İKİNCİ BÜYÜK FELAKET: 1967 SAVAŞI VE SONUÇLARI | İlim ve Medeniyet

Nekbe’nin üzerinden 75 yıl geçti – 1967 savaşı sırasında ve sonrasında İsrail bir grup Filistinliyi öz vatanından sınır dışı etti.

Yerle yeksan edilen ve köyleri yıkılan Latrun bölgesinden Filistinliler zorla göç ettirildiler. Doğu Kudüs ve Ürdün Vadisi’nde yaşayanlar, dönme umutları olmadan Batı Şeria veya Ürdün’e sürgün edildiler.

Siyonist varlık, Yüzyıllardır yaşayan Filistinlilerin topraklarının yüzde 80’ninden fazlasını kamulaştırdı ve orada kendi rejimini inşa etti. Bunu 1948’deki savaş ve 19 yıl sonra korkunç başka bir savaş takip etti. Bunun sonucunda da Filistin Nüfusunun dörtte biri veya üçte biri yerlerinden edildi. Orada kalanlar için de yeni bir merhale başlıyordu, Kördüğüm olan İsrail nizamının gölgesinde yaşamaya zorlanmak.

Bu gerileme/kötüleşme (yani Nekse) İsrail ve Arap ülkeleri arasında sadece altı gün süren savaş ve ondan sonra oldu. Göreceli olarak kolay bir İsrail zaferi ile sonuçlandı ve komşu devletlerin idaresinde ve hakimiyetinde olan toprakların işgaliyle sonuçlandı. Bu hızlı ve geniş alanlara yayılmayan savaş ile birlikte, binlerce Filistinli bu savaş sonucunda ilticaya duçar oldular. Başka bir ifadeyle, yerinden edilmiş Filistinlilerin sayısı savaşın boyutuyla orantılı değil ve aksine çok daha fazladır.

Bu mesele ancak bu işin ideolojik arka planının açıklanması ile anlaşılabilir. Bu da İsrailli işgalcilerin yaptıkları idari, yasama ve askeri işler ile karakterize olmuştur. Nekbe döneminin arşiv ve belgelerini araştıran İsrailli tarihçilerin buldukları gibi, onlardan bazıları da Siyonist liderliğin mirasını araştırdılar, Filistinlilerin sürgün edilmesi Yahudi sorununa hedeflenen bir çözümdü. Çünkü Yahudiler azınlıkta oldukları topraklarda Yahudi Devleti kurmak istiyorlardı. Coğrafi dengeyi Yahudilerin lehine değiştirebilmek için iki şeye ihtiyaçları vardı : Topraklara Yahudileri yerleştirmek ve Filistinlilerin bu topraklardan sürgün edilmesi.

Savaş 1967’de patlak verdiğinde, Siyonist liderler bunu bir fırsat olarak gördüler. İşgal edilmiş topraklarda bazı demografik değişiklikler yapabileceklerdi genel olarak ve bazı yerlerde de özel olarak. Savaş sırasında ve sonrasında yaklaşık 420 bin Filistinli yurtlarından edildi ve geri dönmelerini engellemek için yasal ve idari önlemler alındı.

İsrail savaş süresince Stratejik olarak önemli bölgelere yoğunlaştı. En önemli operasyonlarından birisi Batı Şeria’nın Batısında olan Latrun’daki üç köyü tahliye etmesidir. Böylece 10 bin sivil yerlerinden edilmiş oldu.

Latrun bölgesi sanki Batı Şeria’nın vücudundan çıkan bir el gibi, İsrail 1948’de orayı İşgal etmeyi başaramadı. Köyler 1967 savaşına kadar meskun kaldı, İsrail ise zorla onları yerlerinden etti ve tüm binaları ve yerleşim yerlerini yerle bir etti. Bu arazi “Kanada Park” isminde bir parka dönüştürüldü ve bir kısmına yerleşim yeri kuruldu. Ek olarak bir demir yolu hattı kuruldu ve İsrail onu yerlerinden ettiği başka bir araziye kadar uzattı.

Yerlerinden etme

Yerlerinden etme operasyonu birçok köy ve şehri kapsadı (Batı Şeria’nın Batı tarafları).[1]

Aynı şekilde Kudüs’te Magaribe Mahallesinin çoğu yıkıldı ve sakinleri yerlerinden edildiler.  Bu bölgedeki evler 1193 yılından beri vakıf malı idi, o vakitten beri Filistinli aileler burada kalıyordu. İsrailli yetkililer savaşı bunun için bir fırsat olarak gördüler ve Yahudiler için kutsal olan Ağlama duvarı önünde alan açtılar. Bütün evleri de yıkmayıp, tard ettikleri Filistinlilerin yerine yerleşimcilere sığınak yaptılar.

Stratejik bir yer olan Ürdün Vadisi, Ürdün ve Batı Şeria arasında doğu sınırını oluşturuyor, savaş sırasında İsrail buralarda bulunan Filistinlilerin yüzde 88’ini yerlerinden etti. Buradan ilk yerlerinden edilenler ise 1948’de yerlerinden edilmiş Filistinlilerdi ve ikinci kez sürgün edildiler. Bölgedeki üç kamptan Ürdün’e gittiler ve sayıları Ürdün nüfusuna eklendi.

Savaştan sonra İsrail 200 bin Filistinliden kurtulmayı başardı. Filistinlileri Kudüs’ten ve Batı Şeria’dan alarak otobüslerle Ürdün sınırına nakletti. Sürgüne gönderdiklerine de zorla belge imzalattırdılar. İmzaladıkları belgede kendi istekleriyle gittiklerini beyan ettiler.

Etnik temizlik politikasının bir gereği olarak, İşgal devleti C Bölgesi diye adlandırdığı bölgede Filistinlileri rahatsız etmeye devam ediyor. Ayrıca İşgal devleti uyguladığı politikalarla Filistinlileri yerlerinden etmeye çalışıyor ve yerlerine işgalcileri yerleştiriyor. Böylece gelecekte bir herhangi bir devletin kurulmasının önüne geçilmeye çalışılıyor….


Filistinli yazar

إسماعيل جمعه الريماوي


Arapça Aslından Çeviren: Ozan Dur

Not: Yazının yazarı hakkında bir malumata ulaşamadım, yazıyı beğendiğimden çevirmek istedim.

Kaynak

https://www.alquds.co.uk/%d9%85%d9%86-%d8%a7%d9%84%d9%86%d9%83%d8%a8%d8%a9-%d8%a5%d9%84%d9%89-%d8%a7%d9%84%d9%86%d9%83%d8%b3%d8%a9-%d8%a5%d9%84%d9%89-%d8%a7%d9%84%d8%aa%d8%b7%d9%87%d9%8a%d8%b1-%d8%a7%d9%84%d8%b9%d8%b1%d9%82/

[1] Köyler ve şehirlerin isimleri ise ( ….  حيث تم تدمير كل من بيت مرسم وأجزاء من بيت عوا وحبلة والجفتلك والبرج وجزء لا يستهان به من قلقيلية)

Avatar photo

Ozan Dur

İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi'nden mezun Filistin ve İran Araştırmaları- yazar [email protected] Poliglot (8), dillere dair Çalışma Alanım Ortadoğu ve Diller


Geribildirim

Mail adresiniz gizli kalacaktır.


Biz Kimiz?

Gayemiz, asırlardır mirasçısı olduğumuz medeniyetin gelişimine katkı sağlamak adına kurduğumuz ilim halkasındaki ilmî faaliyetleri geniş kitlelere ulaştırmaktır.

Cemiyetimizde, genç ve hareketli yazar kadromuz ile Siyaset, Hukuk, Ekonomi, Sosyoloji, Edebiyat ve Tarih gibi ilmî alanlarda gerek akademik gerekse de gündeme ilişkin yazılar kaleme alınmaktadır.


İletişim


Küçük Çamlıca Mahallesi, Filiz Sokak, No:3
Üsküdar/İstanbul