فإنَّ معَ العسرِ يُسرى/ Muhakkakki her zorlukla beraber kolaylık vardır. | Birlikte | مع |
اريد ان أدرس اللغة العربية أو الإنجليزية قبل رحلتي/ Gezimden önce arapça veya ingilizce çalışmak istiyorum. | Ya da / veya | او |
تحدثنا حتى الساعة متأخرة/ geç saate kadar konuştuk. | -e kadar / -e dek | حتّى |
اولاً سافرتُ الى الأردن ثم سافرتُ الى العمان/ İlk önce Ürdün’e seyahat ettim sonra Umman’aa seyahat ettim. | Sonra | ثمّ |
اريد الأبازيم مثل هذه / Bunun gibi tokalar istiyorum. | Gibi | مثل |
سافرت الى أفغانستان لان صديقتي يسكن هناك/ Afganistan’a seyahat ettim çünkü arkadaşım orada oturuyor. | Çünkü | لأن |
يصل مديرنا الى المكتبة غداً. اذا نستقبله / Müdürümüz ofise yarın gelecek. Öyleyse onu karşılayalım. | Öyleyse / O halde | إذن |
تؤدي النساء واجبات البيت أكثر من الرجال / Kadınlar evin işlerini erkeklerden daha çok yapıyorlar. | -den daha çok/-den daha fazla | أكثر من |
أقل من دقيقة واحدة/ bir dakikadan daha az | -den daha az | أقل من |
لا اله إلا الله Allah’tan başka ilah/ yoktur . | Dışında/ -den başka | الا |
نتوجه في الصلاة نحو القبلة/ Namazda kıbleye doğru yöneliriz. | -e doğru | نحو / إلى |
الجنّة تحت أقدام الأمهات / Cennet annelerin ayakları altındadır. | Altında | تحت |
ستكون الندوة حول هذا الموضوع الهام / Seminer bu önemli konunun etrafında olacak ( konuyla ilgili olacak). | Etrafında / yaklaşık | حول |
كن إنسانا صالحا قبل ان تموت / Ölmeden önce Salih bir insan ol . | -den önce | قبل أن |
لقد خرجت بعد ان شاهدت فيلم/ Film izledikten sonra çıktım . | -den sonra | بعد أن |
المعلم يقف أمام سبورة ذكية / Öğretmen akıllı tahtanın önünde duruyor. | Önünde | أمام |
الولد خلف الجدار/ Çocuk duvarın arkasındadır. | Arkasında | خلف |
الطيوريطير فوق السحاب / Kuşlar bulutların üzerinde uçuyorlar. | Üstünde | فوْق |
الأسد وسط الحديقة الحيوانات / Aslan Hayvanat bahçesinin ortasındadır. | Ortasında | وسط |
البنت بين الباب و النافذة/ kız kapıyla pencerenin arasındadır. | Arasında | بيْن |
سنلتقي في الساعة العاشرة تقريباً/ yaklaşık olarak saat 10 gibi buluşacağız. | Yaklaşık olarak | تقريباً |
اشتريت هذا الكتاب من المعرض بسعر رخيص/ Bu kitabı fuardan ucuz bir fiyata satın aldım. | -den – dan | من |
لقد أحببت تعلم اللغة العربية منذ شهرين/ Muhakkak ki ben Arapça öğrenmeyi 2 aydan beri sevdim. | -den itibaren | منذ |
القلم في الحقيبة/ Kalem çantanın .içindedir | İçinde / -de -da | في |
ربّما سيأتي و ربما لا / belki gelir bekli gelmez. | Belki | ربَّما |
كان خالد فاشلا خلال السنوات الماضية/ Halid geçmiş seneler boyunca başarısızdı. | Boyunca | خلال / حين |
بيتها صغير ولاكن موقعه مركزي/ Onun (kız) evi küçük ama konumu merkezi. | Ama | لاكن |
لم يعد يكتب الوظيقة في يوم العطلة/ Artık tatil gününde ödev .yazmıyor | Bir daha/ artık değil | لم يعد |
نجحت في الامتحان الرخصة السياق فقد درست كثيرا/ Çok çalıştığımdan dolayı ehliyet sınavında başarılı oldum. | Bunun için/ bundan dolayı | فقد |
احب ان اشرب القهوة الباردة لا سيما في هذا الأيام الحارة / Soğuk kahve içmeyi seviyorum özellikle de bu sıcak günlerde. | Özellikle | لا سيَّما |
هل تشرب الأدويتك لأجلي من فضلك/ Lütfen ilaçlarını benim için içer misin? | İçin | لأجل |
اقف خارج البيت منذ الساعة/ Bir saatten beri evin dışında bekliyorum. | Dışında | خارج |
كان عائشة تشتري بدون الحساب/ Aişe hesapsızca alışveriş yapıyordu. | Olmadan/ -sız | بِدُون |
على الرغم من صعوبته ترك التدخين/ Zorluğuna rağmen sigarayı
bıraktı. |
-e rağmen | على الرغم من |
جلست في مقدمة القطار لكي اشاهد المناظر الطبيعية/ Doğa manzarasını izleyebilmek için trende öne oturdum. | İçin/ -mek için | لِكي |
وراء كلّ ليل فجر باسم
/ Her gecenin arkadında tebessüm eden bir tan yeri vardır. |
Arkasında | وراء |
لا يمكن حل هذه المشكلة في وقت قصير/ Bu problem kısa bir zamanda çözülemez. | E bilmek | أمكن |
انت لا تستطيع أن تدخن هان / Sen burada sigara içemezsin! | E bilmek | استطاع + مصدر |
تمت الإجابة على السؤال من قبل/ Bu sorulara önceden cevap verildi. | -ilmek / – inmek | تم + مصدر |
يجب ان نقرأ الكتب التركية بإلإضافة إلى الكتب العربية لننجح في ترجمة/ Tercümede başarılı olabilmek için Arapça kitapların yanında Türkçe kitaplar da okumalıyız. | Bunun yanı sıra/ – nın sıra | إضافة/ بالإضافة إلى |
هاجر المسلمون من غزة الى الأردن نظراً لظلم الصهاينة لهم / Siyonistlerin zulmünden dolayı Müslümanlar Gazze’den Ürdün’e hicret ettiler. | -den dolayı/ -diği için | نظرا ل |
كلما شعرت بالألم تناولت شاي الأعشاب/ Her ağrı hissettiğimde bitki çayı içtim. | Ne zaman — sa // her — dığında | كلّما |
لا يكاد الأستاذ يدخل الصف حتى يفتح الطلاب كتبهم/ Öğretmen sınıfa girer girmez öğrenciler kitaplarını açıyorlar. | -ir / -irmez | لا يكاد / لم يكد — حتى |
سَوَاءٌ عَلَيْهِمْ أَأَنْذَرْتَهُمْ أَمْ لَمْ تُنْذِرْهُمْ لَا يُؤْمِنُونَ/ Uyarsan da uyarmasan da onlar için birdir, asla iman etmezler. ( Bakara-6) | -sa da .. (ma) sa da bir | سَوَاء اَ… اَم |
حتى و لو أمطرت، سأذهب للتنزه غدا.
Yağmur yağsa bile, yarın gezmeye gideceğim. |
Yaparsa da | وَ لَو |
ماذا قال الأستاذ محمد بشأن الأطروحة/ Muhammed hoca araştırma hakkında ne söyledi? | Hakkında / hususunda | بشأن |
لا أحب سواك/ Senden başkasını sevmiyorum. | Hariç / – den başka | سِوى |
يمكنك ان تأكل الفواكه بشرط أن تغسل بماء / Suyla yıkaman kaydıyla ( şartıyla) meyveleri yiyebilirsin. | Yapması koşuluyla/ yapması kaydıyla (şartıyla) | بشرط ان |
افكّر به طوال الوقت / Her zaman onu düşünüyorum. | Boyunca/ sırasında/ esnasında | طوال |
كنتَ في الدرس امس أليس كذالك. / Dün dersteydin değil mi? | Öyle değil mi? | أليس كذلك |
ما أجمل هذه السيارة/ Bu araba ne kadar da güzel. | Ne kadar da | ما+ اسم تفضيل |
سوف ازور جدتي مرة أخرى/
Babaannemi bir daha ziyaret edeceğim. |
Tekrar / bir daha / gene | مرّة أخرى |
على الأقل سأموت مرتاحة / En azından rahat öleceğim. | Hiç olmazsa/ en azından | على الأقل |
Eslim Biset Bol Kılıç
PDF’si için aşağıdaki linke tıklayabilirsiniz.