Rabbimiz ve Başarılarımızın Sınırları
Gençler bu yazım nasip olursa sizler için (diğerleri gibi). Ben hayatımdan birkaç örnek vererek Rabbimin ne kadar büyük olduğunu ve Kaderin de ne kadar gayrete âşık olduğunu anlatmak istiyorum. İlk hatırladıklarımdan başlayacağım. Ben ortaokulda ve lisede üniversiteye gitmek isterdim. Okumayı sevsem de o zaman pek bilinçli değildim. Ortaokul bitti ve notlarım düşüktü. Genelde birçok insan gibi başlangıcı iyi yapsam da aynı tempoyu tutturamayabiliyorum. Mesela Lisansın ilk senesi yanlış hatırlamıyorsam ortalamam 3.50 idi. Lakin 2.96 gibi bir puanla mezun oldum. Bu, birçok insanımızda olan bir sorun gibi geliyor bana. Ortaokul bitti ve liseye yazılmam gerekiyordu. Lisedeki Hocamız notlarıma bakıp bu öğrenci okumaz dedi ve ben istemesem de Endüstri Meslek Lisesi’ne yazıldım. Orada diğer üniversitelerle ilk sene aynı dersleri gördük. Hiçte kalacak gibi durmuyordum. Aksine güzel bir puan aldım. Puanım teknik elektrik bölümüne yetiyordu. Bir de düz elektrik vardı. Teknik Elektrik bölümü de o zamanlar prestijli idi ve puanı en yüksekler olanların arasında idi. Teknik elektrik bölümünü okumaya başladım ve orada son seneye yaklaşınca üniversiteye hazırlanmaya başladık birkaç arkadaş. Turgut isminde arkadaşım sürekli ders çalışırdı ve ben de sorular çözerdim. Amcamlar o zaman bize kitaplar getirmişti. O kitaplardan çalışmaya çalışırdım. Anlamadığım yeri soracak kimsem yoktu. Hocalarımız bize boşuna çalışmayın üniversiteyi kazanamazsınız diye söylediklerini hafızam beni yanıltmıyorsa hatırlıyorum.
Bütün bunlar insanlarının akıllarının sınırları idi. Tabi ellerinde veriler de var ama genel değerlendirmelere kurban edilmek kim ister ki. Arkadaşlarım içerisinden 4 yıllık bir üniversite kazanan benden başka var mı bilmiyorum? Ekseriyetle onların dedikleri doğruydu. Lakin bilmedikleri bir şey vardı benim hakkımda, Rabbimin nasip ettiği çalışma azmi. O kadar çok çalışıyordum ki Üniversiteye hazırlanırken yemeği bile dakika ve saniye tutarak yiyordum. Deliler gibi çalışıyordum. Rabbimiz de bizlere ancak çalıştığımızın karşılığını vaat etmiyor mu?
Üniversiteyi ilk 20 bine girerek kazandım. Ondan sonra Üniversiteye ilk başladığımda bana İbranice öğrenemezsin dediler. Ben Filistinlilere yardım etmek ve Siyonistlerin gündemini takip etmek istiyordum. Öğrenecek yer o zaman Türkiye’de sınırlı idi. Ama ben bu hedefimden vazgeçmedim. 5 yıl geçtikten sonra karşıma fırsat çıktı, öğrendik ve birçok yazı ve kitap yazmak Hamdolsun nasip oldu.
Üniversiteyi bitirmek için lisans tezi yazıyoruz. Herkes Lisans tezini kimse okumaz, hiç uğraşma yap bir şey ver diyordu. Bu genel değerlendirmeleri yapmaktan insanımız hala vazgeçmedi maalesef. Aksine ümitvar konuşsalar gençler daha çok kaliteli işler yapacak. Genelde lisans tezleri ilgi görmez. Ama ben deliler gibi çalışıyorum. İngilizce, Farsça, Osmanlıca ve Türkçe kaynakları kullanarak tezi hazırladım. Aradan yıllar geçti. Bugün öğrendim ki bir Profesörümüz hem de kaliteli bir üniversitedeki Profesörümüz Lisans tezimdeki bilgileri kullandı. Benden genç kardeşim diye bahsetti. Bu ne büyük şeref ve izzet.
Başarı Allah’tan, bunu bildikten sonra gençlere yapamazsın dememek lazım. Genel geçer şeyler var ama büyük hedefler de konulabilir. Ben de o düşüncede olsaydım diğerleri gibi bu başarıyı göremeyecektim. O yüzden gerçekçi olmak doğru, bununla birlikte Allah’ın da başarıyı nasip ettiği gerçeğini unutmamalıyız. Allah nasip ederse her şey olur. Gerçekçi olalım. Mesela İngilizceyi bir öğrenci 3 ayda sıfırdan ileri seviyeye kadar öğreneceğim dese ben derim ki bu mümkün değil. Bunu başarabilen olmadı. Ama birileri başarabildiyse sen de yapabilirsin diye düşünmek lazım. Hatta belki bu konuda ilk başaran sen olursun da denilebilir. Tabi dört beceriyi de ileri seviyeye taşımak bu 3 ayda imkânsız gibi bir şey. İnsanın aklı almıyor. Ama benim başarılarım gerçeklikten uzak değil. Rabbimiz de sebepler dairesinde nasip ediyor. Yani öğrenci profili belli, o kısımda haklısınız. Lakin çabalayan gencin de elinden tutmamız gerekiyor, burası da doğru. En tembel öğrenci ve en ümitsiz vaka Rabbim şuur verirse İslam’ın yıldızlarından birisi olabilir. Bunun da olması için en azından haftada bir saatimizi bu iş için ayıralım. Başarılar değerli gençler…
Ozan Dur
2 comments
Anonim
10 Eylül 2024 at 11:36
Merhabalar İngilizce çalışırken sizinde Kelime paylaştığınızı gördüm ve başarılı olmak ile ilgili yazınızı okuma Fırsatı kazandım yolunuuz açık ve aydınlık olsun
Ozan Dur
10 Eylül 2024 at 13:10
Merhaba, teşekkürler. Sağolun. Başarılar dilerim…