BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ, isteğe bağlı olarak bireylerin dahil olduğu bir sistemdir. Uzun zamandır çalışanlar için “Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi” ile ilgili bir kanun tasarısından bahsediliyordu. Bu yeni sistem geçtiğimiz günlerde mecliste kabul edildi.
Zorunlu Bireysel Emeklilik Sistemi Neleri İçeriyor?
1 Ocak 2017 tarihinden itibaren yürürlüğe giren olan sistem 45 yaş atındaki çalışanları kapsıyor. Sisteme dahil olmak için çalışanların herhangi bir işlem yapmasına gerek yok. İşveren, seçtiği bir bireysel emeklilik şirketi ile sözleşme imzalayarak çalışanlarının adına birer BES hesabı açtıracak. Sisteme dahil olan çalışanların her ay brüt maaşından %3 kesilerek bu hesaba yatırılacak ve para burada birikmeye başlayacak. Brüt maaştan yapılan bu kesinti ile aylık gelirinde azalma olmasını istemeyen çalışanlar ilk kesinti yapıldıktan sonra 2 ay içerisinde sistemden çıkarak kesilen paralarını da alabilecekler. Normal Bireysel Emeklilik Sisteminde olduğu gibi hesaba her ay yatan paranın üzerine %25 devlet katkısı eklenecek. Aynı zamanda hesapta biriken paranın değerlendirildiği fonların getirisi de hesaba eklenecek. Normal BES‘ten farklı olarak zorunlu BES‘te 3 ay sistemden çıkmayanlara bir defaya mahsus olarak 1.000 TL devlet katkısı ödenecek. Tabi bu katkılardan faydalanabilmek için sistemde bulunma süresi normal BES ile aynı.
Daha önceden BES hesabı olan çalışanların zorunlu BES ile yeni bir BES hesabı daha açılmış olacak. Arzu edenler ikisinden birini durdurabilecek.
Bireysel Emeklilik Neden Zorunlu Hale Getirildi?
Bireysel Emeklilik Sistemi, adında “emeklilik” geçmesine rağmen aslında emeklilikten ziyade bir tasarruf aracıdır. Bu sistem ile amaçlanan insanların geleceğe yönelik tasarruf yapmasıdır. Türkiye’de tasarruf oranları 1980 ve 90’lı yıllarda normal seviyelerde iken 2000’li yılların başlarından itibaren ciddi bir düşüş yaşadı ve bu düşüş sürekli bir biçimde günümüze kadar geldi. (Türkiye’de Tasarruf Oranları ayrıntıları için bkz.: BİREYSEL EMEKLİLİK SİSTEMİ (BES) NEDİR?) 2003 yılında Türkiye’de ilk BES faaliyetleri başladı. Ancak BES’e katılımın isteğe bağlı olması ve sisteme katılımın beklenen seviyelerde olmaması sonucunda devlet 2013 yılında BES primlerine aylık %25 katkı yapma kararı aldı. Buradaki amaç insanları BES’e teşvik ederek Avrupa’nın en düşük seviyesinde olan tasarruf oranımızı yükseltmek idi. Ancak geçtiğimiz aylarda zorunlu BES çalışmalarının başlaması, BES’e katılımın hala beklenen düzeye ulaşmadığını ve tasarruf oranının yükselmediğini gösterdi bizlere.
Tasarruf Oranları Neden Önemli?
2000 yılından itibaren geçtiğimiz 16 yıl içerisinde toplumumuz, tasarrufunu çok alt seviyelere indiren ve sürekli tüketen bir toplum haline dönüştü. Tasarruf yapmayan hatta sürekli borçlu olan kimselerin herhangi bir yatırıma girişmesi için birikmiş parası bulunmamakta. Sermaye eksikliği de hem yatırımları olumsuz etkilemekte hem de sermaye piyasalarında nakit para sıkıntısına yol açmaktadır. Bu sebeplerden ötürü devlet, tasarrufları arttırarak BES hesaplarında biriken bu paranın fonlarda kullanılmasını ve piyasayı canlı tutmasını arzulamakta.
Sonuç olarak Zorunlu Bireysel Emeklilik Sisteminde çalışanların yüzde kaçı 2 aydan fazla sistemde kalacak ve bu yüzdelik dilimin tasarruf oranlarına etkisi, ülke ekonomisinin geleceğine nasıl bir katkı sağlayacağı bizler için ciddi bir merak konusu.
OZAN DİLEK
(10.08.2016)