Michael Fry ve T. Lewis’in “Over The Hedge” adlı çizgi roman serisinden esinlenilen ve 2006 yılında DreamWorks Animation tarafından beyaz perdeye aktarılan animasyonun hikayesi, entrikacı rakun RJ’in, yanlışlıkla uyandırdığı ayı Vincent’ın paketlenmiş şeker ve karbonhidrat zulasını çalmasıyla başlıyor. Kış uykusundan uyandırılan ve doğal olarak acıkmış olan ayı, RJ’i çaldığı yiyecekleri yerine koymazsa öldürmekle tehdit eder. Ayıya yiyecek bulma ya da ona yiyecek olma seçenekleri arasında bir karar vermek zorunda kalan RJ hızla görevine koyulur, ancak yeni, korkunç bir tehditle karşı karşıya kalan bir hayvan topluluğuna rastlar.
Kaplumbağa Verne’ün önderliğindeki bir grup orman hayvanı, kış uykusundan uyandıklarında ormanlarının artık eskisi gibi olmadığını fark ederler. Ayıyı doyurmak için bu ailenin saflığını kullanabileceğini fark eden RJ, onları cips, abur cubur ve diğer insan zevkleri ile kandırır. Rakun RJ liderliğindeki hayvanlar, ormanlarını yok eden insanların yaşam alanına girmeye karar verirler. Rakun RJ’in bu aileyi sürüklediği çılgınca macerayı konu alan animasyon, bize insanoğlunun tüketim kültürüne ve doğayla nasıl ilişki kurduğuna dair mizahi bir eleştiri sunuyor. Hem çocuklara hem yetişkinlere hitap eden animasyon, eğlendirirken aynı zamanda aile, dostluk, dürüstlük ve tüketim hakkında izleyiciye anlamlı dersler veriyor.
Çitin arkasında çeşitli yiyecekler, içecekler ve eşyalar satın alarak tatmin olmaya çalışan insanların tüketim kültürü, bu duruma tanık olan hayvanları endişeye düşürür. Şirketler, tüketiciler için sürekli yeni ürünler ve hizmetler üretirler ve bunları pazarlama stratejileriyle tüketicilere ulaştırırlar. Bu stratejiler, tüketicilerin ihtiyaçlarından daha fazla şey satın almalarına neden olur. Filmde hayvanlar, insanların tüketim çılgınlığına tanık oldukları zaman bu durumun tehlikeli olduğunu fark ederler.
“Hayvanlar yaşamak için yer, insanlar yemek için yaşarlar.”
Rakun RJ
Aynı zamanda animasyon, aile kavramı hakkında birçok şey söylüyor. Filmde hayvanların kendi aileleri vardır, ancak insanların aile kavramı onlar için yabancıdır. Animasyon, aile kavramının sadece biyolojik bağlarla sınırlı olmadığını gösteriyor. Filmde, hayvanların ailesi, çeşitli türlerden oluşan bir topluluktur ve her bir hayvanın kendine özgü bir rolü vardır. Bu da aile kavramının, sadece kan bağına dayalı bir ilişki olmadığını, aynı zamanda birbirine bağlılık ve destek sağlayan bir topluluk olduğunu gösteriyor.
Ayrıca film, aile kavramının korunması gerektiğine işaret ediyor. Hayvanların insanlara karşı, aileleri ve yaşadıkları ortamın korunması için mücadele etmeleri aile kavramının, sadece bir iç mesele değil, aynı zamanda dış çevreye de bağımlı olduğunu gösteriyor. Hayvanlar ancak birlikte, sadakat ve güven içinde hareket ettiklerinde kendilerini tehditlerden koruyabileceklerdir.
Bu noktada animasyon; sadakat, güven ve dayanışmanın önemini gözler önüne sererken, insanın doğaya karşı sadakatsizliğini de eleştiriyor. Hayvanların yaşadığı ormanlar, insanların açgözlülüğü ve doyumsuzluğu nedeniyle yok ediliyor. Bu da insanların doğaya ve hayvanlara karşı olan sadakatsizliğinin bir göstergesi olarak işleniyor.
Hikaye ve mesajları ile kaliteli bir yapım olarak öne çıkan animasyon; keyifli Türkçe ve İngilizce seslendirmelerinin yanında, müzik seçimlerinin kalitesi ile daha cazip hale geliyor. Hem eğlenceli hem düşündürücü yanı ile, ailecek keyifli vakit geçirmek isteyenler için Orman Çetesi yerinde bir seçim olacaktır. Keyifli seyirler.
Tahir Mahir