye yazıyorum bu yazıyı. Sanatsal bir değer gütmedim hiçbir zaman. Yapamam çünkü. Neyse ki kendime karşı dürüstmüşüm. Bunu yazmaya başlayınca fark ettim. Belli ki insanlar kendileriyle baş başa kalınca ve kendilerini dışa vurma gereği duyunca tanıyor. Ama değişmiyor. Şahsen değişmek gibi bir niyetimde olmadı hiç. Birçok kusurum var ve bunlar beni diğerlerinden ayıran kusurlar. Kusursuz olmak güzel midir? Bilmiyorum.

Benim üzerime kurulmuş beklentilerle örülü etrafım. Hapishane; insanların zihinlerindeki ben duvarları. Kaçmak istesen eller tetikte. Kendi kendisine karar almak niçin yasak insana? Nefis, şeytan ve çevre. Bu üçü en güzel duvar örücüler misali. Oysaki zor olmasa gerek bir insanın zihnine duvar örmek yerine yüreğine kapı açmak. Neden bu kadar başkalarının hayallerini düşünür olduk? Bilmiyorum.

Babadan oğla geçen saltanat misali, zihinlerimizi başkalarının zihinlerinde kurguluyoruz. Büyüyorum ve büyüdükçe korku sarıyor etrafımı. Çünkü ben büyüdükçe çevrem benden daha hızlı büyüyor, daha çok biliyor ve daha fazla ben olma gayretine düşüyor. Bu yüzden yazmak zorundayım. İnsanların insanları özgür bırakması için. İnsanı hayatta tutan şey umuttur. Her insanın farklı değil midir? Bilmiyorum.

Bir durun ve dinleyin. Kimsin? Nereden geldin? Nasıl geldin? Seni buralar kim getirdi? Neden buralara gelmedin? Hayalleri gerçekleşen insan ile hayalleri yıkılan insan birbirine benzer aslında. İkisi de sona ulaşmıştır çünkü. İkisi de umudunu yitirmiştir. Hedef nedir ki sürekli peşinden koşuyoruz? Doktor olduk, sonra? Yazar olduk, sonra? Bir şeylere ulaşmanız bir başkasını mutlu ediyorsa ve siz sırf o insan mutlu olsun diye mutluysanız kim, hangi hedefe ulamıştır? Sorular çok, cevaplar var mıdır? Bilmiyorum.

Ben çevreme kırgın değilim. Sıkboğaz etmeseler olacak her şey. Bir şeyler hani benim hedefleyebileceğim bir şeyler olacak hayatımda. Mesela istediğim bir makamda, sırf ben mutlu olayım diye geldiğim makamda, oturacağım belki. Gülmek içten gelen bir şeyse, insanlar neden içinde gelmese de gülmek zorunda hissediyorlar kendilerini? Bilmiyorum.

Yazı amacından sapmadı merak etmeyin. Bir amacım olsaydı eğer, bir düzenim de olurdu.

Ben düzensizliğimi başkalarının düzenli görmek istediği Mustafa’ya borçluyum.

Düzene girer miyim?

Bilmiyorum.

Mustafa ÇAĞLAR
Mustafa ÇAĞLAR

Kabil yüreğini Habilleştirme gayretinde biri. İletişim: [email protected]

Yorum Yaz